Dostumuz arılar
Melih Aşık: Donald Trump, Zohran Mamdani’yi zora sokmak için federal fonları keseceğini söylüyor. Kesebilir mi? Kongre izin verir mi? Trump, New York’un mesajını duymazlıktan gelebilir mi? Ok yaydan çıktı... Okun sivri ucu Trump’ı kendine getirecektir.
Şanslı bir bal arısının yaşamı 6, bilemediniz 7 hafta kadarmış...
Bir işçi arı ömrü boyunca sadece bir çay kaşığı bal üretirmiş.
Bir kilo bal yapmak için arı kolonisi 14 milyon çiçeğe konarmış.
İnternetten öğrendik...
Arılar enayi mi bu kadar çalışıyor, insanlara bal vermek için kendini harap ediyor?
Elbette değil... Arı ürettiği kadar var olacağını biliyor.
Dünyaya gelirken üretici geliyor.
Ya insanoğlu...
İnsanoğlu da elbet üretici...
Hem kendine yeteni hem başkalarının ihtiyacının bir bölümünü üretiyor.
Ancak insanlar arılar kadar soylu yaratıklar değil.
İhtiyaçlarının fazlasını istiyor.
Üretilen fazla mala zorla veya hile ile el koyduğu gibi...
Çalışanların payını da sınırlıyor onu daha az tüketmeye, daha kötü yaşamaya zorluyor.
Arılar 6, bilemediniz 7 hafta yaşıyor ama...
Birbirine zarar veren gaddar yaratıklar olarak değil...
Tatlı yaşıyor, tatlı anılar bırakarak aramızdan ayrılıyorlar...
Darısı başımıza...
BÖBREK
Tıp fakültesinde profesör ders sırasında öğrencilerden birine sorar:
- Kaç böbreğimiz vardır?
- Dört!
diye yanıtlar öğrenci.
Profesör kızar... Ukala da bir tip. Asistanına döner ve şöyle der:
- Biraz ot getirin, sınıfta bir eşek var!
Öğrenci hemen yanıt verir:
- Ve bana da bir kahve lütfen!
Profesör öfkeyle öğrenciyi sınıftan kovar.
Öğrenci ağır ağır kapıya ilerler. Ve tam çıkarken hocasına döner...
- Cevabım yanlış mıydı hocam?
Hoca hala öğrencisine kızgın kızgın bakmaktadır. Öğrenci devam eder:
- Kaç böbreğimiz var, diye sordunuz, iki sizin, iki de benim dört böbreğimiz yok mu?
Cevap doğrudur.
Kıssadan hisse...
Karşınızdakinin verdiği cevap size ne kadar saçma görünürse görünsün...
Bir an olsun onun da haklı olabileceğini mutlaka düşünün.
GAZETECİ
Önceki gün beş tanınmış gazeteci arkadaşımız; Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan, Batuhan Çolak, Soner Yalçın ve Ruşen Çakır, polis zoruyla evlerinden alındılar, ifade vermek üzere emniyete götürüldüler, akşama doğru serbest bırakıldılar.
Bunun bir gözaltı olmadığı belirtildi. Ancak uygulamanın gözaltından farkı yoktu. Sabah saat 06:30’da kapı çalıyor, evdekiler uyanıyor, apartmanda telsiz sesleri çınlıyor, komşular kapıya pencereye çıkıyor, sokakta tepe lambaları yanıp sönen polis otoları... Biraz sonra gazeteci polislerin kollarında emniyet aracına bindirilerek götürülüyor.
Adam suçlu mu? Yooo.. Sadece ifadesi alınacak. Telefonla çağırılsa günün uygun bir saatinde emniyete gitmez mi? Neden gitmesin? Böyle bir muameleye ne gerek var?
Gazeteciden korkmamak ve gazeteciyi korkutmamak gerekir.
İnsanların lekelenmeme hakkını da unutmamalı...
ZOHRAN
ABD bir demokratik devrim yaşadı.
Kendini Müslüman ve demokratik sosyalist olarak tanıtan 34 yaşında bir genç, New York Belediye Başkanı oldu.
Donald Trump, Zohran Mamdani’yi zora sokmak için federal fonları keseceğini söylüyor.
Kesebilir mi? Kongre izin verir mi?
Trump, New York’un mesajını duymazlıktan gelebilir mi?
Ok yaydan çıktı... Okun sivri ucu Trump’ı kendine getirecektir.
FERHANGİ ŞEYLER
Tiyatromuzun unutulmaz isimlerinden Ferhan Şensoy’un aforizmaları ilişiyor gözümüze...
“Atatürk bize dev bir kıyak yapıp demokrasiyi hediye etmiştir. Armağan hele ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyse bizim için bir değer oluşturmaz.”
“Dostluklar meyhanelerde perçinleniyor. İçmeden sevemiyoruz birbirimizi. Çok insancıl bir durum değil yani ayık halimiz.”
“Cinayet dediğin illa da kanlı bıçaklı olmak zorunda değildir; aşk da bir cinayettir.”
“Düşünmek bir tuzaktır, akıl dürter huzuru. Mutlu yaşamak için, aptal olmak gerekli.”
“İnsan bir güzelliğin farkına varamıyorsa, o güzelliği hak etmiyor demektir.”
“Türk parasını dolara çevirir gibi, yeşil örtüyü beton örtüye çevirme telaşımızın sonu nereye varacak acaba?”
“Yasak kavramının insanı dürtüklediği kesin. ‘Çimlere Basmayınız’ yazısı on kişiden dokuzunda çimlere basma arzusu uyandırır.
“İlk aşkı hiç yaşamamak lazım. Doğrudan ikinci aşkla girişmek lazım konuya.”
“Çok faşist bir yağmur yağıyor sanırım kocaman bir şemsiyenin altında toplanma zamanı.”
“Aptalların en akıllı tarafı, onlar hiç vakit kaybetmez, başkalarının vakit kaybetmesini sağlar ve bu konuda harıl harıl çalışırlar.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları





