loading
close
SON DAKİKALAR

Kadıköylü yazarlar

Melih Aşık
Tarih: 22.11.2025
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık: Nâzım Hikmet son olarak Mühürdar’da Sular İdaresi’nin karşısındaki apartmanda, Yahya Kemal bir dönem Altıyol’da, Yakup Kadri Kızıltoprak’ta, Falih Rıfkı Moda’da, Kemal Tahir Göztepe’de yaşamış.

İstanbul’un Edebiyat Haritası üzerinde gezinirken ünlü şair ve yazarların daha çok Kadıköy tarafına rağbet ettiğini fark ediyoruz... İşte bazı Kadıköylüler:

“Ahmet Haşim, Nâzım Hikmet, Yahya Kemal, Cenap Şahabettin, Hamdullah Suphi, Ziya Osman Saba, Faruk Nafiz, Özdemir Asaf, Necip Fazıl, Cemal Süreya, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sunay Akın vb...”

Ahmet Haşim, Kadıköy’de Bahariye Caddesi’nde Belvü Apartmanı’nda otururmuş.

Denizi çok seven bu adam deniz görmeyen bir evde geçirmiş ömrünü.

“Denizlerden esen bu ince hava saçlarınla eğlensin” diye başlayan ünlü şiirini de bu evde yazmış...

Ziya Osman Saba, bir dönem Kadıköy Misak- ı Milli Sokağı’nda yaşamış.

Şiirinde diyor ki:

“Ne zaman o sokağa yolum düşse şimdi/

Ayaklarım geri geri gider/

Evler cansızdır elbet, insanlar vefasız/

Komşumuz başkalarına komşuluk eder.

O sokağa ne zaman yolum düşse bir ses/

Günler geçti, geçti, geçti der...”

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın yaşadığı sokağın başındaki kaidede Cemal Süreya’nın dizeleri okunuyor:

“Kadıköy’de hep ceketim/

ilikli dolaşıyorum/

Dağlarca’yla karşılaşırım diye”

Nâzım Hikmet son olarak Mühürdar’da Sular İdaresi’nin karşısındaki apartmanda, Yahya Kemal bir dönem Altıyol’da, Yakup Kadri Kızıltoprak’ta, Falih Rıfkı Moda’da, Kemal Tahir Göztepe’de yaşamış...

Bu aziz insanların evlerine (hâlâ ayaktalarsa) birer plaket iliştirmek gereklidir.

Bizler onların şiirleriyle yaşıyoruz zira. 

MAHCUP FIKRA

Osmanlı fıkrasıdır...

Osmanlı’da paşanın biri ağır bir suç işlemiş...

Aceleyle aramış, suçu yüklenecek bir adam bulmuşlar. Paşa adamı almış karşısına, “sen al şu bir kese altını suçu üstlen”, demiş, “ben nasıl olsa nüfuzumu kullanır seni kurtarırım...”

Dava görülmeye başlamış... Tanıklar, kanıtlar hep aleyhte... Suçu üstlenen gariban, umutla paşadan bir destek bekliyor. Ancak uzak bir köşeden duruşmayı izleyen paşadan ses seda yok. Kadı nihayet kararını vermiş; İdam...

Gariban iki jandarmanın kolunda süklüm püklüm salondan çıkarken Paşa ile göz göze gelmiş. Neredeyse ağzını açıp esas suçlunun paşa olduğunu açıklayacak... Durumu anlayan Paşa yalvaran gözlerle fısıldamış:

- Bir can için beni mahcup etme evladım...

Burada hayat böyle... Büyük adamın canı can küçük adamın canı patlıcandır.

ŞEHİR

Şehirdeki trafik yoğunluğunu gören yabancılar:

- Türkiye’de ekonomi tıkırında, bu lüks araç bolluğu ve pahalı benzine rağmen Arap saçı gibi trafik onu gösteriyor, diyorlarmış.

Bilseler ki... Bu araç bolluğu herkesin tek başına bir aracı işgal etmesi, toplu taşımanın olmaması, yolların dar olması, vatandaşın yürümeyi sevmemesi, evde canı sıkılanın şehirde amaçsız tur atması, trafik lambalarının ayarsız olması gibi sebeplerden kaynaklanıyor. Çok şaşırırlardı herhalde.

İSTİKRAZ MARŞI

İstiklal Marşı’mızı herkes bilir...

Bizim bir de “İstikraz marşı” mız vardır ki, kimse bilmez.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında iktidar piyasaya borç senetleri çıkarmıştır.

Maksadı boşalmış olan hazineyi doldurmaktır.

Senet karşılığı halktan borç istenmektedir.

Buna malum “istikraz” denir.

O yıllarda halkı heyecana getirmek için şiirler, şarkılar yazılırken bir de “istikraz marşı” yazılmıştır ki, sözleri şöyledir:

“Biz vatan kullarıyız

Bizde vatan sevgisi var

Bunca senedir akar yaşlar

Onun için arkadaşlar.

★ ★ ★

Her şey onun

Onun kan ve canlar

Şimdi vatan açtı defter

Bizden ödünç para ister

★ ★ ★

Bu paralarla yürür asker

Biz verelim hep beraber

Biz verelim düşmanlar utansın

Kuvvetimizden yılsın usansın

★ ★ ★

Her bir para kurşun ve gülle

Gibi düşman kalbi deler

Ödünç vermeyi bilen erler

Her gün yaşar şeref ile...

ASGARİ

“Yılbaşında büyük ikramiye size çıkarsa ne yaparsanız?” sorusundan gına geldi.

Biraz da yöneten sınıfa

“Asgari ücretle çalışmak zorunda kalırsanız nasıl geçinirsiniz?” diye sorulmalı.(E.G)

RUDAW

Erbil’den Kürtçe ve Türkçe yayın yapan Rudaw web sitesi, PKK’nın adının değiştiğini KÖH yani Kürdistan Özgürlük Hareketi olduğunu yazdı.

Harekette bereket vardır derler ama her zaman değil...

TAHLİL

Doktorun istediği kan tahlilleri için laboratu arlardan fiyat isteyen vatandaş şaşırmış:

- 10 kalem tahlil için 4 ayrı laboratuar 7 bin ila 17 bin lira arası farklı fiyat verdi. Ben 10 bin liralık bu farkı anlamadım, dedi. İnşallah sonuçları da farklı çıkarmıyorlardır!

KAÇIŞ

Padişah Vahdettin’in işgalci İngilizlere sığınıp ülkeden kaçması mı en büyük dramdır, San Remo’da beş parasız ölmesi mi?

Hiçbiri. En büyük dram İngilizlerin onu İngiltere’ye kabul etmemesidir.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları