Kara para

Melih Aşık: Kara Para’yı önlemek mi istiyorsunuz? Böyle yasalar çıkaracak ve sıkı bir denetim mekanizması kuracaksınız... Eğer istiyorsanız!

Haber sabah vakti bomba gibi patladı:

“Habertürk ve Show TV’ye el konuldu... Can Holding sahiplerinin de aralarında olduğu 10 kişi için gözaltı kararı verildi. Holding bünyesindeki 121 şirkete el konularak TMSF’ye devredildi.”

Soruşturmanın özü; ‘kaçakçılık’, ‘dolandırıcılık’, ‘kara para aklamak’ ‘suç örgütü kurmak’ vs...

Bu soruşturmayı bir yana bırakalım...

Bir gerçek ortada duruyor... Türkiye uzun süredir bir kara para cennetidir.

Kayıt dışı para trafiği yoğundur.

Bu neden böyledir?

Geçenlerde bir İsveçli dostumuzla konuşurken konu buraya geldi.

Neden İsveç’te bu yasa dışı para trafiği yaşanmıyor.

Dostumuz anlattı...

“ Bizim ülkemizde kişilerin kayıt dışı para kullanması mümkün değildir.

Yani ev alamaz, arsa alamaz, araba alamaz, altın alamaz, bankaya yatıramaz

Zira ev alırken, araba alırken ya da bankaya para yatırırken ilgili kuruluşun olayı anında Maliye Bakanlığına ihbar etme zorunluğu var. Maliye onay vermeden söz konusu satış işlemi yapılamaz. Bu nedenle de kimsenin kaynağı belirsiz bir parayla ortaya çıkması mümkün değil. Çıkarsa başı şiddetle belaya girer. Kayıt dışı bu paralar inanılmaz cezalarla birlikte elinden alınır gerekirse hapse bile atılır. Daha da önemlisi en az beş yıl için Kara Liste’ye alınır, her hareketi dikkatle izlenir”

Kara Para’yı önlemek mi istiyorsunuz? Böyle yasalar çıkaracak ve sıkı bir denetim mekanizması kuracaksınız... Eğer istiyorsanız!

SIĞINAK

Muhtemel bir savaşta halkın korunması için sığınak inşası gündeme geldi.

Kimi rakamlar açıklandı.

TOKİ tarafından inşa edilecek sığınaklar 1 kişiye 1 metrekare alan üzerinden hesaplanacakmış. 81 ilde toplam adedi 83 bin 500 olacakmış.

Bu hesaba göre...

İstanbul’da 16 milyon insan için 16 milyon metrekare sığınak inşa edilecek...

Bir futbol sahası 7140 metrekare olduğuna göre İstanbul’a yerin altında 2240 futbol sahası genişliğinde sığınak yapmak gerekiyor.

Sığınakların en az 21 gün yaşama elverişli olması planlanmış. Bu durumda 16 milyon kişiye 21 gün yetecek kadar su, gıda stokları, havalandırma /filtrasyon üniteleri, sağlık birimleri, internet ağı, iletişim altyapısı sağlanması gerekiyor.

Proje dört ayda tamamlanacakmış.

Metrolarla ilgili rakamlara baktık. Sadece bir kilometre metro tünelinin kazılması 3 ayda mümkün oluyormuş.

4 ayda milyonlarca kişiye yetecek sığınak inşa etme hesabına bizim aklımız ermedi. Erenler bilgi verirse seviniriz...

KANTİN

Eğitimci Ali Özdemir, olmayacak bir isteği dile getiriyor, “Okul kantinleri kapatılmalı”, diyor…

Neden?

“Kantinlerin sunduğu ürünlerin yüzde 90’ı aşırı yağlı, tuzlu, şekerli, unlu ve katkı (NBŞ, MSG, GDO, hormon, boya) maddelidir. Her şey sahte ve kanserojendir.

Merak edenler bir okula gidip birinci dersin bitimindeki teneffüs arasında kantine gidip gözlem yapabilir.

Margarinli tostlar, sahte Çin susamlı simitler, mısır şuruplu meyve(?) suları, sakızlar, noodle adı verilen çöpler, sahte sucuklar, sahte salamlar, gofretler vb. bolca tüketilmektedir.”

Gerçekçi olalım...

Kantinler kapatılabilir mi? Zor... Çünkü bakanlık için gelir kaynağıdır. Ancak kantinler öğrenci sağlığı adına sıkıca denetlenebilir, yiyecekler belli standartlara bağlanabilir. Hiç değilse bunu yapalım...

BANG BANG

Ankara’nın sokak ve cadde isimleri ilginçtir. Söylenmesi zordur.

Örneğin Anıtkabir çevresindeki sokaklar eskiden : “Ordular Sokak, İlk Sokak, Hedef Sokak, İleri Sokak, Akdeniz sokak” diye sıralanır, tümü bir anlam ifade ederdi. Melih Gökçek döneminde Akdeniz Caddesinin adı değiştirildi:

“Abdullah Gabdulla Tukay Caddesi”, yapıldı. Dizi bozuldu. Kimdir bu garip isimli şahıs... Tataristan milli şairiymiş.

Bilir Sokak adı da “Abay Kunanbay Sokak“ yapıldı.

O kim derseniz? Kazak milli şairiymiş.

İlginç caddelerden biri de:

“Bangabandhu Şeyh Muciburrahman Bulvarı”dır. İsim telaffuz zorluğu edeniyle kısaltıldı:”Bangabandhu Bulvarı” yapıldı.

O kim derseniz, eski Bangladeş lideri...

Bunlar kuşkusuz anlamlı isimler ama bize ters biraz da komik geliyor.

1912

Yakın geçmişte dünyanın dört bir yanında parlamentolar işi gücü bıraktı.

1912 olayları nedeniyle Osmanlı’yı ve dolayısıyla bizi soykırımcı ilan etmeye başladı.

Tam 60 ülkenin parlamentosu bize soykırımcı damgası vurdu.

Bizi tarihle yüzleşmeye, özür dilemeye davet ettiler.

Bugün İsrail Gazze’de soykırımın da ötesinde vahşet uyguluyor.

Ve o ülkelerden hiçbiri parlamentosundan İsrail’i soykırımcı ilan eden karar çıkarmıyor.