loading
close
SON DAKİKALAR

Zil çaldı

Melih Aşık
Tarih: 09.09.2025
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Bu rakamlar birbirine eklenince asgari ücret düzeyinde maaş alan ailelerin çocuklarını besleme ve okutma gücü hiçbir hesaba sığmaz oluyor.

Okullar açıldı... Anneler babalar çocuklarını güzelce giydirdi, donattı, okullara yolladı. Çocukların geleceği gözler önünde canlandı, yürekler gurur doldu, gözler yaşardı.

Peki acaba her ana baba aynı mutluluğu duydu mu?

Çalışma Bakanlığı’na göre ülkemizde çalışan nüfusun yüzde 37’si asgari ücret almaktadır. Asgari ücretin altında maaş alan işçiler ve emekliler de eklendiğinde bu kesim yüzde 50’yi aşmaktadır.

Asgari ücretli aile çocuğunu okula gönderirken acaba ne düşündü?

Okula giden her çocuğun karnı doyacak mı?

Türkiye Çocuk Araştırması 2022 Raporu’nda; peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerini her gün tüketemeyen çocukların oranı yüzde 42,2, meyveyi her gün tüketmeyen çocuk oranı yüzde 49,5, et, tavuk veya balığı her gün tüketemeyen çocukların oranı yüzde 87,3 olarak belirlendi.

Bu rakamlar birbirine eklenince asgari ücret düzeyinde maaş alan ailelerin çocuklarını besleme ve okutma gücü hiçbir hesaba sığmaz oluyor.

Okulların bir de içme suyu problemi var. Dar gelirli ailelerin çocukları susuzluğunu okuldaki musluk suyuyla gideriyor. Geçtiğimiz haftalarda belediyelerin okullara çeşitli yardımlarını okuduk. Belediyeler okullara su arıtma filtresi takmayı da görev edinmeli. Veliler belediyelerden bu talepte de bulunmalı.

Bu arada çocukların dün okulda olması ve CHP İl binası önündeki manzaraları görmemesi de isabet oldu. Görseler gelecek umutları kırılabilirdi!

FUTBOL

Futbolda göz kamaştıran transferler yapıp taraftarları heyecanlandırdıktan sonra...

İspanya’dan 6 - 0’lık bir soğuk duş yedik.

Tuş olduk.

Görünüşte basit bir futbol oynuyorlar.

Paslaşarak kalemize yaklaşıp köşeyi buluyorlardı.

Biz onu yapamıyorduk.

Neden? Çünkü onlar pasları arkadaşlarının tam ayağına atıyor.

Topu tek hamlede kontrol ediyor.

Vakit kazanıyor.

Böylece boş alan yaratıyorlardı.

Bizimkiler ise topu iki üç hamlede zor kontrol ediyor.

Paslar yerini bulmuyor.

Topu alana kadar rakip gelip kapıyordu.

Çünkü onlar 7- 8 yaşında okullar taranarak seçilip futbol okullarında yetişiyor.

Bizde alt yapı yok. Futbolcu tesadüfen yetişiyor.

Sonuç bu oluyor.

Neyse ki voleybolda altın kızlarımız var.

Bize dünya çapında başarılar armağan edebiliyorlar.

SOSYOPAT

İnsan herkesi kendi gibi zanneder. Kendi ölçülerinde değerlendirir.

Oysa kimi ruhsal arızalar vardır ki, dışarıdan bakınca görünmez de kişinin eylemleri sırasında ortaya çıkar. O tiplerin utanıp sıkılması yoktur. Ne söyleseniz fark etmez. İş dünyasında ise para, siyasette ise koltuktan başka bir şey düşünmezler.

Örneğin sosyopat diye bir tip vardır ki, bakın psikoloji biliminde nasıl tanımlanır:

“Sosyopat; insanların duygularını anlamayan ve umursamayan, haklarına saygı göstermeyen empati yoksunluğu ile karakterize, antisosyal kişilik”

- Sende hiç utanma duygusu yok mu?

- Sende Allah korkusu yok mu?

- Mahkemede hesap vereceksin!

Gibi dokunaklı sözler onları hiç etkilemez.

Siz çenenizi yorduğunuzla kalırsınız...

Bunlardan her toplumda vardır; fırsat verirseniz ortaya çıkarlar…

OKURKEN

Bilgi ve kültür zenginliği için okumak şart. Kimse aksini söyleyemez. Peki nasıl ve ne kadar okumalı? Okurken nelere dikkat etmeli?

Filozof Schopenhauer, “Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine” adlı kitabında hatırlatır...

“Okurken bir başka kimse bizim için düşünür; biz sadece onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz. Evet, kendi işlerimizle meşgul olduktan sonra elimize bir kitap almak bizi her zaman bir parça rahatlatır. Fakat okurken zihnimiz aslında başka birisinin düşüncelerinin oyun alanında kalır. Ve dolayısıyla öyle olur ki, çok fazla- yani neredeyse bütün gün okuyan - ve arada düşünmeksizin kendisini eğlendiren kimse yavaş yavaş kendi kendine düşünme yeteneğini kaybeder, tıpkı at üstünden inmeyen adamın sonunda yürümeyi unutması gibi... Birçok eğitimli adamın durumu bundan farklı değildir. Okumak onları ahmaklaştırır...”

Peki ne yapmalı? “Okunan şeyler ancak derin düşünmeyle hazmedilebilir” diyor Schopenhauer... Okunan konular üzerinde düşünmeli, içselleştirmeli, hazmedilmeli. Yapılması gereken budur…

ATAMA

CHP eski Milletvekili Onur Öymen’le sohbet ediyoruz...

- Mahkemeler Batı demokrasilerinde de başbakanlar ve parti yetkililerini, eğer suçlu bulurlarsa, görevden alabiliyorlar, diyor...

Batı ülkelerini incelemiş Onur Bey...

- Ancak hiçbir ülkede görevden alınanın yerine yargı eliyle atama yapıldığını görmedim, göreve yeni gelecek olanı yine parti seçiyor...

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları