Silah bırakmanın zaman ve koşullarını İmralı ve PKK belirledi
Orhan Bursalı; Ama bu tür eylemlerin PKK (ve DEM’e de siyasal alanda) hiçbir kazanç sağlayamayacağı da açık. TUSAŞ saldırısı “Biz buradayız” mesajıydı sadece.
İktidar yetkilileri ve medyaları “Uzun süreli mücadelemizle PKK silah bırakıyor ve kendini feshediyor” anlamında açıklamalarda bulunuyor. Bu saptamada haklılık payı var mı?
Kısmen. İktidar PKK’ye karşı savaşı Irak ve Suriye topraklarına taşıdı. Suriye’de PKK/YPG’ye karşı, kontrol ettiği “Suriye Milli Ordusu” adını taktığı “ordu”yu kullanıyordu aynı zamanda. YPG ile SMO arasında yoğun çatışmalar da yaşandı.
Fakat PKK’nin Türkiye’de hareket edemez duruma geldiği ve gücünün sıfırlandığı konusunda görüşler çok da doğru değil. TUSAŞ’a suikastta görüldüğü gibi yer yer sabotaj veya saldırılar yapabilirler.
Ama bu tür eylemlerin PKK (ve DEM’e de siyasal alanda) hiçbir kazanç sağlayamayacağı da açık. TUSAŞ saldırısı “Biz buradayız” mesajıydı sadece.
BİR SÜREÇ BİTTİ, YENİSİ BAŞLIYOR
Şimdi baştaki soruya gelelim: İktidar mı PKK’nin feshini zorladı ve başardı, yoksa İmralı ve PKK Türkiye’de artık silah ile herhangi bir zemin kazanamayacağını gördü ve yeni bir aşamaya, siyasi, sivil mücadele aşamasına geçme kararı mı aldı?
Daha önceki bir yazımda bu saptamayı İmralı’nın birkaç aydır yapmış olacağını ve devlet yetkililerine PKK’yi feshedebileceğini ve silahları bıraktıracağını söylemiş olacağını yazmıştım. Sürecin bu şekilde gelişmesi, “hayatın normal akışına” uygun gözüküyordu.
Nitekim Öcalan’ın DEM’lilere yaptığı geniş açıklama da bunu gösteriyor. Yani inisiyatif PKK ve liderinden geliyor.
PEKİ NEDEN BU KARARA VARDILAR?
İlki Suriye’deki gelişmelerle ilgili. Orada amaçlarına ulaştılar, güçlü bir ABD ve İsrail desteği ile Suriye içinde özgün yapılarını dağıtacak bir güç yok. Ne Şam bu güce sahip ne de Ankara artık bu iddiasını sürdürebilir. Trump’ın dostu Erdoğan’a mesajları da bu yönde oldu.
PKK’nin isim (ve örgüt!?) olarak feshi, ABD’yi ve İsrail’i de rahatlatacaktır. Artık PKK adı ortadan kalktığı için uluslararası arenada terör örgütü olarak tanınacak bir hedef kalmadı.
Ayrıca Türkiye’nin kontrol ettiği Suriye Milli Ordusu’ndan PKK/YPG’ye karşı son haftalarda herhangi bir saldırı veya bir çatışma duydunuz mu? Bu ordunun kısmen Şam’a katıldığına ilişkin görüş/ haberler var. En iyisini Ankara bilir.
Türkiye’nin Suriye içlerine bir operasyonu durup dururken, artık söz konusu değil. PKK, YPG ve başka isimli örgütleriyle zaten özerk yapıyı kontrol ediyor. Yani PKK Suriye’de hedefine ulaştı.
SİLAHIN HEDEFİ KALMADI
İkincisi ise Türkiye’de bir silahlı mücadele ile ulaşabilecekleri bir hedef yok. PKK’nin burada da varlığını sürdürmesinin bir anlamı kalmadı.
Türkiye’deki hedefleri tamamen siyasi mücadeleye aktarılıyor.
PKK fesih bildirisi, bu siyasi mücadelenin ülke içinde epey sert geçeceğine ilişkin görüşlerle dolu.
Ayrıca bu bildirideki pek çok görüşü AKP’nin yasal olarak yerine getirebileceği bir siyasi ortamda yaşıyoruz.
AKP’nin Kürt oylarına ihtiyacı var. İkincisi, DEM ile CHP arasındaki ittifakın da bozulmasına...
İktidarda kalma mücadelesinde en zayıf nokta, Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’nın oylarıyla asla iktidara gelemeyeceği gerçeğidir.
İmralı ve PKK’nin isteklerini yasallaştırmak zorundadır. Anayasa değişikliğini de...
Bir başka açıdan bakıldığında İmralı ve PKK’nin iktidara bir “barış” anlaşması dayatmasının zamanlaması mükemmeldir.
HER ŞEY ERDOĞAN'IN SEÇİMİ İÇİN Mİ?
Şüphesiz PKK’nin silah ve terörü terk etmesi iyi bir şeydir.
Bir Kürt realitesinin kabulünun ne yazık ki böyle koşullarda gerçekleşmesi ve cumhurbaşkanının yeniden seçimi için bir sıçrama tahtası yapılması ise talihsizliktir.
Bu realitenin tanınması, şüphesiz ki toplumu ayrıştıracak ve Türk-Kürt gerilimini tırmandıracak, barış değil kavgaya ve daha derin ayrılıklara neden olacak nitelikte olmamalı, olamaz.
Ama PKK bildirisinde, bu kez Kürt siyasi mücadelesinin çok şiddetli geçeceğine ve ayrışmayı körükleyeceğine ilişkin çok sayıda işaret var.
AKP bu konuda susuyor.
Her şey cumhurbaşkanının yeniden seçimi için olacak galiba.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları