‘Sadece suçlama hakkın var, yoksa tutuklanırsın’ hukuku
Orhan Bursalı; Bu tek ülkelik endeksi yaratanlar Çağlayan savcıları. Valla helal olsun, ellerine su dökecek bir başka savcı dünyada yoktur.
Evet Türkiye, dünyada bir ilki başardı, zaten tüm ilklerde neredeyse öncüyüz ama bu özel bir durum, bu konuda bir endeks yok ne yazık ki. Yani dünya sıralaması diye bir endeks kurmak kimsenin aklına gelmemiş ama zararı yok, Türkiye bu alanda kendi yarattığımız tek ülkelik endekste tabii ki yalnız ve tekiz. İkincilik üçüncülük bile yok ayol.
Bu tek ülkelik endeksi yaratanlar Çağlayan savcıları. Valla helal olsun, ellerine su dökecek bir başka savcı dünyada yoktur.
Lafı uzatmayayım: Bu iş önce oyuncu menajeri ve Gezi Parkı olaylarını düzenleyicisi olarak tutuklanan ve aylardır boşu boşu boşuna yatırılan Ayşe Barım için tanıklığına başvurulan Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu ile patladı. Oyuncular tanıklık için çağrıldılar, savcı makamında bence yanlışlıkla oturmakta olanlar, kendilerinden istedikleri, evet Ayşe Barım bizi de organize etti demeleriydi.
SUÇLA, İÇERİ GİRERSİN!
Gittiler ifadelerini verdiler, savcı makamında oturan kişilerin hoşuna gitmedi, Barım’ı suçlamaları isteniyordu, böylece Barım için delil elde edeceklerdi, maddi olmasa bile! Bu kadını neden tutuyorsunuz diyenlere, bak işte görüyorsun, diyeceklerdi. “Ayşe Barım çetesini, çeteye üye” oyunculara yalan ifade verdirerek ortaya çıkartacaklardı!!!
Onurlu davrandılar, gerçeği söylediler ama yalancı tanıklıktan tutuklandılar, iyi mi! Üstelik doğruyu söylemenin bedeli olarak 1 yıl 8 ay ceza aldılar. Savcılık-mahkeme uyumu müthiş, hatasız makine gibi çalışıyor.
İşte yalancı tanıklık edeceksin yoksa hapsi boylarsın tutumu, Türkiye için yeni bir endeks yarattı. Herkes, aman beni tanık olarak çağırma duygusu ve korkusu içinde. Tanıklığa gitmezseniz de başınız belada! Yine içeriye atılma olasılığınız güçlü.
KEŞFE YENİ KATKI
Bu “keşfi” yaptılar ya, giderek yaygınlaşıyor ve gelişiyor.
Bu keşfe yaptıkları ikinci büyük katkı, etkin pişmanlık yasası. Gittin, ilk ifadeni verdin, hapse girdin. “Yahu burada duracağıma yalan dolan bir ifade daha vereyim etkin pişmanlıktan yararlanıp çıkayım” dedin. Zaten çocuklarını aileni sana karşı kullanıyorlar, suçla ve çık diyorlar. Yazılı veya sözlü ifade verdin. İlk ifadeni biraz kıvırtarak değiştirdin, savcılar beğendiremedin, bu kez hoşlarına gidecek şeyler sallayıp durdun, sırtını sıvazladılar, aferin aldın.
HİÇ DÜŞÜNME İÇERİYİ BOYLARSIN
“Mahkemede, baskı altında bu ifadeyi verdim, şimdi gerçeği söylüyorum” diye düşünmeni yasaklayacak bir savcı uyarısı geldi: Hiç düşünme, reddedersen, hakkında soruşturma açarız, içeriyi boylarsın!
Savcılık makamının “İfadeni reddetme hakkın yok” yeni yarattıkları bir hukuk. Bu savcılığın uyduruk kararı, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu arkadaşlarına “Hiçbir şey sizden daha önemli değildir, gidin pişmanlık ifadesi verin, çocuklarınızın ailelenizin başında olun, bütün suçları ben üzerime alıyorum” biçimindeki açıklaması üzerine geldi. Beş saniye kadar sonra (yani abartıyorum!), savcılık, içeri boylarsınız bunu yaparsınız dedi.
Eskiden poliste işkence baskı zorbalık altında herkes yalan ifade verir ve mahkemede ise bu ifadesini reddederdi (hâlâ istisna uygulamalar mutlaka vardır.)
148. SIRA SİZİ UTANDIRMIYOR MU?
Ey yargı mensupları, ey Adalet Bakanlığı! Son adalet endeksinde Türkiye daha da geriledi ve hukukun üstünlüğü kategorisinde 173 ülke içinde gitti gitti 148. sıraya oturdu.
Bu sıra hiç mi yüzünüzü kızartmıyor? “Adalet var, yargı bağımsızdır” sözlerinizi dinlerken ar damarları izliyorum, zerre bir şey görmüyorum.
Bu damarınız ne kadar güçlüymüş!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları