loading
close
SON DAKİKALAR

Doğanın katliama şiddetle yanıtından ders alamamak..

Şükran Soner
Tarih: 25.08.2020
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner: Bir sermaye, bölge rantçıları, siyasi güç desteğinde atılan adımlarla, yapılanlarla övündükçe övünüyorlar..

Nasıl bir aymazlıktır? İnsanın akıl gücü, üstünlüğü, nasıl olabiliyor da bilimle, teknoloji ile elde edilebilmiş donanımlarını, akıl almaz boyutlarda sınırlı ellerde, sermaye ve siyasal güç adına toplanmasına göz yumabiliyor? Üstüne üstlük, insanın, tüm canlıların adına yaşanabilir bir dünya düzeni yerine, giderek katlanan boyutlarda kirli çıkarlar, sınır tanımayan hırslar uğruna kulanılmasına, tüketilmesine seyirci kalınabiliyor?

Ülkemizde son üç gündür bir kez daha, artık ezberlemiş olmamız gereken bir kaosun ürettiği karabasanı deyim yerinde ise yine adım adım ezberlenmiş acı sonuçları ile beş aşağı beş yukarı aynı buruk acı çaresizlik, kadercilik içinde, yaşanan doğa felaketinin, maddi kayıplarının boyutlarının ağırlığı karşısında, can kayıpları, şehitlerin sayısının az olmasına bakarak Allah’a şükreden bir havada karşıladık.. Yakın plan görüntülerde bir kasabacık toptan yok olmuş, kent ilçe merkezlerinde tüm binaların içleri çamur yığınları ile balçık, dudak uçuklatan kayıplar için en yetkin ağızlardan çıkabilen en son iyimser sözler, “yaraların sarılacağı üzerinden”.

Bir kez olsun yaralar açılmadan önce, akıl, bilim, sorumlulukla bal gibi de önü alınabilir sorunlar, felaketleri yaşamadan kurtulamayacak mıyız? Tamam kirli, kipkirli çok az elde toplanan dünya sermayesi, aynı kirlilikte emrinde siyasal gelişmelerin sonucu, dünyanın bugün içine düşülen sorunların boyutları öyle bir ülkenin kirli sermayesi ve siyaset gücünün sırtına yüklenebilecek gibi bir sonuç travmatik tablo değil? Ancak bizim ülkemizin özeli üzerinden de akıl, bilim, hak, hukuk, adalet adına doğru terazilerle tartı yapılabiliyor olsa, bu göz göre göre felaketler böylesine ağır boyutları ile yaşanmayacak.

Yine çok açık ve çıplak olarak biliyor, görebiliyoruz ki bizde ülkemizin gücünün olanakları içinde, göz göre göre izansız suçlar işlenmese, bu kadar ağır yakıcı felaketlerle karşı karşıya kalınmış olunmayacak.. Sizlerle de yakın tarihlerin canlı tanıklıkları üzerinden bir kez daha paylaşsak mı, ne dersiniz? Evet, Karadeniz kıyılarımız dünya çapında yaşanan doğa katiamları, iklim değişikliklerinden payını fazlasıyla alıyor. Ama bilmsel verilerle de sabittir ki hani şu kısa zaman diliminde gelen yüksek yağış, sellere karşın yaşanan felaketlerin ağırlığı öyle kıyaslanacak gibi değil. Türkçesi biz bile bile lades, çok kirli siyaset, kirli rantlar uğruna dere yataklarının ağında öylesine ağır doğa katliamlarının suç ortaklığını paylaşmasaydık..Canımız bu kadar ağır yanmayacaktı..

***

Yıl 1967, Demirel ile Karadeniz seferindeyiz.. Rize’de Demirel apartmanının açılışı yapılıyor. Amerika’dan gelmiş bir mühendis belediye başkanı olmuş, toprağın çok değerli olduğu koylara toprak dolduruluyor. Kıyıdan doğanın bilimsel gerçekleriyle inatlaşılıyor olarak dev kayalıklarla sahil yolu yapılmasından diretiliyor. Doğaya düşman dere yataklarında yapılaşma ile suların önü kesilmekle kalmıyor, enerji santralları ile cinayetlere cinayet ekleniyor. Demirel’li günlerden, 12 Eylül’lü, Özal’lı günlere, hele de Erdoğan’lı günlere, uzun yolu Gülen’le ortaklıklı, sonrası bölgenin en yüksek oyu verilerek yüceltilen lideri ile ne kadar çok ortaklıklı, ne kadar daha boyutlu, ne büyük işler yapılıyor? İsyan eden yöre halkı, çevrecilerin direnişleri eziliyor..

Bir sermaye, bölge rantçıları, siyasi güç desteğinde atılan adımlarla, yapılanlarla övündükçe övünüyorlar.. Bir doğa isyanlı yanıtlarını veriyor.. Güçlü kayalarla desteklenmiş sahil yolunu deniz alıp alıp gidiyor. Köpüren dereler isyanla köprüleri, dere yatakları üzerindeki dev binaları sular altına alıveriyorlar..

Bilimsel verilerle dürüstçe ölçüldüğünde her seferinde görülüyor ki.. Yaşanan en büyük can ve mal kapılarında, öyle yağan yağmurun ölçümleri, iklim değişikliğinin sonuçları ile açıklanabilecekken çok katlı, bir anlamda doğal afet hiç değil.. İşte bu son facianın verileri daha da çarpıcı bizimkilerin suçlar üzerinden ürkütücü gerçekleri ortalığa saçıyor..

O kadar çok zincirleme suç ortaklıkları bizim siyasal erklerimizin bile bile siyasal getirileri uğruna, siyasal iradelerini kullanmalarıyla ilişkili ki.. Suç ortaklığında siyasal ittifaklar zincirinde, dağıtılan tabana doğru suç ortaklıkları paydaşlığından ki.. Yaraların sarılması halkalarında herkes kaderine razı olacak gibi..

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları