loading
close
SON DAKİKALAR

Saray’ın hukuksuz dayatmalarının dayanılmaz hafifliği

Şükran Soner
Tarih: 07.05.2019
Kaynak: Cumhuriyet

Şükran Soner: Gazetecilerin haberci, yazarlar olarak TGS çatısı altında örgütlü olmalarının işe yara­madığı gerçeği ile yüzleştiğimiz günlerdi. Yazılı basının matbaacılık, yayıncılık işkolu ile birleşmek zorunda olduğumuz gerçeğini görmüştük.

Siz bu yazıyı okuyana kadar YSK İstan­bul seçimlerine ilişkin göreceli hakka hukuka uygun olumlu kararını vermiş olsa dahi, Saray adına hukuksuz dayatmala­rın hafifliği dozunda, ülkemizde gelinen nok­talara ilişkin gerçekler öyle yenilip yutulacak gibi değil..
Mayısın ilk haftasına sıkışmış gündem yoğunluğunda kaçınılmaz kimi yaşamsal değerdeki vurgulamaları gecikmeli yapmak zorunda kaldığımız için okurlara özür borçlu­yuz. Öncelikle basın özgürlüğü gündemlile­rinde kimi kamuoyuna yansıtılmasında eksik­lik yaşananlara dönük geri dönüşler yapmak gazetecilik ve sendikacılık görev, sorumluluk alanları kapsamında olarak etik sorumluluk ve zorunluluk..
Türkiye Gazeteciler Sendikası şemsiyesi altında, gazetecilik alanında örgütlü meslek örgütlerimizin tümünü içine alan, AB tarafın­dan desteklenen proje, onlar için ne kadarı ile sağlıklı bir dayanışma örneği ise, ülke­mizde basın özgürlüğünün acıklı tablosunun sergilenmesi babında bir o kadar ayıplı tab­lonun varlığının sergilenmesini içeriyor..
Ülkemiz gazetecileri, cılız sesler, daha doğrusu çok ağır bir güdümlü medya sansü­ründe kitlelere ulaşamasa da, en sinsileri bi­rinci ve ikinci Silivri sivil darbe hukuku süreç­leri içinde yaşanan basın özgürlüğüne dönük ağır hak-hukuk ihlalerinde seslerini duyurmak üzere sayısız eylemler yaptılar.. FIJ başta uluslararası basın özgürlüğü, sendikal ör­gütlülüklerinin bir ayaklarının hep Türkiye’de olması, bizim ayıplı hallerimizin aynası..
Kilit görevlerden ve kitlesel ölçeklerde gazetecilerin işten atılmaları, işsiz kalmaları ve dünya ölçeğinde en ağır düşünce özgür­lüğü uzun tutukluluklarına konu olan yargısız ön infazlar ile, yargılı gibi izlenimi yaratılmış düşünce suçuna dönük mahkûmiyet ka­rarları nedeniyle, bu yıla dönük uluslararası basın özgürlüğü tablomuza ilişkin raporların içerikleriyle, utanç verici rakamlarıyla yine yüzleştik..

***

“Güçlü gazeteci, özgür medya”, “Basın öne eğilmesin”.. sloganlarıyla “Basın öz­gürlüğü için örgütlü gazeteciler ve güçlü dayanışma projesi” akademi binasının açılışı, Türkiye’nin ayıplı basın özgürlüğü tablo­sunun raporları ile birlikte, 2 Mayıs akşamı yapıldı. En sıradan vatandaşın anlayacağı bir dille özetlersek; işsiz kalan ancak basın öz­gürlüğünü savunmada elinden geleni yapma niyetindeki gazeteciler için, yüzde doksan beş üstü ele geçirilmiş, Saray’a güdümlü ga­zetecilik gerçeğine karşı, günümüz teknoloji­sinden yararlanarak sosyal medya araçlarını kullanabilecekleri bir merkez açıldı. Gerek­sinim olan teknolojik donanımlı, uzman eği­timciler destekli binada isteyen gazeteciler, istedikleri kadar kalabilecek, çalışabilecekler. Çağımızın ileri teknolojileri sayesinde giderek alternatif güç oluşturan sosyal medyayı iste­dikleri kadar sürelerle özgür çalışmalarını ya­parak kullanabilecekler. Ülkemiz kamuoyu­nun gerçekleri öğrenebilmelerinde toplumsal sorumluluklarının gereğini yapabilecekler..

***

Ziya Sonay’ın anısına..
TGS şemsiyesinde, ülkemizin gazetecilik örgütlenmelerinin tümünü içine alma amaçlı bu özünde ülkemizdeki basın özgürlüğünün ağır katledilişinin zincirlerini kırmada nahif dayanışma çabasına dönük açılışa sağlık so­runları nedeniyle katılamıyacak eski başkan­larımızdan Ziya Sonay’a, anısına saygıyla, çok anlamlı bir paylaşımla nokta koymak isterim..
12 Mart’ın kuşkusuz öncelikle basın öz­gürlüğünü hedef almış ağır operasyonları sü­recinde, FIJ yine yanımızdaydı. Cumhuriyet gazetesine dönük aile içi vârisler kullanılarak tasviye operasyonu yapılmıştı. Nadir Nadi yazarlarını koruyamayınca yönetimden istifa etmişti. İlhan Selçuk, Turhan Selçuk işken­ce görmüşler, yargılanmışlardı. Madanoğlu davası kapsamında çok yüksek sayılarla ga­zeteci, aydın tutuklu yargılanıyorlardı.
Gazetecilerin haberci, yazarlar olarak TGS çatısı altında örgütlü olmalarının işe yara­madığı gerçeği ile yüzleştiğimiz günlerdi. Yazılı basının matbaacılık, yayıncılık işkolu ile birleşmek zorunda olduğumuz gerçeğini görmüştük. Ziya Sonay dönemin Banknot, Binbirdirek, Tifdruk gibi dev matbaaları yanında gazetelerin matbaalarında çalışan işçilerin de güçlü birlikte olmaları yolunda anlamlı katkı için, basının teknik çalışanlarını kucaklayan Sendika’nın başkanı olarak bize gönüllü katılımı gerçekleştiren Başkanı ola­rak TGS kongresinde alkışlanıyordu.
Sonrasında TGS uzun yıllar basın özgür­lüğü alanında çok anlamlı örgütlülüğü, gücü, dayanışmayı sağlayan birlikteliğin ürünü olarak basın özgürlüğüne gerçek anlamı ile katkılarda bulundu..
Kapı gibi arkamızda güçlü matbaacılık, teknik çalışanları ile birlikte Ziya Sonay, amatör ünlü gazeteci başkanlar yanında, ilk kez tek teknik kökenli seçilmiş sendika baş­kanlığı da içinde, soluksuz görev yaptı. Ka­tılamadığı binanın açılış töreninden iki saat kadar önce, yaşama gözlerini yumdu. Sen­dikamızın en parlak, güçlü dönemlerindeki katkılarına sonsuz teşekkürlerimizle birlikte ışıklar içinde yatsın..

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları