loading
close
SON DAKİKALAR

Cumhuriyetimizin 100. yılına, anayasası ‘tangır tungur’ bir düzende giriyoruz

Şükran Soner
Tarih: 28.10.2023
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner; Yapboz tahtasına benzese de yapılanların hiçbiri oyun değil. Ödediğimiz bedelleri tek tek öğrenmek, algılamak olanaksız.

En ağır geleni de dünya rejimlerinde bir örneği olmayan, ucube, partili cumhurbaşkanı modeli ile de yetinilmemiş; hükümeti yok, Meclis’i işletilmeyen, Saray’dan kararnamelerle, çoğunlukla atanmış bakanların bile haberli olamadıkları içerikleriyle, haberimiz olmadan bugünümüzü, geleceğimizi bağlayan yasalarla, hukukla, haklarımızla oynanıyor. Yapboz tahtasına benzese de yapılanların hiçbiri oyun değil. Ödediğimiz bedelleri tek tek öğrenmek, algılamak olanaksız. Bir tek yaşamlarımızın sürekli aşağı çekilmesinin, hızla karabasana dönüşmesinin ayırdına varıyoruz.

Haberlerde izlenirliğin düşmesinde çoğunluk kanalların Saray’ın çıkar ilişkileri içinde, başka alanlardan finansörlüğünün, birbirlerinin kopyası olmalarının payı kuşkusuz geçerli. Gelin görün ki halkın sorunlarına öncelik verme çabası içindeki habercilikte de izleyicide bıkkınlık yaratan izlenimler giderek ağır basıyor. Tek neden elbette benzer güncel haberler, benzer bilgilendirmeler, açıklamalarla sınırlı hiç değil. Bu moral bozucu sonucun gerçek kaynağında, ülkenin her yerinde, olaylar, tarihler, sonuçları üzerinden birbirinin turnusol kâğıdıyla çıkarılmışçasına benzerlerinin yaşanıyor olmalarının da payları var.

Her yerden, koşulların yaratığı kirlenme, yağma düzeni içinden, şiddetin, suçluların, yağma düzeninin patlaması haberlerle, yenileriyle yüzleşiyor olmak. Geçmişte bilgeliklerine saygı duyduğumuz çoğunluk yorumcuları da yeni sözler söyleyebilmekten uzaklaştırıyor. Kendi bilgeliğini kanıtlayabilme adına, başkalarına suç atma kolaycılığı gelişiyor. Şaşkınlıkla aklı başında, köklü eğitim almış ünlü gazetecilerin, siyasilere yön vermede yaptıkları ukalalıkları da izlemek zorunda kalıyoruz..

***

İşin garabeti Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizi dünyanın en gerisinde kalmış ülkelerin bile gerisinde hak hukuk düzenine çekmiş suçlu, sorumlu olanlar ile Cumhuriyetin 100. yılında kazanımlarımızın yok edilmesine karşı çıkanlar nerede ise aynı kefeye sokulabiliyorlar. Siz siz olun reklamlarda olsun öne çıkan Cumhuriyetin değerlerine, Mustafa Kemal Atatürk’ün zorunlu eserleriyle, söylemleriyle öne çıkarılmış olmasının altını çizip fazlaca umutlanmayın.

Evet yaşamımızı boğan karabasanların patlamasında, reklamcı sezgisi önemli, anlamlıdır. Büyük bir yoksunluğun, özlemin, eksikliklerin, içten yaşanan acıların yüze vurumlarıdır. Toplumumuzda içten içe, Cumhuriyetimizin o en zorlu koşullarında, artık dünyada da tartışılamaz olarak kabul edildiği üzere, Mustafa Kemal’in önderliğinde, ustalıklı satranç oyunundan esinlenmiş, hep ileriye yol almış, kazanımların gerçeklerinin giderek daha içten anlaşılır dışavurumunun da yansımalarıdır.

En zorlu, ağır koşullarda yaratılmış önce “kurtuluş” sonrası “kuruluş” savaşımlarının destanında “Söylev”in içeriğinde yer almış satır başları atlanabilir mi? 2007’li yıllara gelindiğinde, ülkemizi tersine geriye çeken, din üzerinden siyasetle, Osmanlı’nın tüm padişahlarının, çok övündükleri Fatih Sultan Mehmet ile Abdülhamit de içlerinde, asla içine düşmedikleri tek adam yönetiminin işleyişinden kaygıyla yola çıkmış, ünlü tarihçimizin Cumhuriyet TV’deki açıklamaları belleğimde kazılı. Bu ürkütücü din sömürüsü üzerinden çıkılan yoldaki yürüyüşten duyduğu kaygıyla, toplumumuzu uyarma sorumluluğu ile çabası çok değerli.

Ülkemizden, dünyadan güvendiği üçer tarihçi ile Mustafa Kemal Atatürk’ü bir entelektüel olarak masaya yatırıyorlar. Üçer tarihçi altı çizili notlarından çıkarımlarıyla kitaplarını hazırlıyorlar. Ortak sunumla halkımızı yeniden uyarmayı görev biliyorlar. Günümüzde birikimleri, inançları, değerleri olan pek çok Aydınlanmacımız işte tam da aynı kaygılarla olumsuz gidişin durdurulması yolunda, olumlu ittifaklarda birleşmeyi seçiyorlar. Öncelikle değerlerine, bilimsel çabalarına, birikimlerine saygı duyabildiğiniz insanların seslenişlerine, çabalarına, elbette yol göstericiliklerine, hele de anayasal oyunlar üzerinden uyarılarına kulak verelim.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları