loading
close
SON DAKİKALAR

Çare ‘sevgi’ değil, demokrasi ve adalet!

Yazgülü Aldoğan
Tarih: 18.03.2021
Kaynak: Yazgülü Aldoğan - Cumhuriyet

Yazgülü Aldoğan; Propaganda bile yanlış. Yanlış bir değil ki? 30’a yakın iletişim fakültesi açmak, saray büyüklüğünde İletişim Merkezi kurmak yetmiyor, niyet ve ideolojiniz benzer de olsa kolay kolay Goebbels olunamıyor.

“Stop Erdoğan” kampanyası New York’ta yapıldı. “Love Erdoğan” kampanyası ise Türkiye’nin AKP’li belediyeleri tarafından yürütülüyor. Her şeyden önce adres ve mekân yanlış. Erdoğan’ı kim durduracak? Amerika. Kim sevecek? Ezineliler, Rizeliler! Onlar zaten seviyor. Sıkıntı bizim mahallede! Sevelim de niye sevelim! Erdoğan bizi sevmiyor ki! Erdoğan sadece kendisine biat edenleri, sadece partisine üye olanları, sadece sorgusuz sualsiz peşinden gidenleri seviyor. Adaletin bir kefesinde AKP’liler, diğer kefesinde ötekiler! AKP’liler kalabalıklar oluşturabilir, covid bile bulaşmaz. AKP’liler küfredebilir, suç değildir. Adam dövebilir, yakalanmaz. Sosyal medyada istediği gibi at oynatabilir, fikir özgürlüğüdür. Ötekiler ne yapsa suç. Onlar, şehit cenazesine bile katılamaz, Meclis’te muhalefet bile yapamaz. Bileğinin hakkıyla belediye başkanı bile seçilemez. Milletvekili bile olsa ya partisi kapatılır, ya kendisi kulağından tutulup Meclis’ten atılır! HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, bir haber sitesindeki bilgiyi sosyal medyada paylaştığı için yargılandı ve hapis cezasına çarptırıldı. Bundan ötürü dokunulmazlığının kaldırılıp milletvekilliğinden çıkarılması planına geldi sıra. Gergerlioğlu, Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğu için ve teamüllere göre böyle bir karar dönem sonunda uygulanmasına rağmen, bütün itirazlara karşın Meclis’te okutuldu ve Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşürüldü. Cinayet mi işledi, ne yaptı da bu acele? Aslında Gergerlioğlu’nun suçu sosyal medya paylaşımı değil. Gergerlioğlu, kim olduğuna bakmadan garibanın yanında duruyor, insan hakları savunucusu olarak cezaevlerindeki haksızlıkları dile getiriyor, kimsesizlerin hakkını arıyordu. Gergerlioğlu, kadınların cezaevine girişte, uyuşturucu sanıklarına yapıldığı gibi çıplak aramaya tabi tutulup çöktürülerek onurlarına, bedenlerine haksızlık yapıldığını gündeme getirip karşı çıkıyordu! Önce yalan dediler, sonra tanıklıklar ortaya çıkınca mağduru suçlayıp “Niye şimdiye kadar sustular” diye karşı çıktılar. Gergerlioğlu’nun suçu büyük: Sanık çıplak dedi. Ya yarın kral çıplak da derse? Gergerlioğlu sevilmiyor. Hak ve adalet talep eden kimse sevilmiyor.

Propaganda bile yanlış

Yanlış bir değil ki? 30’a yakın iletişim fakültesi açmak, saray büyüklüğünde İletişim Merkezi kurmak yetmiyor, niyet ve ideolojiniz benzer de olsa kolay kolay Goebbels olunamıyor. Hele eskisi gibi bir tek radyo yok iletişim aracı olarak; herkesin elinde akıllı telefon, dizinde bilgisayar var ve her dakika sosyal medyada. Sadece Z kuşağı da değil, ev kadınından işsiz esnafına, TikTok’çu kenar mahalle çocuğundan Ankara Belediye Başkanı’na, bir tıkla karşınızda. Bir selam yollayalım, Mansur Başkan’ın sosyal medya ekibi harika, adını bile bilmediğim bir yeni uygulamaya girmiş bile. Gençler Mansur Dede diye bayılıyor ona. Birileri sevimli olmak, sevilmek istiyorsa feyz almalı; kaş yapayım derken göz çıkarmamalı, kalp emojisini yanlış yere koyunca tiye alınmamalı. Üstelik sevmek tehlikeli. Kadın cinayetlerinde failin en büyük savunma aracı. “Seviyordum, terk edeceğim dedi, öldürdüm!”, “Boşanmak istedi, öldürdüm!”, “Boşanmak istiyordum, dövdü!” AKP’yi de terk ediyor bir zamanlar sevmiş olanlar. Adalet ve Kalkınma Partisi’nde kalkınan beş müteahhitle, yanaşırsak bize de bir şey düşer diye bekleyenler dışında kimse kalmadı? Adaleti ise rüyasında gören haber versin. Adım adım yüksek yargı da Saray tarafından ele geçirildi. Millet İttifakı’nın belediye başkanlarını çalıştırmamak için her türlü şeytanlık düşünülüyor. “Topal ördek yaparım, çalıştırmam” demişti Reis. Kredi istiyorlar, devlet bankaları vermiyor. Yurtdışından buluyorlar, kullanma izni vermiyor. Şimdi atamalarına el attı. İştiraklere yönetici atamalarına engel olmak için kararname çıkardı. Yani davul belediyenin boynunda, tokmak Saray’da olacak! Danıştay’a gidildi. Karar geri dönmüştü ki bir oyun oynandı, geri aldırıldı; hâkimler değişti ve talep reddedildi! Bu yazı yazılırken İmamoğlu’na bir de para cezası çıktı. Hatırlarsanız, İmamoğlu başkan adaylığı sırasında Ordu’dan dönerken VIP Salonu’ndan geçişine Vali Settar Yılmaz tarafından izin verilmemiş, yaşanan tatsızlık sonucu İmamoğlu’nun valiye hakaret ettiği iddia edilmişti. Başkan hakkında hapis cezası isteniyordu bunun için. Lütfedilmiş, hapis cezası yerine 7 bin TL para cezasına hükmedilmiş. Keşke hapis cezası verilseydi, keşke o ceket bir daha çıkarılsaydı! Saray, İmamoğlu’nun üzerine giderek kazanmıyor, kaybediyor. Böyle giderse yakında Cumhurbaşkanlığı yarışında sadece Mansur Yavaş ve İmamoğlu rakip olacak, gören görüyor.

Ne adalet ne hukuk

Adaletin işlemediği yer sadece siyaset değil; kadına şiddette de işlemiyor. Melek İpek, ölmemek için öldürdü. Müebbetle yargılanıyor ve kadının mahkemedeki ifadesi ona hak verdiriyor ama adalet sağır. Çorlu tren faciasında hâlâ sonuç yok, insanlar sokakta adalet arıyor. Havai fişek fabrikası davasında öyle. 8 Mart’ta Levent Gültekin’e Bakırköy Meydanı’nda herkesin gözü önünde saldıran 25 kişi hâlâ bulunamadı? Faruk Gergerlioğlu’nu, 27 yıl önce yapıldığı gibi, ensesinden tutup atın Meclis’ten dışarı. İmamoğlu’na bir ceza daha verin, kadınları mahkûm edin. Öğrencileri tutuklayın. Sonunda kim kazanacak, göreceksiniz. Geç de olsa, güç de olsa, adalet ve demokrasi kazanacak, gerçek sevgi o zaman olacak! Afişle değil.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları