loading
close
SON DAKİKALAR

Herkes her şeyi biliyordu!

Yazgülü Aldoğan
Tarih: 18.02.2021
Kaynak: Yazgülü Aldoğan - Cumhuriyet

Yazgülü Aldoğan; Herkes her şeyi biliyordu. Ben bile kaç kez yazdım, bundan önceki gazetemde. En son 2019’da HDP Diyarbakır il binası önünde anneler oturma eylemine başladığında aralarında iki de rehin annesi vardı.

Hani bir kasabada bir cinayet olur, hiç ses çıkmaz, herkes susar. Şehirden bir polis müfettişi gelir, araştırır ve ortaya çıkar ki herkes her şeyi biliyormuş! Ama her birinin farklı bir hesabı, farklı bir gerekçesi varmış ve görmemiş, duymamış, söylememiş! Şehitlerin cenazelerinin gömülmesi gerekince herkes birbirine soruyor: Bunlar nereden çıktı, neredeydiler, neden kurtarılmadılar! Oysa hükümet biliyordu. Muhalefet biliyordu. Medya biliyordu. Siz bilmiyordunuz! CHP milletvekili Murat Bakan, “Defalarca soru önergesi verdim, yanıt vermediler!” diyor. Veli Ağbaba, TBMM’de aileleri yanına alıp basın toplantısı yaptı. Duymadılar, görmediler. Sorarsan, aileleri arıyorduk, sık sık görüşüyorduk diyorlar. Doğru, AKP Genel Başkanı, partisinin Trabzon il kongresinin ortasında, kalabalığı dalgalandırmak için o şehitlerden birinin annesini aradı, acılı anne ağlamaktan konuşamadı, zaten mezarlıktaymış, canını toprağa veriyor, ne diyor ona AKP Genel Başkanı: “Oğlun şehit oldu, ne büyük şeref!” Salonda heyecan dorukta! Salon “lebaleb dolu, bu pandemi günlerinde. Maşallah!” Salonu doldurmuş partili gençlik, sosyal mesafesiz, ellerine verilmiş kâğıtlardan sözlerini okuyup şarkı söylüyor. Lider mutlu, gençlik coştu diye heyecanlanıyor, espri yapıyor, güldürüyor. Mağarada öldürülmüş şehit Semih Özbey’in anası mezarlıkta ağlıyor!

PAZARLIK YAPILMADI

Herkes her şeyi biliyordu. Ben bile kaç kez yazdım, bundan önceki gazetemde. En son 2019’da HDP Diyarbakır il binası önünde anneler oturma eylemine başladığında aralarında iki de rehin annesi vardı. Müslim Altıntaş ve Adil Kavaklı’nın anne babasıyla konuştum, onları da burada yazdım. İktidar da biliyordu her şeyi, ne yaptılar? Sabır tavsiye ettiler! Neden? “Devlet, terör örgütüyle pazarlık etmez!” O yüzden iki askerimizi yaktı IŞİD, seyrettik! Yasını bile tutamadık.

TANIMLAR ÖNEMLİ

Önce tanımları düzeltelim: AKP Genel Başkanı onlardan bahsederken “ESİR” dedi. Esir, uluslararası hukukta, savaş halinde iki devletin askeri için kullanılır. Terör örgütü esir almaz, REHİN alır! HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, TBMM’de yaptığı konuşmasında “alıkoymak, alıkonulmak”tan bahsetti. Yazıklar olsun! Keleşi kafana dayamış, arabandan indirmiş, mağara mağara dolaştırıyor, alıkoymak fazla kibar kaçmıyor mu? Onlar “REHİN”di! Pazarlık için rehin alınan gemiciler gibi. Gemicileri para verip alıyorsunuz, kendi askerinizi, polisinizi niye alamıyorsunuz? Daha önce aldınız? Bu 13 asker, polis, istihbarat elemanı, 2015- 2016 yılları arasında, sözümona çözüm süreci sırasında, kasabanın görmedik, duymadık, sustuk, politikası sırasında kaçırıldı. Bunlar için pazarlığa girişilmedi, çözüm süreci bitmişti. Sertlik dönemiydi. Fiyaskoyu açıklamak devletin valisine düştü! Müjde değil çünkü. İçişleri Bakanı, Karayılan’ı parçalayacakmış, yırtıyor kendini. Milli Savunma Bakanı’nın ne dediği anlaşılmıyor. En başta “başaramadık” dedi. Oysa bütün hesaplar başarmak ve düşen oy oranlarını yükseltmek üzerine yapılmıştı! Çarşamba günü müjde verileceği anonsu bile! O gün operasyon yapılıyor ve ne yazık ki Hollywood filmlerindeki gibi bitmiyor, Er Ryan kurtarılamıyor. Çarşamba günü, ayın 10’unda 13 kişi mağaralarda geçirdikleri, umut ve korkuyla bekledikleri altı yıllık acılı hayatlarının sonuna geliyor. Çok acı bir son. Ve o çok acı sonu biz öğrenmek için birkaç gün daha beklerken anons edilmiş müjdenin verilmesi lazım tabii, Ay’a gidip geliyoruz!

Operasyon başarılamamıştır. Uyduruk mağara krokileriyle açıklanabilecek bir fiyasko değil bu. Askerlerimizi bu çok zor operasyona sürüklerken müjde vermek uğruna önü arkası iyi hesaplanmamıştır. Devlete emanet edilmiş ve terör örgütü tarafında rehin alınmış o görevlilerin, her ne pahasına olursa olsun, İsrail’in yaptığı gibi, sağ salim kurtarılması gerekirken neden bunun yapılmadığının hesabı verilmeli. O yapılmıyor. Şehit annesi teselli bile edilmiyor. Parti kongreleri alayı valayla devam ederken YAS bile tutulmuyor! Beyni sulanmış bir meczup, iktidara yanaştı diye çıkarıldığı ekranlarda “13 kişi öldü diye yas mı tutulur?” diyebiliyor! Oysa biz yastayız! Şehit mi oldular, melek mi oldular, o kurtaramadığımız insanlar için yastayız. Suudi Kralı için tutmadığımız yası şimdi tutuyoruz. Halkın gündemi ise pandemi, ekonomi, yoksulluk, işsizlik! Başarısız operasyona kalmayacak, iktidarı bu götürecek. Barajın altındaki oy oranıyla büyük ortağı parmağında oynatan küçük ortağın tahakkümü de kurtarmayacak, HDP’yi kapatma planı da CHP’yi şeytanlaştırma da! Yeni anayasa masalları da çarşamba müjdesi gibi fos çıkacak. Zulüm arttıkça son yaklaşır. Yeter ki Millet İttifakı sağlam dursun. Gençler, onlara da henüz güvenmiyor!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları