loading
close
SON DAKİKALAR

Kısıtlı kısıtların tercümesi: Para yok!

Yazgülü Aldoğan
Tarih: 15.04.2021
Kaynak: Yazgülü Aldoğan - Cumhuriyet

Yazgülü Aldoğan; 65 yaş üstü aşısını oldu. Aşı işe yaramıyorsa niye bunu yaptınız? Bu kararı Bilim Kurulu almış olamaz! Aldılar ise onlar tıp insanı değil. 65 yaş ortalıktan çekilme yaşı değildir. Bu insanların büyük kısmı çalışıyor!

Türkiye’nin şu anda yaşadığı en büyük sorun, salgın hastalık! Söz konusu can. Bir uçak düşse ve 250 kişi ölse kıyamet koparken şimdi her gün belki bundan fazla insan ölüyor, normalmiş gibi yaşayıp gidiyoruz! Freni boşalmış kamyon gibi yönetiliyor Türkiye! Bekliyoruz, şoför ne zaman farkına varıp da kendi atlayacak; belki direksiyonu ele geçirir kurtuluruz? Söz konusu sağlık ise doktorlar karar vermeli. Bir Bilim Kurulu oluşturdular. Ne öneriyorlar, bilmiyoruz, açıklanmıyor? Türk Tabibleri Birliği, meslek örgütüdür, ne derlerse desinler, dinleyen yok. Akademiye yani üniversite hastanelerine, değil fikir almak, aşı organizasyonu için bile yetki verilmiyor, soğuk zincirde çözülen BioNTech aşıları, randevuya gelmeyen olursa ziyan oluyor!  Kim karar veriyor? Tek adam. Sağlık Bakanı çıkıyor, Bilim Kurulu kararlarını Cumhurbaşkanı’na ilettik diyor. Ve kimsenin mantığını anlamadığı kararları Cumhurbaşkanı, uzun bir konuşmanın sonunda, üç cümleyle açıklıyor: 65 yaş üstü ortalıktan çekilsin! 20 yaş altı da çekilsin!

Niye onlar?

65 yaş üstü aşısını oldu. Aşı işe yaramıyorsa niye bunu yaptınız? Bu kararı Bilim Kurulu almış olamaz! Aldılar ise onlar tıp insanı değil. 65 yaş ortalıktan çekilme yaşı değildir. Bu insanların büyük kısmı çalışıyor! Beyinleri de bedenleri de çalışmaya uygun. Bir kısmı çalışmak istemese de çalışmak zorunda, verdiğiniz emekli maaşı yetmiyor. Çalışmasa da ev hapsi anayasaya aykırı. Kamu ulaşımından yararlandırılmama hakkı ayrı bir garabet. Aynı haksızlık 20 yaş altı için geçerli. Bu yaşta okula, işe, staja gitmek durumunda olanlar var. Neyle gidecekler, kaykayla mı? Cumartesi, pazar günleri ekmek almaya bile gidemeyecekler! Bunların hesabı hep sorulacak, ah bir sandık gelse artık ortaya!

Akşam kısıtları iki saat öne çekildi. İstanbul’da o saatte nasıl eve dönülebilecek? Mantık yok kararlarda. Şehirlerarası yolculuk gece mi yasak, gündüz mü? Karine yoluyla anladık, gündüz kamu araçlarıyla değil, özel araçla yasak! Niye? Belli değil. Kendi aracı varsa niye otobüse binsin? Bahar geldi, yazlığına gidecek. Arabasını bırakıp otobüse binip giderse araba nasıl gidecek?

Yardımdan bahseden yok!

Bu kısıtlamalarda izin verilen tek şey, çalışmak! AVM’ler açık! İnşaatlar, fabrikalar da. Yiyecek içecek, kahve, kıraathane, çay bahçesi, spor salonu, güzellik salonu, (kuaförler?) yassak! Zaten ramazan, ne yiyip içmesi? Sadece paket servis. Peki, buralarda çalışanlar, esnaf ne yapacak? Kira yardımı var mı? YOK! Vergi, kredi, borç ötelemesi var mı? YOK. Çalışamayan işçiye yardım var mı? Yok! Niye yok? Çünkü para YOK! Çünkü “128 milyar şey, nerede?” yanıtı yok! Merkez Bankası ekside olmasa, böyle açık mı kapalı mı belli olmayan biçimde kısmi kısıtlama yapacağına, kapatırsın her yeri, madem ramazan üstelik, kırsın dizini, otursun evinde, oruç tutsun mesela? Ama ne yiyip içeceğini de temin edersin, kirasını verirsin; öyle Türk bayraklı kamyonla bozulmaya yüz tutmuş patates soğan dağıtarak olmaz. Yapabiliyor mu, yapamıyor! Niye? Çünkü parayı müteahhitlere veriyor! Kanal İstanbul’u inadına yapacak! Niye? Çünkü satmış oraları! Çünkü en iyi nemalandığı yer inşaat. ABD de bastırıyor, Karadeniz’e çıkmak için Montrö’yü bypass etmek gerek. Bu yüzden Rusya’yı kızdırdı, turist yollamıyor. Türkiye’de okulda ders veren öğretmenin olamadığı aşıyı Libya’ya gönderiyor, niye? Müteahhitler inşaat yapacak.

Türkiye’nin kıpkırmızı haritasının, her gün ölen yüzlerce kişinin, kalıcı hasarla kurtulan iyileşmiş olanların sorumlusu sadece siyasi iktidarın iktidarını sürdürmek için insan sağlığını hiçe saymasıdır. Hacdan gelenlerle başladı, Ayasofya’nın kitlesel açılış törenlerinden lebaleb kongrelere, cenazelere; döviz bırakacaklar diye mutasyonlu İngilize, Rusa kapıları sonuna kadar açmalarına kadar alınan kararlarda sağlık hiçe sayıldı. Virüs yayılırken aç kalan esnafın, insan yerine bile konulmadığı için intihar eden müzisyenin, “ahlaksız” maddesiyle işten atılan işçinin, traktörü haczedilen çiftçinin sesine hiç kulak verilmedi! Ağzını açan soluğu savcıda alıyor! Montrö’yü savunan emekli amirallerin başına gelmeyen kalmadı. Ceza almadılar ama orduevinden kovuldular, kim verdi o kararı? 15 Temmuz gecesi ne yaptığını bilmediğimiz komutan mı, ne dediğini bilmeyen ama her dediğini yaptıran küçük ortak mı? Kamu araçları yasağı gelenlere çözüm önerim: Martı adındaki elektrikli scooter’a binmeyi öğreneceğiz! Görürsünüz siz, kim genç kim yaşlı!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları