loading
close
SON DAKİKALAR

Siyasi sistem salgını ağırlaştırıyor

Yazgülü Aldoğan
Tarih: 26.03.2020
Kaynak: Yazgülü Aldoğan - Cumhuriyet

Yazgülü Aldoğan; Sağlık personeli canla başla çalışıyor. Ama yeterli malzemeleri yok. Tanık olduğum gönüllü gruplar para toplayıp solunum cihazı, maske, kıyafet alıp hibe ediyor zor durumda olan üniversite hastanelerinin vakıflarına!

Başımıza ne geliyorsa tek yetkili ve tek karar verici olan AKP Genel Başkanı’nın alınan kararlarda siyasi tabanını, ideolojisini ve iktidarda kalma hırsını önde tutmasından. Bir de başveziri Damat Berat Paşa’nın kıskançlıkları. Şimdi de iş yaptıkları için popülaritesi yükselen siyaset dışı bakanları kıskanıp ayağının altına muz kabuğu koyuyor. Başa saralım: Bilim Kurulu kurulması doğru bir karardı ve önerileri doğru. Ama en tepedekine kabul ettiremiyorlar. Umreye gidişe izin verilmemeliydi; kabul etmemiş. Umre dönüşü karantina önerilmiş, kabul etmemiş; ilk parti on bin kadar kişi evine gitti, misafir kabul etti, mevlit okuttu! Tehlikenin boyutu görülünce, ikinci partiye karantina kararı çıktı ama çok geç. Maçlar ertelenmedi, sporcular virüs kaptı. Sokağa çıkma yasağı istediler, sadece 65 yaş üstüne getirildi. Sokakta yaşlı kovalamaya ve aşağılamaya döndü iş! 65 yaş nedir? Kimi 50 yaşında kronik rahatsızlığı var, kimi 70 yaşında taş gibi! Bir sağlık ve bulaşma kriteri değil, kafadan atılmış sosyal bir belirleme. Nereden toptancı bir üslupla hayati bir karar alıyorsunuz sağlıkla ilgili? Saçmalık! Sanki gençler taşıyıcı olamazmış, virüs kapıp hastalanamazmış gibi! Ya MEB’in en büyük projem dediği internetten eğitime bile FETÖ usulü kumpas kurulmasına ne demeli? Ders aralarına, ustaca seçilmiş Menderes’in idamı görüntüleri sokuşturuluyor. Bakan haberim yoktu diyor. O zaman arkasını dönmesin; bunlardan gerçekten korkulur, virüsten beter. Bir başarı hikâyesini skandala çevirdiler.

Sağlıkçılar göreve

Sağlık personeli canla başla çalışıyor. Ama yeterli malzemeleri yok. Tanık olduğum gönüllü gruplar para toplayıp solunum cihazı, maske, kıyafet alıp hibe ediyor zor durumda olan üniversite hastanelerinin vakıflarına! Salgının yükselme hızı arttıkça doktorlar virüs kapacak ya da yorgunluktan bayılacak; sayıları yetmeyecek İspanya, İtalya örnekleri ortada. Görev yapmak için can atan, dışarıda kalmış sağlık personelini çağırmak çok mu zor? Tıp doktoru çıkmış ama güvenlik soruşturmasından geçemediği için ataması yapılmamış binlerce genç var. Anayasa Mahkemesi güvenlik soruşturmasını aykırı bularak iptal etti. Ama atamaları yapılmıyor! KHK’nin nasıl büyük bir yanlışlıklar zinciri olduğu ortada. Sözüm ona FETÖ bahane edilerek bütün muhalifler, yöneticilerin kadrolarında sevmedikleri kim varsa kaşının altında gözü var diye işten atıldı, sivil ölüme mahkûm edildi. Bunların bir kısmına temiz kararı verildiği halde bile göreve döndürülmedi. Yeni alınacak sağlık personelinin içinde onları da geri almanın tam zamanı. Küba’dan, Çin’den doktor mu getireceğiz? Ama akıl ve mantık maalesef siyasi hesapların ve kindarlığın önüne geçemiyor. Millet canıyla uğraşırken gürültü çıkaramazlar diye, İçişleri Bakanlığı, düşman ilan ettiği HDP’nin bütün belediye başkanlarını tek tek görevden alıp kayyım atıyor. HDP’nin fiilen seçilmiş belediye başkanı kalmadı. Millet İttifakı’nın belediye başkanlarını görevden almak için herkese sokağa çıkma kararını bekliyor olmasınlar?

Hastanede neler oluyor?

Hepimizin başına gelebilir, virüsü kaptınız, hastaneye gittiniz, izolasyona alındınız. Hastanede ne olduğunu biliyor musunuz? Yakın bir arkadaşım bu deneyimi yaşıyor; izniyle ben de sizinle paylaşıyorum: Şubatta Almanya’ya yaptığı bir seyahatten döndükten on gün sonra yüksek ateş ve öksürük nedeniyle doktoruna görünüyor, onun yönlendirmesiyle bir devlet hastanesine başvuruyor ve hemen izolasyona alınıyor. Burada test sonucu alınana kadar tek başına kaldığı bir odada bir hafta tedavi gördü, birkaç gün solunum desteği verildi, ateşi düşürüldü, mide bulantısı hafifletildi. Beklendiği gibi testi pozitif çıktı. Akabinde odasına üç pozitif hasta daha geldi. Arkadaşım, 35 yaşlarında, erkek, öğretim üyesi. Oda arkadaşları, yaşlı bir Kapalıçarşı esnafı, orta yaşlı bir taksi şoförü ve genç bir polis. Üçü de halkla temasta olan kişiler. Psikolojisi ilk bozulan yaşlı esnaf. “Öleceğim” diye ortalığı birbirine katıp dualar ediyor. Polis ise odada yürüyüşünü ve sporunu aksatmıyor. Taksi şoförü tefekküre dalmış, içine kapanmış. Arkadaşım, esnaf kişiye psikolojik destek verilmesini talep ediyor ama henüz yok. “Böyle bağırmaya devam edersen polis zaten seni öldürecek!” diye işi makaraya vuruyor! Hiç tanımadığınız, farklı meslek, yaş ve eğitim gruplarından birkaç kişiyle kapanarak geçirilecek on gün daha. Neyse ki benim arkadaşın değerleri iyiye gittiği için olsa gerek, tekrar tek kişilik odaya alınmış. Çünkü hastalık tekrar bulaşabiliyormuş! Tekrar yapılan test negatif çıkarsa taburcu olacak ama 14 gün daha evde karantinada kalacak. Doktorlarına şükran duyuyor. Buna da şükür; İspanya’da solunum desteğini artık kurtulma şansı kalmamış yaşlıdan çıkarıp genç hastaya takan doktorun ağlayarak paylaştığı videoyu hatırlayın! Hastalığa ilk yakalananlar şanslıymış diyeceğiz. Tacizci ve torbacılara af, gazetecilere ceza yasasına yer kalmadı!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları