loading
close
SON DAKİKALAR

HDP'de kongre günü

HDP'de kongre günü
Tarih: 23.02.2020 - 13:00
Kategori: Siyaset

HDP bugün 4. Büyük Olağan Kongresini gerçekleştiriyor.

HDP, "Geleceğe yürüyoruz" sloganıyla 4. Olağan Kongresini bugün Ankara'da gerçekleştiriyor.

HDP Merkezi Mutabakat Komisyonunun kararına göre, HDP eş genel başkan adayları Pervin Buldan ve Mithat Sancar oldu.

Ankara'da yapılan kongreye AKP ve MHP davet edilmedi. Davet edilen Ali Babacan ise mesaj gönderdi. 

HDP Eşgenel Başkanı Sezai Temelli kongrede yaptığı konuşmada, "İki yıl önce göreve başladığımızda, büyük bir inançla, umutla mücadelemize başladık. Milletin sinesinde yatan barış sevdasına ve bilgeliğe tanık olduk" dedi.

Temelli'nin konuşması şöyle:

11 Şubat 2018’den beri yürüttüğümüz onurlu görevimizin verdiği sorumluluğun bilinciyle tüm örgütümüzle beraber Kürtlere karşı çöktürme harekâtı başlatmış olan bu ittihatçı artığı, otoriter iktidarla mücadele ettik. Bu mücadelede beraber yürüdüğümüz tüm il, ilçe örgütlerimize çok büyük teşekkür ediyorum. Vekili olmaktan gurur duyduğum kadim Van şehrinin değerli halkına, önceki dönem ve şimdiki il/ilçe yönetimlerimize teşekkür ediyorum. Her zaman ve her yerde bizimle beraber çalışan Amed il yönetimimize teşekkür ediyorum. Ve mücadele ruhunu hiç yitirmeyen güneşin çocuklarına, Cizre’ye teşekkür ediyorum. Büyük bir direnişle geçirdiğimiz bu yıllarda gördük ki bu ceberut devlet ve iktidar ne yaparsa yapsın Kürt halkına geri adım attırmayacaklardır. Emin olun ki, 21. Yüzyıl Kürtlerin yüzyılı olacak. İki yıl önce göreve başladığımızda, büyük bir inançla, umutla mücadelemize başladık. Milletin sinesinde yatan barış sevdasına ve bilgeliğe tanık olduk. Kırk yıldır inançla direnen bir halkın hakikatine ulaştık. Her birimiz bir halkın özgürlük ve demokrasi inancını gördük. 

Kendisine bir adım atana, emek verene; bin adım atan bir barış sevdalısı halkın bağrında yer aldık. İki yıl önce AKP-MHP ittifakı tarafından çöktürülmek istenen bir HDP vardı. Şimdi sizler sayesinde dimdik ayakta, seçenek yaratan bir HDP var. İki yıl önce başladığımız yolda ben, Sezai Temelli’ydim. Sonra sizler sayesinde Heval Sezai oldum. Bu gözler kapanana kadar bu onurlu halkın hizmetinde olmaya devam edeceğim. Buna hiç kimse engel olamayacak. 

Onurlu Türkiye halkları, bu iki yılda Gezi ile Cizre’nin, ODTÜ ile Başkale’nin kaderinin bir ve bütün olduğunu anlattık. “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” dedik. Tarihimizin en güzel direnişlerinden biri olan Gezi direnişini suçlamaya çalışanlara isyan ettik. Tıpkı Kobanê’de olduğu gibi, Gezi’de bu halka baskıyı, zulmü dayatanlara isyan ettik. Geçtiğimiz iki yılı, yüzlerce yıllık direniş geleneğimize layık hale getirmeye çalıştık. AKP-MHP ittifakının yarattığı korku, HDP’lilerin cesareti karşısında diz çöktü. Şimdi cesareti yeni yaşama dönüştürme, umudu yeniden büyütme zamanıdır. Tekçi ulus devletlerin aramıza çizdikleri sınırları kaderlerimizden söküp atmanın zamanıdır. Şimdi Demokratik Konfederal çözümü Ortadoğu ve dünya halklarına önemli bir seçenek olarak armağan etme zamanıdır. Şimdi daha fazla örgütlenme, daha fazla özgürlük zamanıdır.

Halklarımızı AKP-MHP faşizminden kurtarmak ve Üçüncü Yolu örgütleyerek demokratik iktidarımızı kurmak tarihi bir sorumluluk olarak önümüzde durmaktadır. Demokratik bir iktidarı Türkiye halkları ile buluşturmak için yeni dönemde mücadelemize devam edeceğiz. Türkiye ve Ortadoğu halklarına demokrasiyi ve barışı getirmek için demokrasi ittifakında bir araya gelelim diyoruz. Tek adamları ve vesayet odaklarını değil, ilkelerimizi iktidar yapmak için herkesi Demokrasi İttifakına katılmaya davet ediyoruz. Bu mücadele ayrılarak değil, birikerek güçleniyor. Her bir arkadaşımız, aldığı her görevi en güçlü şekilde yerine getirmeye devam edecek. Şimdi, oldukları yerde donup kalmış koşulları kendi şarkıları eşliğinde dans etmeye zorlamalıyız. Farklı mücadeleleri faşizme karşı ortak bir mücadele dilinde, ortak bir eylemlilik zemininde buluşturmalıyız. Ortak zenginliğimizin hakça adaletçe paylaşımı için çokluğu örgütlemeli, üreten biz yöneten de biz olmalıyız."

HDP Eşgenel Başkanı Pervin Buldan'ın kongre konuşması şöyle:

"Orta Doğu’da ve Türkiye’de yaşanacak değişimin arefesinde büyük bir iddiayla ve mücadele kararlılığıyla kongremizi gerçekleştiriyoruz. Elbette bugünlere kolay gelmedik. Direne direne geldik. Binlerce arkadaşımız rehin alındı ama biz milyonlar olduk. Tasfiye ve çökertme planlarıyla HDP’yi yıkamadılar. Yıkmalarına izin vermedik. HDP, bileşenleriyle, ittifaklarıyla, içinden çıktığı Halkların Demokratik Kongresi’yle, diğer yandan Demokratik Toplum Kongresi gibi köklü toplumsal örgütlenmelerle öyle güçlü bir yapıdır ki, bu kale düşürülemedi, düşürülmesine izin vermedik. Tek seslilik istediler. Bunu bozduk. Çok sesliliği var ettik. Seçimlerde önümüze türlü engeller koydular ama BİZ’ler, o barajları yıka yıka geldik. Bize karşı kurdukları tüm tuzakları halkımızla birlikte birer birer boşa çıkardık. Demokratik geleceğin ancak HDP’yle kurulabileceğini herkese gösterdik. Evet, tekçi iktidarla hem sandıkta mücadele ettik, hem de meydanlarda, alanlarda direndik. 

AKP-MHP çözümsüzlük ittifakı Türkiye ve Ortadoğu halklarının geleceğini İmralı’da 13 metrekareye sıkıştırarak karartmak isterken, Sayın Öcalan ise 13 metrekarede tüm bu kadim toprakların kaderini değiştirecek yüzyılın barış ve demokratik çözüm projesini geliştirdi. Sayın Öcalan, “Sadece halklarımızı değil bütün bölgeyi ve insanlığı demokrasi güneşi altında toplamak bizim kendi ellerimizdedir” demişti. İşte, bu çözüm ve barış iradesinden korktukları için bu iktidar masayı devirdi. Halklarla diyalog yerine Ortadoğu’nun JİTEM’i olan IŞİD’le, çetelerle, baskıcı devletlerle ittifak kurdular. Barışla yaşayabileceğimiz bu toprakları ölüm coğrafyasına dönüştürdüler. Halklarımıza ağır bedel ödettiler. Suriye barışını, Kürtlerin demokratik Suriye’deki temsiliyetini engellemek için Kuzey Suriye’ye girdiler, Afrin’e girdiler. Her yeri talan ettiler. Suriye topraklarına tankla topla girerken, halkımızın binbir emekle kazandığı belediyelere de kayyımlarıyla girdiler. 38 belediyemizi gasp ettiler. Siyasi hırsızlığı yol bildiler. “Kürtler seçemez, Kürtler yönetemez” dediler. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar; Kürtler seçmeye de, kendi kentlerini yönetmeye de devam edecektir. Sadece kentleri değil, Biz’ler, artık bu ülkeyi yöneteceğiz ve yönetmeye geliyoruz. Halkımız darağaçlarında, katliamlarda, zindan vahşetlerinde diz çökmedi. Bundan sonra da asla diz çökmeyecektir. Halklarımız demokrasi baharını mutlaka yaşayacaktır. İmralı’nın kapısı barışa ve demokratik çözüme mutlaka ama mutlaka açılacaktır. Demokrasi ve hukuk mücadelesiyle, tecrit mücadelesini birleştirdiğimizde bu çözümsüzlük siyaseti mutlaka aşılacaktır. Dolmabahçe mutabakatı aynı zamanda toplumsal barış mutabakatıdır. Bugün İdlip’te bataklığa gömülen Türkiye’nin tek çıkış yolu Dolmabahçe Mutabakatına geri dönmektir. Toplum olarak barış mutabakatını koruduğumuz sürece AKP-MHP çözümsüzlük ittifakı amacına ulaşamayacaktır. Çözümü de, barışı da, demokrasiyi de halkların barış mutabakatı getirecektir. Halkların iradesi AKP’den de, tek adamdan da büyüktür.

İnanın ki; girdikleri Suriye topraklarından bir gece ansızın çıkacaklar. Yapılacak ilk seçimlerde de iktidardan gidecekler. Hırsız kayyımları da AKP’yle beraber teker teker gidecektir.

Mesele Kürtler olduğunda, mesele muhalifler, demokratlar olduğunda iktidarıyla, hukuk dışı yapılarıyla bütün bu güçler bir araya gelmekte ve adeta tek devlete dönüşmektedir. Ama şunu da göremiyorlar. Karşılarında ezilen halkların ittifakı vardır. Gezi’yle Cizre’nin ittifakı vardır. İstanbul’la Diyarbakır’ın, İzmir’le Hakkâri’nin ittifakı vardır. Rojava halklarıyla ezilen Türkiye halklarının ittifakı vardır. Kızılırmakla Dicle’nin ittifakı vardır.

Munzur’la Meriç’in ittifakı vardır. İşte bundan korktukları için talan düzenlerini hukuksuzlukla, sindirmeyle ve yalanla ayakta tutmaya çalışıyorlar. Ülkeyi öyle bir karanlığın içine çektiler ki, battıkça batıyorlar. Sınırın bu tarafından insanlar açlıktan, yoksulluktan intihar ederken, sınırın diğer tarafında ise yoksul halkın çocukları savaşta birer birer can veriyor. İşte bunların halka reva gördükleri düzen budur: İşsizliktir, açlıktır, yoksulluktur, ölümdür. Herkes bu karanlıktan biran önce çıkmak istemektedir. İşte bunun için ısrarla demokrasi ittifakını savunuyoruz, örgütlüyoruz, büyütüyoruz. Demokrasi ittifakı dünden bugüne tüm ezilenlerin, ötekileştirilenlerin ittifakıdır. Değişim isteyenlerin ittifakıdır. Hakkari’yle Edirne’nin buluşmasıdır.

Buradan; demokrasiden, adaletten, toplumsal barıştan, birlikte yaşamdan, emekten yana olan, geleceği dair sözü olan herkesi, iktidar dışındaki tüm siyasi partileri demokrasi ittifakına davet ediyoruz. Bu aynı zamanda demokrasiye bir davettir. Demokratik uzlaşıya bir davettir. Toplumsal dayanışmamız, acıda ve sevinçte birleşmemiz, ortak gelecek hedefinde bütünleşmemiz demokrasi ittifakının en güçlü zemini ve toplumsal dayanağıdır.

Gelin bizler de siyaset kurumu olarak demokrasi ittifakıyla demokratik Türkiye’ye hep birlikte kapı aralayalım. Herkesin adına karar veren tek adam yönetimi değil, demokratik yerel yönetimler ve güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme yol açalım. Üstünlerin değil mazlumların adaletini sağlayalım. Toplumsal barışımızı kuralım. Yolsuzluk, hırsızlık düzenine son vererek sosyal adaleti gerçekleştirelim. Hep birlikte demokratik anayasayla yeni bir toplumsal sözleşme yapalım. Halkların, bütün kimlik ve inançların kendini güvende hissedeceği bir anayasa yapalım. Hiçbir kimliğin, inancın, diğerinden üstün olmadığı eşitler anayasasını yapalım. Doğa ve kültür talanına son veren, Hasankeyf’le Kaz Dağlarının Anayasasını yazalım. Halkın anayasası da ancak halkın iradesini temsil eden kurucu bir meclis iradesiyle sağlanabilir. 1920’de olduğu gibi kurucu bir Meclis oluşturalım ve yeni bir dönem başlatalım."

HDP'nin tutuklu eşgenel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da ortak bir mesajla partililerine seslendi.

Demirtaş ve Yüksekdağ’ın ortak mesajı şöyle:

"Partimiz HDP, kurulduğu günden bu yana Türkiye halklarının, ezilenlerinin büyüyen umudu haline geldi. Ortadoğu’ya yönelik emperyal müdahalelerle derinleşen mezhep, din ve kimlik çatışmaları… Savaşların ve işgallerin yarattığı yıkım... Sınırsız sömürünün yol açtığı açlık ve yoksulluk; evsiz, yurtsuz kalıp mülteci durumuna düşen on milyonlar... Acıyla yoğrulmuş bir coğrafya... Giderek katmerleşen umutsuzluk, çaresizlik... Paramparça edilmiş bir toplum ve kapkaranlık bir gelecek…

İşte böylesi kaotik bir ortamda bütün ışıltısıyla yeşerdi HDP’nin görkemli ağacı. Her bir dalında farklı bir sesin, farklı bir rengin tınısı, her bir yaprağında umudun, direnişin, zaferin müjdesi. Kasırganın, selin, tufanın ortasında ayakta kalmış bir Nuhun gemisi. Bu gemi şimdi, yeryüzünün bütün renklerini bağrında taşıyan yolcularıyla birlikte yeni yaşamı kurmak üzere ağır ağır yanaşıyor limana.

Biliyoruz, yolculuk çok çetin geçti, gemimiz ağır darbeler aldı. Kaptanlarımız tutuklandı, deneyimli mürettebatımızla birlikte. Ama bilmezler ki her bir yolcusu birbirinden dirençli, her biri birbirinden kuvvetli bu geminin. Ne kaptan köşkü boş kaldı ne de makine dairesi. Milyonları durdurmaya gücü yetmeyen Nemrut’un partisi daha şimdiden üç parçaya bölündü ama Nuh'un gemisi dimdik ayakta yek vücut bir şekilde menziline süzülüyor kararlılıkla. Bu gemiyi inşa edene de yürütene de aşk olsun. Bu uğurda toprağa düşene de esir düşene de selam olsun. Bu gemi limana varacak demiştik, evvel Allah sözümüz söz olsun. Şimdi hedef halkın iktidarını kurmaktır artık, hepimizin yolu açık olsun.

Zindandayız şimdi, ama bilin ki yüreğimiz yangın yeri. Biz direnmeyi sizden öğrendik gençler. Dik durmayı sizlerden kadınlar, analar. Umudu gözlerinizde gördük, isyan seslerinin yankılandığı meydanlarda. İlle de sevdik sizi ve çok çok özledik hepinizi. Yüreğimiz, ruhumuz sizlerle. Sözümüz, kalemimiz, dualarımız sizinle. Her birinize ayrı ayrı, kucak dolusu selamlarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz. Eşbaşkanlarımızı, tüm parti yönetimini kutluyor, dayanışma dileklerimizi iletiyoruz."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları