loading
close
SON DAKİKALAR

HDP'den erken seçim açıklaması

HDP'den erken seçim açıklaması
Tarih: 22.08.2020 - 16:39
Kategori: Siyaset

Muş'ta halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AKP'nin halka 'müjde' olarak duyurduğu doğalgaz keşfinin ardından 'bir erken seçim kararının geleceğini düşündüklerini' ifade etti.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Demokratik Mücadele Programının 3’üncü aşaması kapsamında Muş’taydı. Bulanık’ta esnaf ziyaretinde bulunan Buldan ardından Muş’ta halk buluşması gerçekleştirdi. Burada yaptığı konuşmayla gündemi değerlendiren Buldan, şöyle konuştu:

Bugün Muş’ta olmaktan büyük bir onur duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Sözlerime, sizlere geçmiş olsun diyerek başlamak isterim. Son günlerde gözaltıların çok yoğun yaşandığı bir kent Muş ve ilçeleri. Hem arkadaşlarımızın gözaltına alınması hem de pandemiden dolayı geçmiş olsun. Hastalığın çok yaygın bir şekilde Muş ve ilçelerinde olduğunu biliyoruz, hepinize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. 

Gözaltında olan arkadaşlarımızın bir kısmı serbest bırakıldı ama Muş’ta çok sık tanık olduğumuz gibi yoğun bir şekilde operasyonlar yapılıyor, birçok yönetici arkadaşımız tutuklandı. Burası bizim çok sık kongre yaptığımız, yönetici atadığımız bir il. Cezaevindeki arkadaşlarımıza da serbest bırakılan arkadaşlarımıza da geçmiş olsun diyoruz.

Sandıkta başarılı olmadıkları yerde tutuklama ve gözaltı yapmaları bir konsept haline geldi

Hiçbir arkadaşımızın tutuklanma ya da gözaltına alınma gerekçesi ele avuca sığacak cinsten değil. Bütün tutuklamaların ve gözaltıların uyduruk gerekçelerle yapıldığını biliyoruz. Arkadaşlarımız siyasi çalışmalar yaparken, HDP çalışması yaparken gözaltına alınıp tutuklanıyorlar. Bu bir konsept. AKP’nin HDP’ye ve muhaliflere yönelik sistematik hale dönüşen saldırıları bunlar. Sandıkta başarılı olmadığı yerlerde gözaltılarla, tutuklamalarla bir halkı, bir partiyi sindirmeye çalışan bir anlayış içindeler. 

Tutuklananların yerlerine yüzlerce arkadaşımız göreve talip oluyor; bu partinin kapısı kapanmayacak

Sadece Muş’ta değil bütün bu operasyonların yapıldığı yerlerde tutuklanan arkadaşlarımızın yerine onlarca, yüzlerce arkadaşımız gelip görevlere talip oluyor, bu görevler yerde kalmıyor. Bu partinin kapısı kapanmıyor. Halkımız her türlü çabayla bu partiyi açık tutmak için büyük bedeller ödüyor. AKP’nin uyduruk gerekçelerle dosyalar haline getirdiği ve tutuklama gerekçesi yaptığı hiçbir anlayışa biz taviz vermeyeceğiz. Bu böyle bilinmelidir! Bu Muş’ta da Ağrıda da Hakkari’de de Van’da da Türkiye’nin batısında da böyledir. Her yerde emekçi arkadaşlarımız bu partinin kapısını açık tutmak için gelip görev üstleniyorlar. Bu bizim için çok kıymetli ve değerlidir. Ben bu anlamıyla Muş halkına çok çok teşekkür ederim. Bu parti bugün açıksa, burada bu kadar insan varsa bu büyük emeklerin sonucu olmuştur. 

Kongrede halkımız ‘bu parti daha büyümeli’ mesajı verdi, bu mesajı aldık ve yola çıktık 

1 Haziran’da açıkladığımız tutum belgesiyle sadece kamuoyuna değil, AKP hükümetine de mesaj verdiğimiz önemli bir süreci başlattık. Bu kampanya, bu süreç elbette sadece 1 Haziran’da başlattığımız bir süreç değil. 1 Haziran'da tutum belgemizi kamuoyuna açıkladık. Ancak biz bu yola kongremizle başladık. Görkemli bir kongre yaptık Şubat ayında. Halkımızın bize verdiği mesajı aldık, bu mesaj doğrultusunda bu yola çıktığımızı ifade ettik. Büyük baskılar vardı, büyük operasyonlar yapıldı, şiddet ve inkar vardı. Bir partinin eş genel başkanları, milletvekilleri tutuklandı, belediye eşbaşkanları tutuklandı, görevden alındı yerlerine kayyım atandı. Hala cezaevinde yüzlerce arkadaşımız siyasi rehine olarak tutulurken halkımız bize görev verdi. “Bu mücadele daha da büyümeli, bu mücadelede biz sizin yanınızdayız” mesajını verdi bize. İşte biz bunun için bu kampanyayı başlattık. Şiddet ve baskı politikalarına karşı barışı, demokrasiyi daha da büyütmenin aracı olarak bu mücadelede yola çıktık. Biz bugün bu yolda yürümeye devam ediyoruz. 

1 Haziran deklarasyonumuzla sorunları anlattık çözüm yolunu gösterdik

1 Haziran'da açıkladığımız tutum belgemizle İstanbul’da kamuoyuna bir mesaj verdik, bu ülkenin sorunlarını anlattık, bu sorunlardan kaynaklı yaşanan sıkıntıları anlattık ve çözüm yollarını da ortaya koyduk. AKP yönetimine de bir mesaj verdik. ‘Siz tutukladınız, siz kayyım atadınız ama biz bitmedik, milyonlar olduk çoğaldık’ dedik. Tutum belgemizle birlikte Türkiye’nin sorunlarını anlatırken başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin sorunlarını anlatarak yola çıktık. Kürt sorunu nasıl çözülür, kadın sorunu nasıl çözülür, ekoloji sorunu nasıl çözülür; bütün bunları çok geniş bir şekilde değerlendirdik ve bunların çözüm yollarını ortaya koyduk. Ondan sonra da aşama aşama halkımızla bir araya geldik, halkımızı dinledik, gençleri ve kadınları dinledik. İşçilerin, emekçilerin yanına gittik, fabrikalara gittik, sivil toplum örgütleriyle bir araya geldik, siyasi partileri dinledik. Türkiye’de yaşanan sorunların sadece HDP ile ilgili bir mesele olmadığını, Kürtlerle ilgili bir mesele olmadığını, yaşanan krizlerden ve operasyonlardan bütün Türkiye halkının etkilendiğini bildiğimiz için onlarla görüştük. 

Bu mesele sadece HDP ve Kürtlerin sorunu değil, herkesi etkiliyor

Bu mesele sadece HDP’nin meselesi olmaktan çıkmalıdır, sadece Kürtlerin meselesi olmaktan da çıkmalıdır. Çünkü ekonomik kriz, toplumsal kriz sadece Kürtleri etkilemiyor. Türkiye toplumunun tamamını etkileyen bir ortamdan bahsediyoruz. Bugün Türkiye’de milyonlarca işsiz insan var, milyonlarca yoksul var. Bu sorun elbette ki hem Türk’ün hem Kürt’ün sorunudur. Kadının, gencin, Ermeni’nin, Süryani’nin sorunudur. Bu ülkede yaşayan Arapların, Çerkeslerin sorunudur. Türkiye’nin doğusunu, Kürdistan’ı ne kadar ilgilendiriyorsa Türkiye’nin batısını da, Karadeniz’i, Ege’yi aynı şekilde ilgilendiren bir meseleden bahsediyoruz. Bu ülkeyi yönetenler; ne yazık ki AKP yönetimi iktidara geldiği günden beri bu sorunları sürekli katmerleştiren, sorun üstüne sorun yaratan, krizlerin kaosların daha da büyümesine neden olan bir anlayış içindedir. 

Her seçimde HDP’nin ve Kürtlerin gücünü görüyorlar, seçim olasılığı üzerinden Kürtlere yaklaşıyorlar

Her seçimde HDP’nin farkını, gücünü görüyorlar. Her seçimde Kürtlerin gücünü de görüyorlar. Bunun için seçim yaklaşırken, belki bir erken seçim olasılığı üzerine Kürtlere yaklaşıyorlar. Yeni kurulan partiler bile yapacakları açıklamaları Kürtlerin yaşadıkları illerde yapıyor.

Sorun raporlarla çözülseydi şimdiye kadar çoktan çözülmüştü

Dikkat edelim herkes aynı açıklamayı yapıyor. “Ben Diyarbakırda bir Kürt raporu açıklayacağım ve Kürt sorununu çözmeye adayım” diyorlar. Bu sorun eğer raporlarla çözülmüş olsaydı şimdiye kadar geçmiş dönemlerde başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapanlar bu sorunu çoktan çözerlerdi.

Rapor Kürtlerin ta kendisidir, Kürtlerin yaşadıklarıdır

Bu sorunun gerçek anlamda adını bile koymaktan çekinenler, Kürt sorununu inkar edenler bugün farklı yaklaşımlarla Kürt sorununu çözmeye kalkmasın. Rapor dedikleri şey Kürtlerin ta kendisidir. Rapor Kürtlerin yaşadıkları, Kürt halkının yaşadıklarıdır. 

Tecride, siyasetçilerin rehin alınmasına, siyasetin daraltılmasına ses çıkarmayanlar kusura bakmasın çözüm o kadar kolay değil 

Seçtiği belediye başkanlarına kayyım atayacaksınız, seçtiği milletvekillerini cezaevlerine atacaksınız, her türlü haksızlığı hukuksuzluğu yapacaksınız, HDP’yi karalamak ve kötülemek için her türlü iftirayı atacaksınız, milletvekilleri hakkında onlarca dava açacaksınız, her yaptığı konuşmayı suç sayacaksınız, siyaset kanallarını daraltacaksınız, bu ülkeyi tecrit ile yöneteceksiniz, İmralı Cezaevi’nde Sayın Öcalan’a tecrit uygulayacaksınız, Sayın Öcalan'ın ailesi ve avukatlarıyla görüşmesine yasak getireceksiniz, keyfinize göre aile ve avukatlar İmralı'ya gidecekler sonra, ‘biz bu sorunu çözmeye adayız’ diyeceksiniz. Vallahi kimse kusura bakmasın. Yeni kurulan partilere de söylüyorum, şu andaki muhalefet partilerine de söylüyorum, aynı zamanda iktidara da sesleniyorum; bu mesele bu kadar basit değil. 

Kürt sorununu çözmek istiyorsanız tecridi kaldıracaksınız, cezaevlerini boşaltacaksınız

Eğer bu sorunun gerçek anlamda çözümünü istiyorsanız Kürt halkının en hassas olduğu noktalarda adım atacaksınız. Tecridi kaldıracaksınız, cezaevlerini boşaltacaksınız. Yüzlerce insanımız suçsuz yere cezaevlerinde kalırken bu mesele üzerinden siyaset yapmayacaksınız. Kazandığımız belediyeleri, halkın iradesini gasp edeceksiniz, bütün belediyelerimize kayyım atayacaksınız; bütün bunlar görülmeden, bu gerçeklik bilinmeden bu sorunun çözülmeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor. Ama biz her şeye rağmen başta Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümü olmak üzere bu ülkede yaşanan her türlü sorunun çözümü için bütün gücümüzü ortaya koyduk ve bu yolda yürümeye devam edeceğiz. 

1 Eylül’de insan zincirleriyle barışı, demokrasiyi, adaleti haykıracağız

Üçüncü aşamamızı savaşa karşı barışı, tecride karşı özgürlüğü savunduğumuz bir şiarla başlattık. Dün Doğubayazıt’taydık, bugün burada Muş’tayız. Yarın, öbür gün Türkiye’nin batısında Muğla, Balıkesir ve Bursa’da programlarımız var. Gittiğimiz her yerde bunları dile getiriyoruz. Bu ülkenin barışa olan ihtiyacını her yerde söylüyoruz. 1 Eylül Dünya Barış Günü geliyor. O gün insan zincirleri oluşturarak bir kez daha barışı, demokrasiyi, adaleti ve hukuku haykıracağız. Savaşlara karşı çıktığımızı her kentte oluşturacağımız insan zincirleri ile dile getireceğiz. Bu ülkenin savaşa ihtiyacı yok, barışa ihtiyacı var. Biz biliyoruz ki bu ülkeyi yönetenler barıştan değil, çatışmalı süreçten besleniyorlar. Onun için Türkiye toplumuna vaat üstüne vaat yapıyorlar. 

Erdoğan dün müjdeyi yandaşlarına verdi, işin külfeti de halka kaldı

Evet dün Cumhurbaşkanı yeni bir açıklama yaptı Türkiye toplumuna. Karadeniz’de bulduklarını iddia ettikleri doğalgaz rezervini 2023 yılında hayata geçecek şekilde an itibariyle başlattıklarının “müjdesini” verdi. Peki, sizce bu müjdeyi kime verdi? Bu müjdeyi Türkiye’de yaşayan 82 milyon insana mı verdi, hayır. Çünkü bu müjdenin altında başka hesaplar var. Doğalgaz rezervini ihaleye çıkaracaklar. Bu ihale ile birlikte Türkiye halklarının, işçinin, memurun, kadının cebinden para alacaklar, masrafını halka ödetecekler ve bu işin karını yandaş şirketler yiyecek. Masrafını halka ödetecekler ve bu işin karını yandaş şirketler yiyecek. Bu işin karını yandaş şirketler kendi ceplerine koyacak. Bu bir müjde midir? Müjdeyi sadece kendi yandaşlarına verdi Cumhurbaşkanı. Eğer müjde ise o zaman doğalgaz kullanan insanların faturalarında bir indirim yapılacak mı? Faturalarda indirime gidilecek mi? İnsanlar kullandıkları doğalgaz için daha fazla ücret ödeyecekler. Bunun başka bir anlamı yok. 

Karadeniz insanının ve ekosistemin nasıl etkileneceğini düşünmüyorlar tek düşündükleri kendi cepleri

Bakıyoruz dünyada herkes daha temiz enerjiler kullanırken, güneş ve rüzgar enerjisini kullanırken Türkiye'de daha da geriye giderek doğalgaz bulduk diye insanlara müjde veriyorlar. İnsanlar Mersin’e gidiyor siz gidiyorsunuz tersine. Dünya uzaya gidiyor siz hala geri anlayışlarda, insanları zehirleyen yöntemlerde ısrar ediyorsunuz. Karadeniz’de bulunan bu doğalgazın Karadeniz halkına nasıl etkileyeceğini düşündüler mi? Oradaki ekosistemi nasıl etkileyeceğini düşündüler mi, hayır. Tek düşündükleri kendi cepleri ve kârlarıdır. 

İnsanları düşünmeyen bir iktidarın vereceği bir müjde de yok. Bu insanlara verdikleri 30’uncu müjdedir. Tam 30 kez doğalgaz bulduk dediler ama ortada bir şey yok. Olsa bile birçok zararı olduğunu herkes bilmelidir. Daha temiz enerjilere ihtiyaç var.

Erdoğan’ın açıklamasının ardından mutlaka erken seçim gelecektir, partimiz erken seçime hazırdır

Bu müjdenin sonrasında mutlaka bir erken seçim gelecek. Buna parti olarak hepimiz hazır olmalıyız. Zaten şimdiden bunu konuşmaya başladılar. Bir erken seçime HDP olarak biz hazırız. Aslında erken seçimi bile gerektirmeyecek, bu iktidarın bir an önce istifa etmesi gereken bir dönemi yaşıyoruz. Erken seçim bile bizim için çok uzun olabilir. Bu iktidarın artık Türkiye halklarına vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Yapacakları en iyi şey, verecekleri en iyi müjde istifa etmeleridir. 

Yolumuz gerçekten uzun, uzun soluklu bir mücadele ve bu mücadelenin sonunda mutlaka kazanacağımız bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Mücadele ettikçe büyüyeceğimiz, barışı ve demokrasiyi getireceğimiz bir ortamı hep birlikte yakalamalıyız. Bu mücadeleye herkes güç vermeli, omuz vermeli ve kazanacağımıza inanmalıdır. Hepinize katıldığınız için çok teşekkür ediyor, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.

 

 

Kaynak : istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları