loading
close
SON DAKİKALAR

HDP'li Sancar: İktidar derhal istifa etmeli ve seçim kararı almalıdır

HDP'li Sancar: İktidar derhal istifa etmeli ve seçim kararı almalıdır
Tarih: 24.11.2021 - 14:56
Kategori: Siyaset

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, dövizdeki sert yükselişin ve ekonomik tabloya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, iktidarı istifaya çağırırken, seçim kararı alınması gerektiğini söyledi.

HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ekonomik krizi değerlendirmek üzere parti genel merkezinde  olağanüstü toplandı. Toplantı sonrası açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, şunları söyledi:

"Merkez Yürütme Kurulumuzu acil olarak toplantıya çağırdık, gündemimiz beli. Dünden beri canlı bir şekilde hepimizin izlediği çöküşü değerlendirdik. Ülkede ekonomi çöküyor. Sadece ekonomi değil toplumsal ve siyasal sistem de çöküyor. Çok boyutlu krizlerle karşı karşıya olduğumuzu uzun zamandır anlatıyoruz. Bu çoklu krizin esas kaynağının iktidar politikaları ve mevcut sistem olduğunu her vesileyle söylüyor. Aylardan ve yıllardan beri bugünlerin geleceğini, gelmekte olduğunu ısrarla belirtiyoruz. Sahada çeşitli konularda buluşmalar gerçekleştirdik. Emekçilerle, esnafla, çeşitli toplum kesimleriyle görüşmeler yaptık. Orada gördüğümüz tablo halkın her geçen gün daha fazla yoksullaştığı, ekonominin her geçen gün daha fazla çöküşe doğru ilerlediğiydi.

Halkı enkaz altında bırakmayı kafasına koymuş planlı bir politikayla karşı karşıyayız

Ekonomik çöküş derken bunu açık ifade etmekte fayda var. Çöken sistemin kendisidir, tek adam rejimi ve onun izlediği politikalarıdır. Ama tek adam rejimi ve yandaşları bu çöküşün bütün maliyetini halka, emekçilere ve yoksullara çıkarma peşindedir. Halkı enkaz altında bırakmayı kafasına koymuş, bunu göze almış planlı bir politikayla karşı karşıyayız. Döviz kurlarında oynanan bunun zirvesini oluşturmaktadır. Sadece bir günde gerçekleşen artışların bile Türkiye halkına nasıl ağır bir bedel olarak geri döndüğünü rakamlarla anlatmayacağız. Bunu her an, her gün her alanda halkımız zaten yaşamaktadır.

2022 Merkezi Yönetim Bütçesi artık anlamını kaybetmiştir

Sadece son bir aydaki kur artışı ya da TL’nin değer kaybı Türkiye’nin dış borcunu 2022 Merkez Yönetim Bütçesi kadar artırmıştır. Yani 2022 Merkezi Yönetim Bütçesi artık anlamını kaybetmiş durumdadır. Karaborsadan söz ediliyor, bunu zaten sokağa çıktığınızda görüyorsunuz. Ürünlere sınırlama getiriliyor, fiyatlar günlük değişiyor. Hatta ekonomide fiyat kavramının ortadan kalktığını bile söyleyebiliriz. Fiyat kavramının ortadan kalkması her türlü fırsatçılığa, soyguna zemini iyice hazır hale getiriyor. Bizler HDP olarak halkın karşı karşıya bırakıldığı bu yıkıma karşı neler yapabileceğimizi, neler yapmak istediğimizi tartışmak üzere MYK toplantımızı gerçekleştirdik. Buradan çeşitli kararlarla çıkıyoruz. Toplantının ilk bölümünde çıkan kararları paylaşacağız.

İktidar derhal istifa etmeli ve seçim kararı almalıdır

Bugün yaşananların hiçbiri sürpriz değil. İktidarın bütçesi de ekonomi alanındaki politikaları da üç temel unsura yaslanıyor; savaş, yandaş ve rant. Bu iktidarın savaşa, yandaşa ve ranta ayırdığı kaynaklar ülkenin bir yangın yerine dönmesine neden oluyor. Bu politikalar ekonomik çöküşü beraberinde getirmiş, siyasi çöküşü de aynı anda yaşatmaktadır. Toplumsal bir krizle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini buradan hatırlatmak istiyoruz. Şu an yapılması gereken ilk iş bu iktidarın derhal istifa etmesi ve bununla birlikte derhal seçim kararı almasıdır.

İktidar seçim kararı almazsa muhalefet Meclis'e derhal seçim önergesini sunmalıdır

Eğer iktidar, Cumhurbaşkanı istifa etmez ve derhal seçim kararı almazsa görev muhalefet partilerine düşüyor. Bizim bütün parlamentoda temsil edilen muhalefet partilerine özel bir çağrımız var. Gelin derhal seçim önergesini ortak hazırlayıp Meclis’e sunalım. Eğer Cumhurbaşkanı kendisi seçim kararı almıyor ve istifa etmiyorsa o zaman Meclis devreye girmelidir. Bütün muhalefet partileri derhal seçim önergesini ortak hazırlamalı ve Meclis'e sunmalıdır. Biz inanıyoruz ki sadece muhalefet partilerine mensup milletvekilleri değil, iktidar partilerinin milletvekilleri de bu önergeye destek verecektir. Muhalefet partilerinin erken seçim ya da derhal seçim için gerekli çoğunluğa sahip olmadığını biliyoruz. 360 oya ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Önergemizi verelim ve iktidar kanadında da halka karşı karşı sorumlu davranacak milletvekillerine bir fırsat ve imkan verelim. Gecikmeden derhal seçim önergesinin bütün muhalefet partilerinin imzasıyla Meclis'e sunulması gerekiyor.

Toplumsal muhalefet güçlerinin çok somut öneriler etrafında buluşması acil ihtiyaç

Öte yandan bu krizin çok boyutlu olduğunu söyledik. Buna karşı çoklu mücadele birlikteliğine ihtiyaç var. Toplumsal muhalefet güçlerinin de çok daha somut öneriler etrafında buluşması ve halkın geleceğini savunacak bir çizgide buluşması acil bir ihtiyaçtır. Bütün toplumsal muhalefet güçlerine, emek ve meslek örgütlerine, sendikalara, esnaf örgütlerine, kadın hareketine buradan bir çağrı yapıyoruz; gelin ortak mücadeleyi daha da büyütelim. HDP zaten sahadadır, halk buluşmaları yapmaktadır, çeşitli toplum kesimleriyle görüşmeler gerçekleştirmekte ve mitingler düzenlemektedir. Bu programımızı yoğunlaştırarak devam edeceğiz.

Ülkeyi çöktürme planı devrede

Ülkeyi çöktürme planı ile karşı karşıyayız. Bu iktidarın en iyi bildiği yöntem, çöktürme planlarını hayata geçirme çabasıdır. Siyasete karşı çöktürme planı 7 yıldır uygulanıyor ve fakat bu çöktürme planı bizzat iktidarın çöküşüne yol açtı. Başta HDP olmak üzere hedef alınan toplumsal muhalefet güçleri dimdik ayakta duruyor. Mücadelemizi halkı savunmak adına daha da büyüteceğiz, daha fazla çalışacağız.

Bunun "ekonomik kurtuluş savaşı" değil halka karşı savaş

Ekonomiyi çöktürme planlarına karşı da çoklu bir mücadele yürütme mecburiyetimiz var. Çoklu mücadele çoklu ittifaklar gerektirir. Bu ittifak bir demokrasi ittifakı olarak zaten bütün çağrılarımızda yer almaktadır. Şimdi bunu daha da somutlaştırma zamanıdır. Cumhurbaşkanı ekonomik kurtuluş savaşından bahsediyor ve bunu ilk defa dile getirmiyor, bundan önce de benzer şeyler söylemişti. Ancak talan, rant, yandaş ve savaş anlayışı ile yürütülen program “ekonomik kurtuluş savaşı” değil halka karşı savaştır. Çünkü bedelini halkın ağır bir şekilde ödediği sonuçlar doğuruyor. Biz de halkın haklarını birlikte savunmak için çoklu ve güçlü bir demokratik mücadele ortaklığını geciktirmeden hayata geçirme yükümlülüğü ile karşı karşıyayız.

İktidarın kendi çöküşünden çıkış için başvuracağı oyunlar karşında herkes uyanık olmalı

İktidarın bu dönemde başvurduğu yöntemlerden biri de uzun süredir yürüttüğü kutuplaştırma, düşmanlaştırma ve gerilim politikasıdır. Bu iktidar bütün toplumsal kesimlerle kavgalıdır, toplumsal barışı yok etmiştir. Şimdi bize düşen bütün ezilenlerle, mağdurlarla, ötekileştirilenlerle ve bütün toplum kesimleriyle diyalog ve müzakereyi derinleştirerek sürdürmek ve demokrasi mücadelesini aynı zamanda bir toplumsal barış meselesi olarak önümüze koymaktır. İktidarın kendi çöküşünden çıkış ararken başvurabileceği çeşitli oyunlara karşı bütün demokrasi güçlerinin ve toplumsal ve siyasal muhalefetin uyanık ve duyarlı olması gerekiyor.

Eş Genel Başkanlar başkanlığında bir kriz koordinasyon merkezi kurduk

Halkı savunmak adına bize önemli görevler düştüğünü biliyoruz. Bunun hakkıyla yerine getirilmesi için de yine ortak demokratik mücadeleyi en geniş noktalara taşımamız gerekiyor. Bizler hemen bugün eş genel başkanlar başkanlığında bir kriz koordinasyon merkezi oluşturduk. Bütün gelişmeleri anında izleyecek bir çalışma başlattık. Her gelişmeye karşı da değerlendirme ve politika önerileriyle demokratik mücadele programlarımızı halka duyuracağız.

Muhalefet partileri, emek ve meslek örgütleri ve sendikaların yer alacağı bir geniş kriz koordinasyon merkezi kurulmalıdır

Ancak bizim bir kriz koordinasyon merkezi kurmamız da yeterli değil. Başka çevrelere de çağrı yapıyoruz. Sendikalar, emek ve meslek örgütleri, Meclis'in içinde ve dışında yer alan bütün muhalefet partilerinin bir araya geleceği, temsilciler göndereceği geniş bir kriz koordinasyon kurulu oluşturulmalıdır. Tek adam rejimi ve onu besleyen düzen unsurları bu ülkenin ve halklarının kaderi değildir. Kimse karamsarlığa kapılmasın. Ekonomideki çöküş bu ülke emekçilerinin ürettiği kaynakların yetersizliğinden ileri gelmiyor. Tersine bu kaynakları yandaşa, ranta ve savaşa tahsis eden bu düzenden ve bu iktidardan kaynaklanıyor. Eğer geniş bir demokratik ortak mücadele birlikteliği oluşturabilirsek bu ülkenin emek veren insanlarının ürettiği değerleri ve kaynakları krizden çıkış için değerlendirme imkanımız vardır. HDP olarak bu konuda uzun süredir yürüttüğümüz çalışmalardan oluşan bir programımız var. Bu programın acil öneriler bölümü ortak ve uzun vadeli reform ve düzeltme önerileri de var. Hep birlikte halkçı, katılımcı, adil, kamu yararını esas alan bir ekonomi anlayışını hep birlikte yerleştirme mücadelesinde kararlı davranırsak bu ülkede seçimi de erkene alma hatta derhal gerçekleşmesini sağlama imkanı yaratırız. Derhal seçimden sonra, biraz önce bahsettiğim ekonomi anlayışını hayata geçirebiliriz. Halkçı, katılımcı, adil, kamu yararını esas alan bir ekonomi düzeni. Ekonomideki her gelişme siyasetteki gelişmeden bağımsız değildir, olamaz. Ekmek özgürlükten ayrı düşünülemez. Demokrasi ve adalet, ekonomideki gidişatın esas belirleyici unsurlarıdır. Bir ülkede demokrasi rafa kaldırılmış, hukuk yok edilmiş, adelet sıfırlanmış ise halkın yoksullaşmasına giden bu soygun düzeni de hızla yerleşir.

Bugünkü karanlığı yaratan ve meşruiyeti kalmayan iktidarın sonu gelmiştir

Dolayısıyla talan, soygun ve rant düzeninden kurtulabilmek için ekmek mücadelesini, aş ve iş mücadelesini demokrasi, özgürlük ve adalet talepleriyle birleştirerek yürümek lazım. HDP bu konuda üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye hazırdır. Bu kirli döngüden çıkışın yolu var. Kendi gücümüze inanalım. Geleceğin ellerimizde olduğunu, iyi bir gelecek inşa etmenin iradelerimizi birleştirmekle mümkün olduğunu unutmayalım. HDP geleceğin adalet, demokrasi, refah, özgürlük üzerine inşa edilmesi için bugüne kadar yürüttüğü çalışmaları bundan sonra da yoğunlaştırarak devam ettirecektir. Her yerde halkımızla buluşmaya devam edeceğiz. Bu ekonomik çöktürme planının halkı enkaz altında bırakacak çöküşü engelleyecek gücü hep birlikte büyüteceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bugünler karanlık görünebilir ama bu karanlığı yaratan iktidarın da artık sonu gelmiştir. Bu iktidar halkın ekmeğine, işine, özgürlüğüne karşı yürüttüğü savaş sonunda tükenmiştir. Çıkış halkın hakemliğine başvurmaktır. Derhal seçim bunun en kestirme yoludur.

Geleceğin dinamitlenmesine karşı en büyük güvence halkın haklarını savunan HDP’dir

Biz bu konuda da üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız. Türkiye’de halkın soyulmasına, ülke kaynaklarının talan edilmesine, demokrasinin yok edilmesine, toplumsal barışın dinamitlenmesine karşı en büyük güvencenin halkın haklarını ve barışı savunan HDP olduğunu hatırlatalım. HDP’nin de bu konuda bütün demokrasi güçleriyle birlikte yürüme kararlılığı devam etmektir. Bu kararlılığın somut programlara dönüşmesi çalışmalarını yürüteceğiz.

MYK toplantımızın devamında programımızı detaylandıracağız

SORU: Sayın Demirtaş’ın muhalefet partilerinin ortak basın açıklama yapması, 7 bölgede ortak miting yapılması çağrısına nasıl bakarsınız?

Bizim yoldaşlarımızdan, siyasi rehin olarak tutulan yoldaşlarımızdan gelen önerileri önümüze koyup tartışıyoruz. Önerileri de elbette değerlendiriyoruz. Elimizdeki verilerle bu önerileri dikkate alarak program oluşturuyoruz. Şu an oluşturduğumuz programın ana hatları budur. Toplantının ikinci bölümünde bunu tartışmaya devam edeceğiz."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları