loading
close
SON DAKİKALAR

'He he' demeye 6 yıl 3 ay ceza!

'He he' demeye 6 yıl 3 ay ceza!
Tarih: 11.04.2013 - 11:40
Kategori: Sağlık, Yaşam

Bir kişi tarafından telefonla aranan ve "he he" dediği için "Örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına faaliyet" iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Mehmet Akgül, 2 yıl 8 ay aradan sonra 'sürgün' edildiği cezaevinden tahliye oldu...

MARDİN - Türkiye'de telefon dinlemeyle ilgili skandallar bitmek bilmiyor. Bu dinlemelerin bir çoğu ya soruşturma konusu oluyor ya da mahkemelerde delil olarak sunuluyor. Telefon dinleme mağdurlarından biri de 59 yaşındaki Mehmet Akgül. Tanımadığı biri tarafından telefonla aranan Akgül, "he he" dediği için önce gözaltına alındı ardından "örgüte yardım etmek" iddiasıyla 15 Mayıs 2010 tarihinde tutuklandı. Tutuklanma gerekçesi ise bilmediği bir numaranın 3. aramasından sonra "he he" deyip kapatmasıydı. 2 yıl 8 ay cezaevinde kalan Akgül'ün son duruşması 22 Ocak 2013'te Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 6 sanığın da yargılandığı davanın duruşmasında Akgül'e "Örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına faaliyet" yürütmekten 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Duruşmadan bir gün önce Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne 'sürgün' edilen Akgül, buradan tahliye oldu.

'He he demenin cezası 3 yıl hapis'

Mehmet Akgül, başından geçenleri şöyle anlattı: "Tanımadığım bir numara iki kez üst üste aradı. Ben 'Sizi tanımıyorum' dedim. Ancak bir türlü laftan anlamadı. Üçüncü aramada, 'he he' deyip kapattım. Bu yüzden tutuklandım. Yani üç yıl bunun için yattım. Acaba diye soruyorum hangi yasalarda 'he he' demenin cezası var. Bunu gerçekten soruyorum. Yani 3 yıldır 'he he' demenin hatırı yüzünden cezaevindeyim" dedi.

'Nakil sırasında esir muamelesi'

Tahliye olmadan önce Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildiğini söyleyen Akgül, Midyat Cezaevi 1. Müdürü'nün mahkeme tarihini bildiği halde kendisini sürgüne gönderdiğini öne sürdü. Akgül, ring arabasında kendisiyle birlikte 27 kişinin olduğunu hatırlatarak, "Bir gece Antep Cezaevi'nde kaldık. Cezaevi de tadilattaydı. İnsanın yatamayacağı yataklar rutubet ve battaniyesiz bir şekilde yattık. Diğer gece Antalya Cezaevi'nde kaldık. Orada da yataklar toz, kir içinde ve ıslaktı. 2001'den önce de burada kalmıştım. Başgardiyanı tanıyorduk sonra kapılara vurduk. Geldiler ama o toz ve kir içinde sabaha kadar bekledik. Sabah yine bizi ringlere bindirdiler. Yolculuk sırasında zorunlu ihtiyaçlarımızı karşılama ya da başka ihtiyaçlarımızı karşılama konusunda bize esir muamelesi yapıyorlardı. Yani insani bir yaklaşım yoktu. Bu şekilde Ankara'ya vardık. Bizi Sincan Cezaevi'ne götürdüler orada bütün arkadaşlardan ayırarak beni ayrı bir hücreye koydular. Ancak sadece adımı sordular tahliye olduğumu söylemediler. Ben ayrı hücreye alınmama karşın itiraz ettim. Tahliyemin geldiğini söylediler" dedi. Akgül, gece 23.30'da tahliye edildiğini ve bin bir güçlükle otogara gittiğini söyledi. 

DİHA

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları