loading
close
SON DAKİKALAR

''Hepimizin üslubumuza dikkat etmemiz lazım''

''Hepimizin üslubumuza dikkat etmemiz lazım''
Tarih: 13.03.2014 - 19:43
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ''Hepimizin üslubumuza dikkat etmemiz lazım''

“Camide içki içildi dedi. Camide içki içilmediği ortaya çıktı. Kabataş’ta bir başörtülü bacımıza saldırıldı dedi. yalan çıktı. Türkiye bir provokasyona kalksaydı, camide nasıl içki içilir deyip sokağa dökülseydi, karşılıklı çatışma olsaydı ne olurdu? Bu tip çatışmalar Maraş’ta, Sivas’ta Çorum’da oldu. Dün provokatörlerin yaptığını AKP’nin başındaki kişi yapıyor. Peki bu provokatörlük değil mi?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak NTV’nin canlı yayınında güncel olayları değerlendirdi ve soruları şöyle yanıtladı;

Sunucu- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak’la birlikteyiz. Sayın Toprak hoş geldiniz öğle bültenine.

Erdoğan TOPRAK- Hoş bulduk, iyi yayınlar dilerim.

Sunucu- Teşekkür ederiz şimdiden yayına katkınız için. Berkin Elvan’ın ölümüyle başlayalım. Dün benzeri görülmemiş bir kalabalık eşliğinde 15 yaşında 16 kilogram ağırlığında hayatını kaybeden Berkin Elvan toprağa verildi. Bu kadar büyük bir kalabalığın katılmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Erdoğan TOPRAK- Çok manidar buluyorum. Ondan önce dün vefat eden Burakcan’a da Allahtan rahmet diliyorum. Dün akşamki olaylardan sonra vefat eden evladımıza da Allahtan rahmet diliyorum. Berkin Elvan’ın ağırlığı azdı ama onun gücü, etkisi, sevgisi toplumlarda yüzbinleri o alana getirdi. Çok manidar. Hepimizin bu olayı çok doğru okuması lazım. Yani iktidar partisinin de bu olayı çok doğru okuması lazım. Hepimizin üslubumuza dikkat etmemiz lazım. Hepimizin bu toplumu ayrıştıracak, bölecek değil bütünleyici bir dili kullanmamız lazım. Bugün Mısır’daki ölen bir insana nasıl acıyorsak meydan meydan Sayın Başbakan Mısır’daki o insan için Allahtan rahmet diledi ve gündem yaptı. Kendi ülkemizde ölen evladımıza bir sağlığını çok görmememiz lazım. Yani bir Başbakanın bir ülkedeki vatandaşına nasıl ben 76 milyonun Başbakanıyım diyor. Evet kabul ediyoruz 76 milyonun Başbakanı. Ama 76 milyon içerisinde ayrım yaparsa, kalbini ikiye bölerse bu Türkiye’yi ayrıştırır. Bu Türkiye’yi bir yere götürmez. Bu Türkiye’yi bir yere doğru çeker. Bu çektiği yerde Türkiye’nin çok rahat çıkacağı yerler olmaz. Buradaki sorumluluk noktasında olan kişilerin bunu çok iyi düşünmesi lazım. Siyasetçilerin tümünün, yani hepimizin düşünmesi lazım. Hepimizin sevgi dilini bu topluma vermemiz lazım. Unutulmamalı ki, biz bu topluma hizmet için oralardayız. Bu topluma biz nasıl hizmet ederiz, bu toplumu alır nasıl bir yerlere taşırız, toplumun refah seviyesini yükseltiriz buna bakmamız lazım. Ama bugün bu ülkede iktidar noktasında olan AKP’nin Sayın Başbakanın Tayyip Erdoğan’ın ülkede ölen bir evladımızın annesinden, babasından bir evlat acısına başsağlığını çok görmesini yanlış buluyorum. Bu Türkiye’yi kötü bir yere götürür. Bir başsağlığını esirgememeliyiz. Yani Mısır’dakini kalkıp Türkiye’nin meydanlarında defalarca dile getiriyorsun Mısır’da ölen insanın. Ben ona başsağlığını meydanlara taşımasını yanlış bulmuyorum. Ama çifte standardını doğru bulmuyorum. Yani sen kendi ülkenin Başbakanısın ve buradaki bir evladının ölümüne bir başsağlığını aileye niye çok görüyorsun? Çok görmemek lazım.

Sunucu- Birçok çevrede dile getirilen işte dünkü cenaze törenindeki o manzara, o büyük kalabalık toplumsal kutuplaşma var görüşünün bir ispatıydı fikrine katılıyor musunuz?

Erdoğan TOPRAK- Ben katılmıyorum. Yani toplum duyarlılığını gösterip bir evladının şehit olması…

Sunucu- Yani kutuplaşma değil duyarlılık diyorsunuz?

Erdoğan TOPRAK- Duyarlılık bu kutuplaşma değil. Kutuplaşmayı yaratmak isteyen iktidar partisi. Yani AKP iktidarı. Ama insanlar o davasına sahip çıktı. Ne oldu? Bu olaylar niye çıktı? Olayların gerisine gidelim. Taksim’deki o AVM. Yani Türkiye’de bir sürü alışveriş merkezi varken Taksim’in göbeğinde alışveriş merkezi yapmayın dediler. Sonuçta da vazgeçildi. Sonuçta Cumhurbaşkanı, Başbakan Yardımcısı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı evet bu yanlıştı biz mesajı aldık dedi. Keşke onların aldığı mesajı Sayın Başbakanda almış olsaydı. Sayın Başbakan mesajı aldı. Çok geç aldı ama. İş çığırından çıktıktan sonra aldı. Bir sürü insan hayatını kaybettikten sonra aldı. Bence buradaki iktidar partisine düşen sorumluluk biran evvel bu dilinden vazgeçmeli. Sayın Başbakan hala daha bu dilinden vazgeçmiyor. Ne dedi? Camide içki içildi dedi. Camide içki içilmediği ortaya çıktı. Yalan olduğu ortaya çıktı. Kabataş’ta bir başörtülü bacımıza saldırıldı dedi. Binlerce arama yaptılar binlerce. Bakın binlerce. O bölgedeki cep telefonlarını taradılar…

Sunucu- Alan taraması yapıldı yine çıkmadı. Sonunda bir görüntü çıktı ama ortaya.

Erdoğan TOPRAK- Bakın Erhan bey, Türkiye bir provokasyona kalksaydı ya nasıl camide içki içilir deyip toplumun o sağduyusu hakim olmayıp diğer kesim dediği Başbakanın işte inançlı kesim dedi. Hepimiz inançlıyız. Sokağa dökülseydi, karşılıklı çatışma olsaydı ne olurdu? Bu tip çatışmalar oldu mu? Evet oldu. Unutmayalım Maraş olayları böyle bir olaydır. Sivas olayları geçmişte böyle bir olaydır. Çorum olayları böyle geçmişte bir olaydır. Bir provokasyon sonucu, bir ajanların çıkardığı bir provokasyonda…

Sunucu- Daha geriye gidersek 6 – 7 Eylül olayları bile vardır.

Erdoğan TOPRAK- Şimdi ne yaptı provokatörler bunu yaptı. Bugün o gün o provokatörlerin yaptığını çok üzülerek söylüyorum Türk halkından özür dileyerek söylüyorum bugün Sayın Başbakan bu provokasyonu yapıyor. Yani camide içki içilmediği halde camide içki içiliyor diyen Sayın Başbakanın kendisi. Peki bu provokatörlük değil mi? Bu toplumu ikiye bölmek değil mi? Böyle biz bu toplumu nasıl yönetebiliriz? Başbakanın eğer sağduyusunu kaybetmişse görevini bırakmalı bence. Partide başka bir tane isim başa geçmeli. Bence artık AKP bu ülkenin dinamiklerini kaldıramıyor ve gelinen noktada Türkiye kötü bir yere doğru gidiyor. Sokakta nerede duracağı belli olmayan bir fitili ateşliyoruz.

Sunucu- Peki seçime doğru gidiyoruz ne dersiniz bu tansiyonu düşürmek mümkün olacak mı yoksa seçime kadar daha da yükselmesini mi bekliyorsunuz?

Erdoğan TOPRAK- Yani benim gördüğüm bu tansiyonun yükselmesinden yana olan bir iktidar partisi var. Oysaki sorumluluk noktasında olan iktidar partisi. Tansiyonu düşürmesi gereken, tansiyonun düşürülmesi için adımları atması gereken iktidar partisidir. Yani AKP tarafıdır. Ama bugün bir başsağlığı dilemediğiniz zaman bu tansiyon düşmez daha da yükselir. Daha da nereye gideceğini de bilmiyorum. Ama bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’da, bizlerde sağduyuya davet ediyoruz. Aranıza provokatörler girebilir, bu olayı tırmandırabilir aman yapmayın. Bu ülke bizim. Ölen evlatlarımız tabi ki canımızı yakıyor ama daha bir sonraki kötü adıma aman meydan vermeyelim. Çünkü böyle bir ipuçları da var elimizde. Bunun tırmanmasını isteyen bir iktidar partisi var. Şunu söylemek istiyor iktidar partisi. Biz gidersek terör başlar, sokak olayları başlar. Biz onun için burada kalmalıyız diye halka bir mesaj veriliyor ve bunun da körüklenmesinin de kendilerine puan kazandıracağına inanıyorlar. Ben buna katılmıyorum. Onlar giderse bu ülkeyi toparlayacak, 76 milyonu kardeşçe yaşatacak bir iktidar gelir. Ki bu iktidara da Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz talibiz Ana Muhalefet Partisi olarak. Bize oy versin vermesin 76 milyonun bu ülkede kardeşliğini savunuyoruz, savunmaya da devam edeceğiz. Bu tip provokasyonlara, bu tip ucuz ayak oyunlarına da gerek yok.

Sunucu- Nitekim bu aman provokasyona dikkat çağrısını bugün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da Elvan ailesini ziyarette dile getirmişti. Madem yavaş yavaş seçime doğru geldik o zaman soralım başarı kriteriniz ne olacak seçimde? Bir önceki yerel seçimde alınan puan mı olacak? Bunun üstünde bir hedefiniz var mı? Neye göre başarılıyız ya da değiliz diyeceksiniz?

Erdoğan TOPRAK- Hayır bu seçimlerde bizim başarı kriterimiz Türkiye’nin 81 ilinde de hedeflerimiz var, iddiamız var. Ne kadarını gerçekleştirebiliriz bilmiyorum. Gerçekçide olmak lazım. İddialarımızın arkasındayız. Çok iyi adaylarla sahaya çıktık. Toplumsal uzlaşıyı sağlamak pahasına kendi bölgelerinde daha önce bizimle siyaset yapmamış olan birçok kişiyi kendi çatımıza davet ettik. Yeter ki bu ülkeye hizmet etsinler bu insanlar.

Sunucu- Bu bir miktarda eleştirilmişti.

Erdoğan TOPRAK- Doğrudur. Yani bizim yaptığımız her şey doğrudur demiyorum. Ama bize göre doğrudur. Biz toplumu farklı fikirleri kendimizin çatısı altında birleştirip bu ülkeye hizmet için sunuyorsak bence bizim için doğrudur. Bu insanların birikimlerinden faydalanmak lazım. Bu insanların bu ülkeye katkısından faydalanmak lazım, onları ötekileştirmemek lazım. Farklı fikirlerden de olsa Cumhuriyet Halk Partisinin fikirlerini kabul eden herkese kapımız açık buyursun gelsinler. Çok iyi hazırlandık, çok iyi adaylarımız var. Başarılı işler yapıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi belediyeciliğine güveniyoruz. Başarılı bir belediyecilik örneğimiz var. Bugün Anadolu’nun bozkırında turist olarak gidip bir belediye hizmetleri ziyaret edilen tek il vardır o da Cumhuriyet Halk Partisinin belediyesi Eskişehir belediyesidir. Yani bizim belediye başkanlarımız İzmir’de, Antalya’da ve diğer illerde çok başarılılar. Bizim belediye başkanlarımız devleti aşırı borçlandırarak değil, kendi imkanlarıyla bu ülke insanına çok büyük hizmetler veriyorlar. Hükümetin baskısına rağmen bize kaynak aktarmamalarına rağmen en başarılı belediyeler bizim. Hizmeti en uygun fiyatlarla yapan belediyeler bizim. Yaşayan şehirleri yaratanlar bizim belediyeler. Ben tekrar söylemek istiyorum bir tane belediye gösteremezsiniz farklı partiden. Gidip buradan Ankara’dan, başka illerden turistik seyahat edip de gidip belediyeciliği görülen bir il başka tanımıyorum. Ama Cumhuriyet Halk Partisinde var. Demek ki biz başarılı belediyecilik yapıyoruz.

Sunucu- Bir sonraki başlık, Sayın Hamzaçebi söylemişti demokratikleşme paketi ve dershane düzenlemesinin bazı maddeleri anayasa mahkemesine götürülecek. Bu düzenlemelerde karşı çıktığınız noktalar hangileri?

Erdoğan TOPRAK- Şimdi 21.yüzyılda devletlerin en önemli alanları eğitimdir. Çünkü yetişmiş insan gücüdür. Çünkü biz artık çağın hızıyla yarışacağız. Çağın hızıyla yarışabilmek için eğitim alanında sizin güçlü bir yetiştirilmiş altyapınız, gençliğinizin olması lazım. Türkiye bu noktada sınıfta kaldı. Biz 8 yıllık eğitime adım atarken bugün 8 yıllık eğitim bile 4 yıla indirdiler. Şimdi 4 yıllık bir eğitimle bu toplumu bizim bir yere taşımamız mümkün değil. Bugün bu şartlarda mümkün olmayan bir şartta bir dershaneler takviyesi vardı onu da bu iktidar dershaneleri ortadan kaldırdı. Şimdi dershaneler bu ülkede ihtiyaç mı? Evet ihtiyaç. Siz ihtiyacı bitirdiniz mi, ihtiyacı ortadan kaldırdınız mı? Hayır.

Sunucu- Sınav sistemini kastediyorsunuz? Sınav sistemi varsa dershaneye de ihtiyaç olacak.

Erdoğan TOPRAK- Başarı sistemi. Yani başarı grafiğinde de. Bakın uluslararası alanda da bizim eğitim sisteminde 60 ülke arasında 43’lerde olduğumuz gözüküyor. Yani başarı grafiğimiz kötü. Dershanelere ihtiyaç bu iktidar döneminde %100 arttı. 2002’de AKP iktidarı iktidara gelmeden önce 2 bin dershane vardı. Şimdi ne kadar var? 4 bin. Demek ki siz iki katı arttırmışsınız. Eğitim seviyesinde iyileştirme yapabildiniz mi? Hayır. Anadolu’da birçok gencimiz, evladımız yeterince kaliteli eğitim alamıyor. Takviyesini neyle yapıyor? Dershanelerle yapıyor. Bakın bir şeyi açıkça söylemek istiyorum. Dershanelerin kapatılmasından yanayım. Aile bireylerinin dershanelere ikinci bir masrafa girip aile bütçesine yük olmamasından yanayım. Ama dershaneler ihtiyacı ortadan kalkmadan böyle bir hareketi yapmak Türk gençliğine ihanettir. Evlatlarımıza ihanettir. Birinci öncelik dershanelere olan ihtiyacı ortadan kaldırmak lazım. Sonra dershaneleri kapatmak lazım. Ama bir intikam duygusuyla, bir hesaplaşma duygusuyla bu adımı atarsanız buradaki kendi tepişmenizden bu ülkenin gençliği zarar görüyor. Bu ülkenin gençliğinin zarar görmemesi. Çünkü bu ülkeyi bir yere taşıyacak bu ülkenin gençliğidir. Bu ülkenin gençliği eğer dershanelerden eğitim alıyorsa, mecbursa dershanelerin kapatılmasını erken bulurum.

Sunucu- Fezlekeler konusu. 110 imzayla meclis başkanlığına başvurdunuz. Ne dersiniz seçimden önce fezlekeler için 4 eski bakanla ilgili fezlekeler konusunda oturum yapılabilir mi?

Erdoğan TOPRAK- Biz yapmak istiyoruz. Eğer hukuk devleti varsa, eğer iktidar baskısı parlamentoyu da kendi güdümü altına almazsa bizim o gün onu konuşmak istiyoruz. Toplum için konuşmak istiyoruz. Eğer bakanların çocuklarının yatak odalarında para sayma makinaları, milyon dolarlar, kasalar çıkıyorsa topluma bu hesabı vermek zorunda.

Sunucu- Temel maksadınız nedir? Muhtevayı herkesin bileceği hale getirmek midir?

Erdoğan TOPRAK- Tabi ki. Yani ne oldu, ne bitti, ne geçti? Bugün suçluyu yakalayanları biz cezalandırdık. Asıl suçluyu dışarı bıraktık suçluyu yakalayanları cezalandırdık, evinden ettik, barkından ettik, farklı illere sürdük, çocukların eğitim durumu vardı. Böyle bir şey olabilir mi? O adamın görevi nedir savcının? Suçlunun üstüne gitmek. Daha öncede hükümete de söylemiş bakın böyle böyle suçlar oluyor diye. Daha öncede bildirilmiş. Polislerinde görevi savcının talimatını yerine getirmek değil mi? Gidip de suçluyu da suçüstü yakaladılar mı? Evet. Peki ne oldu suçlular elini kolunu sallayarak dışarı çıktı. Orada suçluların üstüne giden emniyet mensupları, yargı mensupları oraya, buraya sürüldü. Yani bu kabul edilir bir şey değil. Hukuk hepimize lazım. Hukuk bu ülkenin temel direğidir. Hukuk çökerse her şey çöker. Bugün hukuk ayaklar altına alınıyor. Bugün bu ülkenin önemli bir bakanı boş ver onu diyor bir savcıya. Biz onu da suç olmaktan çıkartırız diyor. Kanun bizim elimizde. Yani parlamento bir…

Sunucu- İnternetle ilgili bir müdahaleyi kastediyorsunuz?

Erdoğan TOPRAK- Tabi ki. İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın söylediği sözler bugün çok vahim bir durumda. Türkiye’nin yer yerinden oynaması lazım. Yani biz neye suç diyeceğiz? Ben onu suç olmaktan çıkarttırırım diyor. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Yani sen orada bas evini diyor savcının dediğini yırt at. Yani hukuku yok kabul et. Hukuksuzluğu ben suç olmaktan çıkartırım diyor. Bu çok önemli bir şey. Çok tehlikeli bir şey. Hukuk hepimize lazım. Şimdi yani hukuksuzluk olduğu zaman beni bu kapıdan bir tanesi kelepçeleyecek götürecek. Suçum ne? Valla bilmiyoruz. Ne yapacaksınız? 5 yıl seni içeri atacağız suçun ne olacak belli değil 5 yıl bir kere orada kal. İnsan hayatında 5 yıl çok önemli bir süre.

Sunucu- Bir ihbar mektubuyla bunun yapılması mümkündü.

Erdoğan TOPRAK- Tabi ki. Yani ihbarın ciddiyeti belli değil, nereden yapıldığı belli değil, kim tarafından yapıldığı belli değil. Ama onu suç kabul ederek bir insanın hayatını söndürmeye yeterde artar bile. Türkiye bunu hak etmiyor. 21.yüzyılda çağdaş bir Türkiye bunu hiç hak etmiyor. Bugün bu noktaya getirende bu iktidar. Ben şunu isterdim, keşke bu iktidar bu ülkenin dış politikasında güzel şeyler yapsaydı. Keşke bu iktidar ekonomide başarılı işler yapsaydı. Keşke bu iktidar özgürlükler alanında, insan hakları alanında başarılı şeyler yapsaydı. Ama bugün geldiğimiz noktaya bakın. Yargıyı baskı altına alan, emniyeti baskı altına alan, dış politikada çökmüş bir Türkiye var. Türkiye’nin işte medya gruplarını kendi güdümünde toplayan bir iktidar anlayışı var. Biz bu iktidarla bir yere varamayız. Bu ülkenin selameti için bu iktidarın hayırlısıyla bu ülkenin başından gitmesi lazım. Giderse bu ülke normalleşir. Hiç komplo teorisi aramamak lazım. Yani bir Başbakan oturup televizyonun başında ona buna talimat vermesi yanlış bir şey. Oturup Kabataş’ta işte ben gördüm kızlı erkekli gemiden indiler, yan yanaydılar. Ne olacak yani? Bir kız erkek kardeşçe yan yana oturabilir. Yani bunu bu kadar kötü bir şekilde yansıtmak bu ülkenin yararına mı? Bu ülkenin temel meseleleri var. Bu ülkenin uluslararası alanda başarılı olma mecburiyeti var. Ama biz onu bıraktık çok iç meseleye daldık. Sokak olaylarına daldık. Sevgi dilini yok ettik.

Şunu söyleyeyim, Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var. Hepimizin üsluplarına dikkat etmesi lazım. Sevgiyi egemen kılmalıyız. Bu ülkeyi ikiye bölmemeliyiz.

Sunucu- Seçim bunu sağlar mı?

Erdoğan TOPRAK- Seçimin bunu sağlamasını ümit ediyorum. Evet sağlar. İktidar partisine bu ülkenin seçmenlerinin sarı kart göstermesi lazım. Bana kalsa kırmızı kart göstermesi lazım ama hiç olmazsa bir uyarı ateşi yapması lazım. Çünkü bu ülke sokaklarda hesaplaşma noktasına gelmemeli. O sokakların kimseye faydası olmaz. Bizim sorumluluk noktasında olan iktidar partisi, muhalefet partisi hepimizin diline, üslubuna dikkat etmesi lazım.

Sunucu- Son soru Sayıştay raporları. Uzun süredir Cumhuriyet Halk Partisi dile getiriyordu bu konudaki sıkıntıyı. Ne olacak Sayıştay raporları meclis açıldıktan sonra?

Erdoğan TOPRAK- Sayıştay raporlarının parlamentoya niye gelmediğini en sonunda gördük. Grup başkanvekilinin yaptığı bir konuşmada diyor ki, onlar gelirse biz burada diyor duman olduk. Yani siz devleti usulsüz bir şekilde yönetirseniz devletin bu ülkenin vergisini, bu ülkenin hizmetine, vatandaşına hizmet olarak sunmayıp kendi siyasi ikballerinize harcarsanız Sayıştay raporları daha çok bekleriz.

Sunucu- Bu tamam ama ne olacak bu raporların ortaya çıkması için?

Erdoğan TOPRAK- Mücadeleye devam edeceğiz. Ama karşımızda hukuksuz bir hükümet var. Yani bu kadar günlerce söyledik. Yani bu parlamentonun çalışma esasları budur. Bir önceki yılın Sayıştay raporları gelir, parlamentoda oylanır, ibra edilir veya edilmez. Sonra bir sonraki yılın bütçesini görüşürüz. Ama bu iktidar bunu yapmıyor. Yani hukuku her alanda bitirdik. Bu ülkenin Sayıştay raporlarında da. Yani bu ülkenin vatandaşının ödediği vergilerin hesabından kaçan bir iktidar partisi var.

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları