loading
close
SON DAKİKALAR

İBB, 11 maddede Kanal İstanbul protokolünden çekilme gerekçelerini açıkladı

İBB, 11 maddede Kanal İstanbul protokolünden çekilme gerekçelerini açıkladı
Tarih: 25.12.2019 - 12:12
Kategori: Gündem

İBB, Kanal İstanbul projesine ilişkin bakanlıklarla yapılan işbirliği protokolünden çekilme gerekçelerini açıkladı. Açıklamada, protokolün yetkisiz kişi tarafından imzalandığı için hukuken geçersiz olduğu vurgulandı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu İstanbul için bir cinayet projesi olarak nitelediği Kanal İstanbul projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile yapılan işbirliği protokolünden çekildiklerini açıklamıştı. 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise yaptığı açıklamada İBB'nin protokolü tek taraflı sonlandırmaya yetkisi olmadığını söylemişti. Başkan İmamoğlu bugün Kanal İstanbul ile ilgili detaylı bir açıklama yaparak projeden neden vazgeçilmesi gerektiğini 15 madde halinde anlattı. İmamoğlu, Murat Kurum'un İBB'nin protokolden çekilmeyeceğine ilişkin açıklamasına şöyle yanıt verdi:

"Atanmış başkan tarafından (Mevlüt Uysal) yetkisiz şekilde imzalanmıştı. Talimatla, meclis kararı olmadan imzalanan bir protokoldür. Hukuken geçersizdir. Şekli düzeltmek için 12 Ekim 2018'de meclis kararı alma yoluna gidilmiş ama bu durum hukuksuzluğu ortadan kaldırmaz. Hukuka aykırı işlemi geri almak benim yetkim dahilinde. Meclis kararı gerekmiyor. Bakanın dünkü demeci bilgisizlik ürünüdür. Hem hukuksuzluğu giderdik hem de emanete ihanet etmedik."

İBB'den projeye ilişkin bakanlıklarla yapılan işbirliği protokolünden çekilmeye ilişkin açıklama yapıldı. 11 maddelik açıklamada, "Projenin İstanbul Büyükşehir Belediyesine bu protokolle yüklenmek istenen maliyeti yaklaşık 23 milyar lira civarındadır. Haklı gerekçelerle Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak zaten hukuken geçersiz olan bu protokolden çekilmeye karar verilmiştir" denildi.

İBB'nin açıklaması şöyle:

1- Kanal İstanbul Avrupa Yakası Yenişehir Alanı’nda kurum ve kuruluşların yürütecekleri iş ve işlemlerin tariflenmesine yönelik olarak 01.08.2018 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Belediyemiz arasında, Belediye Meclisinden yetki alınmaksızın İşbirliği Protokolü imzalanmıştır. Bundan iki ayı aşkın süre geçmesinden sonra, bu protokol herhangi bir komisyonda görüşülüp değerlendirilmeksizin 12.10.2018 tarih ve 1608 sayılı Büyükşehir Belediye Meclis Kararıyla onaylanmıştır.
2-Başkanlığımızca yapılan değerlendirmelere göre söz konusu protokol kanunen geçersiz olmasının yanı sıra, Büyükşehir Belediye Başkanlığına yüklediği yükümlülükler bakımından kanuna aykırı, belediyemizin ve beldemizin zararına yol açacak hükümler içeren, idaremize malî açıdan altından kalkılamayacak yükümlülükler yükleyen,  ayrıca belediyemizin hizmet öncelikleri arasında yer almayan işlere kaynak ayrılmasını zorunlu kılan, hukuka aykırı bir belge niteliğindedir.
3- Hiç kimse kanunen verilmeyen bir yetkiyi kullanamaz. 5216 sayılı Kanunun 18. Maddesinin (g) bendi uyarınca Büyükşehir Belediye Başkanı “Yetkili organların kararını almak şartıyla, büyükşehir belediyesi adına sözleşme yapma” yetkisi vardır. Buna göre 01.08.2018 tarihinde imzalanan protokol 75. Maddenin (a) bendi ve 5126 sayılı Kanunun 18. Maddesinin (g) bendi uyarınca yetki alınmaksızın yapılmış olması nedeniyle geçersizdir. İdare hukukunda yetki, kamu düzeninden olup, yetkisiz organca tesis edilen idari işlem hukuka aykırı kabul edilmektedir.
Yetkisiz kişi tarafından imzalandığı için hukuken geçersiz bu protokolün, 12.10.2018 tarihinde meclis tarafından onaylanmış olması, bu protokolü geçerli hale getirmemiştir.
4- Bu protokol imza yetkisi bakımından geçerli olsaydı bile, belediyemize yasalara aykırı yükümlülükler yüklenmektedir. Şu yükümlülüklere bakınız:
a) Proje alanı içerisinde kalan İBB ve İSKİ’ye ait taşınmazların, Kanal projesi için tahsis edilmesi,
b) Sazlıdere Barajının içme suyu rezervinden çıkartılmasına ve sınır revizyonuna yönelik ihtiyaç duyulan işlemlerin yapılması,
c) Proje alanına ilişkin her ölçekte plan ve imar planlarının 18 ay içinde etaplar halinde ÇŞB onayına sunulması,
d) Proje alanında ilgili kurum ve kuruluşlara ait kanalı kesen mevcut alt yapı ve ulaşım sistemlerinin deplasesinin yapılması,
e) Proje alanında ilgili kurum ve kuruluşlarına ait planlanan altyapı ve ulaşım sistemlerinin yapımının sağlanması.
5- Protokolle öngörülen Proje alanında kalan İBB ve İSKİ taşınmazlarının Kanal projesine tahsis edilmesi kanuna tamamen aykırıdır.

Çünkü:
a-)Proje alanı içerisinde kalan İBB ve İSKİ’ye ait taşınmazların Kanal Projesi için tahsis edilmesi ancak Belediye Meclisinin kararı ile gerçekleştirilebilecek yükümlülükler olup, salt belediye başkanınca imza altına alınan protokol hükümleri ile bu tahsislerin gerçekleştirilmesi hukuken mümkün değildir. Bu kararda da taşınmazların her birinin yeri, sınırları, miktarı belirtilmelidir.
b)5393 sayılı Kanunun 75. Maddesinin (d) bendine göre tahsis (25) yılı geçmemek üzere yapılabilir. Oysa Kanal İstanbul ve Yenişehir projesinin sürekliliği dikkate alındığında bu maddeye istinaden proje için İdaremiz tarafından taşınmaz tahsisi mümkün değildir.
c) Bu tahsis konu bakımından da anılan kanun hükmüne aykırıdır. Zira aynı maddede belediyelerin kendilerine ait taşınmazları “asli görev ve hizmetlerinde kullanmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak mahalli idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebileceği” hükme bağlanmıştır. Burada özellikle Kanal İstanbul etrafında oluşturulacağı ve henüz projenin ayrıntıları bilinmemekle birlikte ticarete, satışa ve kiralamaya konu edileceği anlaşılan Yenişehir için yapılacak tahsis, herhangi bir kamu kurumunun “asli görev ve hizmetleri için” yapılmış olmayacağı ve taşınmazın devir ve tahsis amacının belediyenin görev ve sorumluluk alanıyla da örtüşmesi gerektiğinden, böyle bir tahsisin yapılması mümkün değildir.
d) Yine aynı hüküm gereği tahsisin “kamu kurum ve kuruluşlarına” yapılması gerekirken, protokolde “kanal projesi için” tahsis edileceği belirtilmekte, herhangi bir kamu kurum ve kuruluşuna tahsisten söz edilmemektedir. Bu durum da adı geçen kanun hükmüne aykırıdır.
e) Öbür yandan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 47. Maddesine göre; yer alan; “Kamu idareleri, kanunlarında veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde belirtilen kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için mülkiyetlerindeki taşınmazlarla Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri, birbirlerine ve köy tüzel kişiliklerine bedelsiz olarak tahsis edebilirler. Tahsis edilen taşınmaz, amaç dışı kullanılamaz.” Hükmü de dikkate alındığında,  söz konusu taşınmaz tahsisi amaç açısından açıklık ve somutluk içermediğinden bu yönüyle de uygun olmadığı görülmektedir.
6-Bu kanuna aykırı olarak yapılması öngörülen tahsisle Büyükşehir Belediye Başkanlığımıza ait toplam 37 adet taşınmazın tahsisi yükümlülüğü yüklenmiş olup tahsis edilecek taşınmazların yaklaşık piyasa değeri 1.049.140.337,99  TL’dir. Belediyemizin mali durumu ve hizmet öncelikleri dikkate alındığında böyle bir tahsisin yapılması kamu zararı doğuracağından kanuna aykırıdır.
7-İSKİ Genel Müdürlüğümüzün önemli su kaynaklarından olan Sazlıdere Barajı’nın proje kapsamında yok edilmesi İstanbul’un kıt su kaynakları dikkate alındığında, zaten su kıtlığı bulunan İstanbul’un yıllık toplam su ihtiyacının yaklaşık %10,21’ini karşılayan bir kaynağı yok etmek İstanbul’a temiz ve kullanılabilir içme suyu sağlama görevini üstlenmiş olan İdaremizin bu görevini ihmali hatta kötüye kullanması anlamına gelecek bir yükümlülüğe girmesi suç oluşturacak bir eylem niteliğinde olacaktır.
8-Söz konusu proje 2009 onanlı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planına da aykırılıklar içermektedir.
Şöyle ki; 2009 onanlı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’na göre; Baraj Gölü Havzası, Tarımsal Niteliği Korunacak Alan, Kıyı Rehabilite Alanı, Doğal Afetler Açısından Riskli Alan, Jeolojik Açıdan Yerleşime Sakıncalı Alanlar, Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanları yeni yerleşim alanı olarak belirlenerek yapılaşmaya açılmaktadır.
İstanbul’un en önemli ekolojik değerlerinin başında yer alan orman alanları kentin kuzeyinde yer almaktadır. İstanbul genelinde halen varlığını sürdüren kırsal yerleşimlerin ve anılan alanlarda sürdürülen tarımsal faaliyetlerin ekonomik yarar sağlamasından daha fazla İstanbul kentinin kendine yeter bir kent olması başka bir söyleyişle “sürdürülebilirlik” açısından önemli olduğu 2009 onanlı İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda vurgulanmıştır. Bu proje için yapılan imar planları adı geçen üst ölçekli plana aykırıdır. İdaremizden bu üst ölçekli plana aykırı plan hazırlaması protokolle talep edilmektedir.
9-Projenin gerek İSKİ ve gerekse diğer birimlerimizin bütçelerine getireceği aşırı mali yükün, İdaremiz imkanlarıyla karşılanması mümkün değildir. Bu maliyete kabaca bakıldığında, İSKİ’nin maliyeti 19 milyar 281 milyon lira; İGDAŞ’ın maliyeti yaklaşık 305 milyon; Protokole göre İdaremize yüklenen muğlaklığı nedeniyle tam belirlenemeyen toplam 2 karayolu köprüsünün (karayollarını kimin yapacağı belirsiz) yaklaşık maliyeti 3 milyar 250 milyon lira olmak üzere, Projenin İstanbul Büyükşehir Belediyesine bu protokolle yüklenmek istenen maliyeti yaklaşık 23 milyar lira civarındadır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. Maddesine göre: “Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, belediyenin malî durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirlenir.” Belediyemizin önceliği kanal İstanbul değil, deprem ve ulaşım gibi temel sorunlardır. Kıt kaynaklarımızı böyle bir projeye harcamamız mümkün değildir.
10- Protokolün İBB’nin sorumluluklarına ilişkin son iki maddesinde de ilgili kurum ve kuruluşların (tanımı belirsiz( tüm mevcut altyapı ve ulaşım sistemlerinin deplaselerinin yapılması ve bu kurumlara düşen yeni altyapının da inşası Büyükşehir Belediyesine yüklenmektedir. Başka bir kurum ve kuruluşun kendi bütçesinden yapması gereken yatırım ve hizmetlerin İdaremizin bütçesinden yaptırılmaya çalışılması yasal değildir.
11- Borçlar Kanunu’na 27. maddesine göre, “Kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür”. Dolaysıyla yukarıda belirtilen yasaya aykırılıklar dikkate alındığında bu protokol zaten hükümsüzdür.
Bu haklı gerekçelerle Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak zaten hukuken geçersiz olan bu protokolden çekilmeye karar verilmiştir."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları