loading
close
SON DAKİKALAR

''İnanç ve Kimlik Bir İnsan Hakkıdır''

''İnanç ve Kimlik Bir İnsan Hakkıdır''
Tarih: 31.10.2012 - 22:15
Kategori: Siyaset

Kemal Kılıçdaroğlu, 4. Uluslararası Karadeniz Kalkınma Kurultayı’nın açılış töreninde açıklamalarda bulundu...

4. Uluslararası Karadeniz Kalkınma Kurultayı’nın açılış töreninde konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ülkedeki gerginliğin asıl nedeninin AKP iktidarı olduğunu kaydederek, “İnsanın kimliği ve inancı onurudur. Kimse etnik kimlikler ve inanışlar üzerinde siyaset yapmasın. Buna izin vermeyiz” dedi.

Açılış töreninde Karayalçın’ın ardından konuşan ve konuşmasına toplantıya katılanlar ile Rize ve Karadenizlileri selamlayarak başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkede bir gerilim ortamı yaratılmaya çalışıldığını ve buna kesinlikle izin vermeyeceklerini söyledi. 

Konuşmasında, Karadeniz’in hırçın bir deniz olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Ankara’da masa başında oturanlar, ‘Yolu böyle yapmayın, yaparsanız yanlış olur’ diye uyarıldı ama dinlemeyip yaptılar. Karadeniz affetmiyor. ‘Dere yatağına ev yapmayın, sel gelir insanların hayatı tehlikeye girer’ dediler. 

‘Hayır’ dedi Ankara’dakiler. Yaptılar, affetmedi" dedi. Karadeniz kadınının Anadolu’nun en çalışkan kadını olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Karadeniz kadını, yüreklidir, tuttuğunu koparır, Cumhuriyetine sahip çıkan kadındır” diye konuştu. Doğu Karadeniz’in kalkınabilmesi için Türkiye’nin Japonya’ya kalkınma projeleri hazırlattığını belirten Kılıçdaroğlu, bu projeler için hazırlatılan raporlarda oldukça yerinde tespitler yapıldığını ancak uygulamada büyük eksikliler olduğunu ifade etti.

“JAPONLAR PLANLADI, SONUCU BİLİNMİYOR”

DOKAP’ın 2001-2005 yılları arasında bölge ekonomisinin yeniden yapılandırılması, 2006-2010 yılları arasında yeniden yapılandırmanın tamamlanması, 2011-2020 yılları arasında bölge ekonomisinin sürdürülebilir kalkınma sürecine sokulması gibi 3 aşamasının olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Gelinen düzey ortada. 2011 geçti. Halen ne noktada olduğumuzu kimse bilmiyor. 

Çünkü kimsenin elinde veri yok. Japonlar planladı, hazırladı ama sonucunun ne olduğu bilinmiyor. 2004 yılında Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yapılan yatırımların katma değerinin Türkiye ortalaması yüzde 2,5. 2008 yılında ise yüzde 2,6. demek ki plan çalışmamış. 

Rekabet gücünde ise 2002 yılında bölge ihracatının Türkiye ortalaması yüzde 1,4. 2011 yılında ise yüzde 1,5. Binde birlik bir artış var. Demek ki rekabet gücümüz de yok. 2004 ile 2011 yılları arasında ise bölgenin istihdamı 60 bin geriledi. Türkiye’de 7 yılda tarım alanında istihdam 430 bin kişi arttı. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde ise 170 bin kişi geriledi. İşte bölgeden göçün nedeni budur” şeklinde konuştu.

UÇAĞI İNDİRDİN, KAÇAK ÇAYI NEDEN GÖRMÜYORSUN?”

Konuşmasında Doğu Karadeniz Bölgesinin çay ve fındık gibi iki stratejik ürünü olduğunu kaydeden CHP Genel Başkanı, her iki ürün üreticilerinin de sıkıntılarla boğuştuğunu kaydetti. 

Çay piyasasında en büyük sorununun kaçak çay olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Kaçak çay bizim sınırlarımızdan giriyor. Rusya’dan gelen bir uçakta ‘mühimmat vardır’ diye durdurdunuz, itiraz etmedik. Bizim sınırlarımızdan 30-40 bin ton kaçak çay giriyor bunu neden görmüyorsun. Her gelen kaçak çay, üreticinin alın terinin çalınması demektir” dedi. Çay ve fındığın Türkiye için stratejik 2 tarım ürünü olduğunu vurgulayan CHP lideri Kılıçdaroğlu,Türkiye’nin fındık üretiminde dünya birincisi olmasına rağmen fiyatını yurt dışındaki spekülatörlerin belirlediğini vurgulayarak, çözüm için siyasi iradenin ortaya çıkması gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu kaçak çayla ilgili olarak şunları söyledi:

“Kaçak çayı teşvik ediyorsunuz da neden engellemiyorsunuz? Kaçak çay getirenleri, kaçak çay getiren firmaları teşhir edeceksin. Getirdikleri çayları da 70 milyonun gözleri önünde cayır, cayır yakacaksın. Belki hükümet bilmiyor ben söyleyeyim: Kaçak çaylar Esendere Sınır Kapısı’ndan yurda getiriliyor. Sayın Başbakan duysun. Hükümet’e bu konuyla ilgili en az 10 tane rapor verildi ama görmediler. Bunlar, ‘görmedim, duymadım, konuşmuyorum’ şeklinde 3 maymunu oynuyorlar.”

“HEM OY VERİP HEM AĞLIYORSUNUZ”

Türkiye’nin halkını, bölge insanını seven; başka ülkelere emek ve alın terini ihraç eden değil, ürününü ihraç ederken hakkı olan bedeli Türkiye’ye getirmeyi özendiren bir siyasal anlayışa ihtiyacı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Fındık ve çayı çıkarttığımızda Karadeniz insanı aç kalır. Su gibi, hava gibi, özgürlüklerimiz gibi bu iki üründen vazgeçemeyiz. Fındık üreticisi, çay üreticisi onları bu hale düşüren hükümete oy verip sonra ağlıyor. Fındık üreticisi dertli, ‘Ben perişan oldum’ diyor. Kusura bakma, perişan olacaksın. Hükümet yazmış programını, ‘Az para vereceğim’ diye. Gidip sen de oyunu ona veriyorsun. Niye ağlıyorlar ben anlamıyorum. Hem oy vereceksiniz hem şikayet edeceksiniz. 

‘Ey CHP, çık ses çıkar, belki hakkımızı biraz daha alırız’ diyeceksiniz ama yine de sizi sıkıntılara boğan bu iktidara oy vereceksiniz. Elbette biz bütün üreticilerimiz gibi fındık ve çay üreticisinin sorunlarına da sahip çıkıyoruz, çıkacağız! Hepsinin başımızın üstünde yeri var. Ama bu gerçeği de görüp dile getirmemiz gerekir.O gerçek hepinizin gerçeği. Bu ülke fındık üretiminde dünyada bir numara olacak.

 Fiyatını başka ülkede 3 spekülatör belirleyecek. Niye fındık borsası Türkiye’de değil? Siyasetçinin birinci görevi kendi halkının çıkarlarını savunmaktır. Bizim yeni bir söylemimiz var. Önce halk zenginleşecek. Halkın cebi para görecek. Halkın kabahati var mı? Yok. 

Çalışıyor fındığını üretiyor. Kabahat o alın terinin karşılığı fiyatı vermeyeni siyasi otoritenin.Biz sadece eleştiren bir parti değiliz. O dönemler artık bitti. Biz artık sorunlara çözüm üreten bir partiyiz. Çözümün adresi CHP’dir. Bunu artık herkes görmelidir.”

“SURİYE İÇİN KONUŞACAĞINA ÇAY İÇİN KONUŞSAYDIN”

Türkiye’nin Avrupa’da çay üreten tek ülke olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, buna karşın çay üreticisinin memnun olmadığını belirtti ve “Çay bizim ulusal içkimizdir. Sabah kalkarız çay içeriz, yatana kadar çay içeriz. Bir bölgemizde ise Rize çayı hiç yok. Kaçak çay içiliyor orada. Hiçbir hükümetin Türkiye’ye kaçak çay getirmeye hakkı yok. Rizelinin düşünmesi lazım! Neden benim altın gibi çayım Avrupa ve Dünya markasına dönüştürülemedi. Dünyanın en kaliteli çayını üretiyoruz. Neden bir marka yaratamadık?” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın “Özel sektörün işine karışmam” tutumunu sürdürdüğünü, dünyada hiçbir başbakanın bunu söyleyemeyeceğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Hükümet, özel sektörü ve üreticisini korur, aralarında bir denge yakalar. Üreticisini de sanayicisini de ezdirmez. Sağlam bir borsa kurar. Kalitesini arttırarak ‘Avrupa’da dünyanın en iyi çayı Rize’de üretiliyor’ diye reklamını yapar. Neden yapmıyorlar? Suriye için o kadar konuşacağına çay için de konuşsaydın, çayın sorunu kalmazdı” dedi. Parlamentoda Rize milletvekili göremediğini, buna karşın CHP’nin 7 milletvekilinin bölgeye gelerek ilin sorunlarını Meclis’in gündemine taşıdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ben parlamentoda 3 dönemdir bulunuyorum. Bir milletvekilinin çıkıp da Rize’nin şu sorunu var dediğini duymadım. Demek ki Rize’nin sorunu yok, burası güllük gülistanlık! Ankara’dan öyle görünüyor” dedi.

“GERİLİM, KAVGA VE BÖLÜCÜLÜK İSTEMİYORUZ”

Ülke genelinde gerilim ve kavga istemediklerini, insanın kimliği ve inancının onuru olduğunu ve bunun üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini vurgulayan CHP lideri Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Biz ülkemizde huzur istiyoruz. Kavga istemiyoruz. Bölücülük istemiyoruz. Kişinin etnik kimliğiyle, inancıyla, mezhebiyle Türkiye Cumhuriyeti uğraşmamalı. Kişinin kimliği onun şerefidir. Kişinin inancı onun şerefidir. İnanç ve kimlik bir insan hakkıdır. İnsan hakkı üzerinden siyaset olmaz. İnsan hakkını vermek lazım, genişletmek lazım! Hiçbir yurttaşımı ötekileştirme gibi bir anlayışım yok. İnancı, kimliği, kıyafeti ne olursa olsun, rengi ne olursa olsun. O bir insan mı? İnsan. Allah’ın yarattığı insan mı? Allah’ın yarattığı insan! O insanın başımın üstünde yeri var. Hiçbir ayrım yapmam. Ama sizden isteğim; yanlışların peşinden gitmeyelim. Türkiye’de eksik olan siyasi ahlaktır. Halka doğruları söylemek gibi bir görevimiz var bizim. Siyasete atılırken söz verdim. Ne olursa olsun, her yerde her koşulda halka doğruları söyleyeceğiz. Bizim bir sözümüz var; ‘Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar’ diye. 9 köyden kovsanız da onuncu köye gideceğim, yine doğruları söyleyeceğim.”

KILIÇDAROĞLU’NA MAVİ BONCUK

Kılıçdaroğlu, açılış töreninin ardından Murat Karayalçın ve Hikmet Sami Türk ile çay içerek sohbet etti. Gündemle ilgili soru sormak isteyen gazetecilere, “Bugün Rize’deyiz. Gündemimiz çay. Çaydan başka gündem olmaz burada” diyen Kılıçdaroğlu’nun yakasına toplantıya katılanlar tarafından mavi boncuk takıldı. Kılıçdaroğlu, açılışın ardından geçtiğimiz günlerde makamında silahlı saldırıya uğrayan Hopa Belediye Başkanı Turan Kasımoğlu’na geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak için Artvin’in Hopa ilçesine hareket etti.

KARAYALÇIN: “HES’LERE GÖSTERİLEN TEPKİ KARADENİZ YAYLALARI VE SAHİLİ İÇİN DE GÖSTERİLMELİ”

Kurultayın açılış töreninde, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, Ordu Milletvekili İdris Yıldız, Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan de eşlik etti. Toplantıya Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün ile Rize, Trabzon, Giresun ve Artvin il başkanları ile ilçe başkanları da katıldı. KÖK Genel Başkanı ve eski Başbakan Yardımcılarından Murat Karayalçın’ın öncülüğünde düzenlenen Kurultaya eski Adalet Bakanlarından Hikmet Sami Türk, eski Denizcilik Bakanı İbrahim Tez, Milli Eğitim eski bakanlarından Metin Bostancıoğlu, RTEÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz ile yurtiçi ve yurtdışından gelen çok sayıda akademisyen ve eski bürokratlar da katıldı.

Kurultay’ın açılış törenine katılacağı bildirilen ve birer konuşma da yapacakları kaydedilen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile Rize Valisi Nurullah Çakır ve Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcının ise törene katılmadı. Toplantının açılışında konuşan Murat Karayalçın, 17 ülkeden 200 milyona yakın insanın atıkları Karadeniz’i etkilediğini ifade ederek, Karadeniz Sahil Yolu’na yönelik eleştirilerini dile getirdi.

Kalkınma Ajanslarının kurulmasından bu yana 25 milyar dolar maliyetli bin 749 proje geliştirildiğini söyleyen Karayalçın, “25 milyar dolarlık toplam yatırımdan Karadeniz Bölgesi’ne düşen pay sadece 2 milyar oldu. Buna göre 70 bin kişilik istihdamdan ise sadece 6 bin 700’ü Karadeniz Bölgesi’nde istihdam edilecek” diye konuştu. Karayalçın, HES’lere karşı gösterilen tepkinin yaylaların ve Karadeniz sahilinin korunması için de gösterilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları