loading
close
SON DAKİKALAR

İTO’dan salgın raporu: Açıklanan önlemler yetersiz, ölümleri durdurmak için kapanma şart

İTO’dan salgın raporu: Açıklanan önlemler yetersiz, ölümleri durdurmak için kapanma şart
Tarih: 01.12.2020 - 17:25
Kategori: Gündem

İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip alınan önlemleri olumlu karşıladıklarını ancak yeterli bulmadıklarını belirterek, Covid-19'a bağlı ölümlerin durdurulabilmesi için en az 2 hafta acil kapanma gerekliliğinin altını çizdi.

İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu, koronavirüs (Covid-19) salgınıyla ilgili “Korona Günlerinde İstanbul’da Sağlık-X” başlıklı raporu Cağaloğlu’nda bulunan Sevinç Özgüner Toplantı Salonu’nda yaptığı basın toplantısı ile kamuoyuna açıkladı.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, salgının başından itibaren vaka sayılarının doğruyu yansıtması gerektiği yönündeki ısrarlarının sonucunda açıklanan 30 bin vaka sayısının dahi kısmi bir rakam olduğunu söyledi. Türkiye’nin test sayısında dünyada 63’üncü sırada yer aldığını belirten Saip, “Açıklanan önlemler yetersizdir. Durumu kontrol etmeye yetmeyen önlemler sermaye adına alınan önlemlerden ibarettir. Önlemlerin alınması konusunda iktidar sorumludur ve bir an önce önlemleri almalıdır” diye konuştu.

“HAFTA SONU YASAKLARIYLA, İŞÇİ SINIFI HASTALIĞI HALİNE GETİRİLDİ”

Verilerin hala paylaşılmadığını dile getiren Saip, şöyle devam etti:

“İstanbul vaka sayılarının yüksek olduğu bölgelerdendir. Biz 14 günlük bir kapanmanın önemini özellikle vurguluyoruz. Salgın yönetilememektedir ve bu yönetememe durumu ile iktidar sınıfta kaldı. Yalnızca hafta sonu yasaklarıyla birlikte ‘işçi sınıfı hastalığı’ haline gelen pandemi, önlenemez bir boyuta gelmeden yeterli önlemler ile zapt edilmelidir.”

“HASTALAR KENDİ KADERLERİYLE BAŞ BAŞA BIRAKILDI”

Raporu açıklayan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, Türkiye’nin son 7 günde en fazla vaka sayısı artan ülkeler arasına girdiğini kaydetti.

Ömeroğlu, “Covid-19 tanısı almış hasta sayıları artarken, bu artışın aksine zamanla daha az oranda hasta hastanelere yatırılmaktadır. Örneğin Eylül’ün ilk haftasında 853 yeni vaka varken aynı hafta 404 kişi hastaneye yatırılmışken, Kasım ayının üçüncü haftasına geldiğimizde 7 bin 29 yeni hasta varken aynı haftada bin 129 hastane yatışı olmuştur. Başka bir ifadeyle muhtemelen sağlık hizmet alt yapısının yetersizliği nedeniyle hastalar kendi kaderleriyle baş başa bırakılmışlardır” ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL’UN SAĞLIK ALTYAPISI HASTA YÜKÜNÜ TAŞIYAMIYOR”

Ömeroğlu, salgın sürecinin başından itibaren gözlemledikleri doğrultuda öne çıkan tespitleri şöyle sıraladı:

“1- COVİD-19 salgını İstanbul’da geçmiş aylardan daha büyük bir hızla devam etmektedir ve İstanbul’un sağlık altyapısı mevcut hasta yükünü taşıyamamaktadır.

2- Şu anda alınan önlemler çok yetersizdir ve bu haliyle sağlık kurumlarının bu yükü taşıması mümkün değildir.

3- İstanbul’da birçok hastanede hastalar acil servislerde yatış sırası beklerken can vermekte, hekimler ise hastalar arasında seçim yapmaya zorlanmaktadır.

4- Sağlık Bakanı’nın geçmişte yaptığı açıklamaların aksine İstanbul’da çok ciddi yoğun bakım yatak sıkıntısı yaşanmaktadır.

5- Özel hastane patronları bu salgın günlerinde dahi kendi kârlarının peşinde koşmakta; bu ‘Pandemi Piyasası’ndan pay kapmak için bir yandan SGK’dan ödeme alırken öte yandan can derdindeki vatandaşlardan para almaya devam etmektedir.

6- Kamu sağlık kurumları ihtiyaca cevap veremez ve özel hastane patronları para ödeyemeyen vatandaşları hastanelerine kabul etmezken kendisi de hastane patronu olan Sağlık Bakanı duruma seyirci kalmakta, özel hastane yataklarını kamusal kullanıma açmaktan ideolojik, politik saiklerle kaçınmaktadır.

7- İstanbul’daki sağlık kurumlarının düştüğü bu büyük yetmezlik durumu COVİD-19 dışı hastaları da etkilemekte; bir yandan hastanelerdeki yoğunluk, öte yandan salgın korkusu nedeniyle sağlık hizmeti alamamaktadır.

8- Bu süreçte hastanelerden sağlık hizmeti alamayan yurttaşlar aile sağlığı merkezlerine yönelmekte, iş yükü giderek daha fazla artmaktadır.

9- İlçe Sağlık Müdürlüklerine bağlı filyasyon ekipleri geceli gündüzlü çalışmalarına rağmen devasa sayılara ulaşan temaslı takiplerini yapmaya yetişememektedir.

10- Salgındaki büyük artış bu süreçte izin, istifa ve emeklilik hakları da ellerinden alınan hekimlere, sağlık çalışanlarına büyük bir iş yükü olarak yansımakta, çok sayıda sağlık çalışanı hastalanmakta, ölmektedir.”

“ACİLEN TAM KAPANMAYA GİDİLMELİ”

Salgın sürecinin yönetilememesinin tek sorumlusu olarak AKP’yi işaret eden Ömeroğlu, acil kapanmayı önerdi ve alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı:

“1. Türkiye’nin en az iki, tercihen dört hafta toplumsal hareketliliğin azaltılması/sokağa çıkma kısıtlaması ve temel/zorunlu/acil mal ve hizmet üretenler dışında bütün işlerde çalışmanın durdurulmasıyla acilen “tam kapanma”sı şarttır.

2. Sağlık Bakanı salgınla ilgili bilgileri gizleme, karartma tutumundan vazgeçmeli; gerçek tablo bütün açıklığıyla toplumla paylaşılmalıdır.

3. Devletin bütün yurttaşların evde kalma koşullarını sağlamakla yükümlü olduğu sorumluluğuyla kapanma süresince emekçileri, yoksulları koruyacak her türlü tedbir alınmalı, hiçbir mağduriyetlerine, hak kayıplarına yol açılmamalıdır.

4. Salgınla etkin bir şekilde mücadele edilebilmesi için “kapanma” süreci sonrasında da gerekli tedbirler ciddiyetle devam ettirilmelidir.

5. Özel hastanelerin vatandaşlardan her ne ad altında olursa olsun ücret alması engellenmeli; kamu sağlık kurumlarının ihtiyaca cevap veremediği her durumda özel hastaneler Sağlık Bakanlığı’nın kontrolüne geçirilmelidir.

6. Bir an önce “pandemi dışı hastaneler” belirlenmeli, “COVİD-19 dışı hastaların aylardır ertelemek zorunda kaldıkları sağlık hizmeti ihtiyacı daha fazla geciktirilmeksizin karşılanmalıdır.

7. Salgınla mücadelenin hastanelerde değil, sahada kazanılacağı gerçeğiyle filyasyon ekiplerinin sayısı hızla arttırılmalı, çalışma koşulları düzeltilmelidir.

8. Aile sağlığı merkezlerinin bu süreçte artan hasta yükünü karşılayabilmeleri için gerekli tedbirler alınmalı, bütün ihtiyaçları Sağlık Bakanlığı tarafından temin edilmelidir.

9. Kamu sağlık kurumlarının personel açığı bir an önce giderilmeli, haklarında verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadan KHK’lar ile görevlerinden uzaklaştırılan hekimler, sağlık çalışanları görevlerine iade edilmeli, yıllardır atan(a)mayan tüm sağlıkçıların ataması gerçekleştirilmelidir.

10. Sağlık çalışanlarının izin, istifa, emeklilik hakkını gasp eden uygulamadan vazgeçilmeli, motivasyonlarını arttıracak önlemler alınmalı, sağlıklı ve güvenli ortamlarda çalışmaları sağlanmalıdır.”

“GÜNLÜK VAKA SAYISI 9 İLA 12 BİN ARASINDA DEĞİŞİYOR”

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Recep Koç, hastanelerde tedaviye ulaşamayan hastaların aile hekimlerine geldiğini ve buralarda ciddi yığılma yaşandığına dikkat çekti.

Dr. Koç, sahadan aldıkları bilgilere göre, İstanbul’da günlük pozitif vaka sayısının da 9 bin ila 12 bin arasında değiştiğini aktardı.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları