loading
close
SON DAKİKALAR

İYİ Parti’den Suriye operasyonuna destek açıklaması

İYİ Parti’den Suriye operasyonuna destek açıklaması
Tarih: 09.10.2019 - 16:04
Kategori: Siyaset

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Fırat’ın doğusunda yapılması planlanan operasyona destek verdiklerini belirterek, Suriye’nin kuzeyinin ‘Kuzey Suriye’ olmasının engellenmesi gerektiğini ifade etti.

İYİ Parti’den Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye yönelik yapılması planlanan operasyona destek açıklamasında bulundu. 

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada bölgede terörle mücadele ettiklerini belirterek, “Türkiye'nin hemen güneyinde bir terör koridoruna asla müsaade edilmemesi, Suriye’nin kuzeyinin “Kuzey Suriye” olmasının engellenmesi ve bir “PKK terör devleti” kurulmasının önüne geçilerek, bölgenin tekrar barış ve istikrara kavuşturulması ve Suriyeli misafirlerimizin salimen vatanlarına dönüşlerinin sağlanması, Türk Devleti’nin öncelikli hedefleridir” ifadelerini kullandı. 

"Türk Hariciyesi’nin Suriye’de “biriktirdiği” hataları bertaraf etmek için, askerimiz artık 'mecburen' oradadır" diyen Ağıralioğlu'nun açıklaması şöyle: 

"Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Suriye’nin kuzeyinde hazırlandığı askeri operasyon, bütün ülkemizin olduğu gibi partimizin de birinci gündem maddesidir ve tarafımızdan yakinen takip edilmektedir. Her şeyden önce dualarımız ve bütün kalbimiz kahraman askerlerimizle beraberdir. Allah yardımcımız olsun.

İç politikada, iktidara olan bütün şerhlerimize, itirazlarımıza, tenkitlerimize ve muhalefetimize rağmen, tek bir askerimiz dahi sınırın dışına çıktığı andan itibaren, dün grup toplantımızda Sayın Genel Başkanımızın da dediği gibi, dış politikada tek bir partimiz vardır, o da “Al Bayrak Partisi”dir.

Bu hassasiyetle dün TBMM’de, “Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda Cumhurbaşkanına verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresine” destek verdik. Yetki, karar ve mesuliyet artık hükûmetindir. Devletimizin ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her türlü tedbiri ve stratejik planlamayı yapmış olduğuna inanıyoruz.

Türkiye'nin hemen güneyinde bir terör koridoruna asla müsaade edilmemesi, Suriye’nin kuzeyinin “Kuzey Suriye” olmasının engellenmesi ve bir “PKK terör devleti” kurulmasının önüne geçilerek, bölgenin tekrar barış ve istikrara kavuşturulması ve Suriyeli misafirlerimizin salimen vatanlarına dönüşlerinin sağlanması, Türk Devleti’nin öncelikli hedefleridir.

Bu minvalde, ABD Başkanı Trump’ın küstah tweetlerini ve hava sahamızı kapatma tehditlerini, İYİ Parti olarak asla kabul edilemez bir hadsizlik olarak görüyoruz.

Yine Trump’ın ve kimi ABD’li yetkililerin, “Türklerle Kürtler yüzyıllardır savaşan kadim düşmanlardır” ifadesi art niyetli bir cehaletin ürünüdür. Evvela, Türkmenin, Kürdün ve diğer bütün unsurlarımız ile birlikte Türk Milleti’nin ihtiva ettiği sosyolojik gerçeklik, bin yıllık kardeşliğimiz ve kadim değerlerimiz, bu mesnetsiz iddiaları şiddetle reddetmektedir.

ABD’nin, gerek Ankara Büyükelçiliği vasıtasıyla iç siyasetimize, gerek Trump’ın küstah tweetleri ve açıklamaları vasıtasıyla dış politikamıza müdahale etme cüretinin önüne geçmek ve millî menfaatlerimiz için bu hadsizliklere had bildirmek hükûmetin vazifesidir!

Trump’ın Rahip Brunson’un iadesi ile alakalı söylediklerinde, bizim dikkatimizi çekecek nokta, ekonomimizin bu kadar kırılgan bir yapıya sahip olduğu gerçeğidir. ABD’nin bu buyurgan ve diplomatik kuralları çiğneyen tavrına karşı, atılacak akılcı, doğru ve makul adımlar vardır.

Biz, yapıcı muhalefet anlayışımızla memleketimizi ve Mehmetçiğimizi ilgilendiren her türlü doğru adımı destekleyeceğimizi, yanlış gördüğümüz işlerde de ihtarlarımızı ifade edeceğimizi kamuoyuna tekraren ifade ediyoruz.

Tam burada, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun askeri üniformalı resmini, “moral vermek için dahi olsa” diplomatik ciddiyetimiz açısından sakil bulduğumuzu da ifade edelim. Askerimiz sahada savaşır, diplomasi arka tarafta zaferi taçlandırır. Zaten Türk Hariciyesi’nin Suriye’de “biriktirdiği” hataları bertaraf etmek için, askerimiz artık “mecburen” oradadır. Bu net tablonun ve “diplomatik hakikatin” herkes tarafından görülmesi ve bu ciddiyete uygun davranılması lazımdır. Dışişleri Bakanımız, sahadaki işleri ehline bırakıp masadaki işlere odaklanmalı ve diplomatik maharet ile el sıkarken, Türk Hariciyesi eliyle de göğsümüzü kabarttığı fotoğraflar vermelidir.

Bu hassasiyetle PYD terör örgütüne on binlerce tır silah ve mühimmat gönderen güya “stratejik müttefikimiz” ABD’ye ve küstahlıklarına karşı, hükûmetimizin atacağı adımları ve Suriye’deki gelişmeleri detaylarıyla bilmek istiyoruz. Biz, Suriye’nin kuzeyinde, ABD’li yetkililerin dediği gibi, “IŞİD’li militanların değil”, milletimizin ve devletimizin âlî menfaatlerinin bekçisiyiz.

Muhalefeti bilgilendirmenin iktidarın vazifesi olduğunu ve bu hassas süreçte dosdoğru bir tavır olacağını da tekraren hatırlatmış olalım.

Güvenliğimizle alakalı bu hayati meselemizle birlikte, TBMM yeni yasama yılının açılmasının akabinde vatandaşlarımızın ivedilikle çözüme kavuşturulmasını beklediği talepler de partimizin öncelikli meselesidir. Yargı reformu, hak mağduriyetleri, ekonomik problemler gibi milletimizin genel ekseriyetini ilgilendiren bu hususlarla ilgili teklif ve tenkitlerimiz, geçen dönem olduğu gibi bu dönemde de üzerinde hassasiyetle durularak devam edecektir.

Ekonomik kriz haneleri zorlamakta, geçim ve iaşe dertleri vatandaşlarımızı ciddi sıkıntılara sokmaktadır.

Enflasyon rakamının 26 ay sonra tek haneye inmesi hükûmet tarafından bir başarı olarak görülse de ekonomik göstergedeki bu değişiklik vatandaşımızın alım gücüne ne yazık ki yansımamıştır. Enflasyon rakamlarının piyasa fiyatlarını doğru yansıtmadığı düşüncesi, vatandaşlarımızın kafasında TÜİK gibi resmi bir kurumun meşruiyetine ve güvenilirliğine gölge düşürmektedir.

Hâlbuki vatandaşımız, cüzdanına yansıyanı, marketten alabildiğini, pazardan çantasına koyabildiğini “resmi veri” olarak kabul etmektedir. İnsanımızın kendi yaşadığı geçim zorluğu, hakikate dair tek gerçek bilgidir.

Buradan hareketle e-haciz vakalarından doğan mağduriyetler de vatandaşlarımızın omuzuna ağır bir yük daha yüklemektedir.

Bu hususu da müstakil olarak kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

Hesaplara bloke koyulmasına neden olan devlet borç kalemlerinden sebep, bildirimsiz e-haciz mağduriyetleri çok ciddi boyutlara ulaşmıştır.

Hükûmetin kaynak sorunu, farklı alanlardaki hizmetlere zam olarak yansımaktadır. Üstelik bu hizmetlerin büyük bir bölümü, yerine başka hizmetleri ikame edebileceğimiz hizmetler de değildir. Yani bu zamlardan kaçmanın yolu yoktur. Ancak bu zamlar yetmemiş olmalı ki son günlerde vatandaşlarımızdan gelen yoğun şikayetleri burada, basınımız aracılığıyla ifade etmemiz gerekiyor. O da e-haciz olaylarının çok sıklıkla dile gelmesidir.

Devlete olan borçlarını ödeyemeyen 3,9 milyon yurttaşımızın banka hesabı bloke edilmiştir. E-haciz yoluyla hesaplarına bloke koyulanlar arasında öğrenim kredisi alan öğrencilerimiz de bulunuyor. Bu bloke konulanların arasında Kredi ve Yurtlar Kurumu’na borcunu ödeyemeyen 200 bini aşkın öğrencinin de bulunduğu ifade ediliyor. Burada acı olan, devletin itibarını ve adalet anlayışını yerle yeksan eden husus, e-haciz işleminin hesap sahiplerinin çoğuna bildirim dahi yapılmadan uygulamaya konulmasıdır.

Burada doğan mağduriyet şudur: Bloke konulan hesaplarda hiçbir şekilde işlem yapılamıyor.

Hükûmet, öğrencimizin, zaten zar zor geçinen vatandaşlarımızın banka hesaplarına sorgusuz sualsiz el koyacağına, milyonlarca liralık vergi borcunu sıfırladığı “kendi zenginlerine” yüzünü dönmelidir. Hükûmete tavsiyemiz ve teklifimizdir; önce “vergi borçları sıfırlanan kendi milyarderlerinden” tahsilata başlanmalıdır, sonra öğrenciler, memurlar, çiftçiler, esnaflar, tüccarlar…

İYİ Parti, doğru kimden gelirse gelsin desteklemeye, yanlış kimden gelirse gelsin karşı çıkmaya devam edecektir. Bu anlayışla milletimizin yönetim hizmetine talibiz ve siyasetimizi de bu doğrultuda yapmaya devam edeceğiz"


 

 

Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları