Kılıçdaroğlu 23 Nisan özel oturumunda Meclis Genel Kurulu'nda partili cumhurbaşkanlığı sistemini eleştirdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 99. yıl dönümü dolayısıyla Meclis'te düzenlenen özel oturumda konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basarak başlattığı mücadelenin 100. yılındayız. Önümüzdeki yıl 100. yıl kutlamaları gerçekleştireceğiz. Hakimiyet bilakaydüşart milletindir anlayışının 100. yılını kutlayacağız. 2021'de milletin makus talihinin yenildiği 'sathı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır' denilen Sakarya Zaferi'nin 100. yılını kutlayacağız. 2022'de başarıyla sonuçlanan Kurtuluş Savaşı'nın 100. yılı. 2023'te cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılını kutlayacağız. 

Önümüzdeki 4 yıl kutlamalar dönemidir. Hepimiz için arınma dönenmidir. Gerçeklerle yüzleşme, Türkiye'nin günümüzün sorunlarına çözüm üretecek felsefeyi keşfetme dönemidir. Bunu 3 sözcükle özetleyebiliriz. Hak, hukuk, adalet. 

Kurtuluş Savaşı'nın planlanması sürdürülmesinin temeli Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine dayanır. Kurtuluş da kuruluş da hukuka dayanır. Gazi Mustafa Kemal Meclis'te müdafaa-i hukuku anlatır. 

Müdafaa-i Hukuk sadece işgal güçlerine karşı Türk milletinin hakları anlamına gelmez. Her bir vatandaşın hakkının savunulduğu anlayışı ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde her bir vatandaşın hakkının hukukunu korumayı amaç edinen hukuk vardır. Dünyada gazi meclis unvanına sahip tek Meclis TBMM'dir. TBMM tarihin yüklediği sourmluluğun gereği olarak titiz davranmıştır. 

24 Anaysası TBMM'de görüşülürken önerge verilir. Meclisin kendiliğinden seçim yenilenmesi kararı verebileceği gibi cumhurbaşkanı da gerekçesini millete bildirmek kaydıyla fesih kararı verebilir. Mahmut Esat Bozkurt kürsüye çıkar 'hakimiyet kayıtsız şartsız milleti diyoruz. Nasıl o kadar büyük bir kuvveti cumhurbaşkanı feshedebilmektedir' der. Önerge oylanır. TBMM, cumhurbaşkanının feshetme yetkisini reddeder. Egemenliğin kullanılmasının hiçbir kişiye, zümreye bırakılmaması için kuvvetler ayrılığı ilkesi getirilmiştir. Yasama, yürütme, yargı demokrasinin olmazsa olmazıdır. Askeri darbelerle farklı müdahalelerle egemenlik milletten alınmak istense de TBMM er geç özüne dönmüştür. Son anayasa değişiklikleriyle TBMM kendi yetkisini kısıtlamış, kuvvetler ayrılığı ilkesi fiilen ortadan kalkmıştır.

6 madde halinde sunmak isterim:

1- TBMM'nin yetkileri kısıtlanmış, denge denetleme mekanizmaları yok edilmiş, denetimsiz yürütme yaratılmıştır.

2- Cumhurbaşkanı kararnameleriyle yasama yetkisi filen ortadan kalkmıştır.

3- Yargı bağımsızlığı sona ermiştir. 

4- Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile cumhurbaşkanı belli bir siyasi görüşün temsilcisi haline gelmiştir.

5- Tek kişiye parlamentoyu fesih yetkisi verilmiştir. Milletin geleceği bir kişinin iki dudağı arasına bırakılmıştır.

6- Bütçe hakkı ve yetkisi fiilen Meclis'ten alınmıştır.

Bu adımların 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı direniş sergileyen Meclis'te atılması hazindir. 

Son anayasa değişiklikleriyle denetlenebilen, hesap veren iktidar yok edilmişti. Yargı bağımsızlığı değildir. TBMM'nin denetleme yetkisi büyük ölçüde elinden alınmıştır.

Hepimiizn ortak talebi çağdaş, demokratik, hukuk düzeni inşa etmektir. Bunun yolu darbe hukukundan arınmış bir anayasayı uzlaşma kültürü içinde tartışarak kabul etmemizdir. Bunu yapınca çocuklarımıza yaşanabilir bir Türkiye bırakacağız. TBMM'nin o tarihi görevi yerine getirmesi dileğiyle tümünüzü saygıyla selamlıyorum.