loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu Avrasya Türk Radyosu’na konuk oldu

Kılıçdaroğlu Avrasya Türk Radyosu’na konuk oldu
Tarih: 22.04.2014 - 13:34
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu Avrasya Türk Radyosu’ndan ''Dersim dört dağ içinde'' türküsünü istedi, A.E.Çelik bu türküyü Kılıçdaroğlu’na armağan etti...

-“Yolsuzluklar var mı? Var. İnkar eden var mı? Hayır, inkar edende yok. İşin garip tarafı da bu zaten. Yani yolsuzluk olduğunu herkes kabul ediyor ama, alınacak önlemler konusunda biraz mesafeli duruyor”

-“Bir toplumu içerden çürütürseniz devletin bekası yara almış olur. Devletin içinden çürüdüğünü hep beraber görüyoruz.”

-Ben halkın rüşvet ve yolsuzluk konusunda duyarlı olduğuna inanan birisiyim. Ama seçim sonucu ortaya çıkan tablo, özellikle iktidar partisinin medya gücünü olağanüstü kullanması halkın kafasında bir şüphe olduğunu gösterdi”

-“Parlamentoda soruşturma komisyonları kurulacak ve orada rüşvet alan bakanların kimden ne kadar rüşvet aldıkları, bununla ilgili belgeler, dokümanlar hepsi yeniden görüşülecek ve tartışılacak. Sanıyorum bu doğruydu, yanlıştı tartışmalarını daha da netleştirecek. Halkımız da sağduyuyla bu tabloyu izleyip karar verecek.”

-“%100 soruşturma komisyonlarından bir sonuç alır mıyız? Sonuçta bu ülkenin bir vicdanı var. Bir şekliyle bu ülkenin temizlenmeye, arınmaya ihtiyacı var. Yani ben rüşvet almadım demek yetmez onu kanıtlaması lazım. Ortada belgeler, fotoğraflar, kasetler var.”

-“Cumhurbaşkanlığı konusunda halkın daha dikkatli bir tutum sergileyeceğine inanıyorum. Çünkü o makam çok önemli bir makamdır ve o makamda görev yapacak kişilerin çok temiz, duru, arı olması lazım. O makamları kirletmememiz gerekiyor. Bu duyarlılığı herkesin göstereceğine inanıyorum”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu Ahmet Erhan Çelik’in Avrasya Türk Radyosu’nda sunduğu ilk programa konuk oldu, türkü armağanını aldı ve soruları şöyle yanıtladı…

Ahmet ERHAN- Kemal bey hoş geldiniz.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Hoş bulduk, nasılsınız iyi misiniz?

Ahmet ERHAN- Sağolun. Ne iyi ettiniz.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Programınız hayırlı olsun önce onu söyleyeyim.

Ahmet ERHAN- Sağolun. Ümit ederim bir faydası olur insanlarımıza, memlekete.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Kesinlikle.

Ahmet ERHAN- Bunun dışında bir çabamız yoktur. Siz nasılsınız yerel seçimlerin ardından ve kötü bir olayın ardından diye soruyum hemen.

Kemal KILIÇDAROĞLU- İyiyiz, çalışıyoruz. Malum sizde biliyorsunuz her seçimden sonra doğal olarak bir tartışma olur daha iyiyi nasıl yakalarız diye onun çabası olur. Eksikliklerimiz nerede, kusurlarımız nerede, artılarımız hangileri, hangi bölgede nasıl sonuçlar elde ettik bunlar değerlendiriliyor. Sonuçta geleceğe hazırlanmak açısından seçimlerden hemen sonra yeni bir çalışma startı verdik. İşin özeti bu.

Ahmet ERHAN- Kemal bey, siyaseti hep biz konuşuyoruz bir araya geldiğimizde de. Hani bizim hayat tarzımız gibi bir şey olmuş. Gazeteciler açısından da öyle Ankara’daki gazeteciler açısından. Ama başkada bir hayat devam ediyor ve ben biliyorum sizin bir başka hayatınızda var. Resim topluyorsunuz, kitap topluyorsunuz, eskiye meraklısınız. Türküye meraklı mısınız?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Türküleri çok severim. Türküler aslında bizim kültürümüzün ayrılmaz bir parçası.

Ahmet ERHAN- Dersim türkülerinden sevdiğiniz ne var? Mesela sizinle sohbetin ardından eğer Barış yapabilirse hemen yayınlamayı isterim keyifle.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Dersim Dört Dağ İçinde güzel bir türkü aslında.

Ahmet ERHAN- Bu radyoda bir dil var Kemal bey bu türkü size gelsin şeklinde. Türkçe olarak belki doğru değil ama bu türküyü size hediye edeceğiz. Ümit ederim kabul edersiniz.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Sağolun çok teşekkür ederim.

Ahmet ERHAN- CHP’nin geleceğinde iyi bir şeyler var diye biz hissediyoruz. Çünkü bir gayret var oy oranlarınızda artmış görünüyor aslında. Hani genel oy oranı kötü gibi görünmekle beraber İstanbul ve Ankara’da özellikle ciddi bir sıçrama yaptı CHP. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Oyumuz elbette yani beklentilerimiz çok yüksekti. Beklentilerimiz gerçekleşmeyince doğal olarak biraz üzüldük. Çünkü Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu konjonktüre bakıldığında ya da baktığımızda biz haklı olarak adı yolsuzluğa bulaşmış, rüşvete bulaşmış, ayakkabı kutularından dolarların fırladığı, yatak odalarında para kasaları. Dolayısıyla halkımız biraz daha sert bir sonuç doğuracak bir yapı ortaya çıkarabilirdi diye düşünüyorduk ama olmadı.

Ahmet ERHAN- Halkımız bir karakter sorunumu yaşıyor sizce?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Yok öyle bir suçlamayı yapmak doğru değil. Sonuçta dönüp kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Ya yeteri kadar anlatamadık veya inandırıcı olamadık. Ama bu bizim mücadele etmeyeceğiz anlamına gelmez. Oturup mücadelemizi yapmak durumundayız.

Ben halkın rüşvet konusunda, yolsuzluk konusunda duyarlı olduğuna inanan birisiyim. Ama ortaya çıkan tablo özellikle iktidar partisinin medya gücünü olağanüstü kullanması halkın kafasında bir şüphe doğurdu. Ama sanıyorum önümüzdeki günlerde parlamentoda, hatta bu hafta içinde soruşturma komisyonları kurulacak ve orada rüşvet alan bakanlar kimden ne kadar rüşvet aldıkları, bununla ilgili belgeler, dokümanlar hepsi yeniden görüşülecek ve tartışılacak. Sanıyorum bu belki biraz daha o seçim gündeminde yok doğruydu, yanlıştı tartışmalarının ötesinde halkımızın da sağduyuyla bu tabloyu izleyip karar verecek diye düşünüyorum.

Ahmet ERHAN- Peki Kemal bey, seçim öncesinde yazdığım bir yazıda ben şunu ifade etmiştim. Siz yolsuzlukları işaret ettiniz Başbakanın yaptığı iddia edilen yolsuzlukları ki bu konuda polisin tespitleri vardı illegalde olsa memleketi ve her birimizi şaşırtan ses kayıtları dinlendi. Hatta insanlar müptelası haline geldi bir ses kaydı yayınlanmadığında. Başbakanda bu tür ses kayıtlarının yayınlanmasının gayri ahlaki olduğuna vurgu yaparken komplo dedi, montaj dedi vs. o da Başbakanda sizin karşınızda devletin bekası meselesini öne çıkardı. Özellikle paralel yapılanma dedi bütün mitinglerinde. Şöyle bir soru sorsam ne dersiniz? Halkımız iki görüş dinledi, bir görüş Ana Muhalefet Partisi Lideri dedi ki, yolsuzluk kötüdür, ahlaksızcadır ve bu ülkenin Başbakanının yaptığı iddia ediliyor. Bu olacak iş değil memleketimi satacaksınız diye sordunuz. Diğer tarafta Başbakan montajdır, kurmacadır dedi. Ama dedi devletin içinde bir çete var. Bu çeteyi de ben temizleyeceğim dedi. Sonuç itibariyle il genel meclisi oylarında baktığınızda siz %30’a yakın, AKP’de %45 civarında bir oy aldı. Arada 15 puan fark meydana geldi. Devletin bekasımı, yolsuzluk mu diye sorduğumuzda sizce halk beka sorununu mu daha ciddiye aldı? Böyle bir analiziniz var mı?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Şimdi yolsuzlukların devletin bekasıyla bir ilgisi yok. Yani bunu her yurttaşımız üç aşağı, beş yukarı takdir eder. Neden? Eğer devletin bekası gerçekten ciddi bir olay ve üzerinde durulması gereken bir olay. Devletin bekasını düşünüyorsak o zaman yolsuzluklara karşı ortak mücadele etmemiz lazım. Eğer bir toplumu içerden çürütürseniz devletin bekası zaten yara almış olur. Bizde zaten bunun üzerinde duruyoruz. Devletin içinden, içeriden çürümemesi gerekiyor. Ortaya çıkan tablo nedir? Devletin içinden çürüdüğünü hep beraber görüyoruz. Şimdi yolsuzluklar var mı? Var. İnkar eden var mı? Hayır inkar edende yok. İşin garip tarafı da bu zaten. Yani yolsuzluk olduğunu herkes kabul ediyor ama alınacak önlemler konusunda biraz mesafeli duruyoruz. Zaten asıl üzerinde durmamız gereken temel konunun da bu olması gerekir. Neden üzerinde böyle belli bir mesafeyle duruyoruz? Oysa bu olayın üzerinde biraz daha kafa yormamız, yolsuzlukları engellemek için çaba harcamamız, bunun mücadelesini vermemiz gerekiyor eğer çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakacaksak. Bu yapılmadı.

Ahmet ERHAN- Tabi olağan hayat akışı içinde yani o ses tapelerinden herhangi biri bir başka ülkede bir tanesi bile yayınlansa Avrupa’da çok farklı tepkiler gelişiyor malumunuz. Ama bizde çalışmadı görünüyor.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Evet bizde çalışmadı. Dediğim gibi yani olayı belki o seçim heyecanı içinde doğru mudur, yanlış mıdır diye bir tartışma süreci içinde götürdük. Biz bunlar doğrudur derken işte hayır bunlar doğru değil, bunlar tümüyle düzmecedir, montajdır diye bir başka görüş çıktı ortaya. Biliyorsunuz Başbakanlık koltuğunda oturan kişi bunu özellikle iddia etti ve bunun arkasında durdu. Ama bugün geldiğimiz noktada bunların doğru olduğunu artık bütün dünya kabul ediyor. Herkes biliyor doğru olduğunu. Ben şunu tabi arzu ediyorum. En büyük arzum da o. Şimdi biraz daha dikkatle dinleyebiliriz ve dikkatle yorum yapabiliriz. Eğer bunlar doğruysa o zaman bir şekliyle bunun hesabının sorulması gerekiyor. Seçimler bitti, olaylar bitti. Şimdi daha rahat delilleri değerlendirebiliriz, olayları görüşebiliriz. Kaldı ki, bu ses kayıtlarının tümü yasadışıda değildi. Mahkeme kararıyla alınan ses kayıtları vardı. Yani bunlar yasadışı değildi.

Ahmet ERHAN- Bir kısım özellikle bu sosyal medyada yayınlananlar vardı. Sizin dinlettiğinizi biliyorum meclis kürsüsünden. Nasıl hesap sorulabilir ki Kemal bey? Meclisteki soruşturma komisyonundan umudunuz var mı?

Kemal KILIÇDAROĞLU- %100 soruşturma komisyonlarından bir sonuç alır mıyız? Samimi söylemek gerekirse mücadelesini vereceğiz. Yani bir sonuç almak durumundayız. Yani sonuçta bu ülkenin bir vicdanı var. Yani olaylar bu kadar sıradan, rutin olaylar değil. Bir şekliyle bu ülkenin temizlenmeye, arınmaya ihtiyacı var. Yani ben rüşvet almadım demek yetmez onu kanıtlaması lazım. Ortada belgeler var, ortada iddialar var, fotoğraflar var, kasetler var. Bütün bunlara baktığımız zaman bizim bir şekliyle bunu oturup değerlendirmemiz gerekiyor.

Ahmet ERHAN- Şöyle bir şey sormayı isterim. Meclis soruşturma komisyonlarından komisyona havale durumu olduğu için pek umutvar olmamız gerekmiyor. Ama Başbakanda hesap sorulmasını öngördüğünüz Başbakanda adım adım sanki Cumhurbaşkanlığına doğru gidiyor. Nasıl bir garip bir korelasyon ortaya çıkmıyor mu?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Cumhurbaşkanlığı o kadar sıradan bir olay değil. Yani her halükarda üzerinde hepimizin durması, düşünmesi gereken bir olay. Ben şöyle düşünüyorum samimi düşüncemi aktarmak gerekirse elbette herkesin gönlünde bir aslan yatıyor, bir yerlere gelmek ister. Ama ben Cumhurbaşkanlığı konusunda halkın daha dikkatli bir tutum sergileyeceğine inanıyorum. Çünkü o makam çok önemli bir makamdır ve o makamda görev yapacak kişilerin çok temiz, duru, arı olması lazım. O makamları kirletmememiz gerekiyor. Bu duyarlılığı herkesin göstereceğine inanıyorum. Samimi düşüncem bu.

Ahmet ERHAN- Ümit ediyoruz. Ama bakınız ki dar bölge seçim sistemi tartışılıyor ve hedef 2015 gibi görünüyor. AKP aslında anayasayı baştan sona değiştirebilecek bir çoğunluğu aradığı için olsa gerek dar bölge sistemine çalışmıyor mu? Yani bu konuda anayasayı da değiştirmek yönünde hareket ediliyor. Bir hayli gözükara bir süreç yaşanıyor gibi.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Evet anayasayı değiştirmek ve bu çerçevede kendisine uygun bir başarıyı elde etmek istiyor. Hatta oy trendi biliyorsunuz düştü. Yani MHP’nin ve CHP’nin oyları arttı ama AKP’nin oyları düştü. Ama buna rağmen AKP kendisini seçimde çok başarılı olarak lanse ediyor kamuoyuna. Bu gerçeğinde altını özenle çizmemiz gerekiyor.

Ne olursa olsun, sonuçta şöyle bir başka gerçek var. Yani oraya da herkesin dikkatini bir şekliyle çekmemiz gerekiyor. O gerçekte şu; AKP oy kaybedeceğini bildiği için önümüzdeki seçimlerde mevcut seçim yasasıyla gidildiğinde parlamentoda çoğunluğunu büyük bir ihtimalle yitirecektir. Tek başına iktidar olamayacaktır. Şimdiden bunun arayışları başladı. Nasıl bir seçim modeli getiriyim ki ben yine parlamentoda çoğunluğumu korumuş olayım diye. Böyle bir arayış var. Bu biraz tabi bizimde hep beraber dikkat etmemiz gereken bir süreç. O arayışa dikkat etmemiz gerekiyor. İktidar partisi tabi böyle düşünebilir ama sonuçta muhalefet partilerinin de parlamentoda belli bir ağırlığı vardır ve tartışılacaktır. Daha dengeli, yani milli iradenin parlamentoya daha dengeli yansımasının yollarını mutlaka bulmalıyız.

Şöyle söyleyeyim, şimdi düşünün %9 oy alan bir siyasal parti %9 oy alıyor ama parlamentoya bir milletvekili bile getiremiyor. Şimdi bunun üzerinde durmamız lazım ve bu doğru değil. Mutlaka %1 oy bile alsa oy veren yurttaşların o bağlamda iradelerinin temsil edilmesi gerekiyor. Bir şekliyle parlamentoya bunun yansıması gerekiyor. Asıl üzerinde belki durmamız gereken konulardan biriside bu.

Ahmet ERHAN- Siz özellikle prensiplerle hareket eden bir kişisiniz ben biliyorum. Ama hafta sonu sizin meclis grup toplantınızda Bolu milletvekili Tanju Özcan’ın şöyle bir görüş dile getirdiği kulağımıza gelmişti. Dar bölge sistemi eğer uygulanırsa meclise biz 40’tan fazla milletvekili sokamayız biteriz diye. Şimdi AKP temsilcileri de sabah Mehmet Ali Şahin beyi dinledim Genel Başkan Yardımcısı. Çalışın altında kalmayın diyor. Dar bölge sistemi bitir mi CHP’yi?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Dar bölge sistemi bizi bitirmez onu ifade edeyim. İkincisi, çalışın kazanın. Bu çok güzel bir söz. Ama çıkaracağım milletvekilini çıkaracağın bir yasayla sen üstleniyorsan, sen götürüyorsan o zaman nasıl çalışacağız?

Şöyle söyleyeyim, son seçimlere bakın bu seçimlerde normalde AKP’nin bu kadar milletvekili çıkarmaması lazım. Ama çıkarıyor. Neye göre çıkarıyor? Baktığınız zaman tabloyu görüyorsunuz. A Partisine vatandaş oy veriyor ama milletvekilini B partisi çıkarıyor. Bu olmaz, doğru değil. Bunun üzerinde hepimizin durması gerekiyor. Bu yasalar ne zaman çıktı? 12 Eylül döneminde çıktı. Yani askerlerin iktidarında çıktı. Eğer biz darbeye karşıysak, darbe hukukuna karşıysak o zaman daha demokratik bir yöntem getirmemiz gerekiyor. Yani darbeye karşı olmak sadece lafla değil işle de, eylemle de biz darbeye karşı olduğumuzu ortaya koyalım. Daha demokratik bir Türkiye için mücadele edelim. %5 oy aldıysa diyelim Türkiye milletvekilliği vardı rahmetli Özal getirmişti. Sonra anayasa mahkemesi iptal etti. %5 oy aldıysa 5 milletvekili getirsin, %49 oy aldıysa 490 milletvekili getirsin. Buna benzer pek çok uygulamayı yapmak mümkün aslında daha demokratik.

Ahmet ERHAN- Peki dar bölge sistemini AKP meclis gündemine getirdi. Prensip olarak karşımı çıkacaksınız, yoksa tadilatı yönünde bir çabanız olacak mı?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Önce görmemiz gerekiyor samimi söylemek gerekirse. Bakarsınız güzel bir modelde gelmiş olabilir. Yani çok önyargılı değiliz biz illa şu gelsin veya bu gelsin diye. İşe biraz demokratik açıdan bakacağız. Öyle bakmamız gerekiyor. Demokrasimizi güçlendiriyorsa yapılan düzenleme bir sorunumuz yok. Ama demokrasimizi güçlendirmiyor da bir partinin egemenliğine yol açıyorsa o zaman buna da doğal olarak karşı çıkarız.

Ahmet ERHAN- Sizin gibi güler yüzlü bir demokrasi geleceği vaadiyle diyelim. Çok teşekkür ediyoruz ilk programımıza katıldınız, şeref verdiniz.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Bütün Avrasya Türk dinleyicilerine selamlarımı, saygılarımı gönderiyorum sizin aracılığınızla.

Ahmet ERHAN- Çok teşekkür ederiz efendim, yeniden görüşmek dileğiyle.

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları