loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu: Devlet baskı aracı olamaz, hiç kimse devlet değildir

Kılıçdaroğlu: Devlet baskı aracı olamaz, hiç kimse devlet değildir
Tarih: 11.03.2021 - 15:10
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uşak'ta "Kanaat Önderleri ve Muhtarlar Buluşması"nda konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"Bir ekonomik buhran yaşıyoruz. Her kesimde sorun var. İşçisinde, çiftçisinde, emeklisinde, sanayicisinde... Sorunu siyaset kurumu çözer. Siyaset kurumunu iktidara taşıyan halktır. Bir sorun yaşıyorsa ve çözülemiyorsa sadece benim değil sizlerin de düşünmesi lazım. Elin oğlu nasıl aşıyor? Onlarda akıl var da bizde yok mu? Onlar 30 yılı düşünüyor da biz niye yarını düşünmüyoruz?

Rahmetli Ecevit, Ekonomik ve Sosyal Konseyi kurdu. Kişi ya da gruplar belli sorunla karşılaştıklarında aktarabilecekleri yer lazım. Bir masanın bir tarafında siyasiler diğer tarafında sorunu yaşayanlar oturur. İktidar sorunu çözmek istiyorsa sorunu yaşayandan dinlemek zorundadır. En son 5 Şubat 2009'da toplandı konsey. Neden toplanmıyor?

Zincir marketler... Esnaf zincir marketleri iktidara taşıyan siyasetçileri iktidara taşımak için oy kullandı. Şimdi kullanmaması lazım. 

Esnaf orta direktir. Esnafın yaşaması için gelir elde etmesi lazım. Sorunların oturulup konuşulması lazım.

Stopaj konusunda yük esnafın. İktidar olduğumuzda ilk haftada stopaj vergisini bir kararnameyle kaldıracağız. Kredi verildi ama herkes alamadı. Ödeme zamanı geldi. Ödenemiyor, süre uzatıldı. Doğru değil, dükkanlar gene kapalı. Esnaf gelir elde edemiyor. Esnafın pandemide aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Ana parayı taksitle ödeyecek. 

Esnaf Halk Bankası niye bana destek vermiyor, demiyor. Bu sorgulanmalı.

Zincir marketlerle ilgili kanun teklifi verdik. 45 gün geçtikten sonra TBMM'de görüşelecek. izleyin bakalım kim ne söylüyor. Kim esnaftan yana kim değil.

Bu topraklarda yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. Muhtarlık demokrasinin kaynağını oluşturur. Siyaset kurumu muhtarlara gerekli desteği verdi mi? Biz aylık bağlayın dedik, ödenek bağladılar. Sizi seçen halk milletvekilini, cumhurbaşkanını seçmedi mi? Bu çifte standart neden? Biz buna itiraz ediyoruz. 

Muhtar adı 100 küsur kanunda geçer. Ne siz ne ben bilirim. Niye muhtarlık kanunu yok? 

Gece baskınlarında, ev baskınlarında muhtarı da götürüyorlar. İtiraz edeceksiniz. Ben ediyorsam siz de edin. Sizin itirazınız daha değerlidir. Bir muhtarlık kanunu hazırladık derneklere gönderdik. Kanun teklifi olarak verdik.

Niye birleşik oy pusulası yok muhtarların? Bütün muhtarların kararlı tavır takınması lazım. Parçalı yapıyı herkes kullanır, birlik olmak zorundasınız.

Yumurta datarak şeker fabrikaları kuruldu. Özelleştirmelerle çiftçinin mağdur edildiğini biliyorsunuz. Bu devlet 1940'lı yıllarda uçak ihraç eden 5 ülkeden biriydi. Temeli 1925'te Kayseri'de atıldı. Etimesgut'ta uçak motoru fabrikaları vardı. Ne oldu bunlar? Kendi gemimizi yapıyorduk. Ne oldu bu fabrikalar? 

Hiç kimseye minnet etmeyen, onurlu bir devlet düşünün. Bütün İslam coğrafyasına örnek bir ülke düşünün. Mustafa Kemal'in kurduğu ülke budur. Kaçımız tarihi gerçek anlamda biliyor? 

Dünyanın her tarafında siyasi tartışmalar olur. Bu kadar hakaret çekilir mi? Türkiye bunu hak ediyor mu buna bakmanız lazım.

Geçen şeker bayramında gazeteci arkadaşlara bütün parti genel başkanlarını TV programına davet edin, siyasetten konuşmayalım, evliliğimiz, çocuklarımız, biz kimiz görsünler. Kabul edilmedi. Eskiden medeni tartışmalar olurdu şimdi niye olmuyor? 

21. yüzyılın Türkiye'sinde hala birleştirilmiş sınıf var. Türk Telekom kimse satıldı, niye satıldı? Internet altyapısını yapacaktı. Bankalardana borç aldı, Telekom'u aldı, karı topladı. Borcu ödemeye gelince ödemiyorum, dedi. Biz Telekom'u aldık, borcunu da ödedik. Ses çıkmadı.  Yetimin parasını Hariri ailesine peşkeş çekenlere neden ses çıkarılmadı?

Ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını birisi yiyorsa burada ne oluyor derim. Borcu sırtımızda kaldı, karı oraya gitti.

Önce sendikaların itiraz etmesi lazım. Sadece işçi değil işveren sendikaları da itiraz edecek. Olay milli bir olay.

Komisyonlarda ilgili tasarı görüşülürken STK'ların toplantıya katılması, görüşünün alınması lazım. 

2006'da tarım kanunu çıktı. Çiftçiye her yıl yüzde 1 oranında destek verilir deniyor kanunda. 210 milyar lira çiftçinin devletten alacağı var. Siyasi otorite kanunu yerine getirmemiş. Çiftçinin dava açması lazım. 

Taşeron işçilerin haklarını savunduk. Kadro vermek zorunda kaldılar. 

Hiçbir işçi sendikasıyla farklılığımız yok. Elbette toplu iş sözleşme yapacaklar. 18. yüzyılın kavramlarıyla 21. yüzyılın sorunları çözülemez. En temel ayrışma demokrasiyle otoriter rejimler arasındadır. 

Emeklilik tasarı parlamentoda konuşulurken salonu terkeden tek parti CHP idi. Emeklilik yaşını 65'e çıkardı. Her emekli aylığından bin lira daha düşürdüler. Milli gelir artışından emekliye pay verilmez dediler. Biz itiraz ettik. EYT'ler var. İş bulsa dahi çalışamıyorlar. Ancak kayıt dışı çalışır. Daha fazla prim öderse daha düüşük aylık alacak. Şu garabete bakın. Az prim ödeyen, az çalışan daha yüksek, çok çalışan daha az alacak. Bunu da reform olarak sundular. 34 ve 43 yaşında emekli olmaya karşıyım. Bu yaşlarla olmaz. 

Aile Destekleri Sigortası var. Yaşınız 60. Patron kıdem tazminatını al, git dedi. İşsizlik sigortasından 10 ay para aldı, sonra yok. Devlet bekle 65 yaşında emekli olacaksın, diyor. Ben nasıl geçineceğim peki? Aile Destekleri Sigortasıyla. 1971 yılında çıktı bu. 50 yıldır niye kimse seslendirmiyor. Çünkü yoksulluğu yönetmek istiyorlar, bitirmek istemiyorlar. 

Hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemiyorsanız, insan onurunu korumak istiyorsanız Aile Destekleri Sigortasını kim taahhüt ediyorsa ona destek vermek zorundasınız. 

Takım tutar gibi parti tutulmaz. Bir parti yanlış yapıyorsa sana oy vermiyorum, diyecek vatandaş. Siyasi partiler devlet olmak için iktidar olmazlar, devleti yönetmek için iktidar olurlar. 

Hiç kimse devlet değil, devlet hepimiziz. Devlet baskı aracı olamaz. Devlet vatandaşın can ve mal güvenliği korumak için kurulmuş tüzel kişiliktir. 

Sağlık çalışanlarına şükran borçluyuz. Koronadan çok sayıda sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Meclis'te, sokaklarda alkışladık. Yeter mi? Doktorlar meslek hastalığı sayın, diyorlar. Saymıyorlar. Biz koronadan hayatını kaybeden bütün sağlık çalışanları için pul bastırdık, ailelerine mektup gönderdik. 

Türkiye nasıl büyür? 4 ayaklı strateji anlatacağım. 

1- Türkiye hızlı bir büyüme istiyorsa ve yatırım isteniyorsa can ve mal güvenliği gerekir. Bunu demokrasi sağlar. Ben bir haksızlığa maruz kaldığımda bağımsız yargıdan hakkımı alırım, der kişi. Türkiye'de yargı bağımsızlığı yok. Bizim iş adamalrımızın yatırım yapıyor mu, az. Büyük ihaleleri alanlar  parayı İngiltere'ye götürüyorlar. 

Bir insan düşüncesini söyledi diye hapse mi atılır? Biz bilim adamlarını üniversitelerden attık, bizim gibi düşünmedi diye.

Birinci şart demokrasi, güçlendirilmiş parlamenter sistem. Milletevekili seçtiğinizi düşünüyorsunuz. Milletin vekilini millet seçtiğinde demokrasi olur. 

 2. ayak üreten Türkiye. Her alanda üreteceğiz. Üreten ülke güçlüdür. Üniversiteler bilgi üretmezse katma değeri yüksek ürün üretemezsiniz. 

3. ayak güçlü bir sosyal devlet. Üretiyorsunuz ama hakça bölüşmüyorsunuz. Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar. Herkesin geliri olacak. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Devlet hiç kimseyi gelecek endişesiyle karşı karşıya getirmeyecek.

4. ayak sürdürülebilirlik. 

Erbakan anmasında eski kavgaları keanara bırakmlaıyız, helalleşmeliyiz, dedim. Bugün Boğaziçi'nden, ODTÜ'den mezun olan gençler işsizse sorgulamalıyız. Neden 10 milyonun üstünde işsiz var. İktidarların başarısı istihdam yaratmasıyla ölçülür. 

Politika zenginleşme, köşeyi dönme aracı değildir. Politika millete hizmet aracıdır. Milletvekili olduğumda mal bildirimini internet siteme koydum. Ahlaklı, hesap veren bir siyasete ihtiyacımız var.

128 milyar doları kim aldı diyoruz dünyanın hakaretini işitiyoruz. Bunu millet adına soruyoruz. Onları size havale ediyorum. Dersi siz vereceksiniz. Önce Allah'a, sonra kendinize sonununda da bize güveneceksiniz. Merak etmeyin gereğini yapacağız, Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız.

5 yılda bu ülke büyür, bütün komşularıyla sorunlarını çözer. Mısır'la niye kavga ettik. Ben iki büyükelçiyi Mısır'a gönderdim siyasi idamlar yapılmasın diye. 

Doğu Akdeniz'de çıkan doğalgazı Türkiye'ye getireceğim, göreceksiniz. Elimizin altında altın var. Biz bunu Türkiye'nin lehine dönüştüremiyoruz. Kavgacı politikamız nedeniyle."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları