loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu 'Sokak Ekonomisi Çalıştayı'nda konuştu: Türkiye aslında sosyal bir devlet değil

Kılıçdaroğlu 'Sokak Ekonomisi Çalıştayı'nda konuştu: Türkiye aslında sosyal bir devlet değil
Tarih: 15.02.2019 - 11:05
Kategori: Gündem

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçaroğlu "Sokak Ekonomisi ve Güvencesizler Çalıştayı"nda konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"(Sokakta çalışanlar) Bu insanlar gözümün önünde ama sorunları var mı, hayata nasıl tutunuyorlar, bunu düşünmüyoruz. Bu insanlar çok da karamsar değiller, hayatı günlük yaşıyorlar. Keyifle müzik yapmak istiyorlar. İstanbul'a ilk gelenler Eminönü'nde balık ekmek yemiştir. Onların günlük yaşamlarında ne oluyor, bilmiyoruz. Bizim görevimiz bu kesimin sorunlarıyla ilgilenmektir. 
Sokak ekonomisi diyoruz. Hocalarımız ciddi araştırmalar yapmışlar. Görünür kılmak CHP için zorunluydu. Bu toplantıyı yaparak, 'görünmüyoruz' diyen kesimi görünür kılmak istedik.
Sokak ekonomisi ve aktörleri, hortumcu piyasa ekonomisinin aktörleri var. Birisi borç alarak yaşamaya çalışıyor. Size siyahla beyazı anlatacağım. Beyaz tarafı sokak ekonomisi, siyah tarafı hortumcu piyasa ekonomisi...
-Sokak ekonomisi aktörlerinin sabit bir mekanları yok. Durarak veya yürüyerek hizmet veriyorlar. Hortumcu piyasa ekonomisinin aktörleri görkemli iş merkezlerinde, plazalarda sabit iş yerleri var. 
-Sokak ekonomisi aktörlerinin sermayeleri yok, hortumcu piyasa ekonomisinin aktörlerinin milyar dolarlık sermayeleri var.
-Sokak ekonomisi aktörlerini işportacı, simitçi, kağıt toplayan olarak tanımlarız. Hortumcu piyasa ekonomisi aktörleri, saraya yakın, damada yakın olanlar. Toplum bunları 5'li çete olarak tanımlar.
-Sokak ekonomisi aktörleri vergi öder. Hortumcular vergi ödememek için 1 sterline vergi cennetinde şirket kurarlar.
-Sokak ekonomisi aktörleri varoşlarda yaşarlar, diğerleri milyon dolarlık konutlarda yaşar.
-Sokak ekonomisi aktörlerinin devlet gücü yoktur. Diğerleri tank palet fabrikalarını ihalesiz alırlar. Yandaşlar dolarla ihale alır.
-Sokak ekonomisi aktörleri rant geliri elde etmez. Hortumcu piyasa ekonomisi aktörlerinin en önemli gelirleri rant gelirleridir.
-Sokak ekonomisinin aktörleri toplumun yoksul kesimlerinin günlük, anlık ihtiyaçlarını karşılar. Çocuğuna balon alacaksa oradan alır, ayakkabasını boyatır. Diğerleri toplumun geniş kesiminin gelirlerini hortumlarlar.
-Sokak ekonomisi aktörleri faaliyetlerini sürdürürken arkalarında siyasal güç yoktur. Diğerleri sürekli varlıklarını artırırlar, siyasi otoriteyi desteklerler. En somut söylemi 'hırsız bizim hırsızımız' söylemidir.
-6 milyon kişi hayata tutunmaya çalışıyor. Diğerlerinin geçim derdi yok.
-Sokak ekonomisi aktörlerinin derdini dile getirecek medya organları sınırlıdır. Diğerlerinin emrinde medya vardır. 
-Sokak ekonomisi aktörleri derdimizi kime söyleyeceğiz, derler. Siyasal bilinçleri çok fazla gelişmiş değildir. Dünya ve Türkiye'deki gelişmeleri, kendilerini bu poziyona sokanları sorgulayamazlar. Diğerlerinin arkasında yargı vardır. FETÖ'cülüğü çok açık olanlara bile kimse dokunmaz. Karşılıklı birbirlerini kollarlar.
-Herkesin emekli olma hakkı var. Ama bunun için SGK'ye prim yatırması lazım. SGK'ye sokak ekonomisini aktörleri her ay en az 754 TL prim yatırmak zorundadırlar. 754 TL'nin sokakta para kazanan biri için ne kadar büyük olduğunu takdirlerinize sunarım. Hortumcu piyasa ekonomisinin aktörleri de emekli olmak için en az 754 TL para yatırmak zorunda. Sosyal güvenceye gelince koşullar eşitleniyor. Burada sosyal adalet var mı? Simit satan da milyar dolarlık ihaleler alan kişi de 754 TL prim yatıracak. Sokak ekonomisi aktörlerinin yüzde 90'ının SGK'si yoktur, zaten zor geçiniyor. Türkiye aslında sosyal bir devlet değil. Gelirler arasında o kadar uçurum var ki sosyal devleti anlatamadık. 
Bir AYM kararında, sosyal hukuk devleti şöyle tanımlanıyor: 'İnsan haklarına dayalı, kişilerin huzur refah içinde yaşamalrını güvence altına alan, kişi hak ve özgürlükleri arasında adil denge kurabilen, çalışma hayatını geliştiren çalışanları kotuyan, insan onuruna hayat srüdürmelerini sağlayan, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyan devlete sosyal hukuk devleti denir.' Türkiye ile gerçekliği yok.
Emeklilik yaşını 65'e çıkardılar. Patron 'al tazminatını, çık' dedi. 1 yıl işsizlik parası aldı. Emekliliğe 4 yıl var. Gidiyor işverene 'yaşlısın' diyor. Devlete dönüyor 'emekli edin, kimse iş vermiyor' diyor. O da 'gençsin' diyor. O 4 yılda araya Aile Sigortası giriyor. Bu olursa herkes geleceğe güvenle bakabilir. Türkiye 1974'de 102 sayılı sosyal güvenliğin asgari normları sözleşmesini imzalamıştır. Sendikalar, STK'ler niye istemezler? TESK, sadece sabit işyeri olan esnafın değil sokakta hayata tutunmaya çalışanların da haklarını savunmak zorundadır. Bunu aşacağız, karamsar değilim."
 
 
Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları