Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, ''Kılıçdaroğlu, 2019’da cumhurbaşkanı adayı olarak çıkmayı hayır blokuna bir saygısızlık olarak görüyor. Kılıçdaroğlu’nun yol haritası, Hayır uzlaşmasını korumak ve yüzde 49’u büyütmek'' diye yazdı.
‘ADAY OLURLARSA SAYGI DUYARIZ’
CHP liderine göre olağan kurultay ile olağanüstü kurultay arasında 5-6 ay gibi bir fark var. O nedenle olağanüstü kurultaya gerek olmadığı görüşünde. “Bu tartışmaların geride kaldığını düşünüyorum. Arzu eden arkadaşların elbette en doğal hakkıdır, genel başkan olabilirler. Salon da tutarım onlara, delegeleri isterlerse davet ederim, gelip konuşma yapsınlar. Benim demokratik standartlarımda bu var. Kavgaya yer yok. Genel başkanlığa aday olurlarsa saygı duyarız, kazanırlarsa genel başkan olurlar” diyecek kadar centilmen. Ya da kendine güveniyor.
CHP’deki tartışmaların arkasında “Saray’ın elinin olduğu” iddiasına sıra geliyor. Kılıçdaroğlu, “Ben kapalı bir toplantıda bana gelen duyumları milletvekili arkadaşlarımla paylaştım” diyor. “Elinizde bunu ispatlayacak bir bilgi var mı?” sorumuz arada kaynıyor. “Yüzde 49’dan iktidar partisinin rahatsızlık duyması kadar doğal bir şey yok. Dolayısıyla bu yüzde 49’luk kitleyi dağıtmak isteyecektir” diyor. Hayır cephesini oluşturan tüm kesimlerin bundan sonraki işinin demokrasi pastasını büyütmek olduğunu savunuyor.
PEKİ YA CUMHURBAŞKANLIĞI
Kılıçdaroğlu’na cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağını soruyoruz. “Bu soruya tek başına benim cevap vermem kadar yanlış bir şey olmaz. Hayır oyunu kullanan demokratik parlamenter sistemi savunan bir kitle var. Bunlar toplumun yarısını oluşturuyor. Çok önemli bir rakam. Siz bu kitleyi tamamen bir tarafa bırakıp,CHP genel başkanı olarak çıkıp, yüzde 49 sadece size aitmiş gibi bir hava yaratıp aday belirleme sürecine girerseniz yanlış olur. Biz hayal kırıklığı yaratmadan, bu birlikteliği güçlendirerek, paydayı büyüterek yolumuza devam etmeliyiz. İlkelerden yola çıkmalıyız. O ilkeler çerçevesinde adaylar belirlenir. O kişi A mı olur, B mi olur, C mi olur, bugünden bilemeyiz. Hani derler ya doğmamış çocuğa don biçilmez. ”
BAYKAL SORUSUNA DİKKATLİ YANIT
Baykal’ın 7 Haziran’dan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi ve referandumdan sonra Kılıçdaroğlu’na, “Ya aday ol ya çekil” çağrısını hatırlatıp, zamanlamayı soruyoruz. Söz konusu Baykal olunca çok dikkatli bir dil kullanıyor. “Deniz Bey siyasetteki birikimini kamuoyu ile paylaştı” diyor.
Kasım ayında erken seçim bekliyor mu? Kılıçdaroğlu,“Onu parlamento bilir. Ama biz yarın seçim olacakmış gibi çalışıyoruz” diye karşılık veriyor. Parti içi muhalefetin, ‘Erken seçim kararı alınırsa hazırlıksız yakalanırız’ tezini hatırlatıyoruz. Kemal Bey kendinden emin, “Biz şimdiden çalışıyoruz. Her şeye hazırlıklıyız. Seçim kararı alınırsa, ona da hazırlıklıyız. Zamanında yapılacak seçime de hazırlıklıyız” diyor. Peki cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde ittifaklar söz konusu olur mu? “Bu sorunun cevabını bugünden veremem” diyor Kılıçdaroğlu. “Hayırda doğal ittifak oldu. Meral Hanım bunu hayırlı parti diye tanımladı. Doğal ittifak yani. Günün koşulları ne olur? Süleyman Bey siyasette 24 saat çok uzun bir süredir derdi” diye konuşuyor. ‘İttifak’ demek yerine, ‘birliktelik’ demeyi daha uygun buluyor. “Toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran ittifakları doğru bulmuyoruz. Demokrasi konusundaki ittifak ise bir birlikteliktir” diye ilave ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun yol haritasına gelince. İki aşamalı bir strateji izliyor. Hayır uzlaşmasını korumak ve yüzde 49’u büyütmek.
Bahçeli’nin neredeyse Meclis kürsüsünden ip atacak hale geldiği idam tartışmasını sormadan olmaz. Kılıçdaroğlu tek kelime ile cevap veriyor: “Doğru bulmuyoruz.”"