Kızıldere Katliamı'nın üzerinden 47 yıl geçti

Türkiye'de devrimci mücadelenin sembol isimlerinden Mahir Çayan ve arkadaşlarının Kızıldere’de katledilmelerinin üzerinden 47 yıl geçti.

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan'ın idamlarını engellemek için NATO üssünde görevli İngiliz ve Kanadalı teknisyenleri kaçıran Mahir Çayan ve arkadaşlarının katledilmelerinin üzerinden 47 yıl geçti.

Mahir Çayan ve arkadaşları, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idamını engellemek için İngiliz ve Kanadalı teknisyenleri kaçırarak Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyüne götürdü. Muhtarın ihbarı sonucu 30 Mart 1972 günü sabah saatlerinde yüzlerce komandonun katıldığı operasyonda Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp katledildi.

Denizlerin idamını engellemek istediler

12 Mart 1971 darbesinin ardından Türkiye'deki bütün sol gruplar ve muhalifler üzerinde baskılar artırıldı. Başta Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere pek çok kentte sıkıyönetim ilan edildi. 1972'nin ilk aylarında THKP'nin İstanbul örgütlenmesi büyük ölçüde teslim alınmıştı. Ankara'da da barınmanın zorlaşmasının ardından, Mahir Çayan ve Ertuğrul Kürkçü, THKO üyeleri Cihan Alptekin ve Ömer Ayna ile birlikte, partinin Doğu Karadeniz'deki çalışma alanına geçmek üzere gizlice Fatsa'nın Yapraklı köyüne yerleştiler.

Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) liderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan yakalanarak idama mahkûm edildi. Bunun üzerine Türkiye Halk Kurtuluş Partisi–Cephesi (THKP-C) liderlerinden Mahir Çayan, THKO ile ortak davranma kararı aldı. Mart 1972'de Ünye'ye geçerek, Denizlerin idamını engellemek için burada bulunan NATO üssünde çalışan İngiliz ve Kanadalı teknisyenleri kaçırdılar. Rehinelerin serbest bırakılması karşılığında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep ettiler.

"Sıradan askerleri gönderin, rütbeliler gelsin"

26 Mart 1972 sabaha karşı devlet güçleri Ankara'da elde ettikleri bilgileri değerlendirerek THKP-C ve THKO üyelerini yakalamak üzere Fatsa'yı abluka altına aldılar. Daha sonra 1979'da Fatsa Belediye Başkanı olan terzi Fikri Sönmez ve çırağını gözaltına alan devlet güçlerinin kendi yerlerini öğrenmek üzere onlara işkence yaptığını öğrenen Mahir Cayan, Cihan Alptekin, Ertuğrul Kürkçü, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy ve Nihat Yılmaz teknisyenlerin aracıyla yola çıktılar. Ertan Saruhan ve Nihat Yılmaz Ankara ya da İstanbul'a gitmekle görevlendirilirken diğerleri Tokat’ın Kızıldere köyüne gittiler.

27 Mart sabahı köye ulaşan devrimciler, arkadaşlarının da kaldığı köyün muhtarının evine ulaştı. İhbar üzerine güvenlik güçleri ve NATO askerleri evi kuşattı.

Evin ve köyün komando birliklerince sarılması üzerine Mahir Çayan ve arkadaşları, güvenlik güçlerinin İngilizlerin kendileri ile konuşturulması talebine olumlu yanıt vererek, rehineleri çatıya çıkardı. Ancak devlet güçleri, rehinelere aldırış etmeden ateşe başladı. Evin damında bulunan ve "Sıradan askerleri gönderin, rütbeliler gelsin!" diye bağıran Mahir Çayan, ilk yaylım ateşinde başından vurularak öldürüldü. Devlet güçleri evin içine girerek, rehineler de dahil olmak üzere herkesi öldürdü. Otopsi raporları, rehinelerin askerlerce öldürüldüğünü ortaya koyarken, katliamdan sadece alt kattaki samanlığa sığınabilen Ertuğrul Kürkçü kurtulabildi.