Tarih:
10.12.2014
Ettiği yemini umursamadı!
Mustafa Mutlu; Beşinci Din Şurası’nda Türkiye’deki laiklik uygulamalarını eleştirdi; laiklik yanlılarını 'yeni bir din' oluşturmakla suçladı.
“Laiklik karşıtı” olduğunu yıllardır açıkça dillendirmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün bunu da yaptı:Beşinci Din Şurası’nda Türkiye’deki laiklik uygulamalarını eleştirdi; laiklik yanlılarını “yeni bir din” oluşturmakla suçladı.
“Din ile devlet işlerinin ayrılması” anlamına gelen laikliği, “devletin din üzerinde on yıllardır kurduğu baskı” olarak tanımladı.
Laiklik savunucularını, “İslam dinine büyük husumet besleyenler” olarak nitelendirip şiddet yanlısı dincilerin hedefine oturttu.
Sonra da dalga geçer gibi, “Biz işte bunun için normalleşme, özgüven, cesaret, demokrasi, özgürlük diyoruz” dedi...
***
Bu sözler, 91 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez söylenmiyor.
Ancak ilk kez, bir “cumhurbaşkanı” tarafından söyleniyor!
İlk kez bir cumhurbaşkanı “Laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına namusu ve şerefi üzerine” ettiği yemini, hem de göreve başlamasının üzerinden henüz üç ay geçmişken bozuyor!
Erdoğan’ın niyeti belli; aslında 35 yıl önce de belliydi.
Şimdi artık kontrolsüz bir şekilde iktidar...
Dolayısıyla kendisini yargılayacak, hesap soracak bir güç olmadığını düşünüyor ve yasaları ve anayasayı çiğnemekten çekinmiyor.
İşin garibi; hem dinin devlet işlerinde belirleyici olmasını savunuyor hem de kendisini büyüten ve bugünkü gücüne ulaştıran kılıftan, yani demokrasiden vazgeçemiyor!
Halkımızın, dini kuralların (yani şeriatın) geçerli olduğu bir ülkede, demokrasinin olamayacağı gerçeğini anlamayacak kadar “saf” olduğunu düşünüyor olmalı ki; hâlâ demokrasi ve özgürlük masalı anlatıyor!
Hem kılıcı eline alıp kelle kesiyor, hem de kestiği kellenin ait olduğu vücuda övgüler düzüyor!
Neden mi?
Çünkü azıcık mürekkep yalamış herkes bilir ki laiklik, demokrasinin vazgeçilmezidir.
Dini kurallarla yönetilen bir devlette kimse demokrasiden ve özgürlüklerden söz edemez...
***
Bu halk, Recep Tayip Erdoğan’ı, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne Cumhurbaşkanı seçti.
O da bu ilkeleri koruyacağına dair namus ve şeref sözü verdi.
Şimdi çıkmış; bu ilkelerin “birincisine” savaş açıyor!
Son sözü size bırakıyorum:
Ne diyorsunuz?
MAŞALLAH! (43)
Meslekteki ustam Necati Doğru da dün Huber’in işgalini yazdı...
Bana da...
“Yaz Mustafa yaz!
Yazılar birer damladır.
Damlaya damlaya.
Mermerler Delinir.
Yaza yaza.
Uyanma gelir.
Ahlak güçlenir.
Vicdan uyanır. Mikroplar yenilir.
O gün gelince, saray sevici mikropluk bünyeden sökülüp atılır” dedi...
***
Beni bilirsin Necati Ağabey, vazgeçmem...
Hadi söyleyin Sayın Güller:
Huber’den ne haber?
GÜNÜN SORUSU
Özellikle AKP’nin kapatılmasının gündeme geldiği günlerde bu partiyi ve Erdoğan’ı “demokrasi kahramanı” ilan eden Batı basını, bugünlerde Erdoğan’ın “demokrasi maskesi adı altında İslam devleti kurmayı hedeflediğini” yazmaya başladı. Sorum bu arkadaşlara ve onların Türkiye’deki uzantısı olan “yetmez ama evet”çi suntalara:
Sahtekar mısınız, fırsatçı mı?
ERDOĞAN’IN ESKİ MÜDÜRLERİNDEN KAFA KARIŞTIRAN AÇIKLAMALAR...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde İETT Genel Müdürü olan Mehmet Öztürk ile Park ve Bahçeler Müdürlüğü yapan Ali Karakoç, Zaman Gazetesi muhabiri Ahmet Dönmez’e konuşmuş...
İkisi de “Bildiklerimizi anlatırsak şu anda iktidarda olan insanların ayakları kayar; yer yerinden oynar” demiş...
***
Hukukta, suç içeren herhangi bir eylem hakkında bildiklerini saklamak suçtur.
Cumhuriyet savcıları bu iki beyefendiyi davet edip, “Kimin hakkında ne biliyorsanız anlatın” demek zorunda...
Biz de öğrenelim bakalım; neden yer yerinden oynayacakmış, kimin ayağı nasıl kayacakmış?
KARAYALÇIN!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı.
SHP’yi kurdu.
Milletvekilliği, Dışişleri Bakanlığı, hatta Başbakan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
Bugün tam 71 başında...
Kendisinden 30 yaş küçük olan Oğuz Kaan Salıcı yeni dönemde milletvekili olacakmış da... Yerine bu beyefendi atanacakmış!
Murat Karayalçın’dan söz ediyorum...
Be amcam; almadığın “tat”, görmediğin “murat” kalmamış...
Yıllardır nerede boş bir koltuk olsa, oraya talipsin...
Hâla bıkmadın mı?
GÜNÜN İSYANI
Samsun’da düzenlenecek 2017 İşitme Engelliler Spor Oyunları’nda görevlendirilen bir bürokratın, eski Gençlik Spor Bakanı Suat Kılıç tarafından tartaklandığı ve “Seni 6. kattan aşağı atarım” sözleriyle tehdit edildiği öne sürülmüş... İsyanım Suat Bey’e:
Bu davranış tarzını kimden öğrendiniz? Büyüklerinizin de size böyle davrandığı iddiaları doğru mu?
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları