loading
close
SON DAKİKALAR

Y-CHP dedikleri meğer eskisiymiş!

Mustafa Mutlu
Tarih: 18.07.2012

Mustafa Mutlu diyor ki, "Kılıçdaroğlu Kemalizm’e Veda Kurultayı” iddiasını çürütmek için tam 11 kez Atatürk’ten söz etti...

CHP’nin dün başlayan 34. Olağan Kurultayı’nın sloganı “Demokrasi ve Değişim”di...

Kurultay başlamadan önce delegelerin en çok konuştuğu konu buydu.

Çünkü CHP’li delegelerin önemli bir bölümü Yeni CHP olarak adlandırılan “açılımlar zinciri”ne karşıydı.

Onlara göre, “değişim”den söz edenlerin asıl amacı, CHP’yi cumhuriyetin temel ilkelerini savunmaktan çıkarmak; yani laiklik tanımını esnetmek, üniter devleti tartışma konusu yapmak ve ‘Türkçe’nin resmi ana dil olmasından taviz vermekti...

Bu kaygıları birbirleriyle paylaşan delegeler, İşçi Partisi’ne yakınlığıyla bilinen Aydınlık Gazetesi’nin “Kemalizm’e Veda Kurultayı” manşetini birbirlerine göstererek, yalnız olmadıklarını da kanıtlamaya çalışıyorlardı.


***


Beş ay önce arka arkaya yapılan iki kurultayı da izlemiştim. Tarafsız bir değerlendirme yapmak gerekirse; dünkü kurultay, coşku açısından beş ay öncekilerden çok daha sönüktü.

Evet; erkenden dolduğu için salona giremeyen konukların sayısı çok daha fazlaydı ama salondaki delegeler ve konuklar deyim yerindeyse suskundu!

Bazı delegeler, kurultaydaki heyecan seviyesinin düşüklüğünü değişime duyulan tepkiye bağlarken, bazıları da salonun aşırı sıcak ve havasız olmasıyla açıklamaya çalıştılar.


***


Kemal Kılıçdaroğlu da yukarıda sözünü ettiğim gazete manşetinin delegelerde yarattığı havayı fark etmiş olmalı ki neredeyse kurultayın ana sloganı olan “Demokrasi ve Değişim”i tekzip eden bir konuşma yaptı...

Bugüne kadarki kurultaylarda Atatürk’ten en fazla bir iki kez söz ederken, büyük bir olasılıkla, “Kemalizm’e Veda Kurultayı” iddiasını çürütmek için tam 11 kez Atatürk’ten söz etti...


***


Konuşmasına CHP’nin çınar olduğunu söyleyerek başladı ve bu çınarın, gücünü tarihin derinliklerinden aldığını vurguladı.

Böylece bir yandan değişimden söz ederken, diğer yandan da bu değişimin asla geleneklere ihanet olmadığını belirtmek ister gibiydi.

Yine partinin “klasik tabanı”nın ruhunu okşamak için, CHP’nin Kuvayımilliyeciler‘inpartisi olduğunun altını çizdi.

Demokrasi ve değişim talebinin ise; toplumun bugünkü talebi olduğunu belirterek, “Şimdi bu talebin gereğini yapıyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de en önemli değişimlere imza atan parti olarak demokrasiden ve değişimden yana olmak bizim damarlarımızda vardır” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerine en zekice yorum, kurultayı birlikte izlediğim muhabir kardeşim Kıvanç El’den geldi:

“Yeni CHP dedikleri, meğer eskisinden ibaretmiş...”


***


Peki; salon nasıl karşıladı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını?

Yine önceki kurultaylarla kıyaslayalım:

Beş ay önceki kurultayda, Kemal Kılıçdaroğlu neredeyse iki cümleyi art arda kuramamış, sözü belki yüzlerce kez alkışlarla, sloganlarla kesilmişti...

Dün ise sadece Atatürk’ten, Ecevit’ten, laiklikten söz ederken ve yandaş medya ile yandaş aydınları eleştirirken konuşmasını kesmek zorunda kaldı.

Bugün Parti Meclisi için oy verecek olan delegelerden bazıları ise, Kılıçdaroğlu’nun CHP geleneklerini vurguladığı bu konuşmasını şöyle yorumladılar:

“Konuşma güzel de bizi ilgilendiren asıl konu nasıl bir yönetim kadrosu oluşturacağı... Biz iki yıldır CHP’li olmayan isimlerin yönetime getirilmesinin faturasını çeşitli şekillerde ödedik, Tekrar aynı hataya düşmek istemiyoruz.”

Parti meclisi'nde süpriz ihtimali!


Dünkü kurultaya delegelerin bu kaygısı damgasını vururken, yazıyı yazdığım saat 18.00 itibarıyla aday sayısının 750’ye ulaşması da gözlerin tamamen Parti Meclisi seçimlerine çevrilmesine neden oldu.

Seçimlerde “Y-CHP” karşıtı delegelerin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 90 kişilik “anahtar listesi”ndeki bazı “çok önemli” isimleri çizmeye sıcak bakmaları da seçimlerde sürpriz yaşanması olasılığını artırıyor...

Bu da, genel başkan yardımcılıkları kesin gibi görülen bazı isimlerin Parti Meclisi’ne bile girememesi anlamına geliyor.


***


Bir çift söz de CHP’yi hâlâ “demokrat” görmeyen çok bilmiş arkadaşlara:

Keşke dün ve bugün kurultayın yapıldığı salonda olsaydınız da “gerçek bir demokratik yarışa” gözlerinizle tanıklık etseydiniz...


*****


Koruma Terörü

Kaç kurultaydır hep aynı tablo...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun salona gireceği anons ediliyor, bir karmaşadır başlıyor ki evlere şenlik!

Onlarca koruma polisi, CHP Genel Başkanı’nı CHP’lilerden ve kameramanlardan koruyor...

Kemal Bey, etrafında etten duvar ören koruma halkasıyla salon turunu atıp sözüm ona misafirleri ve delegeleri selamladıktan sonra yerine oturduğunda yorgunluktan bitap düşmüş oluyor...

Zaten o “komik” turda, tribündeki kimse onu göremiyor!


***


Kemal Bey...

Allah aşkına bundan sonraki kurultaya elinizi kolunuzu sallayarak tek başınıza gelin... Korumaların yanınıza 10 metreden fazla yaklaşmasına için vermeyin.

Bırakın CHP’liler Genel Başkanları’nı doya doya yakından görsünler...

Merak etmeyin; korunmanızı gerektirecek bir durum olursa, sizi gerektiğinde korumalarınızdan bile koruyacak olan, misafirleriniz ve delegelerinizdir!


*****


Günün Sorusu

Sorum boynumda asılı kocaman “Basın” yazılı kartı okumaya tenezzül etmeyip; delege sandıkları için benden bile oy talebinde bulunan CHP Parti Meclisi’nin acemi adaylarına:

Kazayla seçilirseniz, her toplantı öncesinde yüzlerce sayfalık raporları okumak zorunda kalacağınızı biliyor musunuz?

Vatan/Mustafa Mutlu

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları