loading
close
SON DAKİKALAR

Demokrasi İçin Başlangıç

Nasuh Bektaş
Tarih: 12.12.2013

Nasuh Bektaş; Parti içi demokrasi ve seçim kanunu tam demokratik olmalı ki demokrasi tam olarak hayata geçebilsin.

Demokrasi deyince ilk aklımıza gelen partiler ve seçim değil mi. Parti içi demokrasi ve seçim kanunu tam demokratik olmalı ki demokrasi tam olarak hayata geçebilsin.

İlk olarak herkesin üzerinde hem fikir olduğu ama iktidarı ele geçirince değişiklik yapmaktan vazgeçtiği seçim barajı sıfırlanmalı veya düşürülmeli. Parti içi demokrasi tam tesis edilmeli ki, ülkeyi yöneten siyasi partilerin iç yönetimi tam demokratik olsun. Parti başkanların kesinlikle milletvekili ve yerel yönetici adaylarını tek başına belirlemesini yasaklayalım. En demokratik yöntem aday listesini halkın önüne getirmek ve halkın hem istediği partiyi hem de istediği adayı seçme imkânı vermektir. Bu en demokratik olanıdır. Bu olmadı o zaman ön seçim yapılmalı. Burada amaç adayların parti genel merkez koridorlarında değil, halkın yaşadığı cadde ve sokakta tercih etmesini sağlamaktır.

Bu çok önemli mi. Hem de nasıl, Yasama ve yürütme arasında ki bağımlılık ilişkisini sonlandırır. Parti lideri olan başbakanın yasalarda olmasa da uygulama nedeniyle yasamanın da başı olması ortadan kalkar. Bu halkın iradesinin yasa yapılışında daha ön planda olmasını sağlar. Şuan ki uygulamada başbakanın istediği kanun olur istemediği olmaz. Yasama üyesi her vekil seçilmesini öncelikle parti liderine borçludur. İşte tek adamlığa yol açan bu sitemi düzeltelim demokrasi kapısını arayalım.

Bu değişikliler yeter mi? Tabi ki yetmez. Devlet mekanizmasın üç önemli unsuru yasama, yürütme ve diğer denge unsuru olan yargıdır. Yargıda esas “yargı bağımsızlığı” bu olmazsa olmazdır. Bu bağımsızlık her şeye karşı olmakla beraber en çok siyasetten bağımsız olma en önemli konudur. O zaman yargı ile siyasetin ve özelikle yürütme gücünü elinde bulunduran ve etkileme imkânı olan “İktidar” dan dan tam bağımsız olması şarttır. İşte somut öneriler. HSYK üyeleri, tamamen yargı unsurlarının seçimi ile oluşan bir heyet olmalı. Asla ve asla siyasi irade tarafından atanmış veya seçilmiş birisi heyet içinde yer almamalı. Cumhurbaşkanı tarafından da üye ataması yapılmamalıdır. Tamamen yargı kendi iç seçimleri ile bir heyet kurmalı.

Anayasa mahkemesi, Yargıtay, Sayıştay, Danıştay gibi yüksek yargı heyetlerinin üye ve başkanları da kendi iç seçimleri ile oluşmalıdır. Asla cumhurbaşkanı ve siyasi irade tarafından ne üye nede başkan ataması yapılmamalıdır.
Gelelim bilim yuvası olan ve ülkede en çok sesini duymamız gereken Üniversitelerin durumu. İleri demokrasi diye bilimin sesi kesildi, hiçbir bilim adamı ve üniversitenin sesini duyamaz olduk. Bütün dünya bir konuda önce bilim adamları ve üniversitelerin açıklamalarına bakar. Bizim ülkede güya demokrasi adına bilim yuvalarının bilimsel açıklama yapması yasaklandı. Demek ki bu kurumları siyasi irade baskısından kurtarmak gerekir. YÖK’ün yetkileri sadece koordinasyonla sınırlı olacak ve atama ve görevden almak gibi amacına uymayan işlemler yapmayacak. YÖK genel kurulu tüm üniversite rektörlerinden oluşacak. YÖK yönetim kurulu belli bir süre için bu genel kurul tarafından seçilecek. YÖK Yönetim kuruluda kendi başkanını seçecek. Üniversite rektörlerini üniversiteler kendi seçecek ve asla atama yapılmayacak. Rektör seçimlerine belli oranda öğrenci katılımı da yapılarak öğrencinin de yönetimde söz sahibi yapılması sağlanacak.

RTÜK denen kururumuz var. Bu kurumun işleyişi, yönetim ve üyelerinin belirlenmesi de basın kurumlarına bırakılacak asla siyasi ve devlet organlarının bulunmadığı bir kurum haline gelecek. Yayın etik kuralları basının ilgili organları belirleyecek ve RTÜK bu kurallara göre denetim yapacak. Siyasi irade elinde bir tetikçi rolü yerine asli görevi olan bağımsız şekilde yayın etiğine göre yayınları kontrol edecek.

Makam araçları, konutlar, makam için yapılan harcamalarda toptan bir değişikliğe gidilecek. Makam araçları sadece devlet protokolünde ilk yüze verilecek ve araba ve koruma araç sayısı yasalarla sınır olacak aşırı araç kullanımı yasaklanacak. İllerde sadece vali ve belediye başkanın makam aracı olacak. Makam araçları sadece makam sahipleri tarafından görev amaçlı kullanılacak asla eş, çocuk ve akrabaların yanında makam sahibi olsa da yararlanması yasaklanacak. Konut devlet protokolünde ilk üç için olacak. İllerde sadece valinin konutu olacak. Konut harcamaları sıkı olarak kontrol edilecek.

Kamu personelin tamamının yasalara uyması zorunlu kılınacak. Ülkemizde Anayasa’yı bir kere delmekle bir şey olmaz diyen bir cumhurbaşkanı olduğunu hatırlarsak, bu zorunluluğun nedeni anlaşılır sanırım. Trafik kurallarında yasalarda belirtilen acil durum araçları dışında istisnası olmayacak. Yani cumhurbaşkanı dâhil kırmızı ışıkta duracak ve emniyet şeridi ve tecritli yolu kullanmayacak kullandığı takdirde herkes gibi cezalandırılacak.

Kamu personellerin tamamı için geçerli olacak emeklilik durumu söyle; emekli olduğunda devletten kullanacağı haklar; emekli maaşı ve sağlık sigortası olacak bunun dışında devlet hizmeti almayacak.

Bunlar sadece demokrasinin kapısını aralamak için başlangıç. Demokrasi bir kültür ve eğitim işi ki kanun değiştirmekle demokrasi gelmez ama başlangıcı sağlar. Kırmızı ışıkta durduğu için darp edilen insanlarımız var. Otobanda geri geri giden araç yüzünden ölen vatandaşımız var. Sadece İstanbul’da sayısı 5 ila 6 bin civarında makam şoförü polis memuru var. Üniversitelerimiz var ama artık unuttuk, çünkü hiç konuşmuyorlar. Mevcut iktidar “halkın iradesi “ kavramı ile bilim adamlarını susturdu. Siyasi tablo malum. Kısaca sıralamaya çalıştığım her maddenin bir karşılığı olduğu için kaleme aldım. Benim düşünceme göre demokrasi için bunlar başlangıç her zaman olduğu gibi takdir sizlerin.

Nasuh Bektaş

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları