loading
close
SON DAKİKALAR

Man Adası davalarında; Kılıçdaroğlu’nun tazminat ödemesine yer olmadığına ve bir davada da tazminatın yüksek olduğuna karar verildi

Man Adası davalarında; Kılıçdaroğlu’nun tazminat ödemesine yer olmadığına ve bir davada da tazminatın yüksek olduğuna karar verildi
Tarih: 13.04.2022 - 16:13
Kategori: Gündem

MAN Adası Davalarının temyiz incelemesini tamamladı. Yargıtay, iki ayrı davada, istinaf mahkemesinin yüksek tazminatlara mahkûm ettiği Kılıçdaroğlu’nun sözlerini ifade özgürlüğü sınırları içerisinde buldu.

Sözcü Gazetesinden Asuman Aranca'nın haberine göre; Yargıtay, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakınlarının, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, “Man adasında şirket kurdukları, buraya vergiden kaçırmak için para aktardıkları” sözleri nedeniyle açtıkları tazminat davalarında kritik kararlara imza attı. Yargıtay, iki ayrı davada, istinaf mahkemesinin yüksek tazminatlara mahkûm ettiği Kılıçdaroğlu’nun sözlerini ifade özgürlüğü sınırları içerisinde buldu.

Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgelerle, söz konusu kişilerin para aktarımının olmadığı yönündeki MASAK Raporu’nda yer verilen belgelerin aynı olduğuna işaret edilen kararlar, ikiye karşı üç üyenin oylarıyla alındı. Kararlarda, belgelerin sahte olduğuna yönelik bir iddia ve tespit bulunmadığı, belgelere dayanarak yapılan açıklamaların da politik alanda kaldığı vurgulandı. Yargıtay, aynı nedenle açılan bir başka davada ise Kılıçdaroğlu’nun sarf ettiği sözleri ağır bularak tazminata hükmetti. Ancak istinaf mahkemesinin belirlediği tazminat miktarını yüksek bularak, daha düşük bir tazminat miktarı belirlenmesi için kararı bozdu.

Yargıtay, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ın yakınlarının, vergi cenneti olarak bilinen Man adasında şirket kurdukları, buraya para aktarımı yaptıklarına yönelik iddiaları ve bu iddiayla ilgili farklı yerlerdeki konuşmaları nedeniyle açılan tazminat davalarının temyiz incelemesini tamamladı.

Tazminat yüksek, daha düşük olmalı

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan ve Kılıçdaroğlu’nun tazminata mahkum edildiği ilk dosyada, tazminat miktarını yüksek buldu.

Kararda, Kılıçdaroğlu’nun 5 Aralık 2017’de yaptığı konuşmada, “Cumhurbaşkanlığını işgal eden zat", "Sen vergi kaçırmak için her türlü dümeni çevireceksin, döneceksin", "Faizci Tayyip", "Eğer vatana ihanet eden birilerini arıyorsanız o birilerinin başında sarayda oturan vardır", "Sahtekarlığı siz çok iyi bilirsiniz", "sahtekarlar sizin elinize su dökemez", "her türlü dümen var sizde", "her türlü numara var sizde", "her türlü üçkağıt var sizde", "bu memlekette vergi ödememek için her türlü sahtekarlığı yapıyorsunuz", "senin hırsızlığını ben çok daha iyi ortaya çıkarırım sen hiç merak etme", "Ben şimdi soruyorum sevgili Erdoğan, gözlerinden öpüyorum senin, sen bilmiyorsan ben sana söyleyeyim oğluna sor, damadına sor, dünürüne sor onlar bilirler, ben gayet iyi biliyorum bunları, hepsini biliyorum ben bunların” şeklinde sözler sarf ettiğini anımsattı.

Kararda, dava dilekçesinde Erdoğan için 500 bin TL, diğer davacıların her biri için (Mustafa Erdoğan, Bilal Erdoğan, Ziya İlgen) de 250’şer bin TL manevi tazminatın talep edildiği anımsatıldı.

Kararda, ifade özgürlüğünün sınırsız olmamasına dikkat çekilirken, MASAK Raporu’na göre, açıklanan belgelerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilgisinin bulunmadığının anlaşıldığı kaydedildi.

Kararda, şöyle devam edildi:

“Davaya konu konuşma içeriği bütün olarak incelendiğinde, davalı Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanının muhalefet partisi başkanı sıfatıyla yapmış olduğu konuşmanın genelinde sert bir üslup seçtiği, yer yer davacıların kişilik haklarına saldırı içeren ifadeler de kullanmış olduğu görülmektedir. Ancak, müdahalenin orantılılığı değerlendirilirken cezanın doğası ve şiddetinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve mahkeme kararlarında kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan manevi tazminat davalarının doğası gereği ceza davaları olmayıp hukuk davaları olduğu vurgulanmış olup somut dava bu ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde ve Dairemizde temyiz incelemesi yapılan dosyaların sayıları da gözönüne alındığında, davalının ödemeye mahkum edildiği tazminat miktarı bir miktar yüksek olduğundan, daha alt düzeyde tazminata hükmedilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.”


Buna göre, istinaf mahkemesi, daha düşük bir tazminat miktarı belirleyecek. İstinaf mahkemesi, ilk kararında direnirse dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gelecek.

İki ayrı davada “tazminata gerek yok” kararı
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Kılıçdaroğlu’nun aynı konuda yaptığı iki ayrı konuşma nedeniyle açılan ve tazminata hükmedilen iki ayrı kararı da bozdu.

İlk kararda, istinaf mahkemesinin  Erdoğan yararına 150 bin TL, Özdemir Bayraktar yararına 60 bin TL TL, Esra Albayrak ve Sümeyye Erdoğan Bayraktar yararına 22 bin TL, Bilal Erdoğan yararına 20 bin TL, Burak Erdoğan yararına 16 bin TL, Mustafa Erdoğan yararına 15 bin TL, Sadık Albayrak ve davacı Ziya İlgen yararına 14 bin TL, Orhan Uzuner ve Osman Ketenci yararına 13 bin TL  manevi tazminat ödenmesine karar verdiği anımsatıldı.

“Belgeler aynı”
Kararda, söz konusu belgeler için şu tespit yapıldı:

“Davalının davaya konu ve TBMM’de yaptığı konuşmalarda ileri sürdüğü iddialar davacı Cumhurbaşkanı’nın yakınları ile bir kısım davacıları ilgilendiren ve bir kısım swift gönderimi içeren banka para hareketlerine ilişkin bilgi ve belgelere dayandırılmaktadır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 15/01/2018 tarih 2018/460 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile sabit olduğu üzere, Halk Bankası Galata Ticari Şubesince verilen 21/12/2017 tarihli cevabi yazıya göre Man Adasında faaliyet gösteren Bellway Limited şirketinin belirtilen banka şubesinde bulunan hesabından yüksek miktarda yabancı paraların bir kısım davacıların banka hesplarına aktarıldığı ve yine Mali Suçlar Araştırma Kurulu Başkanlığının 22/12/2017 tarih ve E. 34321 sayılı yazısı ekinde gönderilen raporda belirtilen para hareketlerinin banka cevabi yazısı ile aynı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca davalı yanca dayanılan bu belgelerin sahteliği hususunda da herhangi bir tespit bulunmamaktadır.”

“İfadeler politik alana ilişkin”
Kararda, şöyle devam edildi:

“Buna göre, ‘davaya konu söz ve ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kamu yararı içeren siyasi açıklamalar olup baskın şekilde politik alanda kalmaktadır. Demokratiktoplumda müdahaleyi gerekli kılan bir hal söz konusu değildir. Aksine demokratik toplumun korunması ve çoğulculuğun sağlanması için ifade özgürlüğü kapsamında korunmalıdır. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin istikrar bulmuş içtihatlarına göre de ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı ve davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturmadığından, davalının tazminat ile sorumlu tutulması yerinde görülmemiş, davanın tümden reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.”

“Tazminat gerektirmez”
Kılıçdaroğlu hakkında açılan ve yine İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından karara bağlanan bir diğer davada da Yargıtay 4. Hukuk Dairesi bozma kararı verdi.

Kararda, Kılıçdaroğlu’nun, “Dünyanın en korkak adamı, Seni önüne gelen herkes kandırır, Herkesin oyuncağı ve maşası olursun, Senin hangi dümenleri çevirdiğini biliyorum, Her türlü tezgahı çevirir, Firavun, faiz lobisinin liderisin, onlara hizmet ediyorsun, Milletin kanını emdin sen, şeref ve namus yoksunu, Terör örgütüne yardım ve yataklık yaptın, şehidin ölüsünden edebiyat yaparsın” sözleri ile ilgili açılan dava anımsatıldı.

Kararda, yerel mahkemenin 130 bin lira tazminata hükmettiği belirtildi. Buna karşılık, diğer davaya da konu olan belgelerle ilgili tespit yinelendi. Belgelerin sahte olduğuna yönelik bir iddia bulunmadığı belirtilerek, “Buna göre davaya konu söz ve ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kamu yararı içeren siyasi açıklamalar olup baskın şekilde politik alanda kalmaktadır. Demokratik toplumda müdahaleyi gerekli kılan bir hal söz konusu değildir. Aksine demokratik toplumun korunması ve çoğulculuğun sağlanması için ifade özgürlüğü kapsamında korunmalıdır” denildi.

Yargıtay, bu gerekçeyle tazminata ilişkin kararı bozdu. Her iki karar ikiye karşı üç üyenin oyuyla ve oy çokluğuyla verildi.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları