Mansur Yavaş: Ankara'da artık ranta kapalı, tehditlere aldırmayan bir belediye var

(Sinan Aygün'le görüşme) Kendisi bu davayla ilgili bir görüşmem olmadı. Daha önce benim ziyaretime geldi. Bu dava ile ilgili de Sinan Aygün benimle görüşmek istedi. Ben bu görüşmeyi kabul etmedim çünkü başıma gelecekleri biliyorum. Ankara’da bir grup var, işlerini hatırla, tehdit, şantaj, rüşvet, siyasi bağlantı gibi yollarla çözüyorlar. Aygün’ün meclis üyesi kardeşi aracılığıyla da benimle görüşmek istedi bunu da kabul etmedim. Hatta ‘ben meclis üyesiyim başkanla nasıl görüştürmezsiniz. Belediye Meclis üyeleri ile Sinan Aygün arasındaki görüşmeden kesinlikle haberim yoktu.

(Kılıçdaroğlu'ndan baskı gördü mü) Kemal Kılıçdaroğlu sadece bana Sinan Aygün’ün kendisine geldiğini ve şantaj yapar gibi dava açacağını söylediğini aktardı. Ben de kendisine Ankara halkının yararına olmayan bir iş yapıldığını, bu hukuksuzluğa onay veremeyeceğimi dile getirdim kendisi de ‘hukuk ne gerektiriyorsa onu yapın' dedi.

Ergenekon'dan mağdur olunca bir insan kendisini mağdur eden gruba (FETÖ) yaklaşmaması lazım. Kendisini hapse attıranlarla ortak olmuş. 

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden önceki dönemde 80 kadar gayrimenkulde gelip 100 daire yapıyorum ama 1000 yapmak istiyorum diyor. Tamam ama sen buraya belediye binası yap, diyorlar. Sinan Aygün ranta doymadığı için buranın yüzde yüzünü yapacağım diyor. 14.06..2016'da okul yapacağım diyor.

Sinan Aygün CHP'lilere 'bunu kabul edin, AK Parti'yi bana bırakın' diyor. Bilmiyor ki artık Ankara'da artık ranta kapalı, tehditlere aldırmayan bir belediye var. 

Sayın Sinan Aygün'ün 'Rüşvet istenmedi' demesine rağmen iktidar adımı ısrarla yan yana getiriyor. 

Yargıtay üyesi istinafa gitmezse yargılanır, ceza alır, diyor. Yavuz hırsız misali eski düzeni tutturamayınca iftira atıyorlar.

(Mahkeme kararı İstinaf'a götürülüp geri çekilmesi) Hukuk müşavirliğine vekaletten bakan hanımın günahını almışım. Saraynaz Hanım koşarak benim yanıma geldiler “Biz kararı maalesef istinaf ettik” dedi. Ben çıldırdım “nasıl edersiniz, kesin talimatım var” diye. Biz istinafa gitmeyeceğimizi alenen duyurunca teftişe, hukuk müşavirliğine, belediye özel kalemine saat 5 civarında Sinan Aygün tarafından bir yazı gönderiliyor ‘yargılanırsınız, ceza alırsınız’ diye. Bu yazı gelince panik oluyorlar ve dört hukukçu bir araya geliyorlar. Sinan Aygün’ün Saraynaz Hanımı bir şekilde ikna ettiğini düşündüm ama yanılmışım, günahını almışım. Hukuk servisindeki arkadaşlar toplu olarak geldiler ‘biz yazıyı görünce olur da yetiştiremeyiz diyerek bunu verelim daha sonra geri çekeriz diye düşündük’ dediler. Ben bunu yeni öğrendim. İstinaf başvurusunu duyar duymaz ortalığı yıktım. Saraynaz Hanımı görevinden alıp teftişe verdim. Sinan Aygün’ün onları maniple ettiğini düşündüm. Şimdi Sinan Aygün çıkıp ‘istedikleri olmayınca geri çektiler’ diyor.

(Sinan Aygün'ün ve belediyenin avukatı Mehmet Ali Alan) Bugüne kadar belediyeden 15 milyon lira para almış. EGO’dan aldıkları ayrı, ASKİ’den aldıkları ayrı. Bıraktırıldığı, el çektirildiği bütün davalara karşı ‘ben bu davaları açtım, başlattım bir noktaya kadar getirdim’ diyerek belediyeye vekalet ücreti davası açıyor, ‘bana ücret ödemek zorundasınız’ diyor. Göreve gelir gelmez Mehmet Ali Alan’la ilgili bir soruşturma başlattık ve bütün dosyaları teftişe verdik. Belediyenin oradan da nasıl talan edildiğini, zarara uğratıldığını gördük açıkçası. Alan’ın el çektirildiği dosyalar nedeniyle belediyeye açtığı ücret davaları halen devam ediyor. Yani el çektirdiğiniz an dava açıyor. Ama şimdi haklı sebeple azlettik."