loading
close
SON DAKİKALAR

Mehmet Günsür: Özümüze dönüp dünyaya iyi davranmamız gerekiyor

Mehmet Günsür: Özümüze dönüp dünyaya iyi davranmamız gerekiyor
Tarih: 09.04.2018 - 15:18
Kategori: Magazin

Mehmet Günsür, oynadığı ‘Kanaga’ adlı diziyi Hürriyet'ten Ayşe Arman'a anlattı.

Röportajın ilgili bölümü şöyle:

Bir ‘Kanaga’dır gidiyor... Bir süredir bu isimde bir web dizisi yapıyorsun. Nedir ‘Kanaga’?

- Hayatımın projesi! Dünyayı kurtarmaya çalışan bir aileyi canlandırıyoruz. Kadroya bak: Ben oynuyorum, annem oynuyor, oğlum, kızım oynadı... Eşim Caterina Mongio ve Tolga Yüceil yönetmen, Tolga’nın kardeşi Kaan Yüceil ve ben prodüktör. Hikayesini ise ben, eşim, Tolga ve Kaan birlikte yazdık. Maaile, full kadro işin içindeyiz. Ve bugüne kadar 13 bölüm çektik...

"GÜNÜMÜZ İNSANLARI BİLGELİĞİ KAYBETTİ"

İyi de derdiniz ne?

- Basit: Biz, insanlar dünyaya iyi davransın istiyoruz. O kadar. Ben bir fizik profesörünü canlandırıyorum. Ve dizi şu cümlelerle başlıyor: “Eski insanlar, evrenin ve insanın ‘kaynak kodu’nun aynı olduğunu ve doğanın bütün elementlerinin de bunun bir parçası olduğunu biliyorlardı. Bu kaynağa ister ruh, ister aşk de. Ateşi, suyu, havayı ve toprağı sonsuzca birleştiren o. Dünya konuştu, eski insanlar onu dinlediler. Bu kadim bilgi, gelenek oldu. Bizse, yani günümüz insanları, bu bilgeliği kaybettik, unutulmaması gerekenleri unuttuk... Özümüze dönüp dünyaya iyi davranmamız gerekiyor.

‘Kanaga’nın anlamı ne?

- ‘Kanaga’, gizemli bir sembol. Biz de dizimize bu sembolü logo olarak seçtik. ‘Squatter-man’ de deniyor. Ellerini iki yana açan çöp adam gibi bir şey. Afrika’da, Mali’de Dogon Kabilesi var. İlkel bir kabile olmalarına rağmen astronomi bilgileri inanılmaz gelişmiş. Kimse de sebebini bilmiyor ama adamlar astronomi konusunda ileride. Köyün en yaşlısı hâlâ bir kayanın başında nöbet tutuyor, gökyüzüne bakıyor, “Gelecekler diye bekliyoruz!” diyor. Böyle enteresan bir kabile. Bunların bir de maskeleri var. O maskelerin üzerinde de bu sözünü ettiğim sembol var. Bir çöp adam ve yanında iki tane nokta var. Onlar bu adamlara ‘kanaga’ diyor. Biz de dizimizin ismini onlardan aldık.

Bu sembolün nesi ilginç?

- Bu sembol dünyanın her kıtasında farklı zamanlarda kuzeye bakan taşlara oyulmuş. Peru’da da var, Çin’de de var, İtalya’da da var. Bir çöp adam ve yanında iki tane nokta. Eller açık, ayaklar açık... Ve buna ‘squatter man’ diyor arkeologlar. Bu sembollerin kim tarafından, neden çizildiği bilinmiyor. İşin tuhaf yanı, farklı kıtalarda, birbirlerini görme ihtimalleri olmayan insanlar tarafından çizilmişler. O yıllarda seyahat edip görmüş ve birbirinden etkilenmiş olamazlar.

Peki nedir?

- Çeşitli teoriler var bunun nasıl olduğuyla ilgili. Mesela bu figürü kendi ekseninde çevirirsen yani kafayı, eksen olarak çevirirsen, oluşturduğu şekil, iki manyetik alanın oluşturduğu şekle karşılık geliyor. Bizim dünyamızda da kutuplardan çıkar böyle manyetik alan enerjileri. Aynı şekilde onu çevirince böyle bir manyetik alan oluşuyor. Birbirine yapışmış iki yarım ters küre. Arkeologlar ya da bilim insanları diyor ki, “Bunun nedenlerinden biri, bu insanların gökyüzünde aynı kozmik şeye şahit olmaları. Yani farklı kıtalarda insanlar gökyüzüne bakmışlar ve aynı şeyi görmüşler, onu da ‘kanaga’ olarak çizmişler...

"DOĞAYA İYİ DAVRAN!"

Bu dizide hem arkeoloji hem mistisizm var...

- Biz dünyayı kurtaran insanları anlatıyoruz. Aslında diğer tüm insanlara da dünyaya iyi davranmaları için ilham vermek istiyoruz.

Peki bunun için ne yapmak lazım?

- Doğaya iyi davransak yeter!

"O KADİM BİLGİLERE NE OLDU?"

Bu diziyi yapmaktaki amacınız neydi?

- Ailem de, çevrem de, ben de bu konulara meraklıyız. Kadim kültürler, kadim bilgiler, ezoterik durumlar ilgimizi çekiyor. Uzaylılar önceden geldi mi gelmedi mi? Eskiden dünyanın sırlarına ve kadim bilgilere sahiptik ama bunların hepsini unuttuk mu? O büyük kadim bilgileri unuttuğumuz da bir gerçek. Doğayla olan ilişkimizi de kaybettik. Her şeyi kaybetmiş vaziyetteyiz aslında. O yüzden insanlara bu anlamda bir şeyler söylemek istiyoruz bu diziyle.

Beklentiniz de maddi değil...

- Değil tabii! Para kazanmayı bırak, muazzam bir para harcadık cebimizden. Ama istediğimiz hikâyeyi çektik. Önemli bir şey yaptığımıza inanıyorum. Bizim gibi ‘entertainment dünyası’ içindekilerin biri dizi yoluyla birilerine ilham vermesi, dünyaya iyi davranmalarını sağlamaya çalışması bence değerli bir şey. Ve dünyaya iyi davranmak için hiçbirimizin özel güçleri olmasına gerek yok. Herkes ufak tefek üzerine düşeni yapsa bu dünya tamamen değişir.

"EVRENİN ŞİFRESİ VAR MI?"

Şimdi hikâyeye bir göz atalım. Dizideki fizik profesörü sensin...

- Evet. Arkeolog olan babam 30 sene önce kaybolmuş, öldü zannediliyor. Ben de bilim insanı olduğum için pek öyle mistik şeylere inanmıyorum. Derken babamın ölmediğini öğreniyorum. Onu aramak için bir yolculuğa çıkıyorum. Bu yolculukta kendimi, babamı ve evrenin şifresini keşfediyorum. İkinci ve üçüncü sezonda 12 kişinin daha hikâyesi var. Ve sonunda benim birlikte bu insanlar birleşecek ve dünyayı kurtaracak. Ana hikâye şu: 13 tane ruh var. Bu ruhlar; dünya, her tedaviye ihtiyaç duyduğunda reenkarne oluyorlar. Ama ‘kurtarıcı ruh’ olduklarını anlayabilmeleri için bir sürece ihtiyaçları var.

Nerelerde geçiyor hikâye?

- Göbeklitepe, Harran Ovası, Güney İtalya, Kuzey İtalya... Tüm buralarda çekim yaptık.

Afrika’daki Dogon Kabilesi’ne de gidecek misiniz?

- Kesinlikle! İkinci sezon Güney Amerika, Asya ve Afrika’da geçecek... Bu dizi için dünyayı gezmeye baş koyduk. Bir delilik aslında. Hikâyeyi üç sezon olarak düşündük. Şimdi devam edebilmek için ikinci ve üçüncü sezona sponsor bulmaya çalışıyoruz.

Röportajın tamamı için tıklayınız...

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları