Merkez Bankası Başaknı Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna, TCMB Kanunu gereğince Bankanın faaliyetlerine ilişkin sunum yaptı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan: 2024 Haziran ayından bu yana devam eden dezenflasyon süreci yavaşlasa da atacağımız adımlarla enflasyonun ara hedeflerle uyumlu şekilde seyretmesini sağlayacağız."
TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, sıkı para politikasının sonuçlarını kademeli şekilde almaya devam ettiklerini belirterek, "Yurt içi talep yavaşlama seyrini sürdürürken talep koşulları dezenflasyonist düzeyde seyrediyor. 2024 Haziran ayından bu yana devam eden dezenflasyon süreci yavaşlasa da atacağımız adımlarla enflasyonun ara hedeflerle uyumlu şekilde seyretmesini sağlayacağız." dedi.
Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna, TCMB Kanunu gereğince Bankanın faaliyetlerine ilişkin sunum yaptı.
Enflasyondaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerle sunumuna başlayan Karahan, "Sıkı para politikamızın sonuçlarını kademeli bir şekilde almaya devam ediyoruz. Yurt içi talep yavaşlama seyrini sürdürürken talep koşulları dezenflasyonist düzeyde seyrediyor. 2024 yılı Haziran ayından bu yana devam eden dezenflasyon süreci yavaşlasa da atacağımız adımlarla enflasyonun ara hedeflerle uyumlu şekilde seyretmesini sağlayacağız. Fiyat istikrarının sağlanması amacı doğrultusunda aldığımız mesafeyi önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde de tüm para politikası araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Karahan, nisanda korumacı eğilimlerle açıklanan yüksek tarife oranlarının, yapılan ikili ticaret anlaşmaları sayesinde son dönemde düştüğüne dikkati çekerek, küresel ticaret politikalarındaki belirsizliğin bir miktar azaldığını, belirsizliğin göreli azalmasıyla küresel büyüme görünümünün de toparlandığını vurguladı.
- "Talep kompozisyonundaki dengelenme devam ediyor"
Karahan, yurt içinde sıkı para politikasının hedeflenen sonucu olarak, talep kompozisyonundaki dengelenmenin devam ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Önceki yılların aynı dönemleriyle kıyasladığımızda, 2025 yılının ilk 6 aylık döneminde toplam tüketimin yıllık büyümesinin yavaşladığını, toplam yatırımların büyümesinin ise arttığını görüyoruz. İthalatın yıllık büyüme oranı 2025'te artsa da 2023 yılındaki seviyenin gerisinde kalmaya devam ediyor. İhracat ise pozitife dönen gelişimini koruyor. Yılın ikinci çeyreğinde artan sanayi üretimi temmuz ayı itibarıyla üçüncü çeyrekte sınırlı bir düşüş kaydetti. Oynaklığı yüksek sektörler dışlandığında ise sanayi üretimindeki ılımlı seyir daha belirgin."
İkinci çeyrekte bir miktar artan manşet işsizlik oranının üçüncü çeyrekte gerilediğini dile getiren Karahan, işsizlik oranının geçmiş dönem ortalamalarının oldukça altında seyrederken, geniş tanımlı göstergelerin ise yüksek seviyesini koruduğunu belirtti.
Karahan, kart harcamalarının ılımlı olduğunun altını çizerek, "Eylüle ilişkin geçici veriler üçüncü çeyrekte dış ticaret dengesinde iyileşmeye işaret ediyor. 2025'te cari açığın milli gelire oranının uzun dönem ortalamalarının altında kalmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte, cari açık üzerinde enerji fiyatları ve küresel ticaret politikaları kaynaklı riskler canlılığını koruyor." değerlendirmelerinde bulundu.
- "Gıda ile hizmet fiyat gelişmeleri öne çıkıyor"
Geçen ay yıllık tüketici enflasyonunda yükseliş gördüklerini ifade eden Karahan, bu seyirde gıda ile hizmet fiyat gelişmelerinin öne çıktığını söyledi.
Aylık hizmet enflasyonunun okula dönüş etkisi öncülüğünde yükseldiğini aktaran Karahan, gıda fiyatları üzerinde arz yönlü unsurların etkisinin hissedildiğine dikkati çekti.
Temel mal enflasyonu, nisan sonrası dönemde kur gelişmelerinin etkisiyle bir miktar yükselse de bu durumun geçici olduğunu kaydeden Karahan, "Gıda enflasyonunda süregelen yavaşlama ise kuraklık kaynaklı etkilerle son 2 ayda yön değiştirdi. Bunun yanı sıra, hizmet enflasyonu son 5 aylık dönemde önemli düşüş gösterse de bu grupta yıllık enflasyon halen yüksek seyrediyor." dedi.
- "Kira enflasyonu gerilemeye devam edecek"
Karahan, son bir yıllık dönemdeki enflasyon gelişmelerinde eğitim ve kira kalemlerinin öne çıktığını belirterek, mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerin aylık kira enflasyonunda bir süredir yüzde 4 civarında yatay seyre işaret ettiğini söyledi.
Son 2 ayda bu eğilimin yerini daha düşük oranlı artışlara bıraktığına dikkati çeken Karahan, yıllıklandırılmış yakın dönem eğilimin, yüzde 54 ile mevcut yıllık kira enflasyonunun yaklaşık 15 puan altında seyrettiğini, bunun kira enflasyonunun gerilemeye devam edeceğini gösterdiğini dile getirdi.
Okula dönüş etkisinin eylül ayında aylık tüketici enflasyonuna katkısının yaklaşık 0,7 puan olduğunu bildiren Karahan, geçen yıl fiyat endeksine ağustos ve eylül aylarında yansıyan özel üniversite ücret artışlarının, bu yıl sadece eylül ayında yansıdığını dile getirdi.
Karahan, gıda fiyatlarında da iklim koşullarının etkili olmaya devam ettiğini belirterek, son aylarda artan sıcaklıklarla kuraklığın belirginleştiğini ve gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri artırdığını bildirdi.
- "Sıkı para politikası duruşumuz, dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak"
Politika faizini yüzde 40,5 düzeyine çektiklerini anımsatan Karahan, "Sıkı para politikası duruşumuz, dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak. Ayrıca, ekonomik birimlerin beklentilerindeki ayrışma ve olası oynaklıklara karşı, parasal aktarımı makroihtiyati tedbirlerle destekliyoruz. Bunun yanında likidite koşullarına göre etkin bir likidite yönetimi uygulamaya da devam ediyoruz." diye konuştu.
- "KKM bakiyesi 7 milyar dolara geriledi"
Karahan, kur korumalı mevduat (KKM) bakiyelerinin bu yıl sonunda büyük oranda azalacağını, 2026'da ise bu düzenlemelere ilişkin tebliğlerin yürürlükten kaldırılmasının planlandığını söyledi.
KKM bakiyesinin Ağustos 2023'te 140 milyar doların üzerine çıktığını hatırlatan Karahan, "KKM bakiyesi 7 milyar dolara geriledi. KKM bakiyesinin kademeli olarak azaltılması ve bankalara verilen hedefler ile Türk lirası mevduat payının artırılması, bu süreçte parasal aktarım mekanizmasını güçlendirdi." dedi.
Karahan, toplam kredi büyümesinin, dezenflasyon süreci ile uyumlu şekilde yavaşladığına işaret ederek, bu yavaşlamanın kredi kartı bakiyesindeki büyüme hariç bırakıldığında daha belirgin hale geldiğini söyledi.
Reel kesimin ve hanehalkının borçluluğunun tarihsel ortalamaların oldukça altında seyrettiğini belirten Karahan, şu ifadeleri kullandı:
"Reel sektörün toplam borçluluğundaki bu düşüşte, firmaların Türk lirası borcunun azalması belirleyici oldu. Hanehalkı tarafında ise kredi kartı borcu toplam borcun yarıya yakınını oluşturuyor. Kredi kartı borcu içinde faize bırakılan kısmın payının 2024'ten başlayarak gerilemesi, bakiyenin çoğunluğunun kartlı harcamalar kaynaklı olduğunu gösteriyor. Düşük seyreden borçluluk, önümüzdeki dönemde bu borçlar kaynaklı oluşabilecek risklerin yönetilebilir olduğunu gösteriyor."
Karahan, Türk lirası mevduata talebin son dönemde güçlü olduğuna dikkati çekerek, Türk lirası mevduatın payının yüzde 60 ile tarihsel ortalamasına yakın seviyede ilerlediğini bildirdi.
Mayısta finansal piyasalardaki oynaklığın ve küresel risk iştahının iyileşmesinin Türkiye'ye yönelik sermaye girişlerini desteklediğini belirten Karahan, "Bu dönemde, gelişmekte olan ülkelerle birlikte Türkiye'ye yönelik sermaye girişleri olumlu seyretti. Yurt dışı yerleşik yatırımcıların Türk varlıklarında pozisyonlanması haziran ve temmuz aylarında belirgin artış gösterirken, yılın ikinci yarısında genel itibarıyla ılımlı bir seyir izliyor." şeklinde konuştu.
- "Brüt rezervler 26 Eylül'de 183 milyar dolara yükseldi"
Karahan, yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirasına olan güveninin artmasının, rezervlere de olumlu yansımasının devam ettiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Brüt rezervler son dönemde belirgin bir artış göstererek 26 Eylül'de 183 milyar dolara yükseldi. Swap hariç net rezerv ise 57 milyar dolar düzeyinde. 22 Mart 2024 ile 26 Eylül 2025 tarihleri arasında, brüt rezervler 59 milyar dolar artış gösterirken, swap hariç net döviz pozisyonumuz 122 milyar dolar iyileşti."
- "Fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunu sürdüreceğiz"
Para politikasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Karahan, "Fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunu sürdüreceğiz." dedi.
Ara hedeflerini 2026 ve 2027 için yüzde 16 ve yüzde 9 belirlediklerini anımsatan Karahan, şunları kaydetti:
"Para politikasını belirlerken ara hedefleri referans alacağız. Böylece, kontrol ufku içerisinde enflasyonun ara hedeflere yakınsamasını sağlayacağız. Bunu yaparken de enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulunduracağız. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda ise, para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız. Fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur. Dezenflasyon sürecinde, enflasyonu belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz."
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan'ın, Banka'nın faaliyetlerine ilişkin sunum yaptığı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekilleri görüş, öneri ve eleştirilerini dile getirdi, Karahan'a çeşitli sorular yöneltti.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba enflasyonu düşürmek için gerçek sebebinin bilinmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faizi düşürdüğünü ifade eden Ağbaba, "Faizi siyaset belirliyorsa enflasyon yükselir kuralı işledi ve enflasyon 3 haneli rakamlara ilerledi." değerlendirmesinde bulundu.
Karahan'ın "yastık altı yatırımların enflasyona neden olduğu" yönünde açıklamalar yaptığını aktaran Ağbaba, Karahan'ı enflasyonun gerçek nedenini gizlemekle suçladı.
Ağbaba, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasına 2025 yılında aktarılan bütçenin ne kadar olduğunu sordu.
DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, KKM uygulamasının çok büyük bir yük oluşturduğunu anlattı. Karahan'ın yastık altı altınların enflasyonla mücadeleyi zayıflattığı yönünde açıklamaları olduğunu kaydeden Oluç, "İktidarın enflasyona neden olan yaklaşımlarıyla ilgili hiç açıklamanız olmuyor. Yurttaşların talebinin ya da yastık altı altınların enflasyona neden olduğu inandırıcı gelmiyor." dedi.
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, 2 yılı aşkın süredir yüksek faiz uygulandığını belirterek, "Bu kadar yüksek faize hangi ülkenin vatandaşı, sanayicisi, üreticisi dayanabilir? Çok yüksek faiz uyguluyoruz." diye konuştu.
Usta, yüksek faizin maliyetlerde de artışa neden olduğunu anlatarak, bu durumun sürdürülemeyeceğini anlattı.
Harcama tarafında tasarruf olmadığını ileri süren Usta, "Yapısal reform ayağında hiçbir şey yok. 'Bir tane reform mahiyetinde şunu yaptık' deyin. Yüksek faizle bu işi ne kadar sürdürebiliriz? Sanayici çok zor durumda. Burada bir şeyler yapmak gerekiyor." dedi.
Enflasyon tahminlerinin tutmadığını söyleyen Usta, ekonomide güvenin tesis edilemediğini savundu.
Yeni Yol Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, Karahan'ın en son 6 Mayıs'ta Komisyon'da sunum yaptığını anımsattı. Kısacık, Karahan'ın sunumunun ardından enflasyonla mücadeleye etki eden çok sayıda olay yaşadığını belirterek, "Emekli hak ettiğinden daha düşük zam aldı. Sanayici düşük kurla mücadele etmek için kendisini paralıyor. Konkordato ve iflasta rekorlar yaşanıyor. Kemer kısmayan ve bedel ödemeyen tek taraf var iktidar. İktidarın, 'Enflasyonla mücadelede şu önlemi alalım' diye mücadele ettiğini görmüyorum. Enflasyonla mücadelede iktidar Merkez Bankasını ve halkı yalnız bırakmıştır." şeklinde konuştu.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Türkiye'nin dünyanın en az borçlu ülkelerinden biri olarak öne çıktığını belirtti. Zirai don ve kuraklık gibi öngörülemeyen gelişmeler yaşandığını bunun da enflasyona olumsuz etkisi olduğunu belirten Aksu, bundan sonraki süreçte buna benzer etkilerin olup olmayacağını sordu.
AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, İsrail'in Gazze'deki saldırıların 2'inci yılı olduğunu anımsatarak, "Kahrolsun İsrail ve onun yandaşları." ifadesini kullandı.
Karahan'a sunumu nedeniyle teşekkür eden Erdem, şöyle konuştu:
"Hedefleri tutturmakta geçmiş yıllara göre zor ortamda pandemi ve enflasyonun yükseldiği dönemlerde kolay değildir. Bir umut ve düzelmeyi hep birlikte görmekteyiz. Ancak dönemsel ve anlık gelişmelerin etkisiyle hedefin birkaç puan üzerinde olabilir, altında olabilir bunları da yıl sonunda göreceğiz. Geçtiğimiz yıl enflasyon rakamı yüzde 50'ye yakındı. Şimdi, 33'lere indi."
Zirai don ve küresel ısınmanın tarımda yüzde 3,5 oranında bir daralmaya neden olduğunu söyleyen Erdem, şunları kaydetti:
"Verilere bakıyorum daha iyi olur mu olur. İyi var, daha iyi var, çok daha iyi var. Merkez Bankamızın ve para politikalarında, Hazine ve Maliye yetkililerimizin istikrarlı bir şekilde Türkiye'nin enflasyonunun düşürülmesi, milli gelirin artması, ekonomisinin büyümesi adına önemli işler yaptıklarını görüyoruz, destekliyoruz."
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, bir programda "yastık altı altınla" ilgili yaptığı konuşmanın sosyal medyada yanlış aktarıldığını belirterek, "Yaptığım konuşmada vatandaşlarımızı enflasyondan sorumlu tutmuyordu. Bilakis, fiyat istikrarının yastık altı altın talebini azaltacak en önemli unsurlardan biri olduğunu ifade ediyordu." dedi.
Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
"Yastık altı altınlar enflasyonla mücadeleyi zayıflatıyor" yönündeki iddialara yanıt veren Karahan, son günlerde bir programda yaptığı konuşmasının sosyal medyada yanlış şekilde aktarıldığını söyledi.
Karahan, Hollanda'da geçen cuma küresel makrofinansal istikrar konulu panelde konuşmacı olarak yer aldığını anımsatarak, şöyle konuştu:
"Bu konuşmada doların değişen rolüne, dolardaki son dönemde ortaya çıkan değer kaybına ve bunun sonucu oluşan dünyadaki altın talebine, bunun sebep olduğu altın fiyatlarındaki yakındaki artışa vurgu yaptım. Dolardaki düşüşün gelişmekte olan ülkelerde pozitif arz şoku olduğunu, yani enflasyonu düşürürken büyümeyi güçlendirdiğini vurguladım. Normalde gelişmekte olan ülkelerde doların değer kaybetmesi hem büyümenin güçlenmesi hem de enflasyonun düşmesi demek."
Bu dönemde dolardaki bu hareketin Türkiye için farklı etkilerinin olabileceğinden bahsettiğini dile getiren Karahan, çünkü yastık altında önemli bir altın stoku olduğunun tahmin edildiğini söyledi.
Karahan, tahminlerinin yastık altı altın stokunun 400-500 milyar dolar aralığında olduğuna işaret ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Çeşitli kuruluşlara baktığımızda yurt içi ya da yurt dışı kuruluşlar benzer verileri kullanarak farklı yöntemlerle yaptığı analizlerde benzer miktarlarda tahminlere ulaşıyorlar. Daha yüksek olduğunu iddia edenler de var. Genel olarak 400-500 milyar civarı aralığında olduğu tahmin ediliyor. Son bir yıldaki fiyat artışının varlık etkisi 100 milyar doları geçiyor. Altın fiyatlarındaki artış da bu varlık etkisi kanalıyla tüketim talebini destekliyor. Bu yeni söylediğim bir şey değil. Bu konuya dair araştırmalarımız vardı. Bunu mayıs ayında bir blog çalışmasıyla web sitemizde paylaşmıştık. Ben de aslında bu geçen hafta olan Hollanda'daki panelde bu bulguları paylaştım. Yeni bir iletişimde bulunmadım. Yaptığım konuşma hiçbir şekilde vatandaşlarımızı enflasyondan sorumlu tutmuyordu. Bilakis, fiyat istikrarının yastık altı altın talebini azaltacak en önemli unsurlardan biri olduğunu ifade ediyordum. Çünkü Türkiye'de bu kadar yüksek altın stoğu olmasının nedeni geçmişten gelen enflasyonist tecrübe."
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları












