Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Kurtulmuş'un başkanlığında 10. kez toplandı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplanan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 10. toplantısında akademisyen ve uzmanları dinledi.
"Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Kurtulmuş'un başkanlığında toplandı.
TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen komisyonun 10. toplantısına, Prof. Dr. Havva Kök Arslan, Prof. Dr. Sevtap Yokuş Veznedaroğlu, Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Doç. Dr. Çerağ Esra Çuhadar, Üsküp Büyükelçisi Fatih Ulusoy, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanvekili Hüseyin Oruç, Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, Doç. Dr. Vahap Coşkun ve Prof. Dr. Talha Köse katıldı.
Komisyonun 10’uncu toplantısında sunum yapacak akademisyenlere teşekkür ederek konuşmasına başlayan TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Çok şükür başından itibaren gayet ince, detaylarıyla planlanmış bir süreci yürütüyoruz. Bugüne kadar da önemli bir mutabakatla çalışmalarımızı getirdik. En kısa süre içerisinde de çalışmalarımızı tamamlamayı ümit ediyoruz." İfadelerini kullandı.
Komisyonda, oy oranları itibariyle vatandaşların yüzde 95'inin temsiliyetiyle komisyonun kurulduğunu belirterek, "Komisyonda işlerimizi karşılıklı olarak müzakere ederek ve fevkalade şeffaf, açık bir şekilde süreçleri yöneterek aldığımız kararları da 5'te 3 nitelikli çoğunlukla almayı prensip ederek yola çıktık. Şimdiye kadar aldığımız bütün kararlarımızı da ittifakla aldık. Dolayısıyla demokratik temsiliyet bakımından, siyasal temsil gücü bakımından yüksek bir temsil gücüne sahip komisyonu oluşturduk. Çalışmaları da bugüne kadar getirdik. Bir başka önemli mesele de bu siyasal temsil gücü yüksekliğine uygun bir şekilde buradaki dinlemelerimizde de toplumun farklı kesimlerini olabildiğince geniş bir yelpazede temsil edebilecek ve böylece ortaya çıkacak toplumsal mutabakatı hızlı ve güçlü bir şekilde genişletecek bir toplumsal mutabakatta geniş tabanı dinleme hassasiyetiydi." dedi.
- "Yaptığımız şey Türkiye'ye has bir modelin ortaya konulmasıdır"
Kurtulmuş, komisyonda dinlenen herkesin görüşlerinin Türkiye'de barışın sağlanması, kardeşliğin temin edilmesi için atılacak adımlara büyük bir güç vereceğine inandığını söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu komisyonun çalışması hiç şüphesiz İmralı'dan gelen örgütün tamamıyla kendisini feshedeceği ve silahları tamamıyla bırakacağı, bırakılması gerektiği çağrısı üzerine bu toplantılar gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bu komisyonun öncelikli vazifesi bu sürecin millet adına denetiminin ve kontrolünün yapılması ve sürecin gerektirdiği yasal düzenlemeleri, toplumsal mutabakatı da sağlayarak gerçekleştirilecek adımların atılmasıdır. Bugün burada dinleyeceğimiz arkadaşlar Latin Amerika'dan Asya'ya, Afrika'dan Avrupa'ya kadar farklı bölgelerdeki çatışma çözümleri ile ilgili konularda derin araştırmaları olan arkadaşlarımız. Bizim şu anda gerçekleştirmeye çalıştığımız husus bir Türkiye modelini ortaya koymaktır. Biz bu süreçte bütün çalışmaların, yapılan barış müzakerelerinin, çatışma çözümleri ile ilgili atılan adımların detaylı bir şekilde analizini gerçekleştireceğiz. Ama şunun da farkındayız ki yaptığımız şey Türkiye'ye has bir modelin ortaya konulmasıdır. İnşallah en kısa süre içerisinde bu çalışmaları tamamladıktan sonra Dünya literatürüne ve dünyadaki demokrasi tarihine armağan edeceğimiz başarılı bir Türkiye örneği olacaktır. Bunun için şunu biliyoruz; hiçbir örnek bir diğerinin aynısı olmaz. Hiçbir örnek bir diğerine tamamıyla benzerlik göstermez. Ama dünyanın farklı yerindeki bu çatışma müzakerelerinden, çözümlerinden çıkaracağımız derslerin olduğunu biliyoruz. Buradan alacağımız derslerle tamamıyla bize ait bir modeli ortaya koyabilecek hem siyasal güce hem toplumsal mutabakata hem bilgiye hem de Türkiye demokrasisi olarak tecrübeye sahibiz. Ümit ediyorum, bugünkü çalışmalarımız bu çerçevede bize yeni bir perspektif açacak, çalışmalarımıza yeni bir boyut kazandıracaktır."
- “Bu çalışmaların arkasında milletimizin büyük desteği olmasa, bu komisyon bir dakika toplanamaz”
Kurtulmuş, sürece ilişkin herkesin farklı kanaatleri olmakla birlikte herkesin ortak cümlesinin, "Artık anaları ağlamasın, artık silahlar konuşmasın. Artık bu memlekette huzurun, barışın, selametin temin edilmesi için herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirsin." olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Hiç şüphesiz bu süreçte en önemli hususlardan birisi, başlangıçta ifade ettiğim gibi örgütün bir an evvel silahlarını tamamıyla terk ederek, bütün unsurlarıyla birlikte İmralı'dan yapılan çağrıya uyduğunu açıklaması ve bunun gerektirdiği, gerektireceği adımların atılabilmesi için de Türkiye siyasetinin önünü açması ve Türkiye siyasetini rahatlatmasıdır. Bunun sağlanmasıyla birlikte yaptığımız işlerin çok daha güçlü bir şekilde ilerleyeceğini biliyorum.
Şunun farkındayız: Bu çalışmaların arkasında milletimizin büyük desteği olmasa, bu komisyon bir dakika toplanamaz. Bu büyük desteğin kıymetini bilmek zorundayız. Yine bu toplantılar boyunca ifade edilen bir başka hususu da söyleyerek sözlerimi tamamlamak isterim. Dikkatle, iyi planlayarak, attığımız adımları niçin ve hangi amaçla attıklarımızı gayet iyi hesap ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ama bir taraftan da elimizi çabuk tutmak ve özellikle bölgesel ve küresel şartların Türkiye üzerine her geçen gün ağır yükler getirdiği bu ortamda bir an evvel kalıcı, nihai barışı temin etmek, huzuru, kardeşliği tesis etmek zorundayız.”
Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan, komisyonun 10. toplantısında yaptığı konuşmada, çatışma çözümü konusunda zihniyet dönüşümünün önemine ve zorluğuna dikkati çekerek, Türkiye modeliyle bunun başarılabileceğini söyledi.
Prof. Arslan, "Temelini atacağımız sağlam millet ve güçlü devlet hamlesi, Türkiye'nin ve Müslüman olsun olmasın bütün halkların, tüm bölgemizin sadece gelecek yüzyılını değil yüzyıllarını da barış, istikrar ve refah içinde geçirmesinin anahtarıdır." ifadesini kullandı.
Çatışma çözümünde ya da barış çalışmalarında "negatif barış", "pozitif barış", "sürdürülebilir kalıcı barış" ve "kapsayıcı barış" tanımlamalarının bulunduğunu aktaran Arslan, "Şimdi bu bugünden yarına olabilecek bir şey değil, bu en az 10 yıl, en az 10 yıl bu kurduğumuz kurumların, yapısal faktörlerin dönüşmesi için yaptığımız değişikliklerin yerleşmesi, oturması, toplum tarafından kabulü için bir plan yapmamız gerekiyor. Ondan sonra kapsayıcı barış kısmında başarılı olabilmek için yani farklı kesimlerin ihtiyaçlarının karşılandığı, genişlikli toplumsal kesimlerin katılımıyla sağlanan bir barış 10 yıldan da fazla sürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Zihniyeti dönüştürmek gerekir"
Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevtap Yokuş Veznedaroğlu ise "Terörsüz Türkiye" sürecinin başarıya ulaşması durumunda Komisyonun tarihe geçecek bir çalışma olacağını vurguladı.
Kuzey İrlanda, Filipinler Güney Afrika gibi dünyada çatışmaların yaşandığı ülkelerden örnekler veren Veznedaroğlu, "Güney Afrika yıllarca ayrımcı, ırkçı yasalarla yönetilmiş bir ülke. Yıllarca iki farklı ırkın çatışmasından sonra bir barış sürecine girildi. Burada da ana dinamik, anayasa yoluyla demokrasi oldu. Güney Afrika'yı incelediğimde bize çok benzer özellikler taşıdığını gördüm çünkü biz bir önceki çözüm sürecinde yeni bir anayasayla, demokratik bir anayasayla çözüm sürecini iç içe yürütmüştük. İşte Güney Afrika bunu başarmış. Biz başarabilseydik bugün bu çalışmalara belki gerek bile kalmayacaktı." diye konuştu.
Veznedaroğlu, Güney Afrika'nın geçmişle yüzleştiğini, insan haklarını içeren düzenlemelerle ülkenin demokrasi şölenine dönüştüğünü, yerelleşmeye yer verildiğini, 10 farklı dilin resmi dil olarak kabul edildiğini aktardı.
Bu tür süreçlerde özgün yöntemler geliştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Veznedaroğlu, şu önerilerde bulundu:
"Güçlü ve kararlı bir siyasi irade çok önemli. Zihniyeti dönüştürmek gerekir. Kırmızı çizgilerin öne çıkarılmaması ve bir çerçeve oluşturulmaması lazım. 'Kazan kazan' çözüm olanaklarını iyi belirlemek ve bunu doğru anlatmak gerekir. Çözümü önleyecek kör düğümler oluşabilir ama bunlar çeşitli kanallarla aşılabilir. Gizlilik ve şeffaflık dönemlerini çok iyi belirlemek lazım. Sürecin bir takvime bağlanması lazım. Süreci anlaşılır hale getirmek, sadeleştirmek önemli. Güvenin bir ön şart olarak belirlenmemesi gerekiyor. Güven daha sonra oluşacaktır. Ama güven artırıcı önlemlere de ihtiyaç vardır."
Veznedaroğlu, süreç içeresinde anayasa değişikliğine ilişkin bazı adımların atılabileceğini, Anayasa'nın 42 ve 66. maddelerinin yeniden formüle edilebileceğini söyledi.
- "Siyasi iradeyi sağlam tutmak gerekiyor"
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, barış girişimlerinin süreklilik arz etmesi gerektiğini belirtti.
Süreçlerin uzun sürebileceğini kaydeden Çelik, "Filipinlerde barış süreci 17 yıl ve 4 başkan görmüş. Kolombiya'da tüm başarısız denemelerle 32 yıl ve 7 başkan görmüş. Umudu yitirmemek gerekiyor, bu işin doğası böyle. Siyasi iradeyi sağlam tutmak gerekiyor." dedi.
Eline silah alanların bundan sonra hayatına nasıl devam edeceğinin detaylı olarak düşünülmesi gerektiğine işaret eden Çelik, "Bu aşamada en zor olan kısım, topluma entegre edilmesi." ifadesini kullandı.
Bilkent Üniversitesinden Doç. Dr. Esra Çuhadar da farklı ülkelerdeki barış süreçlerini verdiği örneklerle anlattı.
Türkiye'deki sürece ilişkin önerilerini dile getiren Çuhadar, Komisyonun görev tanımının ve sonuç beklentisinin net olması gerektiğini söyledi.
Komisyon tarafından uzlaşıyla etkili bir kamu iletişimi yönteminin benimsenmesi gerektiğini vurgulayan Çuhadar, "Katmanlı bir barış sürecinin farklı dönemlerinde atılması gereken adımların tamamının bir tek komisyon tarafından gerçekleştirilmesi beklenmemelidir. Komisyon, süreci tasarlayıp, planlayıp bir sonraki adımların ne olacağına karar verip bunlar için bir yol haritası kararlaştırmak konusunda uzlaşmaya varmalıdır, varabilir." ifadelerini kullandı.
Sunumlarının ardından akademisyenler milletvekillerinin sorularını cevaplandırdı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları