loading
close
SON DAKİKALAR

Perfetti işçileri bayrama direnişte girdi

Perfetti işçileri bayrama direnişte girdi
Tarih: 12.02.2012 - 15:25
Kategori: Sendika

2.5 yıllık emeği silinmiş

RAMAZAN ayını geride bıraktık ve şeker bayramını yaşıyoruz hep birlikte.  Dostluk, kardeşlik, paylaşım gibi kavramlarla anılan Ramazan ayının en önemli özelliği, insanlar arasında dayanışmanın, paylaşımın artmasıdır. İslam aleminde böyle yaşanan ya da yaşanması gereken Ramazan ayı, ülkemizde ne yazık ki İslami değerleri her fırsatta kullanarak halkın inançlarını sömüren AKP iktidarı nedeniyle başka türlü anılmaya başlandı.
 
Somali gibi Afrika ülkelerine yardım  çağrısı yapanlar, ülkemizdeki açlığın üstünü adeta örtmeye çalışmakta. Kendini iyilik meleği gibi gösteren hükümet açlığa terk ettiği insanları yok gibi göstermekte. Anayasal haklarını kullandıkları için açlıkla terbiye edilmek istenen yüzlerce işçiden biri de Perfetti işçisi Metin Çalışcı. Tam 45 gün önce anayasal hakkı olan sendika hakkını kullandığı işçin işten atılan Çalışcı, Ramazan ayını direnişte geçirdi.
 
2.5 YILLIK EMEĞİ SİLİNMİŞ
 
Bayramı da direnişle karşılayan Çalışcı, Kasatamonulu. Yıllar öncesinde iş ve ekmek umuduyla istanbul’a göç etmiş ailenin tek çocuğu. İşçi ailesinin çocuğu olan Çalışcı İstanbul’da bir çok işyerinde çalışmış ve son olarak Perfetti’de işe girmiş. 2.5 yıldır çalıştığı fabrikadaki emeği, Tek Gıda-İş’e üye olduğu için bir anda patron tarafından silinmiş.
 
Bayramın ilk günü Metin Çalışcı’nın evine konuk oluyoruz. Oturduğu mahalle Esenyurt’ta bir işçi mahallesi. Çalışcı’nın binasının dış kapısı ve daire kapısı açık. Mahallede hemen hemen bütün evlerin kapıları açık. Komşular birbirlerine bayram ziyaretinde bulunuyor.
 
Biz de eve girer girmez, evdekilerle bayramlaşıyoruz. Metin Çalışcı, yaşadıklarını anlatırken bir yandan da komşular gelip gidiyor.  Bir köşede Çalışcı ile sohbetimizi sürdürürken bir yandan da gelen misafirlere çocuklar kolonya ve şeker ikram ediyor.
 
BABASININ EMEKLİ MAAŞI İLE GEÇİRİYORLAR
 
“Geçen yıl çocuklara bayram kıyafetleri almıştım, bu yıl alamadım” diyen Çalışcı, “Malum işsiziz, gücümüz yetmedi. İşten atıldıktan sonra işsizlik maaşı da alamadım. Ben işten atılmadan önce hastalanmış ve hastaneden rapor almıştım. İşyerine iletmem gereken gün vardiyam 15.00-23.00 vardiyasındaydım ve raporu 14.00’de kutuya attım. Meğerse o gün  raporumu elimize zamanında ulaşmadı diye işleme almamışlar” diyor. Çalışcı, işten atıldıktan sonra konu ile ilgili SGK’ya başvurmuş ve bakın neler olmuş.
 
“SGK’da bana dediler ki  ‘iki günün kesilmiş’. Ben o zaman raporluydum, işveren eksiz ödeme yaptığında siz sormuyor musunuz neden diye cevapladım. Aldığım yanıt şuydu ‘Elbette soruyoruz. Sizin belgeniz de dosyada’. Bunun üzerine ben de belgeyi görmek istedim ve belgenin olmadığı böylece anlaşıldı. Müdürle tartıştım bana işverenler bazen veriyor, bazen vermiyor. Konu ile ilgili yasal işlemleri başlatacağız’ dedi.
 
İşsizlik maaşı da alamayan Çalışcı, babası ile birlikte kalıyor ve “Şimdilik babamın emekli maaşı ile idare ediyoruz” diyor.
 
RAMAZAN BİTTİ ÇADIRLAR KALKTI ŞİMDİ NE OLACAK?
 
Anayasal hakkı olan sendika istedi diye işten atılan Çalışcı’nın yaşadıkları ülkemizde yoksulların bir aynası aslında. Bayram heyecanını yaşamak bir yana Çalışcı’nın aklında okula başlayacak olan kızının masraflarını nasıl karşılayacağı var. Çalışcı,“Çocuğu okula götürdüm, müdür iki top a-4 kağıdı istedi, bir de 50 lira. Kağıtları aldım gittim, 50 lira için ise müdüre dedim ki ‘İşsizim ve ödeyemem’, müdür de ‘Bir yere yazıyorum, sonra ödersin’ dedi. Bu nasıl bir memleket, müdür sanki bakkalda borcumu yazıyor gibi rahat” diye konuştu.
 
Ramazanın anlamını AKP hükümeti sayesinde değiştireceklerini ifade eden Çalışcı, bundan sonra Ramazan ayında yoksulların ellerindekileri zenginlere vermesini istedi.  “Hükümet iftar çadırları kurdu sokaklara, şov yaptılar, şimdi insanlar ramazandan sonrada açlar, göstermelik işler yapacaklarına madem samimiler o zaman her yere aş evleri açsınlar. Bunu yapmak bir yana bunlar muhtaç olmayanı da muhtaç hale getiriyor” diyen Çalışcı, hükümetin sadaka kültürü yaratma politikalarını eleştirdi.  Yaşadığı bu kadar sıkıntılara rağmen sendika mücadelesinden vazgeçmeyen Çalışcı, fabrikaya sendikanın gireceğinden emin bir ses tonuyla arkadaşlarına şu çağrıyı yapıyor, “Gerçek bayramı yaşamak için tüm arkadaşlar sendikaya üye olmalı, korkulacak bir şey yok. Biz yasal haklarımızı kullanıyoruz, işveren ise yasalara aykırı davranıyor.  Biz işimize döneceğiz bundan şüphe yok ama herkes sendikalı olursa o zaman çalışma hayatımız daha iyi olur.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları