loading
close
SON DAKİKALAR

Pis kokulu Lady Gaga!

Pis kokulu Lady Gaga!
Tarih: 11.02.2012 - 18:47
Kategori: Magazin

Tüm dünyada 23 milyon albüm, 64 milyon da single satan Lady Gaga: “Her gün aynı kıyafetleri giyiyordum, hiç çamaşır yıkamıyordum ve çok pis kokuyordum”

Başlığa bakıp “Nedir bu vekalet işi?” diye de düşünebilirsiniz, “İzzet, Lady Gaga’ya kıyak çekip onunla bir röportaj yapmış” diye de... Aslında bu vekalet lafına pek yabancı değilim, zaten gazeteciliği de vekaleten yapıyoruz işte... Lady Gaga’yla sohbete girişip ona kıyak geçtiğimi düşünenlere gelince... Maalesef onların biraz daha beklemeleri gerekecek, çünkü bu söyleşiyi yapan Vanity Fair muhabiri Lisa Robinson.

Derginin ocak sayısını elime alıp Gaga’yla yapılan bu söyleşiye bir göz atınca, sizlerle paylaşmadan edemedim. Ama Lisa’nın kuru üslubu yerine, İzzet’in kaleminden okursanız daha çok keyif alırsınız ve kostümlerinin arkasına saklandığı düşünülen Gaga’nın sırrını bir çırpıda çözersiniz dedim ve işe giriştim.

Bu söyleşinin en önemli özelliği, Lady Gaga’nın ilk kez bir gazeteciyi doğup büyüdüğü eve davet etmesi... Böyle uçuk bir müzik ve moda ikonunun nasıl bir aileden geldiği, çocukluk günleri ve genlerindeki çılgınlığın nedeni bu söyleşide tüm çıplaklığıyla konuyor ortaya. Naçizane fikrimi sorarsanız sır filan yok ortada. Gaga; onda ne görüyor, ne algılıyorsanız ta kendisi! Annesinin evinde, kafasına macaron kutusunun kurdelesini takarak, siyah dantel bir Chanel elbiseyle domates doğrayıp yemek yapan bir kadından daha ne gibi bir sır beklersiniz ki? 

Uçlarda Gezinen Biri...

“İçeri girdiğinde üzerinde file çorap, tayttan bir tulum, kocaman siyah gözlükler ve yüzünde müthiş bir güven vardı. O an ‘Tamam’ dedim kendi kendime; işte bu kız yeni süperstarımız, yeni Michael Jackson’ımız olacak...” Menajeri Troy Carter, yaklaşık 5 yıl önce, Lady Gaga’yı ilk gördüğü anı bu cümlelerle anlatıyor.
Bugün tüm dünyada 23 milyon albüm, 64 milyon single satan Gaga, ünlü menajerin kapısına gelene kadar o müthiş özgüveni nasıl giymişti üstüne? Onun Grammy ödüllerinin kırmızı halısındaki gibi bir yumurtanın içinden çıktığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Gaga’nın da da hepimiz gibi bir anası, babası, kardeşleri var. Onu bizlerden ayıran ise uçlarda gezinen farklı yaşamı. Bu söyleşi, o farklı yaşamı gözler önüne seriyor. 

Ana Kuzusu

Söyleşi, Stefani Joanne Angelina Germanotta’nın çocukluğunun geçtiği aile evinde başlıyor. “O da kim?” demeyin. Bu bir paragraflık isim, Gaga’nın nüfus kâğıdındaki gerçek adı. Belki inanmazsınız ama Lady Gaga bütün şöhretine rağmen hâlâ bir ana kuzusu. Hayatının büyük bir kısmı otellerde geçiyor ama fırsat buldukça soluğu New-York’taki ailesinin evinde alıyor. Annesi Cynthia’yla babası Joseph Germanotta, 30 yıllık evli. “Allah bir yastıkta kocatsın” diyemeyeceğiz, kocatmış çünkü... Lady Gaga, baba ocağına döndüğü zamanlarda tıpkı çocukluğunda olduğu gibi, kız kardeşi Nathalie’yle aynı odayı paylaşıyor. 

Yerde Uyuyor

Üstelik, artık yatağını kaldırdıkları için, 100 milyon dolarlık servete sahip olan bu kadın yer yatağında uyuyor. Evdeki yatak odalarında kapı yok. Cynthia ve Joseph, çocukların seslerini duyabilmek için evdeki ‘kapı fazlalıklarından’ kurtulmuş. Hem gözlerini çocukların üzerinde tutmak hem de yatarken seslerini duyabilmek için. Ama Lady Gaga “Ben de onları duydum” diyor.
Seks hakkındaki rahat tavırlarının kaynağı belki de o günlerden kalmadır, kimbilir? Annesi Cynthia’ya alıcı gözüyle bakınca, Gaga’nın tarzını söylendiği gibi David Bowie ve Marilyn Monroe’dan değil, ondan aldığı belli oluyor. Her ne kadar Gaga’nınki gibi ‘etten’ bir elbisesi olmasa bile; siyah kazağı, siyah pantolonu, siyah çerçeveli gözlükleriyle kendi çapında bir stil ikonu Cynthia da.

'Çok Pis Kokardım’

Uydu aracılığıyla uzaydan hayatımıza bağlanıyormuş havası veren Lady Gaga, meğer astronotlar gibi tüpten beslenmiyormuş. Yemek yapmasını da yemesini de çok seviyormuş. “Neden yüksek topuklu Louboutin ayakkabılar ve siyah-beyaz perukla yemek yapıyorsunuz?” sorusuna bakın ne yanıt veriyor: “Her zaman böyle görünmeyi hayranlarıma bir borç olarak biliyorum. Fakat bu, okula gittiğim zaman da böyleydi.
Her gün saçımı yapar, hatta sabaha hazır olsun diye makyaj işimi bile geceden hallederdim. Gösterişli olmayı seviyordum, kendimi yıldız gibi hissediyordum.” Balık baştan kokar demişler; bizim kız daha ‘Ga’ iken Gaga olma yolunda ilerliyormuş anlaşılan... Lise yıllarının bu ‘Şık Latife’si, üniversiteye giderken giyim kuşam konusunda 180 derecelik bir dönüş yapmış. “Her gün aynı kıyafetleri giyiyordum, hiç çamaşır yıkamıyordum ve çok pis kokuyordum” diyor.

‘Erkekler Aklımdan Ürküyor’

Forbes’ın ‘Dünyanın En Güçlü 100 Kadını’ listesinde, Oprah Winfrey’i bile geride bırakan Gaga’nın, nereye giderse gitsin çevresinin hayranları tarafından kuşatılması kaçınılmaz. Hepsiyle teker teker ilgileniyor, fotoğraf çektiriyor. “Sahnedeyken insanların yüzünde bıraktığım gülücüğün yarattığı mutluluğu biliyorum ama hiçbir zaman bir sevgili tarafından böylesine sahiplenilmedim” diyor. Anlayacağınız klasik hikâye...

Büyük kalabalıklar arasında yapayalnız bir yıldızın öyküsü. Neden bir sevgili tarafından sahiplenilmediğine gelince bakın ne diyor: “Ben, kendim gibi yaratıcı insanlarla ilişki kurmayı seviyorum. Güzel başlangıçlar hep karşımdakinin benden nefret etmesiyle son buluyor. Ben piyanonun başına geçip çabucak bir beste yaptığımda sinirleniyorlar. Servetimden de olabilir ama asıl aklımdan ürküyorlar...”

‘Eğitimimi Barlarda Ve Sokaklarda Aldım’

Lady Gaga asıl eğitimi üniversiteden atıldıktan sonra, sokaklardan ve barlardan aldığını söylüyor. O günlerde orgunu sırtına vurup kulüp kulüp dolaşır, şarkılar söyleyip besteler yaparmış. Gaga, Vanity Fair muhabiri Lisa’yı gençlik günlerinde takıldığı o barlara da götürüyor.

Lisa’nın; “Bara gitmek için saat 17.00 çok erken değil mi” sorusuna da; “Dalga mı geçiyorsun? Eskiden olsa geç bile kalmıştım” diye yanıt verip kendine bir shot Jameson’s ısmarlıyor ve eski günlerini anlatmaya başlıyor. Buralarda uyuşturucuya başladığını ama bir gece, turne otobüsünde uykusundan uyanıp ne kadar aptal olduğunu fark ettiğini ve o günden sonra asla uyuşturucuya el sürmediğini söylüyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları