loading
close
SON DAKİKALAR

Şair Yılmaz Odabaşı 'politik bir rest' ile Fransa'ya yerleşti

Şair Yılmaz Odabaşı 'politik bir rest' ile Fransa'ya yerleşti
Tarih: 02.11.2015 - 09:04
Kategori: Kültür & Sanat

Şair Yılmaz Odabaşı, 1 Kasım seçim sonuçlarına tepki amacıyla Türkiye’yi terk etme ve Fransa’ya yerleşme kararı aldığını açıkladı.

Şair Yılmaz Odabaşı, 1 Kasım seçim sonuçlarına tepki amacıyla Türkiye’yi terk etme ve Fransa’ya yerleşme kararı aldığını açıkladı.

Yılmaz Odabaşı Türkiye'yi terettiğini Twitter hesabından duyurdu. 

Kararını "politik bir rest" olarak nitelendiren Odabaşı "80'de askeri darbeden bugüne ödediğim bütün bedellere rağmen Türkiye'yi terk etmeyen ben, git-tiimm!!! Bu konuda ayrıca bir yazı yazacağım!" mesajını paylaştı.


'Tek avuntum, faşizmin avuçlarında HDP'nin barajı geçmiş olması ve CHP'nin oy kaybetmemiş olmasıdır'... 




  1. Tek avuntum, faşizmin avuçlarında HDP'nin barajı geçmiş olması ve CHP'nin oy kaybetmemiş olmasıdır...


  • 80'de askeri darbeden bugüne ödediğim bütün bedellere rağmen Türkiye'yi terk etmeyen ben, git-tiimm!!! Bu konuda ayrıca bir yazı yazacağım!


  • Oturup faşizminizle, ilan edeceğiniz Hilafetle kına yakın!


  • Edirne'ye kadar gidemezsin diyenler, şu an İsviçre'deyim ve politik rest olarak bugünden itibaren Türkiye'yi terk etmiş bulunuyorum!


  • "Celladına aşık olmuşsa bir millet(...)" Sözümü tutacak, İsviçre'den Fransa'ya geçerek oraya yerleşeceğim!


  • Yılmaz Odabaşı Kimdir?

    Kendi Kaleminden Yılmaz Odabaşı;
    1962: 15 Ağustos'ta öğretmen bir ailenin ilk çocuğu olarak Diyarbakır'da doğdum. Asıl Siverek (Kırvar) kökenliyim.

    1967: Diyarbakır'ın Eğil ilçesine bağlı Talanbiya (Oyalı) köyünde ilkokula başladım; babamın memuriyeti nedeniyle Ankara ve Kayseri'de sürdürdüğüm ilk öğrenimimi Gaziantep Şehit Şahin Bey İlkokulu’nda tamamladım.

    1975-76: Diyarbakır Bağlar semti Atatürk Ortaokulu’nu bitirdikten sonra Bursa'ya gittim. 

    1977: Lise öğrenimime devam etmek üzere Diyarbakır'a dönerken, "yasak yayın bulundurduğum" gerekçesiyle Elazığ İl Jandarma Komutanlığı'nca gözaltına alındım ve bir hafta gözaltında kalıp dövüldükten sonra salıverildim.Geceleri otobüs firmalarında yazıhane katipliği yaparak, gündüzleri okula giderek öğrenimini sürdürdüm. Bu dönem Kemal Burkay ve arkadaşlarının kurduğu DHKD (Devrimci Halk Kültür Derneği), diğer adıyla Özgürlük Yolu hareketi bünyesinde çalışmaya başladım ve yaşımı büyük göstererek bu derneğe üye oldum; on beş yaşımdan sonra evimi terk ederek öğrenci evlerinde kalmaya başladım.

    1978-79: Saflarında yer aldığım örgütün Diyarbakır Lisesi’nde okul temsilciliğini yaptım. İlk şiirlerimi "devrim için” miting alanları ve lisedeki ilk sevgilim Ferda için yazdım ve mezun oldum.

    1980: Devrim yerine 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi gelince gözaltına alındım. Diyarbakır Kurdoğlu Kışlasında yirmi beş gün işkence gördükten sonra tutuklanarak dönemin Diyarbakır Askeri Cezaevi’ne konuldum. 

    1981: Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde tutukluluğum sürerken, TCK 171/1.maddesi uyarınca (Devlet topraklarının bir kısmını veya tamamını ayırmaya yönelik gizli cemiyet kurmak iddiası ile) 8 ila 15 yıl ağır hapis cezası istemiyle Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde yargılanmaya başladım. Açlık grevleri ve ölüm oruçlarına katılmaktan on dokuz yaşımda mide ülseri oldum.

    1982: Akajans'ta muhabir olarak çalıştım; yargılanmam sürdüğü için birkaç ay sonra uzaklaştırıldım.Bir süre Güneydoğu’yu il ilçe dolaşarak eczanelerin laboratuarları için kimyasal madde satarak yaşamımı idame ettim.Aynı yıl “cebren ve hile ilen" askere alındım.

    1983: Yargılanmam sürdüğü için de askerliğimi “sakıncalı personel er” olarak daha çok tabur nezarethanesinde tamamladım.”Emre itaatsizlik”lerim nedeniyle askerliğimi yetmiş gün geç ve "sakıncalı personel" olarak tamamladım.Askerlik dönemim bitince, siyasal baskılar nedeniyle Diyarbakır'a dönemeyip, bir süre Adapazarı'nda bir ilaç firmasında "tıbbi mümessil" olarak çalıştım.Dönemin haftalık Yazko Somut Gazetesi’nde, Nitelik, Yamaç, Yarın, Dönem, Oluşum gibi dergilerde yazdım.

    1984: Çalıştığım ilaç firması iflas edince, Bursa'da otobüs şirketlerinde yazıhane katipliği, garsonluk, tabela ressamlığı gibi işler yaptım. Edip Akbayram' ın desteğiyle çıkacak ilk şiir kitabının basımına Bursa Siyasi Şube Ekipleri tarafından el konulunca, gözaltına alınıp kırk beş gün tek kişilik bir hücrede kaldım ve ağır işkenceler gördüm. (Sonra hepsi birer “anı oluyor, geçiyorlardı; zaten yıllar da, acılar da geçmek içindi.) Daha sonra çıkarıldığım Gölcük Donanma ve Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce arşivim, kitaplığım ve yazı makinem alıkonularak tahliye edildim; ilk şiir kitabımın "müsadere"sine (imhasına) karar verildi. Çıkınca Gökyüzü, Yeni Olgu, Dönem, Ortaklaşa, Oluşum,Yarın gibi dergilerde yazdım.

    1985: Diyarbakır'a dönerek bir ilaç firmasının Güneydoğu Tıbbi Mümessilliğine başladım. İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi'nin kuruluş çalışmalarına katıldım. Aziz Nesin ve arkadaşlarının hazırladığı "Ekmek ve Hak Dilekçesi"ni Sıkıyönetim Güneydoğu'sunda imzaya açtım ve ”müsadere” edilen ilk şiir kitabım Siste Kalabalıklar’ı, her dizesiyle anımsayarak yeniden yazdım. Bu kitabımı Ekim 1985’te kendi koşullarımla yayınlattım.İlk şiir kitabım, başta Diyarbakır olmak üzere Türkiye'de ilgiyle karşılandı. Aynı aylar Gölcük Donanma ve Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde yargılanması süren yazı makinem hakkında da beraat kararı verildi.(O da sahibine yataklıktan yargılanmıştı.) Gidip yazı makinemi geri aldım.

    1986: Diyarbakır'ın Ofis semtinde (şimdiki adıyla Sanat Sokağı'nda) sıkıyönetim Diyarbakır'ının ilk kitabevini, Kültür Kitabevi’ni açtım ve aynı işyerinde UBA (Ulusal Basın Ajansı) Güneydoğu Temsilciliği ile Yeni Düşün Gazetesi temsilciliği ile yeniden gazeteciliğe başladım.Sıkıyönetim koşullarında çok sayıda konser, kitap şenliği ve imza günleri düzenledikten sonra, siyasal baskıların yanısıra, dolandırıldığım için de iflas ederek kitabevini devrettim.(Bu arada işyerimde çalışan kıza aşık olmuştum; işyerimi devretmeme rağmen, onu kalbimden devredemedim.) Bu süreci on sekiz yıl sonra Şarkısı Beyaz adlı kitabımda anlattım.Aynı yıl Broy, Öğretmen Dünyası, Oluşum, Günümüzde Kitaplar, Sanat Rehberi, Temmuz ve Cumhuriyet Dergi'de yazdım.

    1987: İkinci şiir kitabım Yurtsuz Şiirler yayınlandı. Aylık Temmuz Dergisi'nin okur oylarıyla düzenlediği şiir yarışması birincilik ödülü alarak "yılın en beğenilen şairi" seçildim.Aynı aylar tahliye edildiğim 12 Eylül menşeli bir davadan sekiz yıl ağır hapis cezasına çarptırılınca, beş ay kaçak gezdim. Karar yargıtay tarafından bozulunca Diyarbakır'a dönüp Ortadoğu Haber Ajansı Haber Müdürü olarak çalışmaya başladım. Ajans bünyesinde Yeni Çizgi adlı bölgesel bir dergiyi iki sayı çıkarabildik. Bu dönem yedi ay süren travmatik bir evlilik yaşadım. Aynı yıl Yeni Düşün, Çağdaş Türk Dili, Yazıt, Medya Güneşi ve Yugoslavya'da yayınlanan Tan, Birlik gazeteleri, Çevren Dergisi ile Almanya'da yayınlanan Parantez dergilerinde yazdım.

    1988: Talan İklimi adlı tek bir nehir şiirden oluşan ve o yıllar en çok satan kitaplar listelerinde yer alan üçüncü şiir kitabımla tanındım. Aynı yıl Aynı Göğün Ezgisi adlı dördüncü şiir kitabım Cem Yayınevi'nden çıktı. Dönemin Özgür Gelecek adlı aylık haber dergisinin Diyarbakır temsilciliğini yaptım.Siyasal baskılardan, takiplerden muzdarip bir yıl geçirdim.

    1989: Dönemin haftalık Sokak Dergisi’nde ilgi toplayan yazılar yazdım.Bir sanat ve reklam ajansı kurdum; büyük meblağ para çaldırınca bir kez daha iflas ettim.Sobasız, cıgarasız günlerimde eldivenle Feride adlı tek bir nehir şiirden oluşan kitabımı yazdığım günlerde bileklerimi keserek intihar girişiminde bulundum; fakat ne yazık kurtarıldım(!)1989 yılının son ayları 12 Eylül'de tutuklanıp bir yıl hapis yatmama, sekiz yıl izlenmeme, on iki kez gözaltına alınmama, başta Diyarbaır Askeri Cezaevi pek çok mağduriyeti yaşamama neden olan yargılanmam beraatle sonuçlandı ve bütün yaşadıklarımdan dokuz yıl sonra suçsuz bulundum.

    1990: Dönemin Diyarbakır SHP Belediyesi'nde kısa bir süre Kültür Müdürü olarak çalıştıktan sonra Ahmed Arif'in ikazıyla istifa ederek ait olduğum varoşlara döndüm. Aynı yıl Tayad Hikaye Ödülü'nü kazandım ve haftalık 2000 'e Doğru Dergisi’nde periyodik kitap eleştirileri yazmaya başladım.

    1991: Diyarbakır'da Toplum Kitabevi ve Sanat Galerisi'ni, bünyesinde DİSEM (Diyarbakır Sanat Etkinlikleri Merkezi'ni) kurdum. Bir işletme sermayesiyle başlayamadığım için, bu işyerini yaşatmak için sekiz ay yakma resim çizdim; fakat hem gözlerim hem işlerim giderek daha çok bozulunca, bir kez daha iflas ettim ve bu tarihten itibaren yazmaktan başka bir iş tutmadım.

    1992: Her Ömür Kendi Gençliğinden Vurulur adlı şiir kitabım yayınlandı ve bu kitabımla Petrol İş Sendikası Şiir Yarışması ikincilik Ödülü'nü kazandım. Çocuklar ve Adresler adlı hikaye kitabım yayınlandı ve bu kitabımla Çankaya Belediyesi ilkbahar Ödülü'nü, Kül Aşklar adlı hikaye kitabıma ad veren hikayeyle de 6. Adana Altın Koza Film Festivali Film Öyküsü Ödülü’nü kazandım.

    1993: Ankara'dan Diyarbakır'a dönerek, solu kucaklama iddiasıyla günlük yayınlanan Aydınlık Gazetesinin Diyarbakır Temsilciliği ve köşe yazarlığına başladım. Aziz Nesin'in kurduğu onbinler a.ş. ile o gazeteye gittik. Aydınlık'da 1993'te Hüzün mü? Başım Gözüm Üstüne, 1994'te Düş ve Yaşam başlıkları altında günaşırı yazdım. Diyarbakır'da çalıştığım büronun kundaklanması ve bölgedeki siyasal güçlerin gazetecilere yönelik yaptırımları nedeniyle sekiz yıl sürdürdüğüm gazeteciliği ve otuz yıl yaşadığım memleketim Diyarbakır'ı terk etmek zorunda kalarak Ankara'ya yerleştim. (O dönemi "Hoşça Kal Diyarbakır" adlı kitabımda yazdım.)

    1994: Ankara'da yazdığım Güneydoğu'da Gazeteci Olmak adlı araştırma-inceleme çalışmam Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin Yılın Gazetecisi Ödülü'nü kazandım ve üzerimde kumaş takım elbise olmadığı için ödül töreninin yapıldığı Ankara Devlet Konukevi’ne alınmadım (!) Bu yıl gazete yazılarımın yanısıra Express, Edebiyat ve Eleştiri gibi dergilerde yazdım.Gazete yazılarımdan derlediğim Hüzün mü?Başım Gözüm Üstüne adlı kitabım Yön Yayınevi'nden çıktı.

    1995: Nisan ayında Haymana Kapalı Cezaevi'nden tahliye edildim. Önce haftalık Nokta Dergisi'de çalışmak üzere anlaştım.Fakat daha ilk yazı ve haberlerimle birlikte o dönem Nokta ile anlaşamayıp ayrıldım. Düş ve Yaşam adlı köşe yazılarımı, o dönem günlük yayınlanan Siyah Beyaz Gazetesi'nde sürdürdüm. Aynı yıl Cehennem Bileti adlı yedinci şiir kitabım yayınlandı.

    9.Adana Altın Koza Film Festivali film öyküsü ödülü'nü Şafak Keya'da Çıplaktı adlı hikayemle kazandım; ancak, Kürtleri anlattığım gerekçesiyle ödülün son anda feshedilmesi, iki ödül seçici kurul üyesi yönetmen Cemal Şan ve yazar Feyza Hepçilingirler'in istifasıyla sonuçlandı ve bu olay, basına "Altın Koza’da Skandal" haberiyle yansıdı. Aynı yıl Varlık, Edebiyat ve Eleştiri, İzlek, Yazın ve Haftalık Söz Dergileri’nde yazdım. Roj adlı (DGM depoları için yayınlanan ve hemen her sayısı toplatılan) Kürtçe-Türkçe bir haftalık gazetenin de ilk beş sayısında kültür-sanat editörlüğü yaptım.

    1996: Bir dergiye verdiğim demeçte, o dönem üyeleri ve il başkanları faili meçhul cinayetlere kurban giden "HADEP'e yapılanlar barbarlıktır," dediğim için hakkımda İstanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından TCK 159/1.maddesi uyarınca soruşturma açıldı. Denemelerimden oluşan kitaplarım Sevginin Herkesten Şikayeti Var ve Düş ve Yaşam ile cezaevi günlüklerimden oluşan kitabım Bütün Kanamalar Umuttan yayınlandı. Aynı yıl bütün kitaplarımın yeni basımları Doruk Yayınları'ndan çıktı.

    1997: İlk beş şiir kitabımdan yaptığım seçmelerden oluşan Hayat Gül Kokulu Bir Sağanak Yine adlı kitabım çıktı. PEN Onat Kutlar Film Öyküsü Özel Ödülü'nü Şafak Keya'da Çıplaktı adlı film öykümle kazandım; ödül töreni ile bir duruşmam aynı saate rastlayınca, ödül, PEN tarafından mahkeme çıkışı adliye koridorlarında verildi. Aynı yıl sekizinci şiir kitabım Aşk Bize Küstü ve kendi sesimden şiirlerimden oluşan ilk şiir albümüm Nice Küllerden yayınlandı. Aşk Bize Küstü, aynı yıl Onur Akın’ın Grup Baran sonrası ilk albümüne de ad verdi.

    1998: Yazdıklarım ve söylediklerim için hakkımda açılan davalar birer birer karara bağlanıyordu.Bir yazımda "Kürt halkı" ifadesini kullandığım ve "suçu tekerrür" ettiğim için TMY 8/1.Maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis ve 933 milyon para cezalarına çarptırıldım kararın açıklandığı duruşmada, DGM heyetine: "Sizinle aynı çağda ve aynı ülkede yaşamaktan utanç duyuyorum!" dediğim için gözaltına alınarak Ankara Ulucanlar Cezaevi’ne gönderildim. Daha sonra bu davadan "Heyete Hakaret" ve "Mahkeme Asayişini Bozmak" isnatıyla 7 ay hapis cezasına çarptırıldım.

    1999: Çalınmış Bir Mahşer İçin Ahval adlı dokuzuncu şiir kitabım Cem Yayınevi'nden çıktı. Edip Akbayram, Ferhat Tunç ve Onur Akın'ın yeni albümlerinde yedi şiirim yorumlandı. Nesir türünde yazılmış şiirlerimden derlediğim Aşk Tek Kişiliktir adlı şiir kitabımın ilk basımı çıktı ve aynı yıl bütün kitaplarımın yeni basımları Scala Yayıncılık tarafından yapıldı. Kalan zamanlarımı ise “düşünce suçu” davalarım nedeniyle duruşmalarda geçirdim.
    Avrupa Konseyi himayesinde kurulan Avrupa Yazarlar Parlamentosu'nun, bir Avrupa ülkesinde yaşayıp yazmamı sağlama önerisini reddedip, Türkiye'de kalarak yazdıklarım ve söylediklerinin arkasında durmaya karar verdim. Milliyet Gazetesi'ne verdiğim bir demeçte "Avrupa ülkelerinde burs ödentileri ve mülteci maaşlarıyla volta atmak yerine, yurdumun hapishanelerinde volta atmayı tercih ederim," dedikten bir hafta sonra Terörle Mücadele Ekipleri tarafından gözaltına alınarak Bursa E Tipi Cezaevi'nde tek kişilik bir hücreye konuldum. Bir ilçe cezaevine sevk edilmem için bütün başvurularım reddedilince, bulunduğum hücrede ölüm orucuna başlayarak organlarımı yazılı bir vasiyetle Uludağ Ü. Tıp Fakültesi’ne bağışladım. Internatıonal PEN, FİJ, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Human Righ Watch gibi pek çok uluslararası Örgütün desteğiyle, Ahmet Altan ve Hasan Cemal'in desteğiyle hücredeki kırkıncı, ölüm orucunun beşinci gününde Tekirdağ'ın Saray ilçesi Kapalı Cezaevi'ne sevk edildim.
    Basın ve yayın suçları erteleme yasası", dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından imzalanınca, Eylül 1999'da üç yıl sürecek beyan yasağı ile koşullu salıverildim. Çıktığımda, Çalınmış Bir Mahşer İçin Ahval adlı yeni şiir kitabımla Orhon Murat Arıburnu 1O.Yıl Şiir Özel Ödülü'nü kazandım. O yıl yaygın okunan Öküz Dergisi'nde yazdım ve otuz küsur imza ve söyleşiye katıldım.

    2000: Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi adlı çalışmam SAV (Sosyal Araştırmalar Vakfı) sponsorluğuyla yayınlandı. Şairlik serüvenimin 2O.yılında, 1980-2000 yıllarını kapsayan sekiz şiir kitabımı Aşk Bize Küstü ve Konuşşam Sessizlik Gitsem Ayrılık adlarıyla iki cilte topladım; bu kitaplarım büyük bir ilgiyle karşılandı ve bir süre Türkiye'de en çok satan kitaplar listelerinde kaldı. Aynı aylarda kendi sesimden şiirlerden oluşan ikinci şiir albümümü Kalbimde Hazan (Yeni Dünya Müzik) yayınlandı.

    2001: Kuşlar Uzaktı Sonra ve Hayat Bilgisi Notları adlı yeni kitaplarımla birlikte bütün kitaplarının yeni basımları Alfa -Everest Yayın Grubu tarafından basıldı. Ahmet Kaya'nın, Hoşça Kalın Gözüm adıyla çıkan son albümünde iki şiirim ("Yakarım Geceleri" ve "Diyarbakır Hasreti") yer aldı. O yıl sadece Mardin'de çıkan Ütopya Dergisi’nde yazdım.

    2002: Buğulu Atlas adlı şiir kitabım çıktı. Bu şiir kitabımda yer alan bazı şiirler Gösteri, Varlık, Edebiyat ve Eleştiri, Ütopya gibi dergilerinde yayınlandı. Bunlar süreli yayınlarda yayınlanan son şiirlerimdi. Aynı yıl bir sahil kasabasına yerleştim. Bu tarihten itibaren pek çok şeyi reddedederek edebiyat dünyası ve medyayla ilişkilerimi kopardım.

    2003: Bu yıl, sadece bütün kitaplarımın yeni basımları yapıldı. Haziran ayında oğlum Şahan Yılmaz dünyaya geldi; o yılı ve varlığımı onun varlığına armağan ettim. Aynı yıl Dr. Ömer Uluçay’ın hakkımdaki bibliyografik çalışması Asi ve Yalnız Yılmaz Odabaşı adlı kitap yayınlandı ve bazı üniversitelerde şiirlerimi konu edinen lisans tezleri, ilgili üniversitelerin edebiyat bölümleri tarafından onandı.

    2004: Şarkısı Beyaz adlı ilk romanım (Everest Yayınları'ndan) çıktı ve büyük bir ilgiyle karşılandı. Aynı yıl, Radikal İki 'de, Birgün Gazetesi’nde ("Münzevi "başlığıyla) periyodik yazılar yazdım. Ahmet Kaya ve Ferhat Tunç'un yeni albümlerinde "Dağlarda Ölmek İsterim" adlı -aynı-şiirim yorumlandı. Çetin Toprak çevirisiyle Feride adlı kitabımın Kürtçe çevirisi yayınlandı. 2003 yılında, geçmişte yargılandığım yirmiye yakın dosyadan beraat ettiğim ve yirmi yılı aşan bir süreden sonra ilk kez gıyabımda yargılandığım herhangi bir dosya kalmadığı için (Yani yıllarca boşuna yargılandığım, sicilimde de yüz kızartıcı herhangi bir suç olmadığı için) Pasaport başvurusunda bulundum. İlk başvurumda gözaltına alındım; ikinci başvurumda ise yeşil pasaport aldım(!)

    2005-2006: 2006 yılında ilk kez yasal olarak yurtdışına çıkabildim ve Almanya, İsviçre, Fransa, Hollanda, Belçika gibi ülkelere seyahat ettim. Seçilmiş şiirlerimden oluşan Sakla Yamalarını Kalbim adlı derleme şiir kitabım, Alkım Yayınları’nın ucuz fiyatlı kitap projesi kapsamında 50.000 adet ilk baskı adediyle yayınlandı ve aynı aylar bütün şiirlerimden yapılan bir derlemeden oluşan Everything But You adlı İngilizce şiir kitabım Munster Literature Centre adlı yayın kurumu tarafından Avrupa Konseyi sponsorluğunda çıktı.

    2007: Daha önce danışma kurulu üyesi olduğum Nazım Hikmet Vakfı’nın Yönetim Kurulu üyeliğine seçildim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Düş ve Yaşam adlı kitabım hakkında verilen mahkumiyetle ilgili açtığı davayı kazanınca, hapse tıktığı için hükümet, bana ve yayıncıma 6000 Euro tazminat ödemeye mahkum oldu. Bu AİHM davasıyla, 1.5 yıl hapis yatmama neden olan mahkumiyetim, böylelikle uluslararası hukuk nezdinde de aklandı. 2003'te karartılan com.uzantılı web sitemi, Mayıs 2007'de com.tr uzantılı adresiyle yeniden açtım.

    2008-2009-2010: 2002'den 2010 yılına dek yeni bir şiir kitabı yayınlamadığım gibi, biten kitaplarımın yeni basımlarını da yayınlamadım. 2008 ve 2009 yılında fotoğraf çektim, seyahat ettim.Bu dönemde Kültür Bakanlığı’nın Türkiye adına Franfurt Kitap Fuarı’na katılmam davetini, Goothe Entitüsü’nün önemli bir projesini vb. pek çok şeyi reddettim ve yazmadım.

    2012: Yazıyla serüvenimin ikinci evresine hazırlandığım 2012'de pek çoğu bulunmayan bazı kitaplarımın yeni baskıları yayınlandı. Uzun bir aradan sonra bazı kitap fuarlarına ve imza günlerine katıldım.

    2013: Hayatın Düşlere Borcu Var adlı (denemeler) kitabım yayınlandı ve Kasım ayında Hoşça Kal Diyarbakır adlı (anlatı) kitabım İletişim Yayınları'ndan çıktı.

    2014: Bütün hikayelerimin bir arada sunulduğu Kül Aşklar adlı kitabımın 6. baskısı, Şarkısı Beyaz adlı ilk romanımın 4. baskısı İletişim Yayınları'ndan ve 12 yıl aradan sonra yeni şiirlerimden oluşan Bana Yasak Sözler Söyle ise Düşülke Yayınları'ndan (Mayıs 2014) çıktı. 2004 yılında yazmaya ara verdiğim BirGün Gazetesi'nde on hatfa Cumartesi yazıları yazdım ve BirGün'den ikinci -ve son kez- uzaklaştım.

    2015: 6 Nisan 2015'te yayın hayatına başlayan günlük Meydan Gazetesi'nde periyodik yazılar yazmaya başladım. 1980-2014 yılları arasında yazılmış ve on şiir kitabıma dağılmış şiirlerimin bir araya getirildiği Her Ömür Kendi Gençliğinden Vurulur adlı toplu şiirlerim 1. cilt , Feride adlı kitabımın 14. baskısı ise 2. cilt olarak Scala Yayıncılıktan çıktı. Meydan Gazetesi'nde yayınlanan bir köşe yazım için hakkımda "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla soruşturma açıldı.  

    Vişne Haber Ajansı - Dilfiraz Değerli

    ÜYE YORUMLARI

    Yorum Yap

    Facebook Yorumları