loading
close
SON DAKİKALAR

Şerzan Kurt hakkâniyeti

Şerzan Kurt hakkâniyeti
Tarih: 20.09.2012 - 10:22
Kategori: Sağlık, Yaşam

Mahkeme, sanık polise cezayı indirirken 'Böylesi daha hakkâniyetli' diyerek 2005'te kaldırılan hükmü, 2010'daki olaya uyarlamış...

Şerzan Kurt davasında sanık polis Gültekin Şahin’e önce ‘olası kastla cinayet işlediği ‘gerekçesiyle 20 yıl ceza veren ardından başka sanık olmadığı halde ‘suça yardım’ indirimi yaparak sekiz yıla düşüren mahkeme, gerekçeli kararında bir tartışmaya daha imza attı. “Böylesi hakkâniyete daha uygun” denilerek, eski TCK’nın ‘suça yardım’ hükmünün, 2010’daki cinayete uyarlanarak yorum yapıldığı ortaya çıktı.

Muğla’da iki yıl önce çıkan olaylarda üniversiteli Şerzan Kurt, polis Gültekin Şahin’in açtığı ateş sonucunda hayatını kaybetmişti. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi ’nde, ‘kasten adam öldürmekten iki buçuk yıldır tutuklu yargılanan Şahin, 7 Eylül’deki son duruşmada, sekiz yıl cezaya çarptırılıp tahliye edilmişti. Mahkeme, ilginç bir formülle, ilkin ‘olası kastla cinayet’ suçundan 20 yıla çarptırdığı Şahin’e, ‘suça yardım’ indirimi yaparak, sekiz yıl vermişti. Tartışma yaratan karara ilişkin gerekçeli hüküm nihayet açıklandı.

Gerekçeli kararda; Kurt’u öldürme eyleminin 2005’te yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCK’daki ‘faili belli olmayacak şekilde adam öldürme’ kapsamına girdiği savunuldu. Suç böyle tanımlandığı takdirde eski TCK’nın 65/3. fıkrasındaki ‘suça yardım’ indiriminin yapıldığı eklendi. Fakat bu suç türünün 5237 sayılı yeni TCK’da yer almadığı kabul edilip olağanüstü bir yoruma gidildi. Mahkeme, 2010 yılında işlenen cinayet için eski TCK’nın 65/3. fıkrasını yeni TCK’ya uyarladı. Yeni TCK’da ‘suça yardım’ı düzenleyen 39/2-c. maddesi ile eski maddenin ayrı olduğunu savunan mahkeme, bu yoruma göre şöyle hüküm kurdu:

“(2005’ten önce) Maktulü kimin öldürdüğü saptanamazsa 765 sayılı TCK’nın 65/3. maddesi uygulama alanı bulmakta idi. 5237 sayılı Ceza Kanunu’nun ana sistematiği gerçek failin bulunması üzerine kurulmuştur. Fakat olayımızdaki gibi sanık dışında ateş eden ya da nereden geldiği belli olmayan kovan varsa, gerçek fail bulunamıyorsa, ne olacaktır? Değişik bir örnekle açıklamak gerekirse: Bir düğünde 10-15 kişinin havaya ateş ettiğini düşünelim. Balkondan biri öldüğünde, hangi sanığın öldürdüğü saptanamaz ise tüm sanıklar insan öldürmekten mahkûm mu edilecek? Yoksa beraat kararı mı verilecek? Olayımıza dönersek; 100 ya da 150 polis ateş etmiş olsa idi ve yine maktul tek mermiyle ölse idi, 100-150 kişiyi ayrı ayrı mahkûm etmek mi gerekecekti? Hakkâniyete uygun bir çözüm bulunmalı. Eski kanun döneminde uygulanan fer-i fail olarak sanığın kabul edildiği uygulama, hakkâniyetli, uygun bir uygulama idi.”

TCK’yı yazan Özüer’den tepki

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve yeni TCK’nın mimarlarından, Prof. Dr. Adem Sözüer kararı şöyle yorumladı: “Sanığın olası kastla öldürdüğü belliyse eski TCK’dan hareketle kanunda olmayan bir kural koyarak indirimde bulunulamaz. Hâkimler o kanun maddesinin gerekçesini okusaydılar, yasada ‘faili belli olmayan şekilde öldürme’ maddesinin olmadığı, 150 kişi ateş ettiğinde hangisinin silahından çıkarsa çıksın hepsinin öldürmeden sorumlu olacağı görülürdü. Yargımız bazı olaylarda ceza vermemek veya ceza indiriminde bulunmak için kanunda olmayan gerekçelerle karar veriyor. Hâkimlerin kendi kafasına göre kanun koyup uygulaması keyfiliktir.”

İsmail Saymaz-Radikal

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları