loading
close
SON DAKİKALAR

'Sıcak havalarda yaşlıları yalnız bırakmayınız'

'Sıcak havalarda yaşlıları yalnız bırakmayınız'
Tarih: 17.06.2012 - 17:35
Kategori: Sağlık, Yaşam

''Kalp hastası değilim, bu sıcakta bana bir şey olmaz'' demeyin...

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Oğuzhan yaptığı açıklamada, vücut ısısının yaklaşık 36.5 derece olduğunu ve beyinde bu ısıyı düzenleyen bir merkez bulunduğunu söyledi.

Bu merkezin adeta bir termostat gibi vücut ısısını ayarladığını ifade eden Oğuzhan, şöyle devam etti: “Vücut ısının 1-2 derece bile artması durumunda bu merkez devreye girerek sinirler vasıtasıyla vücuda, değişik organlara uyarılar gönderiyor. 

Özellikle cilde gönderdiği uyarılar çok önemli. Bu uyarılar ciltteki damarların genişlemesine neden oluyor. Normalde kalpten pompalanan kanın yüzde 10'unu ciltteki damarlar alıyor. Bu damarlar genişleyince aldığı kan oranı artarak yüzde 50-60'lara kadar ulaşıyor. Cildimizde kanı dolaştırarak soğutuyor. 

Cildimize ılık bir rüzgar, soğuk su değdiğinde kan soğuyor ve iç organlara daha ılımış olarak gidiyor. Bu da vücut ısısının düşmesini sağlıyor. Ancak burada daha önemli olan terleme. Bu sırada terleme mekanizması devreye giriyor. Ter bezleri vasıtasıyla terlemeye başlıyoruz. Terlerken ortaya çıkan su, ısı kaybına neden oluyor. Bu sayede vücudun ısısı daha aşağı seviyelere çekilmiş oluyor.” 

"Kalp hastası değilim, bu sıcakta bana bir şey olmaz” demeyin Prof. Dr. Oğuzhan, yazın hissedilen sıcaklığı nemin, kışın da rüzgarın artırdığına dikkati çekerek, nemin terlemeyi azalttığını, bunun da sakıncalı olduğunu bildirdi. Kalbin genişleyen ciltteki damarlara daha fazla kan gönderebilmek için daha hızlı ve daha güçlü kasıldığını belirten Oğuzhan, şunları kaydetti: “Bu, sağlıklı bir insanda belki çok fazla sorun oluşturmayabilir ama kalp damarlarında bir darlık varsa, kalp daha fazla kasılmaya başlayınca daha fazla kana ihtiyaç duyuyor. Damarda darlık olduğu için yeterince kan gitmeyince kalp kaynaklı göğüs ağrısına neden oluyor. 

Hatta risk faktörü bulunan kişilerde kalp krizini de tetikleyebiliyor. Yüksek tansiyonu, şeker hastalığı, ailesinde kalp hastalığı bulunan, sigara içen, kolesterolü olan kişiler, kalp hastası olmasalar bile aşırı sıcakta kalp krizi tehlikesi altındadır. 'Kalp hastası değilim, bu sıcakta bana bir şey olmaz' demeyin. Bu risk faktörlerinden çoğu varsa, sıcağın size zararı daha fazladır. Kalp hastasıysanız çok daha fazladır.” 

Prof. Dr. Abdurrahman Oğuzhan, kalbin terleme sonucu sıvı kaybettiği için kanın koyulaştığını, bunun da kalp krizine ilave katkıda bulunduğunu vurgulayarak, “Özellikle kandaki koyulaşma, kalp kapağı değişenler için son derece önemli. Çünkü, bu hastaların da pıhtıya eğilimi artıyor” dedi. 

“Yaşlıları ziyaret edin” 

Sıcak havalarda yalnız yaşayan yaşlıların ve kalp hastalarının mutlaka sık sık ziyaret edilmesini öneren Oğuzhan, şöyle devam etti: “Kalp hastası olmasa bile yalnız yaşayan yaşlılar günde en az 1-2 defa ziyaret edilmeli, kontrol edilmeli. 35 derecelik sıcaklık, 17 yaşında bir insanı etkilemeyebilir ama 40 yaşındaki insanda ısı yorgunluğu oluşturabilir, 65 yaşındaki bir insanda da hele hele kalp hastalığı varsa, ısı çarpmasına ve ölüme neden olabilir.

Dolayısıyla yalnız yaşayan yaşlıların denetlenmesi, gözlemlenmesi gerekir. Aşırı terlemesi, bilinç bulanıklığı var mı kontrol edilmelidir. Isı yorgunluğu safhasında karnımızda ve ayağımızdaki kaslarda kramplar oluyor. Bu bizi uyarmalı. Böyle bir durum varsa hemen gölgeye çekilmeli ve bol sıvı alınmalı.”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları