loading
close
SON DAKİKALAR

Sol açık boş kaldı

Sol açık boş kaldı
Tarih: 25.08.2012 - 14:23
Kategori: Sağlık, Yaşam

Metin Kurt bugün son yolculuğuna uğurlanıyor...

Galatasaray’ın eski futbolcularından ve yeşil sahalardaki sendikal hareketin ‘lider’ ismi Metin Kurt, 64 yaşında yaşama veda etti. Geçmişte adını altın harflerle yazdırıp, Ulusal Takım’ın değişilmez ismi olan, ancak ‘sol’ kimliği nedeniyle dönemin G.Saray Başkanı merhum Prof. Ali Uras tarafından kulüpten uzaklaştırılan Metin Kurt, uzunca bir süredir kalp ve karaciğer yetmezliği tedavisi görüyordu. Türk sporuna futbolcu ve teknik adam olarak hizmet veren Metin Kurt, siyasi kimliğiyle de ön plana çıkmıştı. Sporculara yönelik sendikal çalışmalarda bulunarak, Devrimci Spor Emekçileri Sendikası’nı kuran Kurt, 2011 genel seçimlerinde Türkiye Komünist Partisi’nin İstanbul milletvekili adayı olmuştu.12 Eylül darbesi sonrası siyasetten koparılmak istenen Kurt, Spor Emek Sen’in de kurucusuydu ve “Hiçbir şut, emekçi kalesine girmeyecek, önce sporda ter dökenler kazanacak” sloganıyla dikkatleri üzerine çekmişti. 37 kez Ulusal Takım’a davet edilip 26 defa Ay - Yıldızlı formayı taşıyan Kurt’un lakabı ise ‘çizgi’ydi.

Metin Kurt ünlü antrenör İsmail Kurt’un kardeşiydi.

‘Grev’ dedi, gönderildi

Galatasaray tarihi ve Türkiye futbolunun en özel karakterlerinden Metin Kurt, 1948 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Alibeyköy’de başlayan kariyeri, Adaletspor, Altay ve PTT kulüplerinde seyrederken 1970 yılında kendisini milyonlara tanıtacak transfer gerçekleşti. Sahalara şampiyonluk ve gol krallığıyla veda eden Metin Oktay’ın yokluğunda 1969-70 sezonunu yedinci sırada bitiren Galatasaray, Taçsız Kral’ın sahadaki boşluğunu onunla doldurmak istemişti. İlk golünü TSYD Kupası’nda Fenerbahçe’ye atan Metin Kurt, en unutamadığı an olarak gördüğü bu golü “Metin Abi benim hayatımın en önemli insanıdır, o dahil herkes gol atmamı istiyordu, ben de atmıştım” diye anlatmıştı. İngiliz teknik adam Brian Birch yönetimindeki Galatasaray, Türkiye Birinci Futbol Ligi tarihinde üç yıl üst üste şampiyonluk kazanma başarısını gösteren ilk takım olurken, yeni transfer Metin Kurt, üç şampiyonlukta da çok önemli rol oynadı. 
1976 yılına dek altı sezon boyunca Galatasaray forması giyen Metin Kurt, futboluyla olduğu kadar, duruşu ve kişiliğiyle de adını sonsuzluğa kazıdı. “Halka yakın olmak için kanatta oynuyorum” sözü ile hafızalara kazınan Türk futbolunun Sol Açık’ı, Galatasaray’ın unutulmaz bir değeriydi. Metin Kurt, Galatasaray’da oynayıp ‘yıldız futbolcu’ olarak anıldığı dönemde, kendisinin ve takım arkadaşlarının ödenmeyen transfer alacakları için ‘greve giden’ ilk Türk futbolcu oldu. Galatasaray’da antrenmana çıkmayıp tepkisini ortaya koyan Kurt’a o dönemde Yasin Özdenak, Gökmen Özdenak ve Büyük Mehmet destek vermişti. Ancak bu hareketi sonrası, transfer döneminde Metin Kurt, Ali Uras yönetimince kulüpten uzaklaştırıldı.

Fenerbahçe unutmadı

Fenerbahçe Kulübü, Galatasaraylı eski futbolcu Metin Kurt’un vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı. Sarı -Lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, Galatasaray ve Türk futbolunun unutulmaz oyuncularından Metin Kurt’un ölümünden duyulan üzüntü dile getirilerek, “Merhuma Tanrı’dan rahmet, ailesine, sevenlerine, Türk spor camiasına ve Galatasaray Spor Kulübü’ne başsağlığı dileriz” denildi. Galatasaray’dan yapılan açıklamada ise “Galatasaray’da 1970 ile 1976 yılları arasında forma giyen Metin Kurt, Brian Birch yönetiminde 1970 ile 1973 yılları arasında kazanılan üç şampiyonlukta en önemli pay sahiplerindendi. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve Türk spor camiasına başsağlığı dileriz” ifadeleri kullanıldı.

Bugün uğurlanıyor

Vefat eden Galatasaraylı eski futbolcu Metin Kurt’un cenaze namazı bugün ikindi namazına müteakip, Ataşehir Mimar Sinan Camisi’nde kılınacak. Kurt’un naaşı, cenaze namazının ardından Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı’na defnedilecek.

‘Sınıfsal hareketin lideriydi’

• Turgay Renklikurt: Metin Kurt, yanlış zamanda doğruları görmeyi, o doğruların üzerinde düşünmeyi başarmış doğru bir adamdı. Spor ve futbolu çocuksu bir masumiyetle kutsardı. Spor ve futbolun çağın yeni ‘dini’ olacağına ve bu ‘dinin’ insanlığı kirleten yanlışları ve bağnazlığı ortadan kaldıracağına samimi olarak inanırdı. Bir dolu eksiği olduğunu bilir ve onları gidermenin açlığıyla ne bulursa okurdu. Spor ve futbolun masum gücüne bütün mevcudiyetiyle inanırdı. Bu inanç onu farkında olmadan ve istemeden spor ve futbolun adeta ‘havaisi’ haline getirmişti. Bu görüntü de onun, çoğu kesimlerce yanlış anlaşılmasına sebep olmuştu. Ben, Metin Kurt’un ölümüyle futbol ve sporun simgesel anlamda kendisini kendi yapan masumiyetinden ve kudretinden çok şey kaybettiğine inanıyorum. Onu çok arayacağız.

• Eser Özaltındere: Metin Kurt Türk spor tarihinde emeğe dayalı çok önemli sınıfsal bir hareketin başlatıcısı ve lideri oldu. Amacı amatör ve profesyonel tüm sporcuları aynı çatı altında toplamaktı. Böylelikle sporcular arasındaki bölünme ortadan kaldırılıp sınıfsal bir bilinçle hareket edilmeleri sağlanacaktı. Beraberinde de sektörün emek veren gerçek sahiplerinin yönetimde pay sahibi olmaları söz konusu olabilecekti. Sporcuların sınıfsal dayanışmasını hayata geçiren bu meslek örgütü demokratik Batı ülkelerinde olduğu gibi sporcuların kendileri tarafından yönetilecekti. Ona göre bugün olduğu şekliyle ismi var cismi yok tabela örgütleri bozuk düzene hizmet etmekten başka bir işe yaramazdı. Kendisi bu hareketin felsefi ve ideolojik teorisini de oluşturmuştu. Ütopik yönleri olsa da tüm sporcu tabanını bu temel üzerinde bir araya getirmeye çalışıyordu. Onun hedefi sıradan bir STK değildi. Sınıfsal temelli bir kitle örgütüydü. Bu uğurda çok mücadele etti. İdealleri uğruna çok şeyden vazgeçti. Maddi manevi çok şey kaybetti. Eğer onun başarmak istediklerinin çok küçük bir bölümü gerçekleşseydi bugün Kulüpler Birliği’nin karşısında en azından denge unsur işlevi görebilecek gerçek bir futbolcu meslek örgütü bulunabilir Türkiye’de futbolun gelişmesine çok büyük katkılar verebilirdi. Ülke futbolu bazı zümrelerin tek taraflı dayatmalarının esareti altında oraya buraya savrulup durmazdı. Ama anlaşılamadı. Değeri bilinmedi ve sahip çıkılmadı. Onun bu çabası Türkiye’nin spor alanında gerçek anlamda demokratikleşmesini gerçekleştirebilecek bir dönüm noktasıydı. Böyle bir fırsat heba edildi. Bundan sonra da artık sporcuların öz güçleriyle kendilerine ait demokratik bir kitle örgütünü hayata geçirebilmeleri pek mümkün gibi gözükmemektedir.

Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları