loading
close
SON DAKİKALAR

Sözcü'ye FETÖ davasına Mehmet Barlas bile isyan etti

Sözcü'ye FETÖ davasına Mehmet Barlas bile isyan etti
Tarih: 12.12.2018 - 18:00
Kategori: Medya

Sözcü yazarları ve yöneticilerine 'FETÖ' suçlamasıyla dava açılmasına AKP yandaşı yazarlardan da tepki geldi. Sabah yazarı Mehmet Barlas, "Yeter artık. Türkiye’de artık gerçekten hukukun üstünlüğü, düşünce özgürlüğü kutsanmalı ve artık bu lüzumsuz davalar açılmamalı' dedi....

NTV'de ekrana gelen Siyasi İşler adlı programın dünkü bölümünde, Sözcü gazetesine yönelik açılan son dava ele alındı. Ahmet Arpat'ın sunduğu programın konukları Mehmet Barlas, Okan Müderrisoğlu, Burhanettin Duran ve Gülfem Saydan Sanver'di.

Barlas: Savcının hapis cezası istemesi çok yersiz

Mehmet Barlas, programda şunları söyledi:

İnsanlar yazdıklarından düşündüklerinden ötürü durmadan bir yerden acaba FETÖ’cü mü vesaire diye durmadan yargı önüne çıkıp gözaltına alınmak, tutuklanmak korkusuyla yaşamamalı. Sözcü’nün iki yazarı bir takım şeyler yazmışlar. Yazdılarsa yazdılar. Bunun için savcının hapis cezası istemesi bence çok yersiz. Yeter artık. Türkiye’de artık gerçekten hukukun üstünlüğü, düşünce özgürlüğü kutsanmalı ve artık bu luzümsuz davalar açılmamalı.” diye konuştu.

"Hiçbir gazeteci yazdıkları için yargılanamaz"

Siyaset İletişim Uzmanı Gülfem Saydan Sanver ise “Bence bu dava ve bu konuda yargılanan diğer isimler biraz gündemin kaymasına neden oluyor. Yani siz herkesi bu suçtan suçlamaya başladığınız zaman gerçekten suçladığınız insanlarla ilgili de soru işaretleri oluşmaya başlıyor. Bu doğru bir yöntem değil. Hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye inanıyor olmamız lazım. Hiçbir gazeteci bence yazdığı yazılarla ilgili yargılanmamalı. Ancak demokrasiyi o zaman oturtabileceğiz. Özgür bir tartışma ortamına girdiği zaman. Kaldı ki bahsi geçen isimlerin iddia olan yazıları hangileri bilmiyorum ama genel olarak baktığımız zaman zaten böyle bir tutumlarının olmadığını biliyoruz. Sözcü Gazetesi de defalarca bunu dile getiriyor, yazılarını gösteriyor. Bu da işte biraz konuların tabanı sarsmasına neden oluyor. Toplumda güvensizlik oluşuyor. Yani o da yargılanabilir, bu da yargılanabilir. Ağzımdan çıkan bir kelimeyle bende yargılanabilir miyim, olabilir mi gibi. Bu da huzursuzluğa neden oluyor. Toplumda bu tarz huzursuzluklar demokrasinin bize tam olarak yerleşmemesini de yol açıyor. Bunun son derece üzücü olduğunu düşünüyorum.” yorumunda bulundu.

Sabah yazar Müderrisoğlu: Sözcü için FETÖ elbisesi denendi ama üzerine oturmadı

Bir diğer Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu ise şunları söyledi:

"Bu konuda birkaç şeyi sadeleştirerek çok kısaca söyleyeyim” dedi ve şu tespitlerde bulundu; “Sözcü Gazetesi mevcut medya düzeni içerisinde kendisini muhalif olarak konuşlandırmış bir yayın organı. En azından böyle tanımlıyor. Aslında klasik bir sistem eleştirisi ve sistem muhalifi de değil. Mutlak olarak ortak paydası iktidar karşıtlığı üzerine konuşlandırılmış. Bu anlamda iktidar karşıtlığı Sözcü Gazetesi’nin varlığının ana nedeni halinde. Ama muhalefet çerçevesinde bir yayın organı olarak kendisini konuşlandırdığında muhalefeti susturma algısının oluşması burada çok büyük bir handikap. Bugün reform eylem grubu toplantısı yapıyorsunuz, 4 bakanı bir araya getiriyorsunuz, Ocak ayında yeni yargı stratejisi ve Türkiye’nin bu algısını düzeltmek için hamle yapacağınızı söylediğiniz zaman Sözcü’yle ilgili bir iddianame ortaya atılması ister istemez toplumun bir kesimini daha güçlü konsole ediyor. Yargıyla ilgili başka soru işaretleri oluşturuyor. Ben işin yargısal tarafına baktığımda da şunu görüyorum; FETÖ’ye karşı olmak, FETÖ’cü olmamak ya da FETÖ’yle benzer bir aksiyon içinde olmamak anlamına gelmez biçimde bir mimari kurmaya çalışıyor. Savcı iddianamesinde diyor ki; ‘FETÖ’nün kendisi bile bana alalen karşı olabilirsiniz, alanen küfredebilirsiniz kendinizi gizlemeniz için’ diye. Şimdi bu klasik FETÖ taktiğini dönüp muhalif kimliğiyle hatta zaman zaman FETÖ’nün argümanlarını kullanmış olması nedeniyle dönüp Sözcü üzerine giydirmeye çalıştığınızda… Denendi bu elbise oturmadı Sözcü’nün üzerine. Veya toplumun önemli bir kesimi reddetti. Sanki Türkan Saylan’a Ergenekon süreci içerisinde yapılan operasyonun bir karşı dengesi ya da bir karşıt örneği gibi algılanıyor. Bu da handikap. Dolayısıyla işin bir bütün içinde de bakıldığında bu yargı mantığı bir süre sonra kendini doğrulamak için başka bir hırsla da hareket ediyor. Yargı açısından zor bir nokta. Buradan FETÖ’cü bir karakter ortaya çıkarmak biraz zorlama gibi duruyor."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları