Şule Çet davasının 4. duruşması... Bilirkişi heyeti: Olayın sanıkların anlattığı gibi olmadığı görülmekte

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in 28 Mayıs 2018'de Ankara'da bir plazanın 20. katından düşerek şüpheli şekilde hayatını kyabetmişti. Katil zanlıları Çağatay Aksu ile Berk Akand’ın yargılandığı davanın 4. duruşması bugün görüldü.

Şule Çet'in ölümüne ilişkin davada, 3. duruşmada sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiş mahkeme heyeti telefon kayıtlarının beklenmesi, DNA için bilirkişi ve dudak okuma tespitlerinin yapılması için duruşmayı 16 Ekim tarihine ertelemişti. 

Şule Çet'in psikolojik durumunu inceleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatrı Anabilim Dalı öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyeti raporunu tamamlamış, raporda Çet'in intihar edebileceği konusunda bir bilgi veya gözlemin olmadığı belirtilmişti.

Şule Çet’in geçen yıl Ankara’da bir plazanın 20. katından düşerek şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmesinin ardından katil zanlıları Çağatay Aksu ile Berk Akand’ın yargılandığı davanın dördüncü celsesi başladı. Duruşmada Prof. Dr. Çağlar Özdemir tanık olarak dinlendi.

Davanın 4. duruşması Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 20 Kasım' a erteledi. 

Duruşmaya ilişkin notları "Şule Çet İçin Adalet" isimli Twitter hesabından aktarıyoruz:

Bilirkişi heyeti: Şule Çet davasında, olay yeri canlandırması yapıldı. Tüm bilimsel bulguları mantıksal bir canlandırma yaptık. Cam ile sehpa arasındaki mesafe ölçülmemiş. Olayın meydana gelişinde önemli bir ayrıntı. Şule kendini öne doğru attıysa düşmesi çok hızlı olacaktır. Sanık asılı gördüğünü söylüyor Şule Çet'i ancak bu ihtimal çok düşük. Olayın sanıkların anlattığı gibi olmadığı görülmekte. Tüm incemelerim sonucunda Şule’nin kendisini ittirerek attığını düşünerek düşüşünün bir ivme ile değil serbest bir şekilde düştüğü şüphesiz çok açık. 'Şule düşerken kıyafetlerinin paraşüt etkisi yapmış olabilir' deniyor. Olmaz, çünkü üzerinde tayt ve dar bir kazak var. Şule’nin ayakkabısı önce atılmış. Atılmadan önce yarı çıplakmış. Şule’nin serbest şekilde düştüğü anlatılıyor. Ancak serbest düşme gerçekleşse bu kadar ileri düşemezdi. Kendini itmediği sarkıp atladığını varsayarsak bu mümkün olmuyor. Bir güç ile ileri itilmiş olmalı. Şule'nin düştükten sonra kıyafetleri boynuna kadar katlanmış. Diyelim ki sehpaya çıktı ellerini koydu ama parmak izi yok. Sanık tutmaya çalıştı ve düştü, bu şekildeyken kıyafetin kıvrılması mümkün değil. Şule’nin atıldığında yarı çıplak olduğunu düşünüyoruz. Bu da cinsel şiddetin olduğu iddiası ile bütünlüklü bir veri. Olay yeri canlandırması üzerine bilim insanın davadaki açıklamasında atlama pozisyonu için pencerede parmak izi olması gerekiyor ancak incelemelerde bulunamadı. Şule'nin iç çamaşırı katlanmış. Bu düşme ile ilgili olamaz. Bu Şule'nin atılmadan önce yarı çıplak olduğunu kanıtlıyor. 

Sanık Çağatay Aksu: (Bilirkişi heyetine): Siz olay yerine gittiniz mi, Şule diğer odadan sehpaya basıp düşmüş olamaz mı?

Bilirkişi: Olamaz. Ben somut verilere göre bilimsel inceleme yapıyorum. Düşme durumlarında noktasal kanamalar olur. Dosyanın geneline bakıldığında sıyrıklar ve maddi bulgular cinsel saldırıya işaret ediyor.

(Gazi Üniversitesi psikiyatri bölümü Şule'nin intihar edecek bir ruh halinde olmadığını da raporladı.) 

Bilirkişi heyeti: Sanık göğsünün cama çarptığını ve diğer eliyle Şule Çet'in bacağını tuttuğunu belirtiyor. Ardından da Şule ile kısa bir konuşma sonrasında Şule’nin ellerinden kaydığını belirtiyor. Ancak Şule’nin bedeninin bulunduğu nokta serbest düşmeye uygun değildir. Olay yeri keşfinde halının, sehpanın ve diğer eşyaların konumuna baktığımızda sanıkların dediği gibi orada bir olaya müdahale etme çabası olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bu anlatımlarda eksik olan şeyler var. 

Sanık Çağatay Aksu: Şule 4 metre gidemez kaç metre gidebilir? Veya 19 pencere daha var aşağıdaki pencerelerden birine çarpmış olamaz mı?

Bilirkişi heyeti: Görüntülerde açık pencere yok.

Sanık Çağatay Aksu: Şule'nin ev arkadaşı Lilia "psikolojisi bozuk değildi" diyor. Çok normal değil mi eve çıkacağı insana psikolojik sorunlarından bahsetmemesi? Ayrıca ben de söylenenlere karşı çıkmıyorum, Şule mutluydu, keyifliydi. Tüm bilirkişi raporlarına rağmen, Şule’nin psikolojisinden, attığı tweetlerden, yükseklik korkusundan, dinlediği şarkılardan, sosyal medyada davanın nasıl köpürtüldüğünden bahsediyor. Biz sosyal medya yüzünden tutuklandık, bir gecede 11 milyon mesaj atıldı. 

-Çağatay Aksu Twitter'daki #ŞuleÇetİçinAdalet etiketini şikayet etti.-

Çağatay Aksu: Tahliye değil, beraat istiyorum. İnsan içine çıkamıyorum. Beraat edeceğim, eminim.

Şule’nin babası İsmail Çet: Çıkıp da başkalarının kızlarını mı bu hale getireceksiniz?

Sanık avukatı: Şule intihar etmemiştir diyen bilirkişi raporu Umur Yıldırım'ın (Şule Çet'in ailesinin avukatı) beyanlarına göre hazırlamış. Kabul etmiyoruz. Bu dava sosyal medya nedeniyle buralara kadar geldi. Duruşmalarda yuhlanıyoruz. Bu nedenle kapalı celse istemiştik.

(Sanıkların son asansör görüntüsüne ilişkin) Sanık Berk Akand, sanık Çağatay Aksu'dan Şule Çet’in ıntihar ettiğini duyunca inanamamış. "Ne oldu aranızda bi şey mi geçti" diye sormuş asansör önünde.

Sanık Berk Akand’ın annesinin sağlık durumunun kötü olduğu ifade edilerek tahliyesi istendi."

Mahkeme, sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 20 Kasım 2019 Çarşamba saat 10.00'a ertelendi.