loading
close
SON DAKİKALAR

Tanal, Başbakanın istifası için Anayasa Mahkemesine başvurdu

Tanal, Başbakanın istifası için Anayasa Mahkemesine başvurdu
Tarih: 14.07.2014 - 17:10
Kategori: Siyaset

İstanbul Milletvekili Tanal, Erdoğan’ın Başbakanlıktan istifası için Anayasa Mahkemesine başvurdu...

İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Anayasa Mahkemesi’ne Başbakan’ın görevinden istifa etmiş sayılması hususunda başvuruda bulundu.

Tanal 03.07.2014 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş olup, bu başvuru 12.07.2014 tarihinde reddedilmişti. Bu red kararını müteakiben Anayasa Mahkemesi yolu açılmıştı. Tanal; Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru ile Cumhurbaşkanlığına adayı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın görevinden ayrılmış sayılmasına karar verilmesini talep etti.

Tanal’ın başvurusunun gerekçeleri şöyle:

“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı ve Başbakan sıfatını haiz Recep Tayyip Erdoğan 02.07.2014 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını açıklamıştır. Diğer Cumhurbaşkanlığı adayları ile Başbakanlık konumu nedeni ile haksız bir rekabete sebebiyet veren ve bu kamusal gücünü haksız bir şekilde lehine kullanan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir an önce Başbakanlık görevinden istifa etmesi gerekmektedir.

Nitekim Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nın 2923 sayı ve 08.06.2014 tarihli kararının “Adayların görevden ayrılması” başlığı ile düzenlenmiş hükümleri çerçevesinde “…yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri…”nin, Cumhurbaşkanlığı adaylıklarını açıklamalarını müteakip görevlerinden ayrılmaları gerekmektedir. İşbu nedenle; “…yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri…” hükmü Başbakan ve Bakanları da içine alan kamu görevlilerini kapsamaktadır. Başbakan kamu hizmeti ifa eden, işçi statüsünde olmayan kamu görevlisidir. İşbu nedenle Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını resmi olarak açıklamasını müteakip 11.07.2014 tarihine kadar Başbakanlık görevinden istifa etmeli idi, etmediği takdirde ise Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nın 2923 sayı ve 08.06.2014 tarihli kararının “Adayların görevden ayrılması” başlığı ile düzenlenmiş hükümleri çerçevesinde 11.07.2014 tarihinde kendiliğinden görevinin sona ermesi gerekmekteydi. Ancak Yüksek Seçim Kurulu hukuksuz bir şekilde kendisinin “Kamu görevlisi” olmadığı gerekçesi ile Başbakanlık görevini yerine getirirken Cumhurbaşkanı olmasında herhangi bir beis görmemiştir.

Recep Tayyip Erdoğan; Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarına başlar başlamaz haksız ve Anayasamızın 67′nci maddesinde belirtilen “Eşitlik ve Adil Olma İlkesi”ne aykırı bir biçimde hareket etmeye başlamıştır. Şöyle ki; 12.07.2014 tarihinde Antalya’da yaptığı Cumhurbaşkanlığı seçim mitingine Başbakan olması nedeni ile kamusal görevinden dolayı kendisine tahsis edilen “ANA” adlı özel uçak ile gitmiştir. Bunun yanında miting alanındaki vatandaşların serinlemesi için Antalya Valiliği tarafından tahsis edilen 400 adet vantilatör kullanılmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimi bireysel bir seçim çalışmasını gerektirir. Tüm diğer adayların önünde kanunen böyle bir engel var iken Başbakanlık sıfatı ile Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmasına katılan Recep Tayyip Erdoğan’ın kamusal gücünü kendi “bireysel seçim çalışması” için kullanması “Seçimlerin Eşitlik ve Adil Olma İlkesi”ne aykırıdır. Ayrıca Hukuk DevletiBunun yanı sıra Recep Tayyip Erdoğan’ın 13.07.2014 tarihinde ve öncesindeki Cumurbaşkanlığı seçim mitinglerinde sık sık “Biz falanca hizmeti verdik, seçilirsem vermeye de devam edeceğiz.” üsluplu konuşmaları, kendisinin AKP Genel Başkanı ve Başbakan sıfatı ile seçime katıldığını, Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde yine AKP ile hareket edeceğini açıkça ortaya koymaktadır. Ancak Cumhurbaşkanı; tarafsız ve adil olmalıdır. İşbu nedenlerden dolayı 11.07.2014 kamusal görevi olan Başbakanlık görevinden istifa etmeyerek kamu kaynakları ve yetkileri ile bireysel olan Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmasını yürüten Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin Yüksek Seçim Kurulu Kararı’nın iptali gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını koymasını müteakiben 11.07.2014 tarihine kadar istifa etmesi gerekmekteydi. Şöyle ki; Başbakanlık görevinde bulunan Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm devlet kurumları üzerinde baskı kurma gücü bulunmaktadır. İşbu sebeple Başbakanlık görevi devam eden Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olması, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek 1. Protokol m.3 ve Avrupa Birliği Anlaşması m. II-39, 40 gereğince; seçim hakkı demokratik devlet yapısı ile doğrudan ilişkilidir. Bunun yanı sıra seçim sisteminin belirlenmesinde devletin geniş bir takdir yetkisi bulunmakta ise de, keyfi sınırlamalara yol açabilecek düzenlemeler Seçme, Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakkına aykırılık oluşturur.

Ayrıca T.C. Anayasası’nın 67/2′nci maddesinde “Seçimlerin Serbestliği” ilkesi hüküm altına alınmış olup, bu ilke seçmenin oyunu her türlü etkiden uzak ve gizlilik içinde kullanmasının tam olarak güvence altına alınması halinde gerçekleşebilir. Bu ilkenin güvence altına alınmaması Anayasa’nın ihlali sonucunu doğurmaktadır.

Ayrıca ve önemle belirtmek gerekir ki; Cumhurbaşkanı adayının Başbakan olarak göreve devam etmesi Anayasamız ile güvence altına alınan “Temel Hak ve Hürriyetlerin” demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bir biçimde sınırlanması sonucunu doğurmaktadır ki bu da T.C. Anayasası’nın 13′üncü maddesi ile hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.

298 sayılı Seçim Kanunu’nun 7′nci maddesi hükümleri yasa koyucunun takdiri dışında bırakılan anayasal ilkeleri zedelememesi ve demokratik toplum düzeninin esaslarına aykırı olmaması gereğinden doğmuştur. Şöyle ki; hakkın özüne dokunan bir görüş, gerçek anlamda bir seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırır. Bu hakka geri dönülemez ve onarılamaz ağır zararlar verir. Şöyle ki; bir Başbakan’ın tüm kamu kurumlarını etkileyebilme gücü bulunmaktadır. Ve amirlerin astlarına hükmetme gücünü kullanarak seçimin özgürce yapılabilmesi bu koşullar altında mümkün olmayacaktır.

TCK’nın 6′ncı maddesi 1/c bendine göre tanımlanan kamu görevlisi “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişidir.” Nitekim değil Başbakan, memur statüsünde bir çaycının bile Cumhurbaşkanı olmak için görevinden istifa etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde Fırsat Eşitliği’ne, Anayasamızın 10′ncu maddesine, Seçimlerin Eşit ve Adil olarak yapılması ilkesine, Hukuk Devleti İlkesine aykırılık teşkil edecek olup kamu gücü ve nüfuzu kullanılması Başbakan için avantaj diğer adaylar için dezavantaj sağlayacağından, haksız rekabet koşulları oluşacaktır. Ancak süresi içinde Başbakanlık görevinden istifa etmeyen Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olduğuna ilişkin Yüksek Seçim Kurulu Kararı’nın iptali gerekmektedir. Zira Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1980/4-1714 E., 1983/803 K. sayılı kararı gereğince “Başbakan ve Bakanlar memur ve kamu görevlisi” olarak kabul edilmekte olup, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuya ilişkin yerleşik içtihatlarında da bu sabittir.”

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları