loading
close
SON DAKİKALAR

TBMM'de. 2 Şubat'ta neler oldu? neler önerildi? neler kabul edildi? neler reddedildi?

TBMM'de. 2 Şubat'ta neler oldu? neler önerildi? neler kabul edildi? neler reddedildi?
Tarih: 03.02.2022 - 05:53
Kategori: Gündem

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplandı. TSK deniz unsurlarının Aden Körfezi'ndeki görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç;

Genel Kurulda üç milletvekiline gündem dışı söz verdi.


AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan, Muğla iline ilişkin yaptığı gündem dışı konuşmada, son günlerde Muğla kamuoyunu yakından ilgilendiren ve gündem olan Menteşe Belediyesinin çimento fabrikası kurulması için ruhsat vermesini hayret, üzüntü ve ibretle izlediğini söyledi.

Gökcan, sözlerine şöyle devam etti:

"Lafa gelince mangalda kül bırakmayan sözde çevreci CHP'liler yine sınıfta kaldı. Yanan orman alanlarını imara açacağımız yalanını söylediler. Biz, yanan ormanları imara açmadık. Yanan ormanları yeşillendirdik, çevreyi ve yeşili koruduk. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, 20 yıllık AK Parti iktidarlarımız döneminde havayı, denizlerimizi, sularımızı, göllerimizi koruduk. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de ifade ettiği gibi; biz doğayı korudukça, doğa da bizi koruyacaktır. CHP'li belediye ise hemşehrilerimizin bütün tepkilerine rağmen Menteşe ilçemizde çimento fabrikası kurulması için ruhsat verdi."

MHP Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçay, "gençliğin önemi", CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere ise Adıyaman'ın sorunları hakkında gündem dışı konuşma yaptı.

TBMM Genel Kurulu'nda grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak, değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, tüm İslam aleminin üç aylarını tebrik ederek, "İnşallah, huzur ve sükun içerisinde bu mübarek günleri atlatırız. Yarın da Regaip Kandili. Tüm İslam aleminin Regaip Kandili'ni tebrik ediyorum." diye konuştu.

Elitaş, Genel Kurul'da bu hafta Aden Körfezi ve Somali'yle ilgili cumhurbaşkanlığı tezkeresinin görüşmelerini yaptıktan sonra Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanacağını ifade etti. Azerbaycan ile müttefiklik ilişkilerini kapsayan Şuşa Beyannamesi'nin onaylanmasına ilişkin teklifin yarın Dışişleri Komisyonu'nda kabul edilmesi halinde Genel Kurul gündemine geleceğini anlatan Elitaş, TBMM'nin Azerbaycan'a yapılan haksızlıklara karşı yekvücut olarak durduğunu kaydetti.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta da üç ayların bütün İslam alemine hayırlı olması temennisinde bulundu.

Ekonominin büyüdüğüne ilişkin açıklamalara değinen Usta, "Hangi sektörün büyüdüğünü görüyoruz. Bankacılık sektörü büyüyor. Bu ekonomide geliri yüzde 90,5 artan başka bir alan, kesim var mı bunu taktirlerinize bırakıyorum." diye konuştu.

Zamların durmak bilmediğini belirten Usta, akaryakıta son bir ayda yüzde 44 zam geldiğini kaydetti.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise üç ayların Türkiye'ye, bütün insanlığa ve Türk İslam dünyasına esenlikler ve faziletler getirmesini diledi.

Yunanistan'ın göçmenlere yönelik sistematik zulüm ve işkencelerinin devam ettiğini vurgulayan Akçay, şunları söyledi:

"Üç göçmen, 31 Ocak 2022'de Yunan sahil güvenlik ekipleri tarafından denize atılarak ölüme terk edilmiştir. Sahil Güvenlik Komutanlığımızın arama kurtarma çalışmaları sonucunda İzmir Karaada açıklarında iki göçmen kurtarılmış, bir kişinin hayatını kaybettiği öğrenilmiştir. 2 Şubat 2022'de Yunanistan sınır birlikleri tarafından ayakkabıları çıkarılmış, elbiseleri soyulmuş bir şekilde sınırdan çevrilen 22 göçmenden 12'si donarak hayatını kaybetmiştir. Yunanistan, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi'ni ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3'üncü maddesi kapsamında oluşturulan geri gönderme yasağını açıkça ihlal etmektedir. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve ilgili diğer organlar Avrupa'nın göbeğinde yaşanan insanlık dramına kayıtsız kalmamalıdır. Yunanistan mülteci ve göçmenlere yönelik insanlık ve hukuk dışı eylemleri nedeniyle yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır."

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye'nin dört bir yanında işçi ve emekçilerin direndiğini belirterek, "Kargo çalışanlarından kurye emekçilerine, metal işçilerinden madencilere, otomotiv çalışanlarına kadar çok ciddi bir direniş var. İktidarın ekonomi politikalarına karşı direniyorlar, çalışma koşullarının düzeltilmesi için mücadele ediyorlar, maaş, prim ve diğer hakları için direnmeye devam ediyorlar." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Yunanistan tarafından geri itilen 22 göçmenden 12'sinin donarak hayatını kaybettiğini üzülerek öğrendiklerini belirterek, "Tabii Yunanistan'ın bu tutumu asla kabul, tasvip edilemez. Bu sorunlarla ilgili devletimizin daha duyarlı, daha yüksek refleksli olabilmesi lazım diye düşünüyoruz." diye konuştu.

Bugün üç ayların başladığını anımsatan Altay, üç ayların İslam alemine hayırlara vesile olması temennisinde bulundu. Altay, "Millet bayat ekmek kuyruğunda. Soğuk var, millet üşüyor, kombilerini açamıyor, elektrik şalterlerini açamıyor. Nasıl olacak, bu üç aylar nasıl geçecek, bunu da çok merak ediyorum. Elbet geçer de yani bu mübarek aylarda milletin biraz daha beli doğrulmuş, daha az üşüyen, daha az kıtlık, yokluk, yoksulluk çeken bir hal içinde olmasını isteriz." ifadesini kullandı.

Altay, 210 kilovatsaate kadar olan elektrik tarifesinde fiyat indirimine gidilmesi çağrısında bulunarak, şunları kaydetti:

"Buna bu milletin ihtiyacı var, millet faturalarını ödeyemiyor, faturalar el yakıyor; millet dükkanın ortasında, mangal kömürü yakarak mangalla dükkan ısıtıyor. Türkiye bu halde, Meclis'in milletin içinde bulunduğu bu hali sadece seyretmesi Meclis'in varlık sebebiyle ters düşer. Ben, buradaki bütün siyasi parti gruplarına sesleniyorum: Hep birlikte hükümete buradan yapacağımız bir çağrıyla elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki bu fahiş rakamların vatandaşın ödeyebileceği noktaya çekilmesi konusunda bir çaba ve gayrete ihtiyaç var."

Konuşmaların ardından Genel Kurul'da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) deniz unsurlarının Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görev süresinin 10 Şubat 2022'den itibaren 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi görüşmelerine geçildi.

TSK deniz unsurlarının Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görev süresinin 10 Şubat 2022'den itibaren 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.

Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde vuku bulan deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemlerine karşı, 2008'de Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarının alındığı anımsatılan tezkerede, TBMM'nin, 10 Şubat 2009'da TSK unsurlarının söz konusu bölgede görev yapması için bir yıl izin verdiği belirtildi.

Bugüne kadar birer yıllık yetki süresinin 12 kez uzatıldığı aktarılan tezkerede, TSK deniz unsurları konuşlandırılmak suretiyle bölgede seyreden Türk bayraklı ve Türkiye bağlantılı ticari gemilerin emniyetinin etkin şekilde muhafazası ve uluslararası toplumca yürütülen deniz haydutluğu, silahlı soygun eylemleri ve denizde terörizmle müşterek mücadele harekatına aktif katılım sağlandığı, bu alanda BM sistemi içinde ve bölgesel ölçekte oynanan rolün ve görünürlüğün pekiştirilmesinin temin edildiği kaydedildi.

BMGK'nin, bölgeye ilişkin deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemleriyle uluslararası toplumca mücadele edilebilmesine cevaz veren kararlarının süresinin son olarak 3 Aralık 2021'de 1 yıl uzatıldığı hatırlatılan tezkere ile TSK deniz unsurlarının Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerdeki görev süresinin 10 Şubat'tan itibaren bir yıl uzatılması öngörülüyor.

Genel Kurulda, siyasi parti gruplarının önerileri ayrı ayrı ele alındı.

CHP'nin "MOBESE kayıtlarının kullanımı"na ilişkin araştırma önergelerinin ön görüşmelerinin bugün yapılması önerisi üzerinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Anayasa'nın çiğnenmek için değil uymak için olduğunu belirterek, "İnsanların da milletvekili, belediye başkanı, sıradan vatandaş, kim olursa olsun Anayasa'dan kaynaklı hakları var." dedi.

İstanbul'da kar yağdığında iki bakanın "koşa koşa İstanbul'a gittiğini" ifade eden Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Zannettik ki havalimanında, Kuzey Marmara'da, TEM Otoyolu'nda yaşanan sorunlarla ilgili tedbir alacaklar, müdahale edecekler, AKOM'a gidecekler; büyükşehir, ilçe belediyeleri, Karayolları Genel Müdürlüğü hep birlikte el ele verilecek; TEM'de, havalimanında, Kuzey Marmara'da mahsur kalan insanlara derman olunacak. Hayır. 'MOBESE'yi izleyelim. Neredeymiş? Nerede balık yemiş? Kimle yemiş?' İnsan yemek yiyen bir varlıktır. Sayın Elitaş, Recep Tayyip Erdoğan o lokantada 2008'de balık yemiş."

MOBESE kayıtlarına ilişkin yaşananların çok net bir suç olduğunu ve bunu basına servis etmenin suçun katmerlisi olduğunu belirten Altay, "Bunu 1972'deki Watergate skandalından aşağı ve daha düşük görmem, onunla aynı eş değerde bir suçtur. Demokrasilerin tıkır tıkır çalıştığı ülkelerde böyle bir suç için Amerikan Başkanı istifa etmek zorunda kalmıştır; biz hesap soramıyoruz. Bir gün bu hesap sorulacak." diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ne İstanbul'u takıyor ne kendi partisini takıyor ne de Genel Başkanını takıyor. Belediye Başkanının tek taktığı ABD Büyükelçisi, İngiliz Büyükelçisi." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında "soğuk savaş" olduğunu öne süren ve bunu Meclise taşımaya gerek olmadığını dile getiren Akçay, "Bu önerge bir hedef saptırma ve asıl meseleyi gözden kaçırma önergesidir." ifadesini kullandı.

Akçay, önergede eleştirilen MOBESE görüntülerini daha düne kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesinin linkinden bütün vatandaşların canlı izleyebildiğini anımsatarak, "Şimdi linki kapatmışlar. Canlı MOBESE izlemeden bütün, ne kadar MOBESE görüntüsü varsa onları izlemek de mümkün." dedi.

Akçay, "Asıl izah edilmesi gereken konu balıkçıda çekilen fotoğraflardır ve İstanbullu kar altında mağdur iken bir belediye başkanı dört saatini neden bu büyükelçiyle görüşmeye ayırır? Ayrıca neden makamında görüşmemiştir?" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise "Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu arasında bir çatışmayı daha çok hayal edersiniz ama öyle bir çatışma olmayacak hiç merak etmeyin. Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun Genel Başkanıdır ama önce ağabeyidir." şeklinde konuştu.

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, bütün konuşmacıların hukuktan bahsettiğini ancak bir yargısız infazla hem İçişleri Bakanlığının hem de MOBESE kameralarının yerden yere vurulduğunu belirterek, "Bir kere MOBESE kameralarından görüntünün çıktığıyla ilgili sabit bir bilgi kimsenin elinde yok." dedi.

Özdemir, yargıya intikal etmiş bir konu hakkında araştırma önergesi verilemeyeceğini anımsattı. Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2008 yılında ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, AK Parti karşısında Deniz Baykal'ın tutunamadığından bahsediyordu, 'birini bulmak lazım' diyordu, 10 ay sonra Kemal Kılıçdaroğlu geldi. 2018 yılında Joe Biden, 'Muhalefeti desteklemeliyiz, AK Parti'yi devirmek için yeni varyasyonlar yapmalıyız' dedi. Şimdi de İngiltere Büyükelçisi gelmiş İmamoğlu'yla çok 'stratejik' görüşmeler yapmış. Bakın, İmamoğlu ne diyor biliyor musunuz? 'En az karla mücadele kadar önemliydi. Türkiye-İngiltere ilişkilerini konuştuk.' Galiba Türkiye üzerinde hesap yapanlar yeni aktör olarak kendilerine yeni birini bulmuşlar. Bunun ilerleyen aşaması olabilir. Bu konuda CHP'li arkadaşlarımızı uyarıyorum, dikkatli olsunlar çünkü bu konuda her atraksiyon yapıldığında CHP Genel Başkanının değişimine gidilmiş. Bu aktörün, bu görüşmelerin detaylarını takip etmek lazım."

Konuşmaların ardından CHP Grup önerisi kabul edilmedi.

AK Parti'nin, TBMM'nin çalışma takvimine ilişkin grup önerisinin görüşmelerinde konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, CHP'nin MOBESE'lere ilişkin araştırma önergesine değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sayın İmamoğlu'nun aracının önünde kar küreme aracı, açıyor yolları, gidiyor. Nereye gidiyor? İstanbul halkına hizmet etmeye gidiyor zannediyoruz meğer balıkçıya gidiyormuş. Sayın İmamoğlu'nun balıkçıdaki fotoğrafını yayınlayan kim? Siz bunu Sayın İmamoğlu'na sorun, Sayın İmamoğlu bunu açıklasın. 'Bir siyasi kişilik ama açıklamıyorum.' diyor. Cumhur İttifakı'ndan biriyse bunu çok rahat açıklaması gerekirdi. İmamoğlu'nun balıkçıda İngiliz Büyükelçisi ile yemek yediğini Genel Başkanınız bilmiyor, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcınız bilmiyor. Nereden öğreniyor? Birileri tarafından servis edilenden öğreniyor. O servis eden kim? İşte siz onu kendi içinizde sorgulayın. Eğer bilmiyorsanız Genel Başkanınıza sorun. Ona da inanmıyorsanız gidin, Sayın İmamoğlu'na sorun. Muhakkak İmamoğlu, o balıkçı fotoğraflarının kim tarafından servis edildiğini çok iyi biliyordur."

Konuşmaların ardından AK Parti'nin grup önerisi kabul edildi. Kabul edilen öneriye göre Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine bugün ve yarın devam edilecek.

Öte yandan HDP'nin "AİHM kararlarının uygulanmamasının yarattığı sorunlar", İYİ Parti'nin "Türk Telekom'un özelleştirilmesi" ile ilgili araştırma önergelerinin ön görüşmelerinin bugün yapılması önerileri de müzakerelerin ardından kabul edilmedi.

TBMM Genel Kurulu'nda Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine geçildi.

Kanun teklifinin kabul edilen maddesine göre, eğitim öğretim hizmetlerini yürütmekle görevli öğretmenlerin, atamaları ve mesleki gelişimleriyle kariyer basamaklarında ilerlemelerinin düzenlenmesi amaçlanıyor.

BBP Genel Başkanı ve Ankara Milletvekili Mustafa Destici, Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin önemli bir adım olduğunu söyledi.

Düzenlemede, öğretmenlerin yıllardır beklediği 3600 ek gösterge müjdesinin de yer aldığını dile getiren Destici, "Bunu çok önemsiyorum. Hem görev yaptıkları süre içinde hem de emekli olduktan sonra maaşlarında yapılacak iyileştirme önemli bir adım. Tabii ki bütün atanamayan öğretmenlerimizin atanmasını ya da öğretmen açığının kalmamasını isteriz. Buna doğru hızlıca bir gidiş var. Son yıllarda ciddi sayıda öğretmen ataması yapılıyor. İnşallah bu sayının daha da artacağına inanıyoruz." diye konuştu.

Sayısı 90 bine ulaşan ücretli öğretmenlerin, 2 bin 500 ila 3 bin lira ücret aldığını kaydeden Destici, ücretli öğretmenler ile Göç ve Uyum Alt Komisyonuna Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi (PİKTES) kapsamındaki öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesini istedi.

MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, eğitim sisteminin en önemli amacının, eğitimdeki insan kaynağını güçlendirmek olduğunu söyledi.

Düzenlemenin, öğretmenlik mesleğinde yatay kariyer basamakları hedeflediğini ifade eden Aydın, şöyle konuştu:

"Öğretmenlikte geçen 10 yıllık emekten sonra 180 saatlik bir eğitim programına katılınıp akabinde program içeriği bağlamlı olarak yapılacak merkezi sınav sonucunda uzman öğretmenlik statüsü kazanılacak. Benzer bir uygulamayla 20 yıllık mesleki faaliyet sonrası uzman öğretmenlerimiz, bu kez 240 saatlik bir program akabinde benzeri sınavla başöğretmenlik statüsü elde edecek. Her iki gruptaki öğretmenlerimiz hem özlük haklarında iyileştirmeyle hem de maaşlarına yansıyacak artışlarla ödüllendirilmeye tabi tutulacak. Bu bağlamda yüksek lisans derecesi alanların doğrudan uzman öğretmen statüsüne, doktora derecesi alanların ise başöğretmen statüsüne kavuşması diğer önemli bir kazanım. Bu kanunla birlikte hedeflenen kazanımlara odaklanarak saygın eğitim camiasına popülist ve politik mülahazalar temelli şüpheden ziyade güvenle bakmak doğru bir tavır olur kanaatindeyim."

İYİ Parti Ankara Milletvekili Şenol Sunat, Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin geri çekilerek yeniden düzenlenmesini talep etti.

Sunat, "Öğretmenlik gibi ihtisas mesleğini, 12 maddelik bir düzenlemeye kalkmak, konuyu eğitim öğretim tazminatı ve ek göstergeye indirgemek, onu da şarta bağlamak ve 2023'e ertelemek, eğitime ve öğretmene hiç değer verilmediğinin somut göstergesi." dedi.

HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül ise kanun teklifinde, atanamayan, özel okulda çalışan ve ücretli çalışan öğretmenler konusunda bir düzenleme yapılmadığını savundu.

Birinci derecedeki öğretmenlere, 2023'te başlamak koşuluyla 3600 ek gösterge verileceğine değinen Bülbül, "Tekrar tekrar 'Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi getiriyoruz. Öğretmene 3600 ek göstergeyi tanıyoruz.' vurgusu yapılıyor. Bu, kesinlikle doğru değil." ifadesini kullandı.

CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, "Bir meslek kanunu, o mesleği yapanlar tarafından onların temsilcileriyle, örgütleriyle birlikte yapılır. Oysa öğretmenlik meslek kanununun, saray duvarları arasında, öğretmenlik mesleğini bilmek bir yana öğretmenleri dahi tanımayan birkaç bürokrat tarafından hazırlandığı görülüyor." diye konuştu.

Düzenlemenin, öğretmenlerin derdine derman olmayacağını savunan Kaya, "Öğretmenlerin sendikalarıyla görüşülmeden gelen hiçbir teklif, bizim teklifimiz olamaz, kabul edemeyiz. Onların sözünü dinlersek 1 milyon 250 bin öğretmen mutlu olur. Bu düzenleme Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı, Anayasa Mahkemesinden dönecektir. Bu duruma düşmemek için sözleşmeli ve 3600 ek gösterge maddesini getirin, hep birlikte çıkaralım. Diğer maddeleri yeniden tartışarak bir süreç elde edebiliriz." değerlendirmesini yaptı.

TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, kanun teklifinin birinci maddesinin kabul edilmesinin ardından birleşime ara verdi.

Bilgiç, aradan sonra komisyonun yerini almaması üzerine birleşimi, saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

Kaynak : wwww.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları