loading
close
SON DAKİKALAR

Türkiye'nin en ünlü 9 köşkü ve sıradışı hikayeleri

Türkiye'nin en ünlü 9 köşkü ve sıradışı hikayeleri
Tarih: 13.05.2016 - 14:27
Kategori: Seyahat

Sizler için ülke çapındaki dokuz meşhur köşkün hikayelerinin yer aldığı bir liste hazırladık. İşte Türkiye'nin en ünlü dokuz köşkü ve sıra dışı hikayeleri...

Malta Köşkü, İstanbul Yıldız Parkı içinde Yıldız Sarayı'nı parktan ayıran duvarın doğu yönünde yer almaktadır. Köşk adını Sultan Abdülaziz döneminde Malta'dan getirilen taşlardan almaktadır. Malta’dan getirilen bu taşlarla yapılan köşk, tarihte önemli olaylara sahne olmuştur. Tahta çıkarılmak istenen Sultan V. Murat başarısız olunca güvenlik gerekçesiyle bu köşkte alıkonulmuş, Mithat Paşa yine bu köşkün arkasındaki düzlükte kurulan çadırda yargılanmıştır. Günümüzde çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yapan Malta Köşkü, popülerliğini koruyan bir mekandır.

Mektupçu Köşkü, İzmir'in Halil Rıfat Paşa Caddesi üstünde yer alır. Osmanlı Devleti'nde kaza ve vilayetlerde Mektupçu adı altında, yazı işleri müdürü olarak tabir edebileceğimiz idareciler bulunmaktaydı. Bu köşkün de “Mektupçu” ismini, yıllarca posta idaresinin konuk evi olarak bölgenin Mektupçusu tarafından kullanılmasından ve Mektupçu semtinde bulunmasından kaynaklandığı bilinmektedir. Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın İzmir'deki evi olarak da bilinen köşk, 1954-1978 yılları arasında Çamlaraltı Koleji'nin ilkokul bölümü olarak kullanılmıştır.

Latife Hanım Köşkü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk için anlamı büyük olan bir yapıdır. Annesi Zübeyde Hanım hastalandıktan sonra doktorların kendisine İzmir’in havasının iyi geleceğini söylemeleri üzerine Atatürk, yaveri Salih Bozok’u İzmir’e uygun bir ev bulması için göndermiştir. Durumdan haberdar Latife Hanım, Salih Bozok’u arayarak Karşıyaka’daki evlerinin Zübeyde Hanım için uygun olduğunu ve kendisine evi göstermek istediğini söylemiştir. Evin bulunduğu nokta itibariyle Zübeyde Hanım için uygun olduğuna karar verilmiş ve Zübeyde Hanım hayatının son yıllarını bu köşkte geçirmiştir. Köşkün bahçesinde yer alan bir Selvi ağacının Atatürk ve Zübeyde Hanım için dikildiği rivayet edilmektedir.

Pandispanya Köşkü, İzmir'in Bornova ilçesinde 1882 yılında inşa edilmiştir. Bu yapı Fransız Pandispanian ailesi tarafından ev olarak kullanılmıştır fakat ailenin Fransa'ya göç etmesiyle bu konut devlete kalmıştır. Rengi sebebiyle “Yeşil Köşk” olarak da bilinen yapı 1986 yılında ilk onarımı yapıldıktan sonra Ege Üniversitesi'nin misafirhanesi olarak kullanılmıştır. 1993 ve1995 yıllarında tekrar restore edilerek üniversite çalışanları ve öğrencilerinin vakit geçirebilecekleri bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır.

Perili Köşk, İstanbul Sarıyer’de Fatih Sultan Mehmet köprüsünün hemen bitişiğinde yükselen Perili Köşk, asıl adı Yusuf Ziya Paşa köşkü olmakla birlikte günümüzde özel bir şirketin himayesinde sanat müzesi olarak varlığını sürdürmektedir. 1911 yılında inşa edilen ve mimari özellikleriyle bir şatoyu andıran yapı boğaz turlarında en çok dikkat çeken noktalardan biridir. Yapının inşaatı sırasında patlak veren Birinci Dünya Savaşı sebebiyle, çalışmaları yürüten ustaların askere alınmasıyla köşkün yapımı çok uzun bir zamana yayılmıştır. Yusuf Ziya Paşa Köşkü’nün yarım kalan inşaatının başıboş hali, adının “Perili Köşk”e çıkmasına sebep olmuştur.

Ziverbey Köşkü, Cumhuriyet tarihinde adı pek de hoş olmayan olaylarla birlikte anılan Ziverbey Köşkü, 12 Mart döneminin işkence evi olarak hafızalarda yer edinmiştir. Erenköy, 19 Mayıs Mahallesi üstünde yer alan ve asıl adı Zihni Paşa Köşkü olan bina zaman içerisinde yıkılmıştır. 900’lü yılların hemen başında yapılan köşk yakın çevresinde yer alan diğer köşklerle sık sık karıştırılmaktadır. Toplumsal hafızamızda büyük bir iz bırakan ve tüyler ürpertici işkence olaylarına tanıklık eden bu köşk, hiç şüphesiz ki yakın tarihimizde adının pek de kolay unutulmayacağı yapıların başında yer almaktadır...

Hünkâr Köşkü, 1844 yılında Sultan Abdülmecit'in Bursa gezisi nedeniyle, dönemin Bursa valisi Mehmet Salih tarafından av köşkü olarak yapılmıştır. Köşk rekor sayılabilecek bir sürede, tam 19 günde tamamlanmıştır. Bu köşkte 1844 yılında Sultan Abdülmecit, 1862 yılında Sultan Abdülaziz ve 1909 yılında V. Mehmet (Sultan Reşat) konaklamışlardır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu köşkü ilk olarak 16 Ekim 1922 tarihinde ziyaret etmiştir. Burada İsmet İnönü ve Kazım Karabekir ile, Lozan Barış Antlaşması'na gidecek belgeler hakkında toplantılar yapmıştır. Atatürk 1925, 1931 ve 1935 yıllarında da tekrar Hünkar Köşkü'ne ziyarete gelmiş ve konaklamıştır.

Çinili Köşk, Topkapı Sarayı'nın dış surlarının içinde yer alan 1472 yılında inşa edilmiş bir köşktür. II. Mehmed tarafından yazlık saray olarak yaptırılmış olan köşkün, mimarı kesin olarak belli olmasa da bazı kaynaklar Mimar Atik Sinan tarafından yapıldığını belirtmektedir. Sırça Köşk ya da Sırça Saray olarak da tanınan yapı, 1875 ile 1891 yılları arasında İmparatorluk Müzesi olarak hizmet vermiştir. 1953 yılında Türk ve İslam Sanatları Müzesi olarak kamuya açılmış, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin bünyesine katılmıştır. Müzede Selçuklu ve Osmanlı devirlerinden kalma İznik çinisi ve seramik örnekleri sergilenmektedir.

Murat Köşkü, İzmir'in Bornova ilçesinde yaşamış olan İngiliz Edwards ailesi tarafından 1880 yılında yaptırılmıştır. Köşk İngiliz aileden sonra evi teslim alan Murat ailesinin ismiyle anılmış olup, uzun yıllar boyunca sahipsiz kalmıştır. Bir dönem çocuk yuvası olarak kullanılan köşk 2001 yılında mülkiyetinin ait olduğu Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında yapılan bir protokol uyarınca kapsamlı bir restorasyon uygulamasının gerçekleştirilmesinin ardından kullanıma açılmıştır. Restorasyon sonrası bir süre üniversite öğrencilerine yönelik sosyal hizmet merkezi olarak hizmet vermiş, 2005 yılında Ege Üniversitesi’ne tahsis edilmiş ve günümüzde öğrenci toplulukları için iletişim ve toplantı merkezi olarak hizmet vermektedir.

Hürriyet 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları