loading
close
SON DAKİKALAR

Türkiye'nin internet karnesi sansürle dolu

Türkiye'nin internet karnesi sansürle dolu
Tarih: 15.04.2013 - 16:46
Kategori: Ekonomi

Cumhuriyet Türkiye’de İnternet 20. yılını doldurdu. Ancak sürekli ileri demokrasiden bahseden ülkede internetteki sansür hat safhaya çıktı...

Erişim engellemeleri, merkezi filtre uygulaması, kamuya açık erişim noktalarındaki keyfi sansür/filtre uygulamaları Türkiye’de İnternet kullanıcılarına karşı artan bir sansür/denetim mekanizması haline geldi. Bu yıl internet 20. yılını dolduran Türkiye 8-21 Nisan tarihlerinde de 16. Internet Haftasını kutluyor. Ancak geçen 20 yıla bakıldığında Türkiye’nin internet karnesinin pek de parlak olmadığını gösteriyor. Şu anda 28 bin siteye erişim engeli var. internete ulaşmada kadın ve erkek arasında da ciddi uçurum sözkonusu.

Alternatif Bilişim Derneği, Bilgisayar Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Internet Teknolojileri Derneği, Korsan Parti, Linux Kullanıcıları Derneği, Pardus Kullanıcıları Derneği PHP Geliştiricileri Derneği, Tıp Bilişim Derneği’nin hazırladığı Türkiye’de İnternet’in Durumu raporunda Türkiye’nin internet fotoğrafını çekti. İşte ayrıntılar: * Kullanıcıların katkıları ile erişim engellemelerini raporlamaya çalışan EngelliWeb sitesine göre, 28 binden fazla alan adı Türkiye’den erişime kapalı bulunuyor.

* Geçen yıl aynı tarihlerde açıklanan raporada bu sayı 18 binden fazla iken, geçen bir yıllık sürede yaklaşık 10 bin artarak 28 bini aştı.

* “Güvenli İnternet” adıyla bilinen devlet eliyle merkezi filtre uygulamasına dahil edilen web sitelerinin ve içeriklerin sayısı da belirsizliğini koruyor. Üstelik tüm bu süreçler yurttaş denetimine kapalı ve şeffaf değil.

* İnternete devlet müdahalesi yurttaş katılımının ve ifade özgürlüğünün önündeki önemli bir engeldir.

* Ayrıca sosyal medya paylaşımları, blog yazıları, okuyucu yorumları yüzünden tutuklanan veya tutuklanmakla tehdit edilen insanlar, internetten ‘terör örgütü’ türetmeler, oto-sansüre zorlamalar... İnternet kullanıcılarına yönelik tüm bu korku operasyonlarını kınıyoruz. Çünkü oto-sansür baskısı, sansürün en kötü biçimdir.

* Türkiye genelinde hanelerin yüzde 47.2’si İnternet erişim imkânına sahip. İnternetin 20. yılında henüz nüfusun yarısını internetle tanıştıramadık. Bu oran 2011 yılının aynı ayında yüzde 42.9 idi. İnternet erişim imkânı olan hane oranı kentsel yerlerde yüzde 55.5 iken, kırsal yerlerde yüzde 27.3’tür. İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına göre yüzde 58.7 ile İstanbul başta olmak üzere, Doğu Marmara, Orta Anadolu, Batı Anadolu ve Batı Marmara bölgelerinde İnternet erişim imkanı olan hane oranı Türkiye ortalamasının üzerindedir. * Türkiye, İnternetin ağırlıkla tehditlerine odaklanmak ve bu tehditlere karşı ‘çözüm’ geliştirme çabalarından ötürü bu alandaki fırsatlar için bir cazibe merkezi olma şansını da kaçırıyor. Ülkede uygulanan filtre sisteminin yarattığı olumsuz algı yüzünden yabancı yatırımcıları cezbetmek bir yana, yerli girişimcilerin de kendi hizmetlerini yurt dışına taşıma riskiyle karşı karşıya.

Kadın erkek arasında uçurum

* Bilgisayar ve internet kullanımında kadın-erkek ve kent-kır arasındaki sayısal uçurum devam ediyor. Bilgisayar ve internet kullanım oranları 16-74 yaş grubundaki erkeklerde yüzde 59 ve yüzde 58.1 iken, kadınlarda yüzde 38.5 ve yüzde 37’dir.

* Bilgisayar ve İnternet kullanımında kadın-erkek ve kent-kır arasında süregelen sayısal uçurumu gidermek, ancak ilköğretim düzeyinden başlayarak müfredata sağlıklı bilişim teknolojileri kullanımı konusunda pedagojik ve analitik temelli içerik sağlayarak mümkün olabilir.

Ne yapmalı?

Türkiye’de İnternet’in Durumu raporunda şu önerilere dikkat çekildi:

* Yeni medya alanında üretilecek siyasal ve toplumsal politikalar öncelikle ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkını temel alarak tüm paydaşların katılımıyla farklı hedef kitlelere yönelik olarak geliştirilmeli.

* Türkiye’de sayısal uçurumu çözmeye yönelik eğitim politikası geliştirilmeli; eğitim seferberliği başlatılmalı.

Türkiye’de var olan İnternet’in güvenli kullanımına yönelik çeşitli çalışmaların ilgili tüm kurum ve kuruluşları, STÖ’leri ve özel sektörü içerecek şekilde geliştirilmesi, işbirliği ve koordinasyonu sağlanmalı. Bu çalışmalarda özellikle çocukların ve gençlerin görüşlerine başvurulmalı.

* Çocukların, gençlerin ve ebeveynlerin yeni medyayı doğru, etkin ve verimli kullanımı konusunda farkındalıklarının, bilgi ve beceri düzeyleri artırılmalı.

* Medya ahlaki panik yaratmanın bir aracısı/zemini olmamalı.

* Temel öğrenim kurumlarındaki “Medya Okuryazarlığı” ve “Bilgisayar” dersleri müfredatının dijital okuryazarlığı geliştirecek şekilde gözden geçirilmeli.

* Yurttaşın kişisel verilerinin korunması anayasal bir haktır ve bağımsız ve özerk bir yapı tarafından bu koruma sağlanmalı.

Şehriban Kıraç / Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları