loading
close
SON DAKİKALAR

Tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler ve 13 kişi hakkında tahliye kararı!

Tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler ve 13 kişi hakkında tahliye kararı!
Tarih: 05.09.2025 - 00:06
Kategori: Yerel

Görevden uzaklaştırılan tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in de aralarında bulunduğu 13'ü tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada mahkeme tüm tutuklu sanıkların tahliyesine karar verdi.

Görevden uzaklaştırılan tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in de aralarında bulunduğu "ihaleye fesat karıştırma" ile "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım" suçlarından 13'ü tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada mahkeme, tüm tutuklu sanıkların tahliyesine karar verdi. Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar 'Yolsuzluk' davalarındaki ilk tahliye kararı oldu.

Beykoz Belediyesi’nde aralarında tutuklu Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de bulunduğu 26 kişi 183 gün sonra ilk kez Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Görevden uzaklaştırılan Köseler'in 'yolsuzluk örgütünün kurucusu', Özel Kalem Müdürü Veli Gümüş ve Özel Kalem personeli Metin Ülgey'in ise 'yönetici' olarak değerlendirildiği iddianamede, 26 kişinin çeşitli suçlardan cezalandırılması talep edildi. Köseler'in "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "hileli davranışlarla zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma", "zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık" ve "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlamalarından 17 yıl 6 aydan 67 yıl 3 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.

Sanıklar bugün İstanbul Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk duruşmanın 3'üncü gününde hâkim karşısına çıktı. Duruşma salonunda Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu 13 tutuklu sanık ve bazı tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu. Duruşmada Alaattin Köseler'in de aralarında bulunduğu toplam 26 sanık savunmalarını yaptı.

Savcıdan tutuklama talebi

Sanık ve avukat savunmalarının tamamlanmasının ardından mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanıklar Alaattin Köseler, Veli Gümüş, Serdar Karahan, Havva Dindar ve Uğur İnci'nin tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini, tutuksuz sanık Yıldız Güneş'in ise tutuklanmasını talep etti.

Köseler: Bu dava siyasi değildir

Mütalaaya karşı savunması sorulan Alaattin Köseler, "Belediye 2012 ile 2022 yılları arasında hiç teftiş edilmedi. Ancak 2022 ile 2024 yılları arasında ise teftiş yapıldı. Bu dava siyasi değildir. Bunun altını çiziyorum. Bu davanın şu anki iktidarla da ilgisi yoktur. Bu kadar insan burada, onlarla da ilgisi yoktur. Fidan Gül konusunda, söylediği detaylar taktiksel olarak doğrudur. Beykoz Belediyesi'ne direkt başkan yardımcısı yapamazdım. Yoğurt yiyişini görmem lazımdı. Önce müdürlük verdim. Parti içinden, 'Başkan yardımcısı olmazsa' gibi telefonlar geldi. Ben de yapmadım, yoğurt yiyişini gördüm sonra yaptım" dedi.

Tutuklu 13 sanık hakkında tahliye kararı

Görevden uzaklaştırılan tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in de aralarında bulunduğu  13'ü tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada mahkeme tüm tutuklu sanıkların tahliyesine karar verdi.

Beykoz Belediyesi'ne "yolsuzluk" davası 1. gün | Tutuklu Belediye Başkanı Köseler: İhale süreçlerine etkim yok, bu iddianameyi yazanın hiç mi vicdanı yok!

Tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de arasında bulunduğu 26 kişinin “İhaleye fesat karıştıma” ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım" ile suçlandığı davanın ilk duruşmasının bugün Anadolu Adliyesi’nde görüldü. Duruşma salonuna gelen Köseler alkışlarla karşılandı. Savunmasına başlayan Köseler, "Beykoz'da siyasi görüşü en sağdan en sola herkesin belediye başkanı olarak görev yaptım" dedi. Dosyada yer alan ifadeler hakkında konuşan Köseler, "İfadeleri kesinlikle doğru değildir. Kendini gizleme çabası içindedir" diye konuştu. İhaleler konusunda konuşan Köseler, "İddianameye göre ifade veren kişinin ihalelerin 90 derecelik kısmında yetkisi varken diğer 90 derecelik kısımdan sorumlu nasıl olmuyor. Burada başka bir niyet görüyoruz. Bu iddianameyi yazanın hiç mi vicdanı yok" dedi. Tutuklu olması hakkında konuşan Köseler, "Benim dışarıda değil de içeride olmamdan kim, kimler ve hangi firmalar yararlandı. Asıl sorulması gereken soru bu" ifadelerini kullandı. Duruşmaya Özel Kalem Müdürü Veli Gümüş'ün savunmasıyla devam edildi. Beykoz Belediyesi'nde göreve getirilen kişiler hakkında konuşan Gümüş, "Belediye içerisinde İBB'cilerin yaptığı bir baskı iklimi vardı. Ekrem İmamoğlu ve ekibinin kumpasının içinde buldum kendimi. Başkan Köseler'in görevden aldığı Fidan Gül isimli kişi yeninden baskı ile göreve getirildi" dedi. İhaleler hakkında konuşan Gümüş, "İBB soruşturmalarında tutuklanan Murat Ongun ve Murat Kapki, sürekli belediyeye gelerek onların istediği şirketlere ihale yapılması gerektiğini söyleyerek Başkan Köseler'e baskı yapıyordu. Başkan buna izin vermedi." ifadelerini kullandı. İddianamedeki diğer isimlerin diğer isimlerin dinlenmesinin arından duruşmaya 3 Eylül saat 08.30'a kadar ara verildi.

Beykoz Belediyesi’nde aralarında tutuklu Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de bulunduğu 26 kişi 183 gün sonra ilk kez Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Görevden uzaklaştırılan Köseler'in 'yolsuzluk örgütünün kurucusu', Özel Kalem Müdürü Veli Gümüş ve Özel Kalem personeli Metin Ülgey'in ise 'yönetici' olarak değerlendirildiği iddianamede, 26 kişinin çeşitli suçlardan cezalandırılması talep edildi. Köseler'in "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "hileli davranışlarla zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma", "zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık" ve "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlamalarından 17 yıl 6 aydan 67 yıl 3 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.

Duruşmayı; CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Beykoz Belediye Başkanvekili Özlem Vural Gürzel, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekili Nuri Aslan salonda takip etti.

Alaattin Köseler duruşma salonuna alkışlarla girdi
Duruşma öncesinde kimlik tespiti sırasında salona alınan tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, salona avukatların alkışlarıyla girdi. Köseler'i alkışlayan avukatları mahkeme başkanı, "Burası stadyum değil. Lütfen alkışlamayın" diye uyardı.

Köseler: Siyasi görüşü en sağdan en sola herkesin belediye başkanı olarak görev yaptım
Kimlik tespitlerinin ardından duruşmada savunmalar alınmaya başlandı. Savunmasına başlayan Köseler şöyle konuştu:

"Hakkımdaki iddianameyi 119 gün sonra okudum. Belediye Başkanı olduktan sonra kimseye ön yargılı yaklaşmadım. Müdürleri 4-5 ay izledim. Yaptıkları çalışmaları izledim görev değişikliğini öyle yaptım.

Beykoz'da siyasi görüşü en sağdan en sola herkesin belediye başkanı olarak görev yaptım.

Seçim çalışmalarında Metin Ülgey şoförlük yapan bir arkadaşımızdı. Veli Gümüş ise seçim çalışmalarında bize yardımcı olan yol yürüdüğümüz bir arkadaşımızdı. Bu seçimde inanan sayısı çok azdı. Fark çok büyüktü. Böyle bir süreçten geçtik.

Burada şunu söylemek istiyorum. İfadelerde bir yönlendirme söz konusudur. Bu şekilde yönlendirmeler doğru değildir. İftira ifadesinde 'Ben bu şahıslarla aynı ortamda hiç bulunmadım' diyor. Bu ifadesi kesinlikle doğru değildir. Kendini gizleme çabası içindedir.

"İftira at izi kalsın"
Örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen Veli Gümüş’ün özel kalem müdürü olması için benden ricacı oldular. Genç bir arkadaş kazandıralım dediler. Müdür oldu. Diğer örgüt yöneticisi özel kalem personeli Metin Ülgey, Ataşehir Belediyesi'nde hiç görev yapmadı. İhale firmalarıyla nasıl tanıştık olabilirler. İhale süreçlerine etkim yok. Hakikaten yok. İşleyiş bellidir. İftira at izi kalsın gibi bir durum söz konusudur.

"Bu iddianameyi yazanın hiç mi vicdanı yok"
İddianameye göre ifade veren kişinin ihalelerin 90 derecelik kısmında yetkisi varken diğer 90 derecelik kısımdan sorumlu nasıl olmuyor. Burada başka bir niyet görüyoruz. Bu iddianameyi yazanın hiç mi vicdanı yok."

"Başka bir niyet var burada"
Eski Beykoz Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdür Vekili Yıldız Güneş'in ifadelerine yanıt veren Köseler şöyle dedi:

"İddianamedeki firmaların hepsi eski. Yıldız Güneş’in ifadesi tamamen asılsız, akılsız ve iftira ürünüdür. Tamamen üst akıl tarafından yönlendirilmiştir. Harcama yetkilisi Yıldız Güneş’in ve bu harcamalarda 38 imzası var. Başka bir niyet var burada. 38 imza atıyorsun ama hiçbir şeye bakmıyorsun. İhale yetkilisinin görevleri bellidir."

"12 metrekarade yaşıyoruz"
Gözaltı ve tutukluluk süreçleri hakkında konuşan Köseler şu ifadeleri kullandı:

"Gözaltına alınmamız dahil. 189 gün tutuklu kaldım. 12 metrekarade yaşıyoruz. Vatan Emniyet'teki durumu anlatamam bile. Sağlıklı bir insanın oksijen olmadığı için yaşayabilmesi mümkün değil. Vali gezmeye geldiğinde iyi yerleri gösteriyorlar ona herhalde."

"Benim dışarıda değil de içeride olmamdan kim, kimler ve hangi firmalar yararlandı"
Tutukluluğunun bir amaca hizmet ettiğini belirten Köseler, şöyle dedi:

"Benim dışarıda değil de içeride olmamdan kim, kimler ve hangi firmalar yararlandı. Asıl sorulması gereken soru bu. Buradan sesleniyorum. Dosyası yapılmayan hiçbir geriye dönük ödeme yapılmayacak.

"Bugün burada bulunuyorsam cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğundan"
Köseler, sözlerini şöyle noktaladı:

"Belediyeyi çok büyük borçlarla aldık. Seçim çalışmasında beraber çalıştığım arkadaşlarla Beykoz halkına hizmet etmek için görevlendirildim. Dersime çalışarak geldim. İhale alan şirketlerin adresleri aynı yerde bunlar görülmedi mi araştırılmadı mı? Ben iddianameyi okurken bunları gördüm. Bugün burada bulunuyorsam cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğundan."

Gümüş: Alelacele ifadelerle olmayan bir suçun oluşmayacağı ortadadır
Duruşma, Beykoz Belediyesi Özel Kalem Müdürü Veli Gümüş'ün savunmalarıyla devam etti. Gümüş şu ifadeleri kullandı:

"Ben yaklaşık 3 ay süre görev yaptım. Bu süre içerisinde bırakın ihalelere müdahil olmayı müdürlerin hangi ihaleye girdikleri yönünde bir yönlendirmem olması mümkün değildir. Tüm olaylar 'duyum, söylem' gibi iftiralarla şahsıma karşı kullanılmıştır. Alelacele ifadelerle olmayan bir suçun oluşmayacağı ortadadır.

İBB soruşturmalarında tutuklanan Murat Ongun ve Murat Kapki, sürekli belediyeye gelerek onların istediği şirketlere ihale yapılması gerektiğini söyleyerek Başkan Köseler'e baskı yapıyordu. Başkan buna izin vermedi.

Belediye içerisinde İBB'cilerin yaptığı bir baskı iklimi vardı. Ekrem İmamoğlu ve ekibinin kumpasının içinde buldum kendimi. Başkan Köseler'in görevden aldığı Fidan Gül isimli kişi yeninden baskı ile göreve getirildi. İçeride onlara karşı direnmeye çalıştık. Buradaki durum budur aslında.

Gümüş'ün beyanlarının ardından avukatı söz aldı. Gümüş'ün avukatı şu ifadeleri kullandı:

"İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı dün bir açıklama yaptı. 'Sadece tanık beyanları olan bir dosya varsa söyleyin, oradaki kişileri hemen tahliye ettireceğim' dedi. Burada tam olarak böyle bir durum varken nasıl oluyor da tahliye kararı verilmiyor."

Gümüş'ün avukatının sorusunun ardından duruşmaya 14.15'e kadar ara verildi.

Ülgey: Zorla bana iş yaptırıldığı tamamen iftiradır
Duruşmaya Özel Kalem personeli Metin Ülgey'in savunmasıyla devam edildi. Ülgey şu beyanlarda bulundu:

"Benim suçlamalarla hiçbir ilgim yoktur. Benim durumum bellidir. Bir örgüte üye olduğum, zorla bana iş yaptırıldığı tamamen iftiradır."

Tozanlı: Başkanımızın ihaleler üzerinde bir baskısı yoktu
İşletme İştirakler Müdürü Gülten Tozanlı, Köseler hakkında şu ifadeleri kullandı:

"İhalelerde ne Metin Bey'in, ne Veli Bey'in ne de Başkanımızın ihaleler üzerinde bir baskısı yoktu. Ben böyle bir durumla karşılaşmadım ki ben bu görevi Ekim ayından itibaren 3 aylığına yaptım. Bizim 24 saat açık işletmelerimiz var. Buralar için ihalelere giriliyor ve benim buradaki ihtiyaçları gecikmesiz sağlamam gerekiyor. Burada ihtiyaçlar yönünde temin ediyoruz."

Güneş: Alaattin Başkan sürekli sizi azarlar ve mobing yapar
Duruşmada savunma yapan Eski Beykoz Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdür Vekili Yıldız Güneş, Köseler hakkında şu ifadeleri kullandı:

"Başkan Köseler bana saha araştırması yapmamaı söylüyordu. Çok büyük bir bası içerisindeydik Sürekli bir mobbing ortamı vardı. Alaattin Başkan'ın böyle bir huyu vardır. Sürekli sizi azarlar ve mobing yapar. Bu baskılar altında çalışmaya çalışıyorduk. Beni sadece imzacı olarak kullandılar. Bilmediğim şeylere imza attırdılar. Atmak istemediğimde mobing uyguluyorlardı. Alaattin Başkan ona verdiğim bir şirket teklifini önümde yırtıp attı."

Güneş'in ifadelerinin ardından duruşmaya 3 Eylül saat 08.30'a kadar ara verildi. 

Beykoz Belediyesi davası 2. gün | Başkan Yardımcısı Gül: Belediye fazla çalışanlarla dolduruldu, Kalem Müdürü'nün akrabaları işe alındı

Tutuklanarak görevden uzaklaştırılan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in de aralarında bulunduğu "ihaleye fesat karıştırma" ile "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım" suçlarından 26 sanığın yargılandığı davada, Belediye Başkan Yardımcısı Fidan Gül, savunmasında belediyenin fazla çalışanlarla doldurulduğu yönünde tespitlerinin olduğunu, Özel Kalem Müdürü Veli Gümüş'ün akrabalarını işe aldığını belirlediklerini iddia etti. Duruşmaya yarın sabah 09.30'da devam edilecek.

Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra avukatları katıldı. Tutuklu sanık Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Fidan Gül savunmasında, 2024'ün Mayıs ayında Alaattin Köseler'in daveti üzerine uzun yıllardır farklı müdürlükler yaptığı Beylikdüzü Belediyesinden ayrılarak Beykoz Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevine başladığını söyledi.

"Atandıktan bir gün sonra görevden alındım"

Gül, göreve başladıktan bir gün sonra belediye başkanı tarafından nedenini bilmeden görevine son verildiğini belirterek, savunmasında şunları anlattı:

"Görevden alındıktan sonra 14 Haziran'a kadar atıl durumda bekletildim. Bu süre zarfında görev verilmedi. 14 Haziran'da Sosyal Hizmetler Müdürlüğü verildi. Bu göreve haziran sonu gibi başladım. Temmuz ayında başkan yardımcısı olarak göreve atandım. Ancak hiç bir iştirak ve müdürlük bana bağlanmadı. Sadece benim müdür olarak görev yaptığım Sosyal İşler Müdürlüğü boştaydı. Bu nedenle hem müdürlük hem de başkanlık yaptım. Müdürlüğü aldığımda yaptığım kontrollerde alımlar için ihale yapacak bütçemizin olmadığını gördüm. Bütçe talebinde bulunmak istedim ama başkanın ek bütçe için uygun olmadığını ve benimle görüşmeyeceği söylendi. Bende eylülde belediye meclisine ek bütçe talebinde bulundum. Eylül ayının sonunda İBB Meclisinden onay alınarak ek bütçe bize verildi. Bu süre zarfında müdürlüğe herhangi bir alım yapılmadı. 30 Eylül'de müdürlükten alındım, yerime başka bir kişi müdür olarak atandı."

Başkan yardımcılığı görevine devam ettiğini anlatan Gül, sonrasında bilgi işlem, veterinerlik, sağlık ve dış ilişkiler müdürlükleri gibi 5 müdürlüğün kendisine bağlandığını, görevini de layıkıyla yaptığını savundu.

Gül, başkan yardımcısı olarak göreve başladıktan bir gün sonra görevden alınmasının kariyeri için kötü bir durum olduğunu ve kendisini kötü olarak etkilediğini söyleyerek, diğer sanıklarla bir yakınlığının olmadığını, örgüt kavramı içerisinde de kesinlikle yer almadığını öne sürdü.

"Gümüş'ün ailesinden ve akrabalarından işe alımların yapıldığını gördük"

Bazı alımların doğrudan, pazarlık usulü ve bazılarının da açık ihale şeklinde yapıldığından bahseden Gül, "Doğrudan alım yapamadık, pazarlık usulü alımlar yapmak zorunda kaldık bütçemiz olmadığı için. Sözü geçen 80-90'a yakın dosya bulunmakta, bu dosyalardan sadece 5'inde imzam bulunmaktadır. Destek Hizmetler ve İşletme Hizmetlerde alınan ürünlerde sorumlu başkan yardımcısı ben değilim" diye konuştu.

Gül, savunmasının devamında şunları söyledi:

"İnsan Kaynakları Müdürlüğü bana bağlandıktan sonra belediye içerisinde belli yerlerin fazla çalışanla doldurulduğu yönünde tespitlerimiz oldu. Veli Gümüş'ün ailesinden ve akrabalarından işe alımların yapıldığını gördük. Kültür Müdürlüğü bünyesinde kurslarda çalışacak kişilerin PDR mezun olması gerekirken Veli Bey, psikolog mezunu kendi akrabasını işe almış. 3 aylık değerlendirme kısmında gerekli desteği ve açıklamayı yapamadığını gördük. Akrabalarının işe alındığını tespit ettikten sonra çıkışlarını yaptığım için Veli Bey'in ayağına basmış oldum." 

Mahkeme başkanının, Veli Gümüş'ün akrabalarını işe alması dışında başka bir usulsüzlüğünü görüp görmediğini sorması üzerine Gül, "hayır" cevabını verdi.

Gül, Alaattin Köseler ile herhangi bir husumetinin bulunmadığını, aralarının mesafeli olmasının sebebinin kendisinin başkan yardımcısı olmasının ardından bir gün sonra görevden alınması olduğunu söyledi.

Dindar: 2 ihaleden milyona yakın alacağımız var

Tutuklu sanık Havva Dindar ise, "Uzun yıllardır Beykoz Belediyesinde çalışıyorum. Anahtar teslim işlerinde çalışıyordum. Eski dönemde bakım işlerine de bakıyorduk. Bilgi sistemi erişimine iznim yoktu. Görevlerimiz mail üzerinden, whatsapp üzerinden geliyordu. Gün içinde yapılan işlemleri fotoğraflandırıp, video yapıp atıyorduk; 15-20 kalem olarak geliyordu. Açık hesap olarak çalışıyorduk sonra doğrudan temin olarak ödeme yapılıyordu. Bu işler genelde acil işler oluyordu su patlağı gibi. Bu işler genelde gece oluyordu. Bu hizmetin karşılığı olarak doğrudan temin yapıldı. Hizmeti önceden verip sonradan evraklaştırıyorduk. İki tane pazarlık 3 doğrudan olarak ihalemiz var. Erdal bey bu işlerin önceden yapıldığını biliyordu. Seçim sürecinde çok yoğun çalışıyorduk. Sonra yeni yönetim geldim ne yapacağımızı bilemedik. Alaattin Köseler dahil yeni yönetimden kimseyi tanımıyorum. 1,5 ay sonra bize randevu verildi bu sürede işlerimizi yapmaya devam ettik. Randevu zamanı eşimle beraber Alaattin Bey'e gittik; 'Alacaklarımız var, nasıl yol izleriz' dedik. Bize 'Şimdi çalışın 3 gün sonra dönüş olacak' dedi ama dönüş olmadı. 3 gün sonra baca yangını oldu. İtfaiye müdahale etmişti gittiğimizde Alaattin Bey de oradaydı. Alaattin bey bize 'Siz şimdi işinizi yapın ödemeniz bende' dedi. Biz de alçıpan işlerimizi yaptık ama bir ödeme alamadık. Yapılan teminler yetersiz kaldı. Alaattin Beyle görüşmeye gittik bizi Duran bey’e yönlendirdi. Duran Bey’e durumu anlattık. Bize 'Sizi çok iyi anlıyorum. Bu işlerin sonu sıkıntılı olabilir Yıldız Hanıma gidin dosyanızı yaptırın' dedi. Yıldız Hanıma gittik listeleri verdik. Bize 'Başkan beyle görüşmem lazım geri gelmedi' dedi. Uzun süre gelmeyince aradık. Bize 'Başkan beyle görüştüm şu an yemeğe indim' dedi. Yıldız Hanım bilmediğini söylüyor ama işlerin sonradan teminle yapıldığını biliyor. 25-26 bin alacağımız var. Faturalanmış olarak içeriden 2 ihaleden yaklaşık 2 milyona yakın alacağımız var" dedi.

Dindar sözlerinin devamında, "Erdal bey bizi aradı 'Listenizi alın gelin' dedi. Yanına gittiğimizde Furkan Bey de odadaydı. Furkan beyin talimatıyla 'Dosyanızda eksik olmasın en azından bu giderleri gidermiş olalım' dedi. Furkan Bey ile whatsapp üzerinden görüştüğümüz kişi. Dosyalarımızı Furkan Bey'e attık görüşmelerimiz de onunla ilgili. Tamer Bey çok fazla alacağımızı biliyordu. Teklif verdi onunla da olan konuşmalarımız bu duruma ait. Dokuzuncu ayda çok iş bile yapmadık Sekizinci ayın sonuna kadar iş yaptık. Bizim aldığımız tüm işler açık işlem üzerinden yapıldı. Örgütten ayrılmışız dosyada ama hala devleti zarar uğrattığımız yazıyor bu durum aklımızın ucundan geçmedi. 25 milyona ait alacağımız geçmiş döneme ait borçlar. Eski dönemin borcu karşılanmadı" dedi.

Çapraz: Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum

Tutuklu sanık Tamer Çapraz ise, "Hakan Dindar’ı daha önceden ortak olduğum firmada tekniker olarak çalıştırıyordum. Yaklaşık 20 yıldır tanıyorum. Otel işleri yapıyoruz ve firmamız Türkiye’de ağırlıklı olarak ihracat olarak çalışıyor. Beykoz Kahvecisi’nde Havva ve Hakan Dindar danışman olarak çalışmak istediğini söylediler. Benim de müdahil olmam işin bir kısmını ortak yapmamızla sonuçlandı. Beykoz Kahvecisi dışında bir işte beraber olmadık. Kendileri ödeme zorlukları çektiklerini ve bir türlü ödeme alamadıklarını dile getirdi. Whatsapp gruplarında konuşuldu. Polis baskınıyla neyle suçlandığımızı bilmeden gözaltına alındık. 'İhaleye fesat karıştırma' suçlamasıyla karşılaştım. Kendimi korumak amacıyla ilk ifademi verdim. Dosya içinde yazılmış olan başka şeyler de var bunlar konuşuldu. 'Hiçbir şekilde kesinlikle eski işlerle ilgili ödeme yapmayacağım' demesi garip geldi. 90 gün bekledik o yüzden bu kadar konuşuyorum. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. İki ihalenin doğrudan ve açık pazarlık usulü dediğimiz olayın ihale olmadığını düşünüyorum çünkü önceden yapılmış bitmiş. Ben 35 yıldır mühendisim." dedi.

Unutur: O konu belediyede çalışanların tasarrufudur

Tutuksuz sanık Volkan Unutur, "Beykoz Belediyesi bizim müşterimizdir. Belediyeye sözleşmesi yapılmamış, faturası kesilmemiş hiçbir ürünü teslim etmedik" dedi. Avukatın belediyeye ürün tesliminde 10 tonluk malın 3 tonluk araçla nasıl taşındığını sorması üzerine tutuksuz sanık Unutur, "Ön muhasebede çalışan arkadaş 3 tonluk aracın plakasını belediyeye kaydetmiş. Biz aracı daha sonra sattık, ama belediyeye teslimlerde satılan aracın plakası kullanılmış. Bizde hiç değiştirmemişiz. 10 ton taşıyacak bir aracımız zaten yoktu. Ürünleri tedarikçiye taşıtıyorduk" dedi. Avukatın kayısı ihalesindeki fiyat farkını sorması üzerine Unutur, "Ürünlere iki farklı fiyat vermemiz birinin yaş kayısı, diğerinin kuru kayısı olması sebebiyledir. O yüzden fiyat farkı çıkıyordu. Yağ konusunda doğrudan teminlerde şartname istenmez. Teknik teminde ise şartname istenir. İçerik veya marka istenir. Neden ihaleler bölünüyor konusunda bir bilgim yok. O konu belediyede çalışanların tasarrufudur. İki tane farklı peynir ihalesi yapılmış. Bu ikisinin aynı araçta taşınması mümkün değildir" dedi.

Karaarslan: Besi Kaya’yı tanıma sebebim amcamla olan ticaretidir

Tutuklu inşaat firması yetkilisi Yusuf Karaarslan ise savunmasında, "Besi Kaya’yı tanıma sebebim amcamla olan ticaretidir. Belediyeye doğrudan temin ihalelerin hiçbirini ben yapmadım. Kaşem ve imzam kopyalanarak mailler atılmış ve belgeler elle imzalanıp teslim edilmiş. Bu konuda şüphelendiğim bir kişi vardır. Oda Besi Kaya’dır. Teklifleri ben vermedim” dedi. Bu iddia üzerinde salonda bulunan tutuksuz sanık Besi Kaya, savunmaya itiraz etti.

Duruşmaya yarın sabah devam edilecek

Mahkeme heyeti, duruşmayı 4 Eylül'de sabah 08.30’da başlamak üzere erteledi.

Kaynak : istanbulgercegi.com-Ajanslar

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları