Uğur Mumcu iddiası ortada kaldı

Uğur Mumcu’nun “Duran Hoca” kod adlı MİT görevlisi tarafından öldürüldüğü iddiası ortada kaldı

Ergenekon davasından tutuklu yazar Ergün Poyraz’ın, İplikçi-Kirli İlişkiler Yumağı adlı kitabında ileri sürdüğü, Uğur Mumcu’nun “Duran Hoca” kod adlı Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından öldürüldüğü iddiası ortada kaldı. Konuyla ilgili olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanlığı, bu konuda soruşturma açılmadığını belirterek yetki ve sorumluluğun savcılara ait olduğunu belirtti. Bakanlık, yargı bağımsızlığı ilkesini hatırlatarak, yargı yetkisinin kullanılması için müdahalede bulunulamayacağını belirtti.

Ergün Poyraz kitabında, iddiasını dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Ülkü Coşkun’a dayandırmıştı. Kitapta, 27 ve 29 Ocak 1993 tarihli Kriminal Polis Laboratuarı Daire Başkanlığı’nın raporuna dayanılarak verilen MİT Ekspertiz raporunda yer alan, “Bu eylemin, failin ilk işi olmadığı kesin gibidir ve imzasının, benzeri diğer bombalı eylemlerde de aranmasında zaruret vardır. Bu türdeki eylemlerin mukayeseli bir teknik araştırma ile ayrıntılı olarak ele alınmasında fayda mütalaa edilmektedir” ifadelerine yer verildi. Poyraz kitabında ayrıca, “MİT’in raporunda da belirtildiği ve basında da yer aldığı gibi bu iş tam bir usta işiydi. Devletin yetkililerinin de bildiği üzere bu tür bombalı eylemler konusunda Amerika’da eğitim gören Duran Hoca’nın bu işte imzası vardı” iddiasını savundu. İddiaları Meclis gündemine taşıyan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, iddiaların Başbakanlık tarafından yanıtlanması için soru önergesi verdi. Tezcan şu soruları yöneltti:

“Bu iddialar konuyla ilgili herhangi bir işlem yapılmış ve herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmadıysa sebebi nedir? Milli İstihbarat Teşkilatı’nda “Duran Hoca” kod adı veya lakabıyla tanınan biri görev yapmış mıdır? Bu kişinin teşkilatla hala bağlantısı bulunmakta mıdır? Böyle önemli bir iddia karşısında Milli İstihbarat Teşkilatı neden şu ana kadar sessiz kalmış ve konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmamıştır?

İddiaya dayanak olarak gösterilen dönemin DGM savcısı Ülkü Coşkun’a atfen başka kaynaklardan da benzer iddialar bulunmaktadır. Örneğin, Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu, 14 Kasım 1994 tarihinde Adalet Bakanlığı’na yaptığı yazılı başvuruda, soruşturmayı yürüten ilk savcı Ülkü Coşkun’un, ifadesini alırken kendisine; “Bu olayı devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse bu iş çözülür…” şeklinde açıklamalarda bulunduğunu belirtmektedir. Uğur Mumcu soruşturmasındaki ihmaller de dikkate alındığında yazar Ergün Poyraz’ın son iddiasının cinayetin aydınlatılması için somut bir ipucu oluşturacağını düşünüyor musunuz?

Darbelerle, devlet içindeki çeteleşmeler ve suç örgütleriyle mücadele iddiasında olan hükümetiniz, Uğur Mumcu cinayeti başta olmak üzere, gazeteci, yazar ve aydınlarımıza yönelik faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması konusunda hangi somut adımları atmıştır ve hangi sonuçlar alınmıştır?”

Uğur mumcu söz konusu olunca bağımsız yargı akla geldi

TBMM Başkanlığının yanıtlanması istemiyle MİT’in de bağlı bulunduğu Başbakanlığa sevkettiği soru önergesi, Başbakanlık tarafından Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Adalet Bakanlığı tarafından verilen yanıtta ise, savcıların görev ve yetki ve sorumlulukları sıralandıktan sonra şöyle dendi:

“Belirtilen hükümler çerçevesinde, işlenen suç sebebiyle başlatılacak soruşturma sonucuna göre kamu davası açıp açmama hususunda tüm yetki ve sorumluluk Cumhuriyet savcılarına ait olup, kamu davası açılması halinde yargılama yapma yetkisi, Anayasa’nın 9. Ve 138. Maddelerinde yer alan yetki ve teminata dayalı olarak bağımsız mahkemelere aittir. Bu çerçevede Bakanlığımız veya herhangi bir organ, makam ya da merci tarafından yargı yetkisinin kullanımına müdahalede bulunulması söz konusu değildir.”

Açılmış soruşturma yok

Adalet Bakanlığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan verilen yanıtı da ekleyerek, Uğur Mumcu’nun MİT görevlisi tarafından öldürüldüğü iddiası konusunda açılan soruşturma olmadığını bildirdi. Konu edilen cinayetle ilgili olarak haklarında kamu davası açılan 9 sanığın beraat ettiği, 9 sanığın çeşitli sürelerle, bir sanığın da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırıldıkları ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği hatırlatıldı.

“MİT mi öldürdü?” sorusu yanıtsız kaldı

Başbakanlık, soru önergesini yanıtlanması için iddianın muhatabı olan MİT yerine Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Böylelikle Milli İstihbarat Teşkilatı konunun dışında tutulmaya çalışıldı. Ancak Bülent Tezcan’ın, MİT’te Duran Hoca kod adlı bir görevli olup olmadığı, teşkilatla hala bağlantısının bulunup bulunmadığı ve bu konuda MİT’in iç soruşturma başlatıp başlatmadığı gibi soruları yanıtsız kaldı.

Cengiz Aldemir / Sözcü